Süre                : 1 Saat 37 dakika
Çıkış Tarihi     : 26 Mayıs 2010 Çarşamba, Yapım Yılı : 2010
Türü                : Cinayet,Drama,Heyecanlı
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Lleju Productions , Sidney Kimmel Entertainment , Kimmel International
Yönetmen       : Gregor Jordan (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Peter Woodward (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Samuel L. Jackson (IMDB)(ekşi), Carrie-Anne Moss (IMDB)(ekşi), Michael Sheen (IMDB)(ekşi), Stephen Root (IMDB), Lora Kojovic (IMDB), Martin Donovan (IMDB)(ekşi), Gil Bellows (IMDB)(ekşi), Vincent Laresca (IMDB), Brandon Routh (IMDB), Joshua Harto (IMDB), Holmes Osborne (IMDB), Michael Rose (IMDB), Randy Oglesby (IMDB), Benito Martinez (IMDB), Sasha Roiz (IMDB), Dayo Ade (IMDB), Yara Shahidi (IMDB), Sayeed Shahidi (IMDB), Necar Zadegan (IMDB), Jillian Bruno (IMDB), Coby Seyrafi (IMDB), Chris McGarry (IMDB), Angela Martinez (IMDB), David E. Willis (IMDB), Geoff Meed (IMDB), Kirk B.R. Woller (IMDB), Kelly Vaughn (IMDB), Bill A. Jones (IMDB), Phil Somerville (IMDB), Austin Nichols (IMDB), Delaine Yates (IMDB), Taylor Mills (IMDB), Christian Eric Billings (IMDB), Alzahir Born (IMDB), Daryl Anthony Harper (IMDB), Kal Parekh (IMDB), Michael Pecchia (IMDB), Jakob Salvati (IMDB), Ryan Van de Kamp Buchanan (IMDB), Jack Valan (IMDB)

Unthinkable (~ Akilalmaz) ' Filminin Konusu :
Bir terörist tarafından gizlenen üç atom bombası, ABD'nin en büyük kabusu haline gelir. Yerleri bilinmeyen bu bombaların yerleştirilmesine iki gün kala, bir sorgu yargıcı ile FBI ajanı bu silahları bulmak için mücadeleye girişirler.


  • "samuel jackson ve michael sheen'in başrolünü oynadığı bir gerilim filmi."
  • "iskencenin, hatta masum insanlara iskence yapmanin, gerekliligini anlatan bir film. midesizseniz hosunuza gidebilir."
  • "işkencenin tarihten bu yana neden bu kadar işe yaradığını bize anlatan film."
  • "underworld'un lucian'ı olan michael sheen'in süper oyunculuğu, izleyeni insanlıktan çıkaran konusuyla ve süprizleriyle devam edip biten son zamanlarda çıkan seyre değer güzel filmlerden."
  • "tamamen vakit kaybı bir film.bu dandik filmi son zamanlarda izlediğim en iyi film diye bana satan dvd' ciyi de incisözlüğe havale etmeyi düşünüyorum."
  • "h kişisi öyle abartılmış ki. gerçekçiliğini o dakika yitirmiş. dallamanın teki generallere emir veriyor. yok ya."




Facebook Yorumları
  • comment image

    samuel l. jackson'ın abd hükümeti için freelance işkencecilik yapan, sinik ve hayvanlaşmış bir "uzman"ı; michael sheen'in eski delta force mensubu, nükleer silahları çok iyi tanıyan, sonradan müslüman ve radikal olan abd yurttaşı "terörist"i; carrie-anne moss'un da liberal, yufka yürekli, hukuk-devletçi fbi ajanını canlandırdığı bir film.

    terörist 3 büyük amerikan şehrine birer nükleer bomba koyduğunu video kaydı ile bildiriyor. yerleştirdiğini iddia ettiği bombaların patlamasına 5 gün kala kendini yakalatıyor. adamı konuşturmak lazım tabii. sinik işkenceci ve fbi ajanı, film ilerledikçe bir şiddet orgysine dönüşen gizli "sorgu" operasyonunun merkezine yerleşiyor.

    ben uzun bir süredir bu tür filmleri "ohş aksiyon" veya "lanet olası kapitalist holivud" ekseninde değil, abd'nin anaakım politik kültürünün 911 sonrası yörüngesini gözlemlemek için izlediğimden, bol malzeme buldum. etiko-politik ikilemlerin gözler önüne serilmesine dikkat bu filmde, spoiler vermiyorum.

    benzer dertleri olan için şu filmleri hatırlattığını not edebilirim: (bkz: five fingers) (bkz: extraordinary rendition) (bkz: rendition) (bkz: pledge of allegiance)


    (babaerenler - 24 Mayıs 2010 14:25)

  • comment image

    --- spoiler ---

    samuel amca her ne kadar iyi rol yaparsa yapsin, ozellikle iskence icin kullandigi yontemlerin hepimizin bildigi klasik turden olmasi (koskoca amerika'daki en usta iskence uzmani olarak lanse edilmesine karsin), tam olarak neyi anlatmak istedigini ve hangi genre'a hitap ettigini anlayamadigim filmdir.

    ozellikle son sahnede ajanin silahini ele gecirmesi ve intihar etmesi cok gelisiguzel olmus. kendisine gunlerce iskence eden, karisini olduren adami oldurmeden bu dunyadan gocecek bir insan az olsa gerek.

    ---
    spoiler ---


    (mouse sanitary pad - 31 Mayıs 2010 07:39)

  • comment image

    --- spoiler ---
    milyonları kurtarmak adına "suçu sabit" bir orospu çocuğunu konuşturmak için ne kadar ileri gidilebileceğini masaya yatıran film.

    anafikir: sözkonusu insan hayatıysa gerisi teferruat.

    işkence görmeye oldukça iyi hazırlanmış eleman rolünde, suçsuz olma ihtimali de bulunan, veya milyonları öldüreceğinden şüphe duyduğumuz birisi oturmuyor işkence koltuğunda... elemanın planladığı üç bombalı eylemin gerçekleşeceğini eşşekler gibi biliyor, ona empatik yaklaşamıyoruz bir türlü. tam tersine, senaryo bizi mütemadiyen işkenceci "barbarlara" yakınlaştırıyor; onlar gibi düşünmeye iteliyor.

    hikayenin orijinal ve cesur yanı, "teröristin de insan hakları var, bik-bik-bik" insanlarının sonunda aklını başına toplayarak, "sokarım merhametine" demesi ve de işkenceye sike sike rıza göstermesi... başka çare kalmadığını masalar, sandalyeler, duvarlar bile anlıyor sonunda.

    zayıf yönü ise, teröristin elleri çözüldükten sonra olan, biten.
    keşke daha akıllıca bir final bulunsaymış...
    yine de izlenmeli derim.
    ---
    spoiler ---


    (fareli koyun kavalcisi - 1 Haziran 2010 13:36)

  • comment image

    iskencenin, hatta masum insanlara iskence yapmanin, gerekliligini anlatan bir film. midesizseniz hosunuza gidebilir.


    (okuz - 2 Haziran 2010 02:09)

  • comment image

    underworld'un lucian'ı olan michael sheen'in süper oyunculuğu, izleyeni insanlıktan çıkaran konusuyla ve süprizleriyle devam edip biten son zamanlarda çıkan seyre değer güzel filmlerden.


    (chn dr - 3 Haziran 2010 10:33)

  • comment image

    "işkencenin ne kadar gerekli olduğunu anlatıyor" diyen kişi filmden bi bok anlamamış demektir.

    --- spoiler ---

    en sonda trinity ablamızın "ehhh yeter lan, skerim patlarsa bomba patlasın, masum çocukları öldüremeyiz" repliği filmin ana fikri hakkında herhangi bir ipucu vermiyor mu?

    ya da samuel l. jackson'ın trinity ablamız yukarıdaki sözü söyledikten sonra adamın bağlarını çözmesi ve "tamam bitti, özgürsün artık" demesi?

    samuel l. jackson da yaptığının kötü bir şey olduğunu biliyor aslında. trinity ablamıza "justify me" derken de bunu kastediyor. çevresindeki herkes işkencenin "gerekli" olduğunu söylüyor ama kimse elini pisliğe bulaştırmak istemediğinden, o devreye giriyor. samuel l. jackson da hep bu süreç boyunca birilerinin ona "dur" demesini bekliyor. trinity ablamız ve diğerleri başta karşı çıksa da, süreç boyunca hep "ne yapman gerekiyorsa yap" diyorlar. bir tek michael sheen'in karısının öldürülmesine -pasif olarak- karşı çıkıyorlar ama onda da olaydan 5 dakika geçtikten hemen sonra "bu işi bitirmeni istiyoruz" diye yine samuel l. jackson'ın kapısına dayanıyorlar.

    ama samuel l. jackson'a ilk kez -gerçek olarak- karşı çıktıklarında, yaptığı şeyi bitiriyor ve michael sheen'i çözerek "tamam git hadi, özgürsün" diyor.

    michael sheen'e karşı empati kuramayanlar nasıl bir ruh haline sahip onu da merak ediyorum. filmde empati kurabildiğim tek adam michael sheen idi. samuel l. jackson'a son ana kadar "var hayvan orspu çocuğu" kıvamında baktım. keza trinity ablamıza da "ikiyüzlü sürtük" diye. diğer sadece emir verildiğinde emri yerine getirecek şekilde beyni çalışan maymun askerleri saymıyorum bile.

    çok dağıldı, toparlayayım. en yalın haliyle filmin anlatmak istediği şey şudur bana göre: "evet, işkence kötü bir şey. bu yüzden işkenceye karşı da çıkmalısın ama sen buna pasif olarak, işkencenin yapıldığı odayı terkederek, gözlerini kapatarak, sorumluluktan kurtulmak için yetkiyi alt rütbedeki askere vererek vb. yöntemlerle karşı çıkamaz, sorumluluktan kurtulamazsın. suça ortak olur, sen de işkenceyi bizzat yapan adam kadar suçlu olursun."

    evrensel değerler vardır. insan olmaktan kaynaklanan değerler. getirisi, yararı, faydası, gerekçesi ne olursa olsun bu değerleri çiğneyemezsin. zira, bu değerleri çiğnediğin zaman insan olmaktan çıkar, başka bir şeye dönüşürsün. bir barbara, ya da hayvana.

    bu bağlamda michael sheen'in tırnaklarını koparmakla, dişlerini deşmekle, parmaklarını kesmekle; çocuklarını öldürmek arasında herhangi bir fark yoktur. bunun ağırı, hafifi, haklısı ya da haksızı yoktur. işkencenin her türlüsü işkencedir.

    ---
    spoiler ---


    (strateji - 4 Haziran 2010 22:23)

  • comment image

    unthinkable deyince pek bir şey düşünemedim ama trinity'i böyle yaşlanmış görünce, "hadi ya, herhalde bunu kastediyorlarmış" dedim içimden. etmiyorlarmış ama gene de içimdeki çocuk hafiften sarsıldı. neyse, film, çok ilginç bir filmmiş gibi gelen hafif ilginç bir film. amerikan bakış açısı ve yüzeysel dilemmasını göstermesi yönünden kayda değer.


    (john galt - 5 Haziran 2010 00:05)

  • comment image

    bir çok yönüyle can sıkıcı film.

    --- spoiler ---
    lk önce, abd'deki islam imajı üzerine nükleer bomba-işkence-duygu sömürüsü üçgeni kurma iddiasıyla bu kadar güzel bir kadro boşa harcanmış. samuel l. jackson, carrie-anne moss gibi kendini kanıtlamış iki oyuncuya yüklenen rolün psikolojisine hiç oturmayan, saçmalatan diyaloglar, michael sheen gibi dünya sinemasının parlayan yıldızını neyi, niçin yaptığını bilmeyen daha doğrusu anlatamayan profesyonel ajan-terörist rolüne ve bu rolün ruhuna uymayan da bir kurmaca, filmi başından sonuna kadar mahvediyor.

    bir kaç örnek vereyim: koskoca cia ajanı brody (carrie-anne moss) filmin 2-3 yeri hariç, işkenceden anlamayan, akıl oyunlarını iyi oynayamayan, herhangi bir çocuk uğruna koskoca abd'yi feda edecek kadar annelik dürtüsüne sahip yani kısacası cia ajanlığının kıyısından bile geçemeyecek fantastik bir imajı canlandırıyor. klasik iyi polis ayaklarıyla sorguyu sürdürüyor ve hiç bir işkenceye gık demeyen müslüman ajan bombacı teröristi bülbül gibi öttürmeyi başarıyor.

    h (samuel l. jackson), gerektiğinde devleti bile sikine takmayan, psikopat bir taşeron işkenceciyi elinden geldiğince iyi canlandırmak için sürekli soğukkanlı olmaya ve taşları bir kaç hamle sonrasına göre oynamaya çalışıyor. gel gör ki, teröristle çok yüz göz oluyor, işkence sahneleri çok sade ve ilkel kalıyor. valla bizim bilmemkaçıncı şubedeki yöntemlerin yanında sıfır kalır yani. neyse, teröristin en zayıf tarafı olması kuvvetle muhtemel olan eşi ve çocuklarını en sona bırakarak işkenceyi piç ediyor, kendini fizyolojik olarak başına geleceklere hazırlamış terörist kardeşimiz karşısında haddinden fazla bocalıyor.

    hele bi yetki karmaşası var ki; (bak küfrettircekler bana şimdi) lan, amerika'nın ırzına geçilmek üzere, ortada hükümetten bir tane adam yok. bir tane kepçe general var, o da işin uzmanıyım havasında amcam. sonra bir tane takım elbiseli herif çıkıyor, bir öyle diyor, bir böyle diyor. tamam, herifin de kafası karışık ama o paraya o işi yapacak bir sürü it mevcut yani oralarda. bula bula bunu mu bulmuşlar? h kafasına göre gidiyor, onu dövüyor, bunu kesiyor, ajan brody, hümanizmin zirvesinden olaylara müdahele ediyor, ortalık bok oluyor tabiatıyla. la oğlum, feriştahınız kim lan sizin?

    filmin sonuna kadar "la havle ve la kuvvete" diye diye finali bekliyorsunuz. terörist kardeşimiz, tüm kararlılığına rağmen ötecek ki başından beri biliyorsunuz. seyirci, artık kimin, nasıl öttüreceğine kilitleniyor. haliyle terörist kardeşin çocuklarını koz olarak kullanacakları da belli. çocuklara sıra gelmeden önce adamın karısını, gözü önünde, adama söz hakkı tanımadan carrrt diye kesiyorlar. 21 dakika var bombaların patlamasına. herkes sığınaklara kaçmış. iş işten geçiyor, milletin karnı acıkmış, çişi gelmiş, bi de kendi aralarında kavga ediyorlar. lan hiç yakışıyor mu abd gibi saygın bir ülkeye? ayıp lan.

    şaka maka harbiden canımı sıkan şeyler, konuyu piç eden senaryo, berbat yönetmenlik, oyuncuların motivasyonunu mahveden kopukluklar, işkenceyi överken abd'nin şefkatli yüzünü de göstermeye çalışan yetersiz kurgu. biraz daha senryo üstünde çalışılsa, bir kaç uzmandan görüş alınsa (alınmış da olabilir), çok ses getirecek bir konu boşa gitmiş.

    ---
    spoiler ---

    bunu seyretmeden önce a wednesday ve aamir'i seyredenler, neden hayal kırıklığı yaşadığımı çok daha iyi anlayacak.


    (san anel an - 9 Haziran 2010 17:38)

  • comment image

    filmin şu sahnesi insanlara vermek istediği mesajı gayet iyi bir şekilde veriyor. bu açıdan bakıldığında gayet dobra bir film olmuş diyebilirim. amerikan halkı orada keyfine keyif çatarken o ortadoğu projesini gerçekleştirmek için orta doğuda binlerce insan ölüyor her gün. çok uzak değil, israil'in yaptıklarına bakmamız bile yeterli.

    --- spoiler ---

    -kendimi yakalattım çünkü ben korkak değilim.
    -bana işkence edecek herkesle yüz yüze olmak istedim!
    işte buraya dikkat:
    -bana barbar diyorsunuz.
    -peki o zaman siz ne oluyorsunuz?
    -nasıl yani, elli sivili öldürüm diye göz yaşı mı dökmemi bekliyorsun?
    -siz her gün o kadar kişiyi gözünüzü kırpmadan öldürüyorsunuz!
    -nasıl bir hismiş, brody? bu benim ile ilgili değil sizin ile ilgili!

    yalnız brody sorgu sırasında kuran'ı okuyup çok hayran kaldığını söylüyor. çok güzel okumuş, hiç bir müslüman kendi canına kıyamaz ki bombacı yusuf abimizde filmin sonunda kendisini kafasından vuruyor. sen o kadar işkence gör ondan sonra kendini öldür. böyle saçmalık görmedim ben. intihar etmek kuran'da en affedilemez suçlardan birisi çünkü.

    kısaca filmin son saniyesindeki o dördüncü bombayı görmesem bu filme say say etmediğim küfür kalmazdı ama yazının girişinde de söylediğim gibi film gayet dobra ve bazı kişilerin gerçekleri görmesini sağlamak için gayet güzel kurgulanmış. özellikle orta doğuda dönen katliamlar gibi eğer yukarıdaki diyaloğa bakıcak olursak. samuel abiyi böyle bir rolde görmek gayet leziz oldu. ve son olarak film son saniyesi ile benden geçer not aldı ve o ana kadar gayet güzel geldi.
    ---
    spoiler ---


    (toutaku - 10 Haziran 2010 05:53)

  • comment image

    işkencenin yapılabilirliğinden ya da yapılmaması gerektiğinden genel hatlarıyla bahsetse de izleyene "sen olsan ne yapardın?" diye sormaktadır. *

    --- spoiler ---

    ya her şeyi geçtim. film boyunca bangır bangır dönüyor 6 ila 8 kg arasında madde kayıp diye. biz anladık oradaki askerler, generaller, fbi ajanları vs h kişisi söyleyene kadar 4 bomba olabileceğini akıllarına bile getirmemiş. gerçi nükleer bomba yapımında kullanılan maddenin ne kadarının kayıp olduğununun kestirilememesi, üstelik 2 kg (anlamıyorum bombalardan falan ama çok olsa gerek) gibi bir meblağ garip geliyor insana.

    herkes "tamam bu kadar yeter; neeee 4. bomba mıııı, tamam devam et" dönekliğinde, "aman! çocuklarımız, insanlarımız ölecek" telaşında* lakin biri de çıkıp demiyor "yahu bu adam amerikada doğmuş amerikada büyümüş, orta doğuda olanları görmüş ve kendi ülkesinde böyle bir şey yapıyor, hem de bu kadar işkenceye rağmen geri adım atmıyor. lanet olsun bize."

    işkencenin yeri geldiğinde yapılabileceğini falan gösterdiğini de sanmıyorum zaten. tanımda kandırdım hepinizi.

    ---
    spoiler ---


    (6sigma - 13 Haziran 2010 03:26)

  • comment image

    --- spoiler ---

    filmde işkencenin gerekli olduğunu falan anlatmıyor. ancak bir gerzek bunu diyebilir, gerçek olayı şu;

    herif işkenceye kendi girmesi, nükleer bombası olduğunu kanıtlaması falan onun artık tehdit edilemez olduğuna işaret, karısını çocuğunu öldüreceğine adamın isteklerini yerine getirseydiniz, herif new york u havaya uçurmazdı. lan hepinizi götüstü oturtacak planı yapmış halen ne diye diretiyorsun? git adamın dediğini yap kimse ölmesin. zaten siz anlaşma yapın diye anlaşma kasedini halka yayınlatılmasını istemedi, adam siz anlaşma yapın diye işkenceden çıkmadı, adam siz anlaşma yapın diye karısını çocuklarının hayatını tehlikeye attı, halen bu adamı ciddiye almayıp, "işkence edelim söyler lan yerini" dersen adam götüne bombayı sokar işte. samuel filmin başında "adamın anlaşmasını kabul edin, siz zaten teröristlerle hep anlaşıyorsunuz" dediğinde iki dakika düşünseniz şimdi herif kazanmış olmayacaktı.

    tahminimce o adamın çocuklarını da kessen 4. bombayı söylemezdi. çünkü o kadar ayrıntılı plan yapan adam bunu da düşünür. adamın amacı ortadoğu politikasının bitirmekti. bitseydi kimse ölmeyecekti. adam kazandı.

    e şimdi diyeceksin ki "bir adam için koca ortadoğu politikasından vaz mı geçelim?" lan adam senden newyork'u aldı aloo? kalbini aldı senden?

    ---
    spoiler ---


    (nebuch - 17 Haziran 2010 12:19)

  • comment image

    tamamen vakit kaybı bir film.bu dandik filmi son zamanlarda izlediğim en iyi film diye bana satan dvd' ciyi de incisözlüğe havale etmeyi düşünüyorum.


    (emrico - 28 Haziran 2010 15:03)

  • comment image

    bu filmi izledikten 3 ay sonra filmle alakali aklinizda kalacak tek sey micheal sheen in oyunculugu. onun haricindeki butun oyunculuklar siradan, konu ve duygu derin ama isleyis yuzeysel. detaycilik sifir. hele hele filmin sonu tam bir fiyasko.

    --- spoiler ---

    film en son sahnesinde kafalarda "acaba cocuklari oraya sokmaya deger miydi? sen olasan ne yapardin?" sorularini sordurmaya calismis fakat sahsen benim sordugum tek soru "boyle dandik son sahne mi olur?" oldu. oyle anlamsiz bir son ki bombalara ne oldugunu bile merak etmiyorum.

    bu arada samuel l. jackson daki dusus devam ediyor. izledigim son filmlerinin hepsi oyunculuk ve izlenebilirlik anlaminda fiyasko.

    bir de trinity nin bacaklara takildim bu filmde. siyah deri taytla ordan oraya atlarken belli olmuyordu ama gorunen o ki bacaklari bildigimiz futbolcu bacaklari. kendisine yeni maclarinda basarilar diliyoruz. zira bu performansla giderse yeni filmler zor gozukuyor.

    ---
    spoiler ---

    bu film ayrica cinli dvd saticilarinin tavsiyelerinin guvenilirligini bir kez daha gostermis oldu. harika bir film diye aldim bu filmi, hatta dvd satan herifin filmi tavsiye ederken yuzundeki etkileyici ve altin gulumsemeyi hatirliyorum. sanirim ona kanmistim.

    gorulduki butun turkler gibi ben de tarihten ders almiyorum. the last templar gibi bir facia yasamis kisinin bu gibi pazarlama oyunlarina kanmamasi gerekiyordu.


    (quantocosta - 1 Temmuz 2010 03:46)

  • comment image

    alicia keys in üzgünç üzgünç beybiiiiiiiii dediği süperüzgünç şarkısı,

    sözlerini e kopyalayayım tam olsun

    moment of honesty
    someone's gotta take the lead tonight
    whose it gonna be?
    i'm gonna sit right here
    and tell you all that comes to me
    if you have something to say
    you should say it right now
    (drake: you should say it right now)

    you ready?

    bridge:

    you give me a feeling that i never felt before
    and i deserve it, i think i deserve it
    (drake: i deserve it, i think it deserve it..let it go)
    it's becoming something that's impossible to ignore
    and i can't take it
    (drake: i can't take it)

    chorus-alicia & drake:

    i was wondering maybe
    could i make you my baby
    if we do the unthinkable would it make us look crazy
    if you ask me i'm ready
    (echo: i'm ready, i'm ready)
    if you ask me i'm ready
    (echo: i'm ready, i'm ready)

    verse 2:
    i know you once said to me
    "this is exactly how it should feel when it's meant to be"
    time is only wasting so why wait for eventually?
    if we gon' do something 'bout it
    we should do it right now
    (drake: we should do it right now)

    bay, uh

    bridge:

    you give me a feeling that i never felt before
    and i deserve it, i know i deserve it
    (drake: i deserve it, i know i deserve it. let it go)
    its becoming something that's impossible to ignore
    it's what we make it
    (drake: it's what we make it)

    chorus-alicia & drake:

    i was wondering maybe
    could i make you my baby
    if we do the unthinkable would it make us look crazy
    or would it be so beautiful either way i'm sayin'
    if you ask me i'm ready
    (echo: i'm ready i'm ready)
    if you ask me i'm ready
    (echo: i'm ready)

    yeah, sing...

    hook:

    why give up before we try
    feel the lows before the highs
    spread our wings before we fly away
    i can't say i came prepared
    i'm suspended in the air
    won't you come be in the sky with me

    chorus-alicia & drake:

    i was wondering maybe
    could i make you my baby
    if we do the unthinkable would it make us look crazy
    or would it be so beautiful either way i'm sayin'
    if you ask me i'm ready
    (echo: i'm ready, i'm ready)
    if you ask me i'm ready
    (echo: i'm ready, i'm ready)


    (demlikposet - 22 Temmuz 2010 02:45)

  • comment image

    jack bauer li 24 ün bilmem kaçıncı sezonunun bilmem kaçıncı bölümünün on dakikalık bir bölümünün aynen alınıp film yapılmış hali. abiler ama neden zahmet ettiniz bu kadar dünyanın parasını harcamışsınızdır bunun için oysa biz 24 ün tüm sezonlarını göz kırpmadan izlemişiz bunlar bize vız gelir tırıs gider.


    (ispenciyar - 24 Ağustos 2010 23:03)

  • comment image

    tırt amerikan filmlerinden birisi. bi tutturmuşlar ulusal güvenlik geyiği, sonu gelmiyor. biz bıktık dünyanın öbür ucundan hollywood bıkmadı henüz, çakayım güvenliğinize de size de. ama nazarımda filmin farkı ciddi anlamda özeleştiri yapılmış olması. sırf bu nedenle gözümde artısı var. dünyanın bokunu çıkardıklarını amerikanların ağzından duymamızı sağladıkları için.

    --- spoiler ---
    ne yani, elli sivili öldürdüm diye gözyaşı mı dökeyim? siz her gün o kadar kişiyi öldürüyorsunuz!
    ---
    spoiler ---


    (cafcurucufcuf - 28 Ağustos 2010 02:48)

  • comment image

    h kişisi öyle abartılmış ki. gerçekçiliğini o dakika yitirmiş. dallamanın teki generallere emir veriyor. yok ya.


    (mbaran - 4 Eylül 2010 15:46)

  • comment image

    işkenceyi masum gösteren abd filmlerinden bir tanesi daha.

    --- spoiler ---

    çünkü filmin sonunda elemanın söylediği bomba patlıyor. biz de güya haaaa diyoruz...

    ---
    spoiler ---

    kardeşim ben üzülmek zorunda mıyım abd'nin bir kentinde ölen 50 kişiye? ırak'ta öldürmüşsün sen 1 milyon kişi... dedesi burnunda halkayla afrika'dan getirilen bir elemanın beyaz adam hesabına işkence yapması da ayrı bir ironi olmuş...


    (tetteh - 11 Eylül 2010 10:53)

Yorum Kaynak Link : unthinkable