estonya sinemasından da iyi işler çıkabileceğini gösteren bir film. yalnız filmin başına aldanmamak lazım. klasik ergen sorunları, gençler arasındaki ego savaşları, güç gösterileri gibi konuları ele alan sahnelerle başlıyor. hatta ilk yarım saatinde kendi adıma bu ne yahu, arka sıradakileri izlerim daha iyi bile dediğim oldu. biraz hollywood özentisi de olsa hareketli çekimler, hızlı geçişler ve sınıfta geçen film veya dizilerin izleyiciyi hemen çekmesi gibi faktörler filme devam etmemi sağladı. filmin eteğindeki taşlar zaman geçtikçe dökülmeye başladı. tahmin edilmesi kolay olsa da son zamanlarda izlediğim en etkileyici finallerden biriyle de bitti.

filmi izlerken son derece rahatsız oldum. tabi bunun nedeni daha önce de belirtilen küfürler, küçük düşürmeler, şiddet sahneleri değildi. zaten ortalama bir seyirci bunların alasını görmüştür. filmde rahatsızlık veren olgu "şiddet, şiddeti doğurur" argümanını yansıtma biçimiydi.

--- ağır spoiler içerir ---

filmi izlerken dışlanan iki kahramanımız adına baya bi öfke duydum. eminim türkiye'de lise sıralarından geçmiş herkes benimle hemfikir olacaktır. düzenli olarak dayak yemeleri, aşağılanmalara maruz kalmaları, sürekli düşenlerin onlar olması izleyici hemen onların tarafına geçiriyor. filmde sürekli hadi oglum kalkın da iki tane de siz patlatın beklentisi var. izleyici bardağın taşıran son damlanın gelmesini dört gözle bekliyor. çocuklara gösterilen şiddetin dozu arttıkça, görülmek istenen intikamın da boyutu artıyor.

fakat final insanı gerçekten ters köşeye yatırıyor. hayır, kesinlikle sürpriz bir final değil. bir filmde silah varsa mutlaka patlar klişesinin en çarpıcı örneklerinden birini görüyoruz. beni ters köşeye yatıran final sekansını oluşturan sahnelerin başarısı oldu. üzerine silah doğrultulan çocukların yüz ifadesi kanımı dondurdu. yüzlerindeki ifade sanki "yalnızca eğleniyorduk, nolur yapma lütfen" diyordu. korkuyla karışmış, karşısındaki ikna etmeye çalışan yüzlerdi bunlar. okulu basan çocukların baştaki çekingenliği, ama bir iki kişiyi düşürdükten sonra canavarlaşmaları da muhteşemdi.
bu finalden sonra yaklaşık 5 dakika yerimden kıpırdayamadığımı hatırlıyorum. çünkü çocuklardan beklediğim intikam bu değildi. sonra intikam neydi ki?

--- ağır spoiler içerir ---

sanırım film türkiye'ye uğramayacak. son yıllarda tüm dünyada tırmanan okullarda şiddet olaylarına atıfta bulunan gerçekten başarılı bir yapıt izlemek izlemek istiyorsanız bence filmi mutlaka bir yerlerden edinin, izleyin, izlettirin.

(bruncha giden tikky - 1 Nisan 2008 14:35)

gerçek olaylara dayandığı uyarısı kareler ilerledikçe büyük bir rahatsızlığa dönüşen raag filmi. en beteri de insan olmaktan duyulan bir rahatsızlık olması.

(arien - 31 Ağustos 2008 11:57)

"az izlenen filmleri izlemek genelde güzel bir his verir. saklı bir şaheseri izliyor olabilme ihtimalini ben seviyorum en azından. bu yüzden genelde kıyıda köşede kalmış ne kadar film varsa izlemeye çalışıyorum. klass da bu mahiyette izlemeye başladığım bir film. aslen çok kıyıda köşede kaldığını söylemek mümkün değil, zira 2008 senesinde estonya’nın oscar adayıydı fakat elemeleri geçemedi."

http://www.bakiniz.com/…ddetine-yetersiz-bir-bakis/

(entrapmen - 9 Ekim 2009 23:57)

dikkat spoilerın kralını içermektedir.

--- spoiler ---

"size rağmen ölmeyeceğim." cümlesi ile biten film son sahneleriyle, tanıdık bir dostu akıllara getirir.

(bkz: jeremy)

--- spoiler ---

(selim alai - 14 Şubat 2010 23:43)

--- spoiler içermektedir ---

bu filmde olanlar gerçekmiş. nasıl olabilir ya? olay bu duruma gelene kadar nasıl farkedilemez? izlerken neye sinir olacağımı şaşırdım. sınıfın joosep hariç hepsinin yaptıklarına mı -kaspar sonradan taraf değiştirse de-, öğretmenlerin umursamazlığına mı, joosep'in babasına mı...hepsine rağmen yaşa ulan kaspar

--- spoiler içermektedir ---

(tatyou - 27 Mart 2010 00:38)

insanın kanını donduran vasat üstü bir yapım. izlemek için özel bi çaba sarfetmenize gerek yok ama. dur hemen indireyim izleyeyim merakıyla girmeyin olaya yani.

filmden ayrı şunu diyeyim; iskandinav ve baltık ülkelerinin kültürleri ve sosyal yapıları bir akdeniz insanına çok acayip geliyor lan. bu kuzey avrupa insanı bi garip arkadaş. josepçiğim çatal karam çinegenem hiçbir zaman ikinci tokatı yemeyeceksin. diğer yanağını dönersen adamı varil yaparlar, içine katran koyarlar. o ikinci tokatı alıp o adamın götüne sokacaksın. yapamıyorsan bi dakka gelsene kardeş deyip kafayı gömeceksin. gerçi kime anlatıyorum iş işten geçtikten sonra. teheyey tey. ayrıca kuzey avrupa'lı gençlerin hayatlarında hiç kavga dövüş neyin bilmediklerini yüzümüze çarpıyor bu film. o gaddar, piç çocuklar diye gösterilen elemanları türkiye'de bir devlet lisesine salsalar 3. günde 40'lık sigara paketi yapıp eve gönderirler. hayır bu özelliğimizle övünmüyorum tabii ama bu tuhaf kuzeylilerin dövüş stilleri pek bir efemine, pek bir kız gibi. doğru düzgün yumruk bile atamıyor zaarlar.

(greyback - 4 Mayıs 2012 02:37)

ziyadesiyle underrated bir film.

ben x'ten sonra izlendiğinde, aslında insanı çok fazla huzursuz ve tedirgin ediyor. genç yaşta bu kadar şerefsizleşmek kolay olmasa gerek. ama ne yazık ki, muhtemelen bu tip olaylar çok sevdiğimiz, beğendiğimiz avrupa'da bile fazlasıyla oluyor. hatta türk insanının zayıfın yanında olma eğilimini de göz önünde bulundurursak, bu bullying hadisesinin diğer kıtalarda çok daha rahatsız edici olduğunu söyleyebiliriz, düşünebiliriz bence.

korkunç. film olarak harika da, anlatılanlar falan... korkunç ulan işte. keşke hiç olmasa böyle şeyler.

önemli not: estonya'yı ve insanlarını seviyorsanız ve fikirlerinizi bir filmle değiştirecek kadar hıyarsanız, filmde çok kötü estonların olduğunu belirtmeliyim. örneğin ben, bir gün estonya'ya yolum düşerse hiçbir kıza kesinlikle pas vermeyecek ve tipini beğenmediğim tüm erkekleri bayıltana kadar döveceğim. o derece.

(der meister - 10 Aralık 2012 14:48)

müzikleri de acayip güzel, izledikten günler sonra fark ettim.

(bkz: kosmo)
(bkz: ma ei sure)

(der meister - 16 Aralık 2012 03:17)

bullying kavramı konu alan filmlerden biridir. bu alanla gerçekten ilgilenen birisi olarak bu filmin sade ve gerçekçi işleyişine hayran olduğumu söyleyebilirim. estonya yapımı. ciddi bir rahatsızlık veriyor ama kesinlikle izlenmesi gerektiğini düşünüyorum.

(bkz: columbine lisesi katliamı)

(unloveable - 11 Mart 2013 19:47)

izlerken adeta kanınız donuyor, ekranın içine girip o elemanlara haddini bildirmek istiyorsunuz. haliyle yapamıyorsunuz, en dayanılmaz olan da bu çaresizlik. yönetmen sizi rahatsız etmeyi amaçlıyor ve çok başarılı oluyor.

şok edici, tokat etkisi yaratan bir film.

(kaerin - 28 Nisan 2013 05:48)

--- spoiler ---

yemin ederimki filmin son 10 dakikasına geldiğimizde durdurduk, arkadaşlarla bir sigara molası verip sinirlerimizin yatışmasını bekledik. o kadar nefret ettikki sınıf tayfasından sonunda bir katliam olmasa bilgisayarı televizyonu buzdolabını çamaşır makinesini kahrımızdan 7. kattan aşağı atacaktık. neyseki kaspar ve joseph katliamı yapıp bizide sevinç çığlıklarına boğdu...
bu arada r.ı.p joseph
--- spoiler ---

(delirttinizlan - 15 Ağustos 2013 02:48)

böyle filmlere adettendir rahatsız edici deniyor.

bir de hollywood klişeleri içerdiği düşünülüyor... öyle değildi çünkü, (devamı spoiler)

--- spoiler ---

ezilen karakterin yakın arkadaşı hiç yok. aslında insanlarla kaynaşmak istiyor da kaynaşamıyor bir hali yok. söylediği gibi prensipleri var. militarist maço babasına rağmen şiddetten hoşlanmıyor. yani hoşlanmıyordu. fiziksel şiddete dayanabilmesine rağmen kendisi yüzünden ona yaklaşan tek kişi olan kaspar'a da işkence edilmesine dayanamamış olmalı. hollywood klişesi olsaydı ne olurdu? ezilen karakterimizin popüler ve güçlü bir kamkisi olur, onu korur kollar sonrasında ise joseepciğimin muhteşem kişiliği ortaya çıkar herkes birbirini sever hayat bayram olurdu. kabadayıların lideri komik hallere düşer ve ders alırdı. bu filmde ne oldu peki? kaspar dışında hiç kimse joseep'in itilip kakılmasından rahatsız olmadı. kimse çıkıp "ne yapıyorsunuz?" konu başlıklı ilham verici ve herkesi sessizliğe boğan konuşmalar yapmadı. aksine olanlardan herkes memnundu.

sonuç ise şu: hepsinin tek tek ölmesinden müthiş hoşlandım. o kadar rahatsız oldum ki tüm o yapılanlardan hepsinin ölmesini istedim. (sanırım bu kısım kendimi sorgulamam gereken kısım?) çünkü ders alabilen, pişman olabilen insan kendini belli eder. bu pisliklerde zerre utanç ve tereddüt yoktu. joseep yaşasa da pek sağlıklı bir hayatı olmayacaktı muhtemelen. bir yandan şiddete teşvik eden babası öte yandan kendi pasifist kişiliği çatışıyor ve haliyle baskı altında kalıyordu. liseyi atlatsa bile pasif agresif sorunlu bir kişilik olarak hayata devam edecekti. bir de kaspar'a yapılanların sorumluluğuyla... gülümseyerek kaspar'a hayallerinden bahsettiği sahne geldi aklıma, biraz hüzünlendim.

final sahnesi çok güçlü ve gerçekçiydi. kaspar, joseep silahı doğrulttuğunda thea'yı korumuştu. karşısında thea şaşkınlıkla yatarken, kendi başına dayadığı silahın tetiğini çekemeyeceği anlaşılıyordu ve ardından gelen o şarkı, finali şiirselleştirdi. "size rağmen ölmeyeceğim"

--- spoiler ---

(okurumokursunokur - 18 Eylül 2013 22:25)

arkadaşlığın ne kadar önemli ve hassas bir olgu olduğunu gösteren yapıt.

--- spoiler ---
joseph ve kaspar fazla bile dayandınız ,son yaptıkları ile ölmeyi çoktan hak etmişti diğer godoşlar.thea denilen yavrucak senin gibi kız arkadaşım olacağına ömür boyu yalnız gezeyim ,sen nasıl bir türün temsilcisisin? böyle bir okul olamaz zaten.okula,yemekhaneye,sınıfa her yere silahla girdi bizim yavrucaklar.bizim joseph denileni niye bu kadar dışladınız onu da çözemedik zaten film boyunca.kaspar'a köylü çocuğu diyen müdüre senin ben şerefinle oynayıp ,parasını vermeyeyim.
lafın özü;estonya futbolda başarısız bir ülkesin anladık da bu neydi allasen ?
--- spoiler ---

(ismail abinin ictigi eter - 19 Eylül 2013 01:06)

etkileyici bir film olmuştur, bittikten sonra tekrar baştan izlemeye sebep olabilir.

maalesef ki etrafımızda da o kadar çok ki bu şeref yoksunu egolu piçler,

tavsiyem aşağıdaki linki izleyip akabinde bu filmi izlemenizdir.

http://alkislarlayasiyorum.com/…-giyen-mazlum-cocuk

(quareshma - 18 Ekim 2013 03:20)

--- spoiler ---

öncesinde ben x izlemiş ve bunun ardından ondskan izleyecek biri olarak filmi beğendim.
zamanında ben de lisedeyken dışlanmıştım, ^* kimse konuşmazdı benimle, neyse bayağı gerçekçi anlatmışlar, olay zaten gerçek de hiç film izliyormuşuz gibi değildi.
ilk yarısında dili gerçekten zorladı beni, ama sonlara doğru olay kopup gidiyor, gerçekten sinirlendim. bir silah da bana verseler giderdim yanlarında.
''ama size rağmen ölmeyeceğim.''

--- spoiler ---

(kendi dugunune gitmeyen kamber - 19 Aralık 2013 22:13)

underrated filmlerden biri daha . yoruyor. bir tek bu kelimeyle açıklanabilir herhalde. joseph ve kaspar'ın başına gelenlere üzülmekten ve sinirlenmekten yoruluyorsun.filmin gerçek olaylardan alıntı olması ise ayrı bir durum .

keyfiniz yerindeyse izlemeyin bir anda başka bir moda girersiniz. üzgünseniz izleyin ama. ben öyle yaptım. efkarıma efkar , üzüntüme üzüntü kattı .memnunum bu durumdan .

(cekingen fil - 6 Ocak 2014 21:13)

film izlemek sanıldığı kadar kolay olmuyor her zaman.

uzun zamandır arşivde beklettiğim bir filmdi bu, biraz tembellikten de olabilir, dizi izlemek işime geliyor bu aralar.

klass, kuzey avrupa sinemasının son yıllarda ürettiği en etkileyici filmleden biri. izleyiciyi yoran, zorlayan bir yapım. kurgusu, senaryosu hatta video kamera ile filme alınışı dahi izleyiciyi rahatsız etmek için tasarlanmış. benim filme karşı itirazım da tam bu noktada; yönetmen ısrarla izleyiciyi sınıfa, koridorlara, soyunma odalarına hapsederek herhangi bir umuta dahi kapılmasına müsade etmiyor, aklı başında hiç bir karakterin yer almadığı bir dünya kurarak, bizlere hazin sonu beklemekten başka bir çare bırakmıyor. sanki sadece tanıklık etmemizi ister gibi bir havası var filmin.

konu olarak alakasız olsa da yapı olarak benzer filmleri düşünürsek^* haneke'nin funny games'i, das experiment, geçen yıl gösterime giren the prisoners da izleyiciyi zorlayan tabiri caizse geren yapımlar. ancak bu filmlerdeki gerilim öğesini oluşturan temel etken izlerken "ulan bu sefer oldu mu yoksa?" sorusunu sordurabilmesinde yatıyor.

ne bir paralel kurgu, ne sağlam bir yan hikaye. kamera iki çocuğun etrafında dönüp duruyor. yönetmenin sanıyorum ki bilinçli yaptığı bu tercihler klass filmine yüzeysellik vermesine rağmen film izlenmeyi hakediyor.

zaten ben çeksem de ancak bu kadar olurdu.

(iambacktosavetheuniverse - 24 Haziran 2014 03:07)

hiç estonya menşeyli film izlemedim dur lan neymiş bu diyerek açıp, "sikerler lann" diyerek sinire kestiğim film.

--- spoiler ---

estonyalı zorbalar esasen zorba dahi değiller güzide ülkemizin teknik/meslek hatta bırak uç örnekleri fen liseleriyle dahi kıyaslarsak. heaa kumsal sahnesi dersen o da kültür farkının yarattığı havsalamın alamadığı bir detay. film baştan sona joosep ne zaman patlayacak diye geriyor insanı ve yemekhaneye giriş kısmında ciddi bir heyecan yaratıyor. baştan sona karakterlerin yerine kendinizi koyup intikam hırsına bürünüyorsunuz. o açıdan yönetmenin becerisi takdir edilesi. kaspar hariç bir allahın kulunun hacı n'apıyoruz biz dememesi ve özellikle kızların mevzuya sadece kikirdiyerek eşlik etmeleri falan mantıken çok rasyonel gelmedi bana. hepiniz mi sapık hepiniz mi psikopatsınız mına koym?
--- spoiler ---

not: nette inceden bakındım ancak olayın gerçek kahramanlarına ya da kendisine dair bir veri bulamadım. denk gelen olursa bi dürtüversin pek makbule geçer.

(laylon foset - 24 Nisan 2014 03:55)

--- spoiler ---

kafetaryaya dalıp orospu çocuklarını 3er 5er indirdikleri sahnede sanki silah kendi elimdeymiş de o karaktersiz piçlerden intikamımı alıyormuşum gibi hissettim, ekrana hareket çekiyodum o anders can çekişirken. rahatsız ediciliğin de bi tık ötesine geçmiş filmdir. kaspar yavrumun ilk başta o it sürüsüyle kanka olması mantıksızdı ama doğru yolu buldu geç de olsa.
--- spoiler ---

(lisbeth - 3 Eylül 2014 14:59)

estonya'daki bütün orospu çocuklarını bir sınıfa toplamayı başarabilmiş bir okul yönetimi ince bir övgüyü hak eder. lise filmlerine dair izleyebileceğiniz en sert film. bu film bir de gerçekten yaşanmış bir olaydan alınmış hee. şerrefsizim bu filmi izleyip küfretmeyen adamın kulu kölesi olurum.

(zemin yesil 12 yildiz 3 ok sari - 15 Eylül 2014 00:11)