Süre                : 1 Saat 42 dakika
Çıkış Tarihi     : 28 Ağustos 1951 Salı, Yapım Yılı : 1951
Türü                : Aksiyon,Drama,Savaş
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  RKO Radio Pictures
Yönetmen       : Nicholas Ray (IMDB)
Senarist          : James Edward Grant (IMDB)(ekşi),Kenneth Gamet (IMDB)(ekşi),Beirne Lay Jr. (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : John Wayne (IMDB)(ekşi), Robert Ryan (IMDB)(ekşi), Don Taylor (IMDB)(ekşi), Janis Carter (IMDB)(ekşi), Jay C. Flippen (IMDB)(ekşi), William Harrigan (IMDB)(ekşi), James Bell (IMDB)(ekşi), Barry Kelley (IMDB), Maurice Jara (IMDB), Adam Williams (IMDB), James Dobson (IMDB), Carleton Young (IMDB), Michael St. Angel (IMDB), Brett King (IMDB), Gordon Gebert (IMDB), Hal Bokar (IMDB), Barry Brooks (IMDB), Charles Brunner (IMDB), Richard Condon (IMDB), Ralph Cook (IMDB), Inez Cooper (IMDB), Chuck Courtney (IMDB), James Craven (IMDB), Victor Cutler (IMDB), Gail Davis (IMDB), Michael Devery (IMDB), Jayn Lee Dockstader (IMDB), Chris Drake (IMDB), Jane Easton (IMDB), Sam Edwards (IMDB), Frank Fiumara (IMDB), Shela Fritz (IMDB), Grady Galloway (IMDB), Fred Graham (IMDB), Chuck Hamilton (IMDB), Douglas Henderson (IMDB), James Hickman (IMDB), Frank Iwanaga (IMDB), Milton Kibbee (IMDB), Mona Knox (IMDB) >>devamı>>

Flying Leathernecks (~ Guadalkanal cehennemi) ' Filminin Konusu :
Flying Leathernecks is a movie starring John Wayne, Robert Ryan, and Don Taylor. Major Kirby leads The Wildcats squadron into the historic WWII battle of Guadalcanal.


  • "(bkz: der untergang)(bkz: letters from iwo jima)(bkz: flags of our fathers)(bkz: the pianist)(bkz: enemy at the gates)"
  • "(bkz: max manus)(bkz: defiance)(bkz: valkyrie)(bkz: die falscher)"
  • "(bkz: medal of honor allied assault)(bkz: battlefield 1942)(bkz: call of duty)hepsi film gibi..."
  • "en çok kaybı sscb verdiği halde savaşta sadece amerikalıların ve yahudilerin öldüğünü zannetmemizi sağlayan filmler."
  • "tarihi genelde taraf tutarak aydinlatan filmler. * kücüklükten beri izleniliyorsa insani psikopata baglayabilir. 3-4 sene önce moda olan ve tekrar patlama yapmasi beklenilen filmler."
  • "the pianist."
  • "das boot ağababalarıdır."
  • "nasıl yazılmamış hayret ama 1987 yapımı steven spielberg imzalı empire of the sun da bu klasmanın kült filmlerindendir."
  • "savas sirasinda veya sonrasinda bir sekilde 2. dunya savasi ile alakali olan filmler-jakob the liar, swing kids..aklima gelenler"
  • "(bkz: schindlerin listesi)(bkz: europa)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    tarihi genelde taraf tutarak aydinlatan filmler. * kücüklükten beri izleniliyorsa insani psikopata baglayabilir. 3-4 sene önce moda olan ve tekrar patlama yapmasi beklenilen filmler.


    (euphoria - 23 Kasım 2002 20:43)

  • comment image

    hakkında uzunca bir liste yapmanın şart olduğu filmler. bildiklerimi ve sevdiklerimi bir araya toplayayım da faydalansın yavrucaklar. hem zaten final haftası hastalanmışım, yapacak daha iyi işim mi var?

    not: mümkün mertebe holivuddan uzak durmaya çalışacağım. yani bu listede bir schindler'ın listesi, bir rüzgarla konuşanlar göremeyeceksiniz. hem kayda değer filmler değil çoğu, hem de onları eklersem liste uzar gider.

    ha bir de o ülke bu ülke diye kategorize etmeyeceğim. rastgele yazacağım yani. başlayalım o halde.

    -------------------işte sıralı tam liste-------------

    (bkz: der untergang) --- favori filmim. neyini methedeyim bilemiyorum; her yönüyle ayrı güzeldir.

    (bkz: stalingrad) ---- stalingrad cephesine bir de almanların gözünden bakmak gerek.

    (bkz: das boot) ---- uzun sürüyor, hatta çoğu zaman tek mekan filmi gibi geçiyor ama asla baymıyor.

    (bkz: unsere mütter unsere vater) --- bu 3 bölümlük bir mini-dizi. 5 arkadaşın gözünden ikinci dünya savaşı. çok güzel çok.

    (bkz: cross of iron) --- savaşa almanların gözünden bakan bir holivud filmi. ilginç olan şudur ki; filmdeki 1-2 alman dışında bütün almanlar neredeyse "tamamen" iyidir. izlenmeli. son sahnesi insanı kötü eder.

    (bkz: talvisota) ---- rus - fin savaşını yani "kış savaşı"nı anlatır. hala bile beğenip beğenmediğime karar veremedim, öyle de garip bir filmdir. ama izlemek gerek.

    (bkz: a zori zdes tikhie) ----- bir grup kadın rus askeri anlatan bir film. mükemmeldir.

    (bkz: ningen no joken) ----- 3 filmlik bir seri. bir japonun sırf hümanist olduğu için anasının ağlayışını anlatmakta. (çok dehşet tahlil yaparım. çok.)

    (bkz: solntse) --- japon imparatoru hirohito'nun savaş bitmeden önceki son zamanlarını anlatan film. normalde sevmem uzaklara bakmalı sanat filmlerini ama bu film gayet güzel. "yarı-tanrı hirohito da senin benim gibi insanmış lan şoktayım!" dedirtir insana. ha bunu dedikten sonra akıbetiniz ne olur bilemem.

    (bkz: voskhozhdeniye) ---- başlığa gir orada uzun uzun yazdık niye beğendiğimizi. efor sarfettirme bana lütfen. hastayım zaten.

    (bkz: ballada o soldate) ---- bunun da başlığına girebilirsin. orada da yazdık ettik.

    (bkz: triumph des willens) --- bunun ikinci dünya savaşı ile bir alakası yok. aslına bakarsan film bile değil. bir belgesel. ama hitler dönemi almanyasını merak edenler muhakkak izlemeli. hatta etmeyen de izlesin, belki merak etmeye başlar.

    (bkz: tora tora tora) ---- pearl harbour baskınını hem japonların, hem amerikanların gözünden inceleyen bir film.

    (bkz: letters from iwo jima) ---- holivud yapımı olmasına rağmen tarafsızlık oranı yüksektir. izlenebilir. konu ise malatya kalesinin battal gazi tarafından zaptedilmesidir. eheh şaka şaka. iwo jima muharebesini anlatır, filmin adından da belli olduğu üzere.

    (bkz: katyn) ---- rusların öldürdüğü polonyalılara dikkat çeken bir film, adından da belli olduğu gibi katyn katliamını anlatır. tek orospu çocuğu almanlar değil yani.

    (bkz: l'armee des ombres) --- bir fransız partizan örgütlenmesini konu alır. çok akıcıdır, nasıl bitti anlayamazsınız.

    (bkz: the thin red line) --- güzel bir savaş karşıtı film.

    (bkz: the bridge on river kwai) --- izlemeyen yoktur neredeyse.

    (bkz: the pianist) --- sevdiğim ender holokost filmlerinden.

    (bkz: la vita e bella) --- zaten sevdiğim diğer holokost filmi de bu. başka sevmem. bunu izlemeyeni de dövüyorlarmış.

    (bkz: brestkaya krepost) ---- brest kalesi savunmasını konu alıyor. rus sinemasının güzel örneklerinden biri.

    (bkz: boys from brazil) ---- josef mengele adlı psikopatın bir deneyini (!) anlatan ilginç film. her ne kadar ikinci dünya savaşı esnasında geçmese de, dolaylı olarak ikinci dünya savaşı filmidir.

    (bkz: letyat zhuravli) ---- ikinci dünya savaşı esnasında geçen bir aşk hikayesi. (sovyet sinemasına zaafım varsa ne yapabilirim)

    (bkz: all quiet on the western front) --- biliyorum birinci dünya savaşı filmi ama olsun. çok güzel lan.

    (bkz: die falscher) ---- hayatın sırrını verebilecek bir film değil ama çok ilginç bir konusu var ve son derece sürükleyici.

    (bkz: saving private ryan) --- sırf görsellik için izlenir. gerisini boşver.

    (bkz: paths of glory) ---- spoiler vermeden konuyu nasıl anlatabilirim diye düşündüm mamafih bulamadım. bu arada dalgınlığıma gelmişti, kartal25 sağolsun uyardı. film 1. dünya savaşı filmi.

    (bkz: obyknovennyy fashizm) ---- içselleştirilmiş faşizm üzerine güzel bir "belgesel".

    (bkz: roma, citta aperta) ---- roberto rossellini diyorum, neo-realizm diyorum, izle diyorum.

    (bkz: die blechtrommel) ---- bi bunun başrolünde oynayan çocuğu sevemedim, bi de idi i smotri'deki çocuğu. ama film güzel. (ayrıca idi i smotri'yi buraya yazmayacağım. sikseler yazmam. yazdıramazsınız!! arghh..kalbim..)

    (bkz: underground) --- bir sığınakta saklanan insanlara, savaş bitmesine rağmen savaşın hala sürdüğü söylenir. entrikalar, olaylar olaylar.

    (bkz: mephisto) --- ben bu kadar iyi bir isim seçimi daha görmedim bir filmde. gerçekten de ruhunu şeytana satan bir adam ve film boyunca yaşadığı iç çatışmalar anlatılıyor.

    (bkz: semnadtsat mgnoveniy vesny) ---- bu da rus yapımı kısa bir dizi, ama türkçe altyazısını bulmak namümkün. ingilizce altyazısı mevcut ama maalesef ingilizce bilmiyorum. bilen varsa izlesin; hayrına da çeviriversin. çünkü dizi hakkında çok güzel yorumlar var. izlemeyi çok istiyorum.

    (bkz: hell in the pacific) ---- çooook uzun zamanca önce cnbc-e'nin ustalara saygı kuşağında izlemiştim bu filmi. bir adaya düşen bir japon ve bir amerikan rütbeliyi konu alıyor (ikisi de generaldi yanılmıyorsam). mükemmel bir filmdir.

    (bkz: paisan) ----- yine neo-realizm, yine rossellini. yine bir şaheser.

    (bkz: ivanovo detstvo) --- hahahah azizim! tarkovsky hahahah, tam bir sanat eseri hahahah! (haha=entel gülüşü)

    bunu yazmazsam döverler diye düşündüm. izlediğimden veya sevdiğimden değil yani. yarım saat falan izlemeye çalışmış ve hiçbir şey anlayamamıştım. salak sanmıştım kendimi hatta. entelliğine güvenen izlesin. ben izlemem ama.

    (bkz: a bridge too far) ---- başlığa alalım sizi.

    (bkz: the longest day) ---- normandiya çıkarmasını konu alan bir film. tarafsızdır. rommel'i görmek bile insanı mutlu eder.

    (bkz: the eagle has landed) ---- güzel bir konu, ama kısmen piç edilmiş bir film maalesef. film, vinstın çörçil'i kaçırmak/öldürmek üzere ingiltereye giden bir grup alman komandosunu anlatır. filmde bir eksiklik var ama tanımlayamıyorum; bir saat daha uzun olsa şu an efsane filmlerden biri olabilirdi. giriş ağır, ama gelişme ve sonuç çok hızlı işleniyor. michael caine yarım yarım yardırmıştır yine. bir de filmi ingilizce çektiniz, ona amenna, ama michael caine almanlar ile konuşurken neden kusursuz bir ingiliz aksanıyla konuşuyor? ingilizler ile düzgün konuşursa anlarım, çok çakal adam, acan bu acan derim ama kendi mahallesinde neden bu resmiyet hı? ha bir de unutmadan, plase: robert duvall

    (bkz: judgement at nuremberg) ------ şimdi ben "sırf maximilian schell için izlenir" diyeceğim, sen de "yavşak mıdır nedir, kaç filmde 'sırf x için bile izlenir demiş' diyeceksin. ama inan o iş öyle değil lan. hem izleyebileceğin en iyi mahkeme filmlerinden, hem de max abi cidden dehşet oynamış.

    (bkz: libertarias) --------- aslında altta yazacağım bir diğer film gibi bu film de ikinci dünya savaşı filmi değil, ancak ona çok yakın bir tarihteki ve ikinci dünya savaşını etkileyen sonuçları olan ispanya iç savaşı ile alakalı. cephedeki bir grup kadın anarşistin gözünden ispanya iç savaşını inceler. bu filmin bende ayrı bir yeri vardır, zira sinemada izlediğim ilk filmdir. 2002-2003 gibi (tam hatırlamıyorum) diyarbakır film festivalinde gösterilmişti, o vakit izlemiştim. o zaman pek bir şey anladığım söylenemezdi ama geçenlerde tekrar izledikten sonra gayet iyi bir film olduğuna kanaat getirdim. evet, sizleri çocukluğuma da götürdüğüme göre yazıyı sonlandırabilirim. ayrıca a zori zdes tikhie ile aynı gün izlenmesi tavsiye edilir.

    (bkz: land and freedom) ------ dediğim gibi bu film de ispanya iç savaşında geçiyor. ispanya'ya savaşmaya giden komünist bir ingilizin gözünden anlatılıyor bu sefer savaş.

    (bkz: train de vie) ------ daha ilk andan itibaren sizi içine çeken bir film train de vie (atilla dorsay gibi konuşuyorum, farkındayım). bir grup yahudinin alman kılığına girerek, sevkiyat treni görünümlü bir tren ile almanlardan kaçmaya çalışmasını anlatır. dram değil, gerçekten güldürebilen iyi bir komedi filmdir. almanlarla ve komünistlerle çok iyi dalga geçmiştir. özellikle müzikleri enfestir.

    (bkz: the man who never was) -------- gerçek bir olay anlatılıyor bu filmde. konu ise, ingiliz istihbaratı tarafından yapılan bir yanıltma operasyonu. bir cesede ingiliz üniforması giydirilir ve üstüne husky operasyonunun sicilyaya değil de yunanistan'a yapılacağını söyleyen bir kaç mektup iliştirilir. acaba almanlar bunu yiyecek mi? izleyiniz efenim. çok aman aman bir film değil, 10 üzerinden 6 verebilirim ancak ama konu ilginç olduğu için izlenebilir bir film.
    ---------------------------

    hatırlayabildiklerim bunlar. muhakkak eklemeyi unuttuklarım vardır; onları da zamanla eklerim hatırladıkça. ileride izleyeceğim filmlerden beğendiklerimi de eklerim. yani sözün özü bu liste dinamik bir liste olacak.

    bu arada ikinci dünya savaşı üzerine film tavsiyelerine de (amerikan propagandası sıçan filmler hariç) açığım. çok mutlu olurum hatta.

    not: izlemediğim halde haberdar olduğum bir çok film var. germania anno zero, sophie scholl, il conformista, il giardino dei finzi contini vesaire gibi. eğer istek olursa onları da yazabilirim, ama daha izlemediğim ve fikir sahibi olmadığım için buraya yazmak istemiyorum.


    (banagazozalnuri - 17 Ocak 2014 11:25)

  • comment image

    en iyileri sik kafali yahudi lobili hollywood filmleri degildir tabiki. alman ve ruslarin gerci ruslar da biraz abartiyor mesela 1949'da cektikleri bi filmde stalin film sonunda melek gibi berlin'e iniyordu bembeyaz elbise ile ama ozellikle almanlarin das boot, der untergang gibi filmleri basyapit.

    fakat hepsinden ote en efsane filmi ben hala japonlardan bekliyorum. ne zaman ki japonya'nin abd'ye bagliligi azalirsa o zaman hem savas hem de atom bombasi ile ilgili kallavi bir korku-gerilim-tarih-dram karisimi tadinda filmler gelecektir elbette. japon sinemasi siker.


    (benjamin breeg - 20 Haziran 2014 01:32)

  • comment image

    sanırım çok büyük bir kısmını izleyerek hatmettiğim filmler.
    siz deyin 150 ben diyeyim 200. ulan hiç mi sıkılmaz insan? vallahi de sıkılmıyorum. bayılıyorum bu ikinci dünya savaşı filmlerine. neyse efendim; o kadar film izledikten sonra demem o ki; sanki hollywood önceleri daha bir tarafsızmış ikinci dünya savaşı filmi çekerken. er ryan denen sikik propaganda filminin öncesindeki döneme bakıyorum da; ne baba filmler çekmiş hollywood. ne almanları itin götüne sokmuşlar, ne kendilerini göklere çıkarmışlar ne de ruslara alttan alttan lafı koymuşlar. ne olduysa onu aktarmışlar beyaz perdeye. takdir ettim vallahi eski hollywood sinemacılarını.

    şimdi bu başlıkta birbirini tekrar eden bir dolu film yazılmış. er ryan, pianist, schindler falan filan. tamam oğlum yahudi soykırımı diye birşey var. eyvallah da, bu siktiğimin savaşında 30 milyondan fazla rus, 10 milyon sivil çinli, bilmem kaç yüz bin japon sivil katledildi. bunlar piç mi, orospu çocuğu mu? şimdi diyeceksiniz ki, ama almanlar yahudileri sistematik olarak katletti. e peki bizim yaşamamız için slavların ölmesi gerekir diyenler de almanlar değil miydi? onu da geçtim, japonların çinliler üzerinde yaptığı ölümcül deneyler filan ne olacak? sözüm o ki, bu savaşta sadece yahudiler öldürülmedi. ama her filmde bunu gözümüze gözümüze sokuyorlar ya, midem kalktı lan artık.

    detaylı film analizini de sonraya bırakayım.
    bu başlıkta adı dahi anılmayan onlarca tarafsız ikinci dünya savaşı filmi var.
    sinemaseverler bir göz gezdirsin derim.
    hollywood klişelerinden de kurtulun artık bir zahmet.


    (punkrock1907 - 3 Eylül 2014 22:41)

  • comment image

    izlemesi ayrı keyif veren filmlerdir. kısaca listeleyelim. "the battle" ve "the human condition" serisini mutlaka izleyin.

    08/15 (1954)
    1941 (1979)
    the 25th hour (1967)
    49th parallel (1941)
    above us the waves (1955)
    action in the north atlantic (1943)
    adolf hitler - my part in his downfall (1974)
    aimee & jaguar (1999)
    air force (1943)
    el alamein (2002)
    ambush (1999)
    amen (2002)
    american guerrilla in the philippines (1950)
    the americanization of emily (1964)
    un amour à taire (2005)
    anatahan (1953)
    anne frank: the whole story (2001)
    anzio (1968)
    apocalypse - la 2e guerre mondiale (2009)
    the army of crime (2009)
    army of shadows (1969)
    the ascent (1977)
    ashes and diamonds (1958)
    the assault (1986)
    attack (1956)
    attack and retreat (1964)
    attack force z (1982)
    attack on leningrad (2009)
    au revoir les enfants (1987)
    australia (2008)
    away all boats (1956)
    back to bataan (1945)
    ballad of a soldier (1959)
    bambinger (1984)
    band of brothers (2001)
    barefoot gen (1983)
    bataan (1943)
    battle at bloody beach (1961)
    battle cry (1955)
    battle force (2012)
    battle of britain (1969)
    the battle of midway (1942)
    the battle of neretva (1969)
    the battle of sutjeska (1973)
    battle of the bulge (1965)
    the battle of the river plate (1956)
    battleground (1949)
    beach red (1967)
    before the fall (2004)
    befrielsesbilleder (1982)
    below (2002)
    belyy tigr (2012)
    between heaven and hell (1956)
    beyond all boundaries (2009)
    beyond enemy lines (2004)
    the big red one (1980)
    bittere kruid, het (1985)
    bitva za sevastopol (2015)
    black book (2006)
    blitz on berlin (2014)
    blockade (2006)
    the bold and the brave (1956)
    bombardement, het (2012)
    bon voyage (2003)
    das boot (1985)
    das boot (1981)
    the boy in the striped pajamas (2008)
    die brücke (2008)
    the bridge at remagen (1969)
    the bridge on the river kwai (1957)
    a bridge too far (1977)
    the bridge (1959)
    brother's war (2008)
    the bunker (1981)
    the bunker (2001)
    the burmese harp (1956)
    the caine mutiny (1954)
    calm at sea (2012)
    the camp on blood ısland (1958)
    a canterbury tale (1944)
    captain america: the first avenger (2011)
    captain corelli's mandolin (2001)
    captains of the clouds (1942)
    cari fottutissimi amici (1994)
    casablanca (1942)
    catch-22 (1970)
    caught in the draft (1941)
    charlotte gray (2001)
    china venture (1953)
    the chosen (1981)
    il cielo cade (2000)
    colditz (2005)
    the colditz story (1955)
    come and see (1985)
    command decision (1948)
    the conscientious objector (2004)
    conspiracy (2001)
    the cranes are flying (1957)
    cross of ıron (1977)
    the cross of lorraine (1943)
    the cruel sea (1953)
    d-day the sixth of june (1956)
    the dam busters (1955)
    darby's rangers (1958)
    dark blue world (2001)
    a day in october (1991)
    day one (1989)
    days of glory (2006)
    days of glory (1944)
    death in love (2008)
    decision before dawn (1951)
    defiance (2008)
    la dernière lettre (2002)
    the desert fox (1951)
    the desert rats (1953)
    desperate journey (1942)
    destination tokyo (1943)
    destiny of a man (1959)
    the devil with hitler (1942)
    the devil's brigade (1968)
    devils on the doorstep (2000)
    diamonds of the night (1964)
    a diary for timothy (1945)
    a difficult life (1961)
    diplomacy (2014)
    the dirty dozen (1967)
    downfall (2004)
    dresden (2006)
    dunkirk (1958)
    the eagle has landed (1976)
    edge of darkness (1943)
    empire of the sun (1987)
    enemy at the gates (2001)
    the enemy below (1957)
    the english patient (1996)
    enigma (2001)
    entrusted (2003)
    escape from sobibor (1987)
    escape to athena (1979)
    europa europa (1990)
    the execution of private slovik (1974)
    exil shanghai (1997)
    eye of the needle (1981)
    fall of the eagles (1989)
    a farewell to fools (2013)
    fat man and little boy (1989)
    fateless (2005)
    die fälscher (2007)
    female agents (2008)
    the fighting seabees (1944)
    the final countdown (1980)
    fires on the plain (1959)
    fires were started (1943)
    first squad - the moment of truth (2009)
    five graves to cairo (1943)
    flags of our fathers (2006)
    flying leathernecks (1951)
    flying tigers (1942)
    forbidden games (1952)
    force 10 from navarone (1978)
    frankenstein’s army (2013)
    freedom radio (1941)
    from hell to victory (1979)
    from here to eternity (1953)
    der fuehrer's face (1942)
    fury (2014)
    garbo: the spy (2009)
    generation war (2013)
    a generation (1955)
    the ghost army (2013)
    the girl with the red hair (1981)
    go for broke! (1951)
    god ıs my co-pilot (1945)
    the good german (2006)
    grave of the fireflies (1988)
    grave of the fireflies (2005)
    grüningers fall (2013)
    the great escape 2: the untold story (1988)
    the great escape (1963)
    the great raid (2005)
    the greatest battle (1978)
    the grey zone (2001)
    guadalcanal diary (1943)
    the guns of navarone (1961)
    a guy named joe (1943)
    hangmen also die (1943)
    hart's war (2002)
    haven (2001)
    hotel terminus (1988)
    hell in the pacific (1968)
    hell is for heroes (1962)
    hell raiders (1968)
    the heroes of telemark (1965)
    the hill (1965)
    hiroshima (1995)
    hiroshima (2005)
    hitler - ein film aus deutschland (1978)
    hitler: the last ten days (1973)
    hope and glory (1987)
    horrors of war (2006)
    how ı won the war (1967)
    the human condition 1: no greater love (1959)
    the human condition 2: road to eternity (1959)
    the human condition 3: a soldier's prayer (1961)
    hvidsten gruppen (2012)
    i was monty's double (1958)
    ice-cold in alex (1958)
    ich war neunzehn (1968)
    idiot's delight (1939)
    ike: countdown to d-day (2004)
    3 met by moonlight (1957)
    the imitation game (2014)
    in darkness (2011)
    in enemy hands (2004)
    in harm's way (1965)
    im which we serve (1942)
    inglorious bastards (1978)
    inglourious basterds (2009)
    into the white (2012)
    the invisible front (2014)
    ivan's childhood (1962)
    iwo jima: red blood, black sand (1995)
    jakob the liar (1999)
    joan of paris (1942)
    judgment at nuremberg (1961)
    kanal (1957)
    katyn (2007)
    the keep (1983)
    kelly's heroes (1970)
    the key (1958)
    king rat (1965)
    kokoda (2006)
    kornblumenblau (1989)
    kuroi ame (1989)
    lacombe lucien (1974)
    the last drop (2005)
    the last metro (1980)
    letters from iwo jima (2006)
    der letzte zug (2006)
    lidice (2011)


    (arcadius - 9 Temmuz 2015 23:41)

  • comment image

    hakkında sayfalarca yazı yazabileceğim filmlerdir. zira rahat 150 - 200 tane ikinci dünya savaşı filmi izlemişimdir. tavsiye niteliğinde ve spoiler içerikli listemi yazmaya başlayayım. her filme ait trailerı da koyuyorum, bazı filmlerin türkçe altyazısı yok bu arada. ha şunu da belirteyim; hollywood eskiden daha tarafsızmış, günümüze yaklaştıkça çekilen filmlerin birçoğu sadece propagandaya yönelik olarak hizmet etmiş.

    --- spoiler ---
    a bridge too far: top listeme rahatlıkla koyabileceğim filmlerden birisi. müttefiklerin savaşı erken bitirmek için hollanda'ya düzenledikleri operation market garden, neredeyse hatasız bir şekilde canlandırılmış. onbinlerce paraşütçü ile yapılan hava indirme sahnesinden tutun da, köprü savaşlarına kadar tüm çatışmalar, gerçekçi bir şekilde beyaz perdeye aktarılmış. abd, ingiltere, irlanda, polonya ve almanya tarafındaki gerginlik, sinir harbi çok iyi bir şekilde anlatılmış. yanılmıyorsam müttefiklerin mağlubiyeti ile biten ve alman zaferini ilan eden nadir filmlerden birisi. çünkü gerçekte de aynısı oldu ve öldü, bitti denilen almanlar; gündüz gözü ile inen paraşütçüleri keklik gibi avladılar, waffen ss panzer bölükleri ile ingilizleri ve abdlileri biçtiler. filmin kadrosu da 10 numaradır.

    https://www.youtube.com/watch?v=awl184zcsxa

    battle of britain: almanların, ingiltere üzerine yaptıkları hava saldırısını konu alan oldukça gösterişli ve zamanının çok çok ilerisinde olan bir film. zira o dönem oldukça başarılı bir biçimde yansıtılmış. alman ekipmanı, uçakları, ordusu, büyüleyici hava kuvvetleri ve üniformalarına kadar hiçbir detay atlanmamış. film çekilirken, halen hayatta olan ve bu operasyona katılan alman ve ingiliz pilotlardan senaryo konusunda yardım alınmıştır. o yüzden filmde herhangi bir abartma ve propaganda söz konusu değildir. bol bol luftwaffe marşının çaldığı filmde, alman tarafının kendisine olan aşırı güveni, kibiri ve zaferden emin tavrı başarılı bir şekilde aktarılmıştır. tüm luftwaffe kendisinden o kadar emindir ki, ingilizlerin radar telsizlerini görmelerine rağmen; bunu yok etmeyelim, geldiğimizi görsünler de bir de onları aramayalım, modundadırlar. yalnız alman hava kuvvetleri harbiden de üniformasından ekipmanına kadar aşırı karizmatikmiş. ingilizleri başka hiçbir filmde bu kadar aciz, çaresiz ve umutsuz göremezseniz. filmin birkaç yerinde mareşal göring de ortaya çıkar ve hatta bir sahnede luftwaffe'nin yüksek rütbeli generalleri ile tartışmaya girer. zira stukalar, ingiliz spitfireları karşısında başarıya ulaşamaz ve sonuç olarak almanlar bu büyük hava saldırısını kaybederler. bu filmi atlamayın derim. oldukça görkemli açılış sahnesinin videosunu koyayım.

    https://www.youtube.com/watch?v=9duv5fcynm0

    brestskaya krepost: yahudisiz ve abd kahramanlığının olmadığı bir film daha. rusya'da brest kalesinde gerçekleşen efsanevi rus direnişini anlatan film. brest'de yer alan bir kale ve civarında yaşayan insanların gündelik yaşamlarını anlatmaya başlayan film, daha sonra hareketlenir ve almanlar bölgeye sızarlar, daha sonra neredeyse bir buçuk saat boyunca kalenin ruslar tarafından, almanlara karşı nasıl savunulduğunu izleriz. güzel ve etkileyici efektleri olan film, oldukça kaliteli savaş sahneleri ile de dikkat çekiyor.

    https://www.youtube.com/watch?v=t-nbviurtua

    nanjing nanjing: japonları sadece kısa boylu, boynunda fotoğraf makinesi olan ve herkese gülümseyen insanlar olarak biliyorsanız bir de bu filme bakın. zira japon militarizmi denilen şey, ne prusya ne de ingiliz militarizmine benzer. zamanında ortalığın anasını sikmiştir bu japonlar. neyse efendim, gelelim filme. japon ordusunun 1937 yılında çin'in nanking şehrine girerek, burada yaptığı katliamları anlatan bir eserdir bu film. filmin başrolündeki japon askeri, yaşadığı travmaları atlatamaz ve filmin sonunda intihar eder. japonların, ne kızılhaç ne de bölgede yardıma gelen almanları siklemediğini görürüz bu filmde. japan ordusunun, katliamları gerçekleştirdikten sonra büyük bir gurur ile yaptıkları zafer dansları görülmeye değerdir.

    https://www.youtube.com/watch?v=ipwy42nswqc

    idi i smotri: ne yazayım bu filme ben şimdi bilmiyorum. tek cümle ile özetlemek gerekirse, bir trajedi ancak bu kadar sanatsal bir şekilde beyaz perdeye aktarılabilirdi. 1985 yapımı bu sovyet filmi, rus toprakları üzerinde ilerleyen ve önüne gelen herkesi ezip, geçen einsatzgruppen adındaki cinayet birliklerinin katliamlarını anlatır. fakat katliamlar, başrol oyuncusu kahramanımızın gözünden aktarılır. film bana göre iki bölümden oluşur. katliamlara kadar olan bölümde oldukça sanatsal görüntüler vardır. yağmur altında aklını yitirmişcesine dans eden bir kız, kulakları sağır edercesine filmin önemli bir bölümünde duyduğumuz uğultu. bu uğultu, zaman zaman evrilerek uçak sesine, bazen de bomba sesine ve sinek sesine dönüşür. dikkat çekici bir ayrıntı ise bu alman katliam birliklerinin neredeyse yarısı, bölgedeki yerel halktan oluşur. bildiğin slavdır bu birliklerin bir kısmı ve sıradan asker de değildirler, rütbelidirler. izleyin işte ama psikolojiniz sağlam değilse, izlemeyin. ve evet bol bol sovyet propagandası da vardır, doğal olarak.

    https://www.youtube.com/watch?v=odq9fl--avw

    conspiracy: tek bir savaş sahnesi olmadan bir savaşın gidişatını ilgilendiren en önemli kararların alındığı wannsee konferansı'nı konu alan film. bu konferansın önemi şudur ki; artık tüm yahudilerin öldürülmesi gerektiğine bu konferansta karar verilmiştir. filmdeki diyalogların neredeyse hepsinin gerçek olduğunu birkaç yerde okumuştum. waffen ss generali reinhard heydrich başkanlığında toplanan konferansa, waffen ss subayları, parti ileri gelenleri, sivil bürokratlar ve yerel valiler katılmaktadır. ne yapalım ulan bu yahudileri temalı bir görüşme olur. önce kimin yahudi, kimin olmadığına karar verirler. ikinci kan, dıdımın dıdısı, yahudi ile evlenen alman bilmem ne derken; hepsini gaz odalarına toplayıp, öldürelim kararı çıkar. buna iki kişi itiraz eder ve ikisi de hukukçudur, ancak verilen arada bu iki üst düzey bürokrat açık bir şekilde heydrich tarafından tehdit edilirler ve sonuç yahudilerin topluca öldürülmesi şeklinde çıkar. normalde yahudi soykırımı temalı filmlerden nefret ederim ancak bu film o sürece giden yolda yapılan tartışmaları anlattığı için severim bu eseri. güle oynaya, kakara kikiri eşliğinde; tüm yahudileri öldürelim, gitsin demiş adamlar resmen. filmin bir bölümünde, heydrich için de yahudi kanı taşıyor diyorlar, diye bir sahne vardır. bunu duyan eleman; bunu heydrich'in yüzüne söylesene der. gerçekten de, tüm yahudilerin öldürülmesi gerektiğine karar veren heydrich yarı yahudi bir almandır.

    https://www.youtube.com/watch?v=x3up5szbzdy

    das boot: filme alman penceresinden bakan güzel bir yapım. bir alman denizaltısında geçen ve orjinali 293 dakika olan film. birkaç sahne dışında tüm film, alman denizaltısında geçer. kah torpil yerler, kah gemi batırırlar, kah ispanya limanlarına sızıp, yüzeye çıkarlar. fakat heyecan hiç bitmez. savaşa karşı bir eleştiri de vardır filmde. sadece işini yapmaya odaklanmış asker görüntüsü çizen mürettebat o kadar fazla badire atlatır ama eve döndüklerinde bir hava saldırında ve hem de yüzeyde iken hayatını kaybeder. sanırım sadece bir eleman kurtulabiliyordu. izleyin işte, tabi kapalı alan fobiniz yoksa. çünkü belirli bir süreden sonra denizaltının içerisinde olduğunuzu hissetmeye başlıyorsunuz ve adeta boğuluyorsunuz.

    https://www.youtube.com/watch?v=7pzkyeiex2y

    der untergang: türkçesi ile çöküş. savaşa almanların gözünden bakan başka bir film. hitler'in son günlerini, görkemli alman imparatorluğu'nun çöküşünü ve meşhur berlin şehir savaşı'nın anlatan güzel bir yapım. her oyuncunun canlandırdığı karakter, gerçekleri ile neredeyse ikizi kadar benziyor. bu açıdan çok iyi bir iş çıkarmışlar. hitler, himmler, albert speer; adeta mezarlarından fırlayıp gelmiş de bu filmde rol almışlar gibi. zaman zaman tarihi yanlışlıklar içine düşşe de almanların savaşı kaybederken içerisinden bulundukları psikolojiyi çok iyi yansıtmış. waffen ss birliklerinin fanatikçe savaşması ve herşeyin bitmesine rağmen mücadeleye devam etmesi, ettikleri yemine ne kadar sadık olduklarını da gösteriyor. güzel bir film, izlemeyi unutmayın. hitlerjugend de atlanmamalı.

    https://www.youtube.com/watch?v=2dzkgq4zl4e

    el alamein: adından da anlaşılacağı gibi savaşın kuzey afrika cephesini anlatan film. italyanların penceresinden bakan bu film tam anlamı ile savaş karşıtı. küçük bir italyan birliğinin çaresizce çöllerde geçen mücadelesini, kaybedişini ve en sonuda büyük bir kısmının ölmesini ya da ingilizlere teslim olmasını beyaz perdeye yansıtmıştır. filmin bir sahnesinde çaresizce italyan ya da alman birliği görmeyi bekleyen askerler, bir alman konvoyunun geldiğini farkeder ve yola atlayarak, kendilerini de almalarını ister. ancak alman askerleri gülerek, geberin lan italyanlar der ve yoluna devam eder. zaten savaş boyunca almanlar her ne kadar beraber hareket etse de italyanların korkak ve beceriksiz olduğunu görmüşlerdir. gerçekten de böyledir. neyse, konumuz bu değil. izleyin işte. bir de italyan ordusunun içinden bakın savaşa. unutmadan; top sakallı italyan askerleri de oldukça garip geliyor insanın gözüne.

    https://www.youtube.com/watch?v=1n_y30iypuy

    judgment at nuremberg: savaş bitmiştir ve nazi rejiminin önde gelen hukukçuları yargılanmaya başlarlar. almanya'nın nurnberg şehrinde müttefikler bir mahkeme kurar. alman hukukçuları savunan avukat rolünde izlediğimiz maximilian schell buradaki performansı ile oskar almıştır. film tamamen diyalog sahnelerinden oluşur. adeta oyunculuk dersi verilir. karşılıklı atışmalar ile geçen filmde, alman tarafının savunması o kadar inandırıcı ve etkileyicidir ki, neredeyse yargılanan hukukçuların hiç suçu yokmuş lan, dersiniz. nihayetinde tüm suçlular ceza alır ancak gerçek hayatta hepsi de birkaç sene yattıktan sonra tahliye edilir. iddia ediyorum, bu filmdeki oyunculukları çok az yapımda görebilirsiniz. mahkeme salonunun içinden bir davayı seyretmek isterseniz, buradan başlayın.

    https://www.youtube.com/watch?v=7rvuegfl9wu

    napola: alman yapımı başka bir film. pek bilinmeyen ve hitler'in elit okullarından olan napola'yı ve oradaki eğitimi anlatır. fakir ve gururlu gencimiz, ailesinin itirazına rağmen bu okula kayıt olur. tabi öyle her geleni almıyorlar. iyi bir boksör olduğundan dolayı buraya kabul edilir. sonradan okula kayıt olan parti liderlerinden birisinin oğlu ile iyi arkadaş olur. bu eleman savaş karşıtıdır ve arkadaşını da etkiler. ağır eğitimler, ideolojik olarak zehirlenmeler vs vs derken olaylar gelişir. güzel bir yapımdır, zira napola okullarına dair beyaz perdeye yansıyan doğru dürüst bir film yoktur. klasik bir yatılı okul macerasından daha fazlasıdır bu film.

    https://www.youtube.com/watch?v=zhfn8gmw3ly

    max manus: black metal'in başkenti norveç. buralarda da ikinci dünya savaşı oldu değil mi? ama pek rastlamıyoruz filmlerde. aha da max manus bunu anlatıyor. norveç'deki nazi işgalini ve ona karşı verilen mücadele beyaz perdeye aktarılmıştır. max manus gerçek bir karakterdir ve o dönemde nazi hedeflerine sabotajlar yapmıştır. aslında öyle aman aman bir film değildir ama sırf değişik bir ülkede geçtiği için izlemeye değer.

    https://www.youtube.com/watch?v=wbk4wtqff9u

    the mckenzie break: esir kamplarından kaçma temalı çok film izlediniz değil mi? kaçanlar ya yahudi ya da müttefik askerleriydi. aha da bu film değişik. iskoçya'da bir esir kampında tutulan ve buradan kaçmaya çalışan alman subaylarının öyküsü anlatılıyor. kaçış olayı büyür ve bir isyana dönüşür, olaylar gelişir.

    https://www.youtube.com/watch?v=u5cqbhkcrno

    die brucke: alman yapımı güzel bir film. yanılmıyorsam 1959 yapımı. savaş artık sona yaklaşmak üzeredir. bir kasabada yaşayan ve iyi arkadaş olan çocuklar, düşmanın kapıya dayanması ile askere alınırlar. henüz 15/16 yaşındaki bu çocuklara, bir köprüyü savunma görevi verilir ve olaylar gelişir. savaş bölümünden önce her gencin hayatına bir bakış atarız. kimisi fakir, kimisi çaresiz, kimisi ailesiz, kimisi hayal kırıklığına uğramıştır. o yüzden orduya katılma kağıtları geldiği zaman, hepsi de koşa koşa giderler. almanların ikinci dünya savaşının ardından günah çıkardığı bir diğer eserdir.

    https://www.youtube.com/watch?v=uecjvbaf_oo

    sink the bismarck: siyah beyaz bir ikinci dünya savaşı filmi. konusu oldukça ilginç. alman savaş makinesi bismarck adlı devasa gemiyi batırmaya çalışan ingilizlerin hikayesi anlatılıyor. film gerçekçi çünkü o dönemde bu saldırıya katılanlar ile yapılan röpörtajlara dayanıyor. adeta tüm kraliyet donanması seferber olur bu alman gemisini batırmak için ve sonuçta da batırırlar. benim filmde tek anlamadığım nokta ise alman tarafının ingilizce konuşması. neden ulan neden? aslında ayar olurum bu tip şeylere ama dedim ya konu ilginç ve tarafsız bir film.

    https://www.youtube.com/watch?v=iuo4bfnldy8

    sophie scholl: gerçek bir hikayeyi beyaz perdeye taşıyan alman filmi. sophie, münih üniversitesi'nde okuyan bir öğrencidir. abisi ve onun arkadaşı ile beraber savaş karşıtı bir örgüt kurarlar ve bildiri dağıtırlar. örgütün adı beyaz güldür. üniversitede dağıttıkları bildiriden sonra alman polisi tarafından gözaltına alınırlar. sophie ile polis müffettişinin tartışmaları etkileyicidir. hitler rejimine sonuna kadar bağlı ve aynı rejime sonuna kadar karşı olan iki insan görüşlerini sert bir şekilde ifade ederler. neticede sophie, abisi ve arkadaşı mahkemeye çıkar. burada güzel bir savunma yapmasına rağmen idam cezasına çarptırılır ve üçünün de giyotin ile başları kesilir. hitler rejimine karşı sivil bir alman yapılanmanın olduğunu gösterir bize film. o açıdan bakınca ilgi çekici bir filmdir. yalnız filmdeki ağır dini propaganda bir süreden sonra rahatsız edicidir. sophie'nin her üç kelimesinden ikisi tanrı ve vicdandır.

    https://www.youtube.com/watch?v=xm5a4etw_io

    battleground: bir abd filmi ancak çekildiği tarih 1949. yani savaşın üstünden henüz 4 sene geçmiş, acılar ve anılar daha çok taze. bir grup abd askerinin ardenler'deki harekat sırasında başlarından geçenleri anlatan film, çekim yılına rağmen oldukça kalitelidir. evet abd cephesinden bakar olaya ancak 1949 yılında çekilmiş olması bu filmi özel kılmaktadır.

    https://www.youtube.com/watch?v=r1-qmae7uzy

    tuntematon sotilas: fin savaş tarihine baktığımızda aklımıza hemen sovyetler ile giriştikleri mücadeleler geliyor. tamam kaybettiler ama rusların da eline bir güzel verdiler. zira savaşın kaybedeni olan finlerin zayiatı, savaşın galibi olan rusların zayiatının 5'te 1'i kadardır. aha da bu film, meşhur kış savaşını anlatır. finlerin ne kadar manyak savaştığını ve kızıl orduyu perişan ettiğini izlemek isterseniz, buyrun.

    https://www.youtube.com/watch?v=ncphxvpma8o

    the young lions: marlon brando denilince aklınıza godfather geliyor değil mi? peki marlon brando abimizin, en yakışıklı ve karizmatik olduğu dönemde, bir alman subayını canlandırdığı bu filmi biliyor musunuz? zannetmiyorum. heyt be. marlon brando bu filmde bir wehrmacht subayıdır. fransa'da görev yapmaktadır. ilkelerine bağlı, savaş suçlusu olmayan ve sadece işini yapan bir profil çizer. fakat çevresi öyle değildir ve aşk hikayeleri de işin içine girince olaylar gelişir. kuzey afrika cephesinde, ingilizlere saldırdıkları güzel bir saldırı sahnesi de vardır.

    karizmaya bakın lan; http://www.doctormacro.com/…oung lions, the)_01.jpg

    https://www.youtube.com/watch?v=5i8gg4b1fxc

    die blechtrommel: romandan uyarlanma bir alman filmi. tam olarak ikinci dünya savaşı filmi değildir fakat arka planda nazilerin iktidara gelişi, yükselişi, rusya'nın işgali ve nihayetinde imparatorluğun çöküşü de anlatılır. savaşın uğramadığı bir alman kentinde, savaş boyunca insanların yaşamlarını beyaz perdeye aktaran filmin başrolünde küçük bir çocuk vardır ve bu çocuk garip güçlere sahiptir. ailesine ve hayata inat hep cüce kalır ve bunu da bizzat kendisi yapar. aslında sürrealist bir filmdir, cinsellik, iğrençlik ve şiddet sanatsal bir şekilde filme yedirilmiştir. hassas olan bünyelerde rahatsızlık yaratabilir. garip bir eserdir. yazmakla olmuyor, gidin izleyin işte.

    https://www.youtube.com/watch?v=_x-djass3og

    the longest day: er ryan ve onu kurtarmaya giden ekibi sikeyim, size birşey olmasın. alın size normandiya çıkarmasının tarafsız bir biçimde sunumu. yıl da 1960'lar. kamera bazen alman cephesinde ve gerginlik hat safhada. nerden saldıracak lan bu müttefikler? bunun tartışmaları tüm alman karargahında çıkarmaya kadar devam eder. sürekli hava raporlarını inceler almanlar. yok lan buradan gelmez müttefikler diye de kendi kendilerini avuturlar. fakat içten içe de ya normandiya'dan gelirlerse diye de tırsarlar. kamera sonra müttefik cephesine döner. orada da çıkarma olsa da bitsenin gerginliği vardır. bir abd yapımı olan bu film, normandiya çıkarması'nı, öncesi ve sonrası ile güzel bir şekilde aktarmış. propaganda yok, aşşağılama yok.

    https://www.youtube.com/watch?v=ofzdlejari0

    the hill: savaş dönemini anlatan ama savaş ile pek de alakası olmayan güzel bir film. kuzey afrika'da bir ingiliz askeri cezaevi. 5 yeni asker mahkum buraya sevk edilir. cezaevinde görevli gardiyanlardan birisi bu 5 askere kafaya takar. askerlerden birisi, eğitim sırasında ölür. aslında bu bir nevi cinayettir ve ortalık karışır. sonu oldukça sürprizdir. filmde hafif de olsa savaş karşıtı bir dil vardır. 1965 yapımı bu siyah beyaz filmde başrolde sean connery abimiz oynuyor.

    https://www.youtube.com/watch?v=glwd_rvuzqw

    the eagle has landed: abd yapımı ve savaşa alman penceresinden bakan güzel bir film. bir paraşütçü birliği ve başında yer alan albaya bizzat himmler'in emri ile bir görev verilir. bu görev gereği churchill kaçırılacaktır. görevi kabul eden paraşütçü birliği ise sabıkalıdır. zira başlarındaki albay, bir waffen ss generaline hakaretler etmiş ve karşılığında da ceza taburuna verilmiştir. sadece işini yapmaya çalışan paraşütçü birliği bu görevi kabul eder ve polonya askeri üniforması giyerek, ingiltere'ye başarılı bir iniş yaparlar, sonrası ise oldukça hareketli ve heyacanlıdır. filmin en önemli özellikleri arasında alman paraşütçü birliğine yardım eden kişinin bir irlandalı olmasıdır. gerçekten de o dönemde irlandalılar, ingiliz düşmanlığı çerçevesinde almanlar adına ajanlık yapmışlardır. diğer dikkat çekici ayrıntı ise wehrmacht ile waffen ss çekişmesidir. çünkü bu da uydurma değildir ve iki ordu genel olarak birbirlerini pek sevmemiştir.

    https://www.youtube.com/watch?v=shjge5iecpq

    the desert fox the story of rommel: almanların ünlü mareşali rommel'in hikayesini anlatan güzide bir eser. elindeki kısıtlı imkana rağmen çöl savaşında ingilizlere karşı harikalar yaratan rommel, almanya'ya döner ve hitler ile sert bir tartışma içerisine girer. hitler'e yapılan başarısız suikast girişiminden sonra rommel'in adı da bu suikasta karışır ve beklenen son gelir. bir abd yapımı olan bu filmde rommel'in savaş kariyeri, başarıları ve geleceğe dair başarılı öngörüleri güzel bir biçimde işlenmiştir.

    https://www.youtube.com/watch?v=s-s4no_xen0

    cross of iron: savaşa almanların gözünden bakan başka bir abd yapımı film. steiner sadece işini yapan başarılı bir alman askeridir. aynı zamanda demir haç sahibidir ve rus cephesinin ön hatlarında görev yapar. daha sonra başlarına bir subay tayin olur ve bu subay da prusya geleneğinden yetişmiş bir sülalenin mensubudur. şerefli askeri geçmişe sahip olan bu subayın henüz demir haç madalyası yoktur. madalyayı almak için de yönetmediği bir saldırının yalancı şahitler ile kendisi tarafından yönetildiğini kanıtlamaya çalışır fakat sert kayaya çarpar. oldukça ilginç olan bu filmdeki alman ordu mensuplarının neredeyse hepsi iyi kalpli, sadece savaşan ve nazi rejiminden nefret eden insanlardır.

    https://www.youtube.com/watch?v=4rn-al57pri

    tora tora tora: pearl harbor baskınının gerçek hikayesinin tarafsız bir şekilde anlatıldığı japon, amerikan ortak yapımı film. öyle ki iki orduya film boyunca ayrılan süre aynıdır. iki tarafı da küçük düşürmeye yönelik bir dil yoktur. sadece olan biten başarılı bir şekilde beyaz perdeye aktarılmıştır. alttan gelen zorlama ile pearl harbor baskını yapılır, hava ve kara kuvvetleri buna büyük destek verir ancak japon deniz kuvvetleri, bu saldırının çok da başarılı olmadığını söyleyen tek kesimdir. çünkü o gün orada olması gereken uçak gemileri yoktur. abd'nin nasıl da hazırlıksız yakalandığı, radar sistemine rağmen şüpheli sinyalleri önemsemediği açık bir şekilde beyaz perdeye aktarılmıştır. baskın sahnesi çok gerçekçidir. ciddi ciddi bir dolu amerikan gemisi ve uçağı bu filmde patlatılmış ya da batırılmıştır. japon militarizmi diyorum ve susuyorum.

    https://www.youtube.com/watch?v=-n1pksgqrqq

    ---
    spoiler ---

    yoruldum lan yazmaktan, sonra eklerim yine.


    (punkrock1907 - 3 Ekim 2015 23:15)

  • comment image

    hep almanların aşağılandığı hep yenildikleri ,ingiliz ve amerikalıların kahraman olarak gösterildiği filimlerdir.mutlaka sadist bir alman general özellikle ss olur.bu milleti sadistçe doğrar ve akabinde amerikan orduları gelir ve mutlu sona ulaşılır.kimse sormaz ulan göt kadar devlet fransası ingilteresi rusyası ve bilimum devletlerle savaşır avrupayı dümdüz eder bu ne biçim bir iş diye.sonra amerika gelir parsayı götürür.


    (havaindirmepiyadekomandokidemliustegmen - 27 Eylül 2004 18:22)

  • comment image

    amerikalılar tarafından çekilen tüm bu türdeki örneklerde almanyanın amerikalılarca alt edildiğini gösteren filmlerdir. neden reich ve berlin'in yarısı rusların elinde kalmıştır; yugoslavya, bulgaristan, polonya vb. ülkelerin rejimleri neden sovyetlerce değiştirilebilmiştir; stalingrad'dan almanları sürmeye başlayarak berlin'e kadar katedilen yol fransa ile almanya arasındaki yoldan daha mı kısadır gibi soruları insanın aklına düşürürler.
    sadece amerikalılar tarafından çekilmezler, bizde yalnızca amerikalıların bu konudaki filmleri oynatılır. * almanlar tarafından çekilen 1993 yapımı bir film (bkz: stalingrad), ruslar tarafından yapılan bir başkası için (bkz: zvezda) örnek olarak gösterilebilir.


    (antropolog - 3 Nisan 2005 21:04)

Yorum Kaynak Link : ikinci dünya savaşı filmleri