efsanevi ingilizce kitabı...
aradan tam 20 sene geçti hala aklımda bu jim adams ve ailesi, lily ve molly teyzeler. hepsine burdan tek tek selam ediyorum.

(rusteminabisi - 13 Eylül 2006 23:51)

urun iadesi i$lemimi 7 saniyede tamamlayan dukkan. kopekli hali, oyuncak $irket ofisi (??) gibi abuk urunler de satarlar. internetten sipari$ vermek de mumkun: http://www.target.com/

(masami eiri - 18 Ekim 2006 04:47)

target'da mr jim adams'ın oğlu terry adams'ın arabası sarı bir ingiliz spor arabasıydı, ferrari değildi. sanırım lotus idi. target birin sonunda terry amerikaya uçuyodu, "all the veyy to dı yu es eyy" diye bitiyordu kitap. 20 yıl sonra bunları hatırlıyorum ilk planda..

(poturgilinpotur - 28 Haziran 2007 21:02)

alkol ve sigara satılmayan abd de bulunan marketler zinciri.

(qantar - 2 Aralık 2007 03:53)

terry'nin snack barda içtiği milkshake resmi hala gözümün önünde.. kitabın arkasında da my bonnie tarzı şarkılar olurdu ve teachers edition ile birlikte verilen kasetler yardımıyla lisan laboratuvarında bunları dinler ve söylerdik.

(yul - 11 Haziran 2002 10:01)

80'lerin sonu falandi hic unutmam ilkokul sirasi ya da sonrasinda kendi dilinden bihaber genc dimaglara ingilizce empoze etme amaciyla kullanilan 1-2-3 serili kitaplar arasinda en zoru buydu.
sonrasinda bir headway falan peydah oldu da cocuklar rahat etti.

(zack - 6 Ağustos 2008 06:02)

sadece lemmingler değil ayrıca sir edmund hillary ve eşilikçisi şerpa tenzig'i de genel kültürüme ekleyen, ingilizceyi öğrendğim seri.

(dors venabili - 15 Ağustos 2008 14:22)

bir nesil bu kitapla ingilizce öğrenmiştir, o zamanlar şimdiki gibi renkli çiçekli böcekli boyamalı kitaplar yoktu. teyp kasetleri olurdu bu kitabın, laboratuvarlarda dinletirlerdi. hatta zorla öğrencilere aldırdıklarını da hatırlıyorum. eminim ki hiçbir çocuğun evde oturup bunları dinlemişliği yoktur mini mekaniklerle oynamak varken.. zaten bir süre geçtikten sonra hepsinin üzerine radyodan müzik kaydedilmiştir. piyanoyla çalınan giriş jingle'ını hala hatırlarım, sonra ingiliz aksanlı bir amca çıkardı:
target one.. by l.g.alexander, j.tadman and r.h.kingsbury... published by and copyright by longman group limited nineteen seventy three... unit one phase one... terry has a sports car.. vıdı vıdı..

(kaplanin gozu - 10 Ekim 2002 03:09)

lily and molly are making gossip:

- who is that boy?
- which boy?
- the boy on the blue bicycle...
- he is roy adams...

- who is that girl?
- which girl?
- the girl on the red bicycle...
- she is carol adams...

- who is that young man?
- which young man?
- the young man in the red sports car...
- he is terry adams...

kardesim ne aileymis bunnar, gec gec bitmiyo dedirten bir uniteydi bu...

hatirlanmasi gereken diger uniteler arasinda:
1. kirmizi ve beyaz gomleklerin berabercene makineye atilip pembe gomlek elde edildigi unite,
2. arsenal'in spurs'e (tottenham hotspur) 1-0 taktigi macin oldugu unite
sayilabilir...

(eye queue - 24 Mart 2003 16:26)

"at" the seaside, "on" the beach kaliplarini kafalara kazimis olan kitap...

(eye queue - 8 Nisan 2003 11:32)

(bkz: ask me if)

(kaplanin gozu - 17 Temmuz 2003 11:38)

ingilizce lisaninda hedef anlamina gelen bir kelime olmakla beraber, bir vakitler ingilizce lisaninin ogretilmesinde kullanilan bir kitap serisinin de ismidir. lemminglerin olmek icin yasadigini burdan ogremistik.

(bilemem - 8 Mart 2001 05:12)

renksiz kitaplardi bugunkulere nazaran, en renkli yerler diyaloglarin yanindaki cerceve icindeki resimlerdi. bir donem tedde okutuldu bu ingiliz ingilizcesini^* en disiplinli sekliyle veren(ve kafaya kaziyan) kitap ve bircok ilkokul 5 ogrencisine bile harita metot defterleri bitirttirdiler, ah o "pattern drill"ler...

(blackvenom - 14 Kasım 2003 12:53)

o kasetleri aldırmışlardı evet. kimsede dinlememiştir muhtemelen. ama ben hep dinlerdim.

bir bölümünde roy, terry'nin ferrarisini kaçırıyodu. (oha bunlar mütevazi aile diilmiydi, hiç sorgulamamışız bak o zaman). kasette terry içerde konuşurken ferrarinin motor marş sesi geliyodu. sonra terry :
-roy?
-rooy!!

şeklinde arabanın uzaklaşma sesi eşliğinde bağırıyor ve chapter bitiyordu.

zeki mürenden şarkılar dinlediniz

(buzzinfrog - 24 Mart 2004 00:35)

amerikada artik designer kiyafetler de satmaya baslamasi sonucu amerikalilar tarafindan "tarje" (fransiz aksaniyla soylenen target) olarak anilmaya baslamis magazalar zinciri.

(continuum transfunctioner - 24 Mart 2004 00:36)

ingilizceyi bu kitapla öğrenen çocukların ilk öğrendikleri kelimeler "gossip" ve "umbrella"dır, ayrıca "pattern drills" denilen bir alıştırması vardır ki allah düşmanıma vermesin.

(kitkat - 27 Mayıs 2001 04:42)

bitmez tükenmez pattern drills'leri ile, otomatik alıştırma babında körpe beyinleri ekmeğe dönüştüren, jim adams ve ailesinin başından geçenlerle yine aynı körpe beyinlere ingiliz ingilizcesi^* öğreten workbook ve classbook serisi.
hullo my name is jim adams this is my family.. this is my wife brenda... diye başlar.

(cosmic girl - 13 Aralık 2001 18:29)

80'li yıllarda anadolu lisesi ya da özel okullarda hazırlık okumuş herkesin ingilizce öğrenmesine vesile olmuş kitap dizisi. üç kitaptan oluşurdu. ilk ikisi renkli resimli, üçüncüsü kahverengi tonlarında idi, neden böyleydi bilemiyorum. her kitapta otuzar ünite bulunurdu. her ünite dört sayfadan oluşurdu. birinci sayfada adams ailesi ya da komşuları molly gamp ve lilly pink'in başından geçen bir olay ya da herhangi enteresan bir konunun (lemmingler, san andreas fault vs.) irdelendiği okuma parçası olurdu. öğretmenine göre, bu parçanın ezberlenmesi gerekiyor olabilirdi. ikinci sayfada yanlis animsamiyorsam vocabulary ve oral exercises yer alırdı. oral kelimesini ilk bu vesile ile öğrenmişizdir. üçüncü sayfada cümle kalıplarını ve kelimeleri kafaya bir çekiç misali çakan pattern drills vardı. son sayfada ise nispeten kolay ve zevkli written exercises vardı. özet mözet çıkarılır şarkı filan öğrenilirdi.

(alcione - 21 Mayıs 2005 18:44)

a tagının hedefini belirten parametredir
<a href="hede.html" target="_blank"> gibi bi şekilde kullanılabilir...
_blank : yeni bi browser penceresi açar
_self : oldugu pencerede açar default'u budur...
_top : frame içindeki bi link'i en üst frame'de acar...
_parent : frame içindeki link'in bulunduğu sayfanın bi üstündeki frame'de açar (bkz: ne dedim ben şimdi)
main, icerik... : gibi verilen isimdeki frame'in içinde açar...

(huzursuz - 15 Kasım 2001 11:24)

efenim dun bir sosyal bilimci, bir gozlem bocugu, bir analiz damari kabarmis bilim kadini olarak hem walmart hem de target barindiran bir alisveris merkezine gittim. yalancinin mumu yatsiya kadar yanar, tamam, ikinci cumlede itiraf ediyorum, sadece birkac bir seyler almam gerekiyordu. ama walmart'tan cikip target'a girince "iki resim arasindaki yedi farki bul!" diye gaipten bir ses duydum sanki. genelliyorum asagida, haydi bakalim:

alotte kuzey kaliforniya'da bir alisveris merkezine gider ve olaylar gelisir...

bir kere -disaridan gozlemlenebildigi kadariyla- iki magazada alisveris yapanlarin gelir duzeyi farkli. walmart'ta daha orta alt gelir duzeyi ve hatta dusuk gelirli kisiler gozlemledim, targetta ise orta ve orta ust gelir duzeyi hakimdi. target dedigin pottery barndaki bazi dekorasyon malzemelerinin tipatip aynisini cok daha ucuza satar ama ust gelir seviyesi walmart-target degil ne bileyim iste pottery barn, crate and barrel, williams sonoma takilir diye dusunuyordum sahsen. ama target koridorlarinda bir yandan fotograf cercevesi bakip diger yandan da telefonda bidi bidi secim kampanyasi ile ilgili organizasyon yapip duran gayet ust gelir seviyesi gorunumlu birini de gordum. ana! yine de looks can be deceiving demisler, ne bileyim.

gelir duzeyi konusunda tahminde bulunmak zor tabii, ama kisilerin etnisitisi haliyle yuzunden ve konustuklari dilden hemen anlasiliyor. bu konudaki gozlemlerime daha cok guveniyorum. wal mart'ta yogunluk hispanik ve zencilerdeydi, beyazlar ise ya ogrenci kilikli gencler ya da white trashligin ucundan donenlerdi. hispanikler cogunlukla kendi aralarinda ispanyolca konusuyorlardi mesela, zenciler de benim anlamakta zorlandigim o agir aksanla konusuyorlardi. target'a gidince etnik resim degisti, o zaman farkina vardim zatem bu dil farki olayinin, cunku targetta etrafta konusulanlari anlayabilir oldum birden! daha cok beyaz, daha cok asya asilli vardi. hispanik anne-cocuklar ingilizce konusuyorlardi, ilginc geldi bu bana. zenci bir iki cocuk gordum, onlarin da yaninda beyaz arkadaslari vardi ilginc bir sekilde -hatta biri bana "you've got beautiful eyes!" dedi, zibidi^*? bir de azinliklardan laf acilmisken, target'ta bir gay cift gordum. demek ki gayler pier 1 imports'dan target'a yonelmisler, bak sen. bana oyle geldi ki -hala genelliyorum, dovmeyin beni- target musterisi bay areanin genel nufus dagilimini temsil ederken, wal mart musterisi biraz daha amerikan metropol bolgelerinde bakilip da gorulmeyen "hayalet" nufus agirlikli.

neden boyle? diyecek olursaniz, fiyat farki diyemem. walmart ve target arasinda gercekten de fiyat ucurumlari yok. ama urun farki var. wal mart biraz daha "lazimdir bulunsun!" tarzi urun yelpazesi sergilerken, target "bakin bu $ik bi$i, hem ise de yariyor!" turu urunler satiyor. ne bileyim, artik genellemenin dibine vurmusum zaten, ustune bir tane de cikarim yapayim da tam olsun: "$ik olmak iki yakayi bir araya getirmekten^* sonra dert oluyor!"

not: political correctness kaidelerini pek de sallamadan yazdiklarimdan rahatsiz olan varsa ozur.

(a lifetime of type ii errors - 14 Ekim 2004 01:39)