Benim Dünyam ' Filminin Konusu : 8 yaşına kadar hayatla ilgili hiçbir şey bilmeden yaşayan Ela ile aynı durumdaki ablasını trajik bir biçimde yitirdikten sonra hayatını engellilere adayan Mahir Hoca'nın yollarının kesişmesiyle siyahtan beyaza giden bu yolculuğunda sadece bir kelimeye yer yoktur: İmkansız. Film, Mahir Hoca'nın karanlığın içindeki Ela'nın elinden tutarak onu üniversite sıralarına kadar taşıyışını ve Ela'nın umut ve vefa hikayesini anlatıyor. Benim Dünyam; sadece karanlığı görebilenlere, karanlığın anlamını baştan yazdıranların hikayesidir. Benim Dünyam filminin, 2005 Hindistan yapımı Black filminin yeniden çekimi olduğu, filmin yapımcıları tarafından doğrulandı.
Unutursam Fisilda(2014)(7,5-6454)
Sadece Sen(2014)(7,4-3129)
Ask Tesadüfleri Sever(2011)(7,3-15470)
Bi Küçük Eylül Meselesi(2014)(7,2-9524)
Ask-i Memnu(2008)(7,2-9057)
Senden Bana Kalan(2015)(6,7-1826)
Su ve Ates(2013)(6,3-3412)
Güz Sancisi(2009)(6,2-2096)
Intikam(2013)(5,6-1304)
Fatmagül'ün Suçu Ne?(2010)(5,5-4774)
Evim Sensin(2012)(5,0-4729)
Gecenin Kanatlari(2009)(4,8-1419)
sözlükte, arabesk bir şarkı olduğunu yazan cahiller topluluğu tarafından değeri düşürülen muazzam eser. bilmiyorsanız susun be kardeşim. şu adamı arabeskçi yaptınız el birliğiyle. adamın dilinde tüy bitti 40 senedir ben arabesk yapmıyorum, benim müziğimi böyle yetersiz tanımlar açıklayamaz, ben adriyatikten çin seddine kadar olan havzadaki tüm dünya müziklerinden yararlanıyorum diye. sadece 4-5 şarkısını dinleyip arabeskçi yaptınız adamı. bazı hödüklerce arabesk şarkısı olarak nitelendirilen bu eser yunan ve hint müziği motifleri barındıran keman geçişleri ve gencebayın kendine has tezene tekniği ile icra ettiği serbest bağlama solosu dışında tamamen türk müziği kurallarına bağlı kalınarak bestelenmiş muhayyer kürdi bir eserdir.gencebay müziğinin doruklarından olan eserde bol bol makam arızası vardır. arızalar tıpkı yararlı bakteriler gibi bu eserin büyüsünü yıllardır koruyor ve korumaya da devam edecekler. eser muhayyer kürdî. ilk arıza hemen ilk saniyelerde çıkıyor karşımıza. elektro bağlama soloda. o elektro bağlama hicaz makamı olarak iniyor aşağı doğru, çıkarken kürdi çıkıyor. yani bir başka deyişle; kürdi olarak inerken hicaz perdesini alıyor ( bu yüzden belki tamamen hicaz denebilir ) ancak çıkarken hicaz perdesini almadan devreyi kürdi olarak tamamlıyor. sonra ki giren yaylıların hemen hemen ilk bir kaç notasından birinde de, kürdi dışı bir arıza daha var. sol karar çalanlar için, do'nun iki perde aşasındaki yine do bünyesinde olan bir ses. işte eserin yüzüne nur üfleyen arızalar bunlardır.velhasıl kelam arabesk denip kenara atılacak değil, dinleyenin müzikal ufkunu açan eşsiz, mükemmel bir bestedir.http://www.youtube.com/watch?v=mgwiwjhepam
(uctunctashasbahceningulu - 8 Şubat 2012 16:33)
sarki ilk olarak dinlenmeye baslandiginda mumkunse sigara paketleri ortadan kaldirilmali, tuvalet ispirtosu dahil her nevi alkol derhal klozete dokulup sifon itina ile cekilmelidir. aksi takdirde bunyeyi fazlasi ile yorar bu sarki.
(satine - 8 Haziran 2003 02:19)
black filminden tipatip kopyalanmis bir film. bi kere de ozgun bi sey yapin be.
(surekliyorguninsan - 5 Eylül 2013 20:26)
black filmini izlememiş olanların "kopyası olmuş" diyenlere "uyarlama o kopya değil" diye kızdığı film. kitapları bıraktık şimdi de yabancı filmleri uyarlamaya başladık. kitaptan diziye ya da filme uyarlamayı, filmden diziye ya da diziden diziye uyarlamayı anlayabilirim ama filmden filme uyarlamaya, üstelik kostümleriyle, mekanlarıyla, karakterleriyle, çekim açılarıyla bile aynı işi yapmaya neden ihtiyaç duyulur, işte onu anlayamam. bu filmi orijinaline altyazı ekleyerek tüm dünyaya izletebilirlerdi zaten. black filmini izlemek, kör sağır ve dilsiz bir insanın hayatta sağladığı başarı hikayesine şahit olmak isteyenler için internette bu film zaten mevcut. televizyonda dublajlı haline rastlamadım; ama yapılamayacak şey değil. para için bunca işe kalkışmak yerine, türkçe dublaj yapıp televizyonda yayınlatmak daha mantıklı olmaz mıydı? zaten özgün konulu filmlerin sayısı gittikçe azalıyor, şimdi bir de aynı filmleri başka ülkelere defalarca "remake" etmekle elimize ne geçecek? sinema ve televizyon sektörünün gittiği yol, gerçekten yol değil. bu uyarlama çılgınlığına "dur" demediğimiz müddetçe, birbirinin kopyası işler, bin kere izlediğimiz hikayeler, klasikleşmiş karakterler seyretmeye mahkumuz. ne güzel, elinde parası olanlar, senaryoya ihtiyaç duymadan oradan buradan esinlendiği(!) ya da uyarladığı(!) senaryolarla film çeksin, sektör birkaç adamın parmağında dönsün, yeni insanlar, yeni kalemler, özgün işler hiç göremeyelim. bu sadece bir başlangıç. eğer bu film sinemada büyük bir gişe başarısı elde ederse -ki bence eder-, hollywood'da ve bollywood'da başarı elde etmiş tüm filmlerin yavaş yavaş taklit edilmesine(!) hazır olalım.bunu yapanlardan çok, yapılmasına izin ve prim veren seyirci konumundaki insanlara üzülüyorum. yazık.
(talihsizlik imparatorlugunun padisahi - 6 Eylül 2013 16:36)
özgün olmayan bir filme özgün eleştiri yapın diyenleri ortaya çıkartmıştır. ulan uyarlamanın bile bir ahlakı vardır. copy paste yapmanın neresi uyarlama lan? o beren denen kız ben oyuncuyum falan demesin abi... hadi senaryo uyarlama diyelim... peki oyuncunun yaratıcılığına ne oldu? oyuncularda mı uyarlama? black filmini zaten alt yazılı izledim ben, şimdide türkçe dublaj izleyeceğiz demek ki...yazıklar olsun bu ülke topraklarına be. reklamlarımız, müzik kliplerimiz, kitap kapaklarımız... hepsi mi uyarlama olur lan? yazıklar olsun!
(babalik - 6 Eylül 2013 16:52)
black filmini hiç izlemeden fotoğraflarına bile bakılsa, düpedüz kopya olduğu anlaşılan film.uğur yücel'in çalıntıyı bırak, uyarlama senaryolar kulvarında bile ne aradığını düşünüyorum. bu insanlar sanatçı insanlar. yaratıcılık bu kadar mı zor? özgün bir şey ortaya koymak, iş yapmasa da tamamen sana ait, bize ait bir şey ortaya koymak bu kadar mı zor? hal böyle olunca bu filmin de sadece ticari amaçlı yapılan gişe işi olmasından başka bir şey düşünemiyoruz. uğur yücel ismi de buna dahil oldu ya ne denir başka. ön yargıysa ön yargı. uyarlama lafını duydukça tüylerimiz diken diken olmaya başladı artık.türk sinemasında hep bir dönem olmuş ya. bu dönem de sinemaya uyarlama senaryoların, kopya filmlerin çekildiği dönem olarak tarihe geçecek galiba. ne hoş.
(maricruz - 7 Eylül 2013 12:02)
bu filmi yapan oynayan çeken figüran hepsine söylüyorum.bakın bu filmi yapıyorsunuz ya yemin ederim utanıyorum hepinizden. dünya da tanınmış bir filmi alıp aynısını yapıyorsunuz ve hiç mi utanmıyorsunuz çekinmiyorsunuz insanlardan? arkadaş resmen sigortalarım attı şu fragmanı görünce.hızımı alamadım devam edeyim bari filmin adını siyah yapsaydınız da tam olsaydı.
(thisisengland - 7 Eylül 2013 18:46)
fragmanından anladığım kadarıyla beren saat görme engelli birini canlandırmamış. görme engelli birini* canlandıran oyuncuyu canlandırmış.black filmini izleyenler izlemese de olur. izlemeyenlerse beren saat'li versiyonu yerine orjinalini izlesinler derim. hikayeye kendinizi daha çok verebilirsiniz böylece.*
(denizinkumu - 16 Eylül 2013 20:52)
işitme ve görme engelli birinin hayatıyla ilgili film çekip, bu filmi işitme engellilerin izlemesi için tek yol olan altyazı koymamak, olsa olsa biz türklere has bir garabettir!http://www.beyazperde.com/…/filmler/haberler-57347/sözlükçülerden ve badilerimden ricam, twitter ve facebook hesaplarından bu konuyu yaysınlar! teyitli bilgi çünkülüm! :/
(zhang - 4 Ekim 2013 20:18)
beni okuyan da filmin yonetmeni sanacak. adamlarin avukati oldum bu salaklar yuzunden.ne gerek var diyor hala. bunun gereklilikle ne ilgisi var? butun dunyanin saygi duydugu, ve hatta eminim senin de bayilarak izledigin, basrolunde al pacino'nun oynadigi scarface'in aslinda 1932 yapimi bir howard hawks filmi oldugunu biliyor muydun? ben cevaplayayim: hayir. bu filmin degerini azaltti mi? hayir. neden azaltsin ki? herkesin farkli bir yorumu var. kaldi ki bu kulturlerarasi bir gecis filmi. bunu turkiye'ye uyarlamak kolay is mi saniyorsunuz anlamiyorum ki. bunun dili var, kostumu var, yenen icilen seyleri var, okulu, ibadethanesi var. hitap tarzi, etkilesimi, jesti mimigi her seyi farkli. resmen yepyeni bir film yapiyorsunuz. kolay is degil. ustelik ayni filmi uyarladiniz diye bir ton geri zekalidan "hirsiz" damgasi yiyeceginizi bilerek yapiyorsunuz bu isi. elestirmek ne kadar kolay. black'i izlemis ya, "aa taklit lan bu, hirsiz bunlar" diye atliyor. he taklit amk. senin gibi beyinsizler yuzunden hala recep ivedik oynuyor sinemalarda. gitsin aynisini getirsin filmin daha iyi. milyonlarca dolar para harcayip reklamini yapan, filmi her sinemaya dusen, bu sebeple de kendini yonetmen ilan eden grup belki bir seyler ogrenir. zeki demirkubuz ve diger bagimsiz yonetmenlerle bu gorgusuz, sinemadan ve hatta sanattan anlamayan ayilar arasindaki fark avrupa sinemasi ve hollywood gibi oldu desem, hollywood'a ayip etmis olurum. hic olmasa para orada karsiliginda bir sey veriyor. burada paranin kullanildigi tek yer reklam. bir sanat eserinin veya herhangi bir seyin degerli olmasi icin ozgun olmasi sart degil ki. o zaman git f. f. coppola'ya da hirsiz de. the godfather'in senaryosunu kitaptan araklamis. peter jackson da the lord of the rings'in senaryosunu kitaptan yurutmus. zaten her sey kitapta yaziyor. ne kadar kolay filmi yapmasi, di mi beyinsiz? neyse, konu bayagi dagildi. para vererek gidip izleyecegim bu filmi bu yavsaklara inat. adami deli edersiniz ya.
(bohr atom modeli - 20 Ekim 2013 15:34)
herkesin söylediği şeyleri tekrarlamak istememekle beraber çoğuna katılıyorum ama bi uğur yücel varki muhteşemdi.. sadece kendisine sormak isterim "neden beren saat?" bihter ziyagil olarak iyiydi kendisi ama görme ve işitme engelli birisini canlandırabilecek kadar yeteneğe sahip değil bence. daha çok zeka özürlü birisini canlandırmış.tekrar belirtmek isterim uğur yücel'i çok özlemişim
(kariyer hedefi olmayan rahat insan - 27 Ekim 2013 00:50)
buna iyi diyenlerin genelinin black'i izlememiş olduğunu bize gösteren film.izleseydiniz kesinlikle aynı yorumları yapmazdınız. diyaloglarından kostümlerine, aksesuarlarından kar tanelerine hatta baba rolündeki kişinin sakal bıyık tarzının bile kopya olduğu bir filmden bahsediyoruz. haklarını satın alıp almadığı beni zerre alakadar etmiyor. uyarlama mı yapacaksınız nasıl black, the miracle worker'den uyarlanırken öğretmen rolündeki karakterin bile cinsiyetinde değişikliğe gidiyor ve 'uyarlama' dediğimiz şeyin hakkını veriyorsa sen de buna benzer değişiklikler yapıp en azından orjinalini izleyenlere farklı şeyler sunacaksın. ama yaptığının adı 'hazıra konmak'tan başka hiç bir şey değil.ben sadece rani mukherjee ve amitabh bachchan hayranı olarak değil kendi ülkesinin film endüstrisinin geleceğini düşünen biri olarak yapıyorum bu eleştiriyi. oyunculuklara gelince; beren rani mukherjee'nin yanından geçemeyeceği gibi oldukça yapmacıktı. sadece çocuk oyuncuyu beğendim ama o da orjinalindeki ayesha kapoor'dan iyi değildi, olamazdı da zaten.size de tavsiyem black'i izlemeden oyunculuklar hakkında konuşmayın.
(sorunsuzum - 27 Ekim 2013 11:25)
black'teki oyunculuğu yakalayamayan film. şaşırmadım da zaten. black'i izlediyseniz gitmenize kesinlikle gerek yok. aç evde orijinalini izle.
(raiki08 - 27 Ekim 2013 11:33)
engellileri konu alan ama engelliler tarafindan izlenemeyen film. ne altyazı ne de sesli betimleme. işte bu yüzden asla gidilmemesi gereken film. gitmeyin, gidecek olanları da uyarın. benim güzel ülkemde her şey yarım yamalak aq...
(sphendon - 27 Ekim 2013 14:33)
valla güzel dümen tutturmuşsunuz haa, türkiye'de çok popüler olmayan bir filmi al diyaloglarından sahnelerine, dekorlarına kadar birebir kopyala olsun sana şahane gişe yapan türk filmi."uyarlama olur yani nedir yaniii:))" diyenler gerçekten çok komiksiniz lan. uyarlama mı bu dallama, uyarlama görmesek inanıcaz amk. bu film birebir kopyadır, uyarlama elbette yapabilirsin sinema tarihinde bir sürü başarılı örneği de vardır. zaten black filminin konusu da daha önce the miracle worker filminde işlendi, bu 3 filme bakın ve uyarlama ile birebir kopyalamanın farkını anlayın. scorsese bile uyarlama senaryoyla film yaptı hocam sorun o değil yani.o zaman bu mantıkla imdb 250'de sağ baştan başlayalım amk esaretin bedeli, godfather.. ama dur la siz şimdi türk halkını iyi çözmüşünüz bu halk dram seviyor agaa. hemen size örnek de vereyim, incendies tipi filmlere yüklenin, gayet ayarında dram ve türk uyarlaması hayvan gibi izlenir. hatta var ya itörnıl sanşayn'ı tekrar çekin bakın size yemin ediyorum bütün türk kızları bu filmi ezbere bilmelerine rağmen senenin en çok izlenen türk filmi olmazsa cümle alem götümü siksin.reha erdem, semih kaplanoğlu gibi değerli insanların filmleri sadece kıyıda köşede kalmış sinema salonlarında gösterime girip, her seans 3-5 kişi tarafından izlenirken bu kopya film bütün cinemaximum'larda gösteriliyor salonlar tıklım tıklım doluyor, filmi yapan beleşçi insanlar da milyonları cebe indiriyor, işte bu yüzden uğur yücel'in yaptığı beleşçiliktir, açgözlülüktür.ya neyse amk filmi çeken memnun, izleyici memnun sanırım bu durumda bana da yarrak yemek düşüyor, hadi hayırlı işler.
(aziz baykus - 29 Ekim 2013 05:58)
engellileri konu alan tüm filmlerde gördüğüm bazı klişeleri barındıran film. dört yılını zihinsel engelli öğrencilerle geçiren bir öğretmen olarak gerek hollywood gerek dünya sinemasında engellileri anlatan filmlerde hep aynı bakış açısına rastladığımı belirtmek istiyorum. nedense tüm bu filmlerde engelliler müthiş başarılar gösteriyor, mucizeler gerçekleştiriyor ve böylece hem çevresindekiler hem aileleri onların "değerini" anlıyor. engellilerin değerli olması, sevilmesi için olağanüstü başarılar göstermesi mi gerekiyor? bu çocukların çoğu hayatları boyunca konuşamayacak, yürüyemeyecek, daha pek çok şeyi yapamayacak. bu durum onların sevilemez olduklarını mı gösterir? bazı öğrencilerimin aileleri maalesef çocuklarının durumunu anlamaktan öylesine uzak ki. üstün başarılar beklentisiyle çocuklarının öncelikli ihtiyaçlarını görmezden gelen ailelerle karşılaşıyorum. istemsiz kasılmaları olan bir öğrencime "deli deli hareketler yapıyor hocam istese yapmaz" diyen bir anne çocuğuna daha fazla yüklenmesin diye uğraşıyorum. bu tür filmlerin yansıttığı bakış açısının da çok faydası olmuyor. benim güzel çocuklarım her haliyle sevginin en güzelini hak ediyor.black filmini izlediğimde gördüğüm bir itiraz noktam vardı. benim dünyam'da da bu durum aynen korunmuş. filmdeki eğitimcinin yönteminde eleştirilecek nokta çok fazla. engelli bir çocuğun bazı şeyleri öğrenmesi kolay olamaz. çocuk mutlaka zorlanacak düşüp kalkacak ama filmde anlatıldığı şekilde değil.
(slayerbuffy - 3 Kasım 2013 22:33)
o kadar ağlatmak üzerine kurulu ki, filmden kuru gözlerle çıkana biber gazıyla müdahale edileceğinden korktum.
(sakarkral - 11 Kasım 2013 13:37)
bu mukemmel eseri ebru gundes'in sahane yorumladigini dusunenler, sarkiyi ilk defa dinleyen kisilerdir buyuk oranlarda. sarkinin yapisi zaten ebru gundes'in sesine uygun olmamakla birlikte, orhan gencebay'dan daha guzel bu parcayi ancak orhan kencebay yorumlayabilir. yaylilari konusturtmustur yine baba. dokunmustur icimize ettirgen ettirgen.
(radioheadbanger - 5 Kasım 2005 22:19)
black filmini izleyenler daha fragmanı gördükleri anda küfrü basmışlardır ve değil sinemada evde dahi izlemek istemeyeceklerdir zaten. ancak birebir kopyalanmış bir film olduğunu bile bile sinemada izleyerek şu filme para kazandıracak olan herkes yerli sinemanın bu içler acısı halini fazlasıyla hak ediyor demektir; öyle saça böyle taraktır, öyle göte böyle... öhem.
(dirtydream - 30 Ekim 2013 11:52)
gayet güzel, oyunculukları kaliteli bir film.bazı ezik arkadaşlar zaten sanki bilmiyormuşuz gibi, her 2 entry'den birinderemake yahu, kopyala yapıştır yapmışlar, uyarlama değil çalıntı, biz zaten izlemiştikşeklinde yazıp durmuşlar.yahu black filmini bilen yoktu türkiye de, ben ki çok film izlerim ancak bu film sonrası haberdar oldum. ama tabi maksat biz enteliz, biz çok kültürlüyük biliyon mu, şeklinde bir ekşi sözlüğün klasik sidik yarıştırma mevzusuna döndüğü için herkeste bir "yauff bir rimeyk amma olsun napak" tadında hava var. öncelikle tüm bu uçup kaçan entelektüel sineklere siktir çekip filme geçiyorum.film kesinlikle güzel. roller süper olmuş, çekimler, oyunculuk kaliteli. eğer merak ediyorsanız sakın kaçırmayın, izleyin. popüler olana saldırarak popüler olma klişesi gereği pek çok kişi beren saate, uğur yücel'e veya filme kötü eleştiride bulunmuş olabilir ama hem film hem oyuncular çok güzel.illa eleştiri gerekiyorsa, ela'nın 40, hoca'nın 70li yaşlarda olduğu dönem gerçekten o yaşlarda gözükmüyorlardı. ama bu da önemsiz zaten.
(efrasiyab87 - 3 Temmuz 2014 18:38)
Yorum Kaynak Link : benim dünyam