• "rivayete göre ilk kokteyl bir horoz* tüyü ile süslenmiştir de adı cocktail olmuştur."
  • "(bkz: cock)(bkz: tail)"
  • "mayonezin içerisine kanyak, ketçap, hardal ve acı biber sosu (tercihen tobasco) ve kırmızı toz biber eklenerekyapılan bir sostur"
  • "temmuz 2012 de gösterime giren, fragmanından güzel bir filme benzeyen bollywood filmi.fragman"
  • "bryan brown ve gina gershon'unda yer aldığı, roger donaldson'un yönettiği duygusal film."
  • "tom cruise ile elisabeth shue'nun başrollerini oynadıkları zengiz kız fakir ama gururlu erkek filmlerinin sex on the beach versiyonu"
  • "cem yılmaz ilerde bu filmdeki tom cruise karakteri gibi olacağını düşündüğünden turizm meslek lisesine kaydolduğunu belirtmektedir."
  • "tom cruiseun yerine emrahı, elisabeth shuenun yerine de demet akalını koyunca (bkz: sensiz olmaz) a dönüşen film...bardaki hatunu tavlamak için zippoyu yakıp atması en güzel sahnelerdendir..."
  • "datça da bambu barın karşısında penyecinin yanında, gittikçe piyasalaşan barların yanısıra en kaliteli müzik çalan ve en sakin oturulabilecek bardır.(datça)"
  • "özellikle bar sahnelerinin izlenesi olduğu, şu an cnbce'de yayınlanmakta olan, ne zaman rastlasam izlediğim tom cruise filmi. soundtracki de ilgi çekicidir.(bkz: hippy hippy shake)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    filmdeki yumusak mizaciyla elisabeth shue benim sevgilim olsun, sadece babasiyla diil, tum ny'la kavga etmeye hazirim. siz onu bunu birakin da:

    kokteyl bardaklarindaki semsiyeleri uretenin ne kadar para kazandigini hic dusunmus muydunuz....


    (longview - 5 Haziran 2002 18:08)

  • comment image

    aslen ismin oluşmasında horoz kuyuğunun alakası yok.
    çeşitli içkilerin karıştırılması ile yapılan cocktail, ismini fransızca "coquetier" kelimesinden almış. coquetier, rafadan kıwamında haşlanan yumurtanın, kabuğu ile ve dikine olarak içine oturtulduğu kabın ismidir..

    18. asrın sonlarına doğru, new orleans'da eczacılık yapan antonie peychaud adında bir fransız, çeşitli içkileri karıştırarak, adeta sanat eseri yeni bir içki şeşidi yaratabileceğine inanırmış. gün gelmiş peychaud yaptığı birçok denemeden sonra bir gün, yumurta kabı coquetier'i ölçek olarak kullanıp içine doldurduğu konyak, bitters ve absinth karışımına, şeker ve limon kabuğu rendesi de ilave ederek bir içki karışımı hazırlamış. içimini çok beğendiği bu leziz içkiye de yaparken kullandığı "coquetier" i isim olarak vaftis etmiş..


    (blasphemy - 21 Ağustos 2002 02:44)

  • comment image

    ilk kokteyl bulusunun 18. yy sonlarinda olmasi zordur efenim. simdi.

    ilk kokteylin ms ikinci yüzyilda imparator commodius caginda yapildigi soylenir. (limon suyu, toz halinde otlar) ilk kokteyl kitabi da 17. yyda londra damiticilar sirketi tarafindan.
    cocktail sözcügü ilk kez 1806 yilinda bir amerikan dergisinde tanimlanmistir: "alkol, su, seker ve bitters karisimi"
    bir cok varsayim mevcuttur sözcügünün cikisina dair:

    amerikan kurtulus savasinda betsy flaagan adli bir hanim hem washington'a hem de la fayeti'e hizmet ediyordu. tavernasinda her iki tarafin da askerlerine solenler hazirlayan bu hanim bir keresinde fransiz askerlerine verdigi solende icki bardaklarini renkli horoz tuyleriyle suslemisti. fransiz askerlerini kadinin sagligina kadeh kaldirirken "vive le cocktaile" seklidne bagirmisdi. ismin buradan geldigi iddiasi da rivayetlerden biridir.

    bu arada turkcemizde ne kadar hamshohane bir adaptasyon soz konusudur cogu zaman be kardesim.


    (elv - 24 Eylül 2002 23:33)

  • comment image

    çoçukken izlenmiş, ve bilinçaltında yer edinmiş filmdir benim için. imdb de aldığı 5.3/10 puanı beni derinde yaraldı vallahi.

    o değil de birde, bir baba çocuklarını kaybediyodu. 10-15 sene sonra toplamaya çalışıyordu çocuklarını. filmin sonuda da;

    -riçaaaaaaaard
    - babaaaaa,oğluuuuum

    diye birbirlerine koştukları bir sahne vardı. onu hatırlayamadım. birde o filmi bulsam misyonumu tamamlayacağım yemin ederim.


    (starlayt - 7 Haziran 2009 15:49)

  • comment image

    büyülü bir film.

    aslinda klise bir konu, derine inemeyen bir ask hikayesi, az bucuk tahmin edilebilir gidisat.

    ama cok guzel!

    tom cruise'un karsi konulamaz cazibesi mi, bar sahnelerinin inanilmaz cekiciligi mi yakaliyor beni bilemiyorum; ama son sahneden sonra cast yazmaya basladiginda ayaklarim yerden kesiliyor, aptal bir gulumseme ve cilgin bir iyimserlik ile basbasa kaliyorum.

    ve bu filmden once herbiri benim icin fazlaca eski puan yazdiran kisa boy, celimsiz vucut ve kisa sort uclusunun -ustelik de bir arada!- bir erkege yakisabilecegini soyleseler asla inanmazdim.


    (m g - 4 Aralık 2009 21:14)

  • comment image

    tom cruise ile elisabeth shue'nun başrollerini oynadıkları zengiz kız fakir ama gururlu erkek filmlerinin sex on the beach versiyonu


    (meorca - 1 Şubat 2001 22:22)

  • comment image

    cem yılmaz ilerde bu filmdeki tom cruise karakteri gibi olacağını düşündüğünden turizm meslek lisesine kaydolduğunu belirtmektedir.


    (zdravstvite - 25 Ocak 2013 03:17)

  • comment image

    tom cruise filmi için: hayatımda en çok izlediğim film.

    89 ya da 90'dı. trt'de yayınlanmıştı ve video kasetine kaydetmiştik. evde toplasan zaten kaç film var. tv desen haftada toplam kaç film oynuyor? sinema mı? ayda yılda bir gidersek şükrediyoruz!

    biz de teyzemle ne zaman sıkılsak bu filmi açıp izliyorduk!

    birkaç sahne ve diyalog hala dün gibi hatırımdadır.

    tom cruise'un ayakkabı bağcığının ucundaki plastikleri üreterek zengin olma hayalleri, bar sahneleri ve tom cruise'un o yaşta küçük bir kızın başını döndüren mimikleri, şelalenin altındaki sevişme sahnesi(o dönem için abooovvv!)...

    emrah'lı versiyonunu izledikten ve senaryodan nefret ettikten sonra kasetin üzerine başka film çekmiştik!


    (hicbir sey ulkesindeki her sey - 17 Temmuz 2013 22:30)

  • comment image

    kokteyl kelimesinin ilk kez nasıl, nerede ve kim tarafından kullanıldığı tam olarak bilinmiyor ancak bu konu hakkında pek çok efsane ve varsayım bulunuyor:

    1) bir zamanlar yorkshireda bir gelenek sürdürülüyordu: safkan olmayan atların kuruklarını kesmek. bu atlara cocktail(horoz kuyruklu) adı verilirdi. içki karışımlarının "melez" atların kuyruklarıyla özdeşleştirilip aynı adı almış olmaları mümkündür.

    2) amerikan kurtuluş savaşında betsy flanagan adında bir hanım hem washingtona hem de la fayettee hizmet ediyordu. bu hanım tavernasında iki tarafın askerlerine de şölenler hazırlıyordu. bir defasında fransız askerlerine bir tavuk ziyafeti çekmiş, içki bardaklarını renkli tüylerle süslemişti. fransız askerleri betsy flanagan'ın sağlığınakadeh kaldırırlarken de " vive le cocktail "(yaşasın horoz kuyruğu) diye haykırmışlardı.

    3) yine amerikan kurtuluş savaşı yıllarında, washington adlı bir dövüş horozu vardı. horoz dövüşlerine düşkün halkın gözdesiydi ve yenildiği dövüş yoktu. bu horoz bir gün ortadan yok olunca sahibi horozunu bulana sevgili kızı bessie'yi vereceğini ilan eder. horozu bulan kişi bessie'nin eski sevgilisi ve bessie'nin babasının hiç sevmediği bir adam olur. aslında horozun kaybolması da bessie ve sevgilisinin evlenmek için hazırladıkları bir oyundur. sözünü tutmak zorunda kalan baba, görkemli bir düğün şenliği düzenleyerek kızını evlendirir. şelik sırasında sarhoş olan bessie, bir yerden sonra tüm içkileri karıştırarak sunar. konuklar bu karışımları çok beğenirler ve cocktail(horoz kuyruğu) adını verirler.

    4) meksika körfezindeki campeche'de konaklayan ingiliz denizcileri dracs adı verilen punchlar içerlerdi. bu punchlar horoz kuyruğu şeklinde olan ve yörede " cola de gallo" (cocktail) olarak adlandırılan tahta kaşıklarla karıştırılıyordu. daha sonra bu içkilerede kokteyl dendi.

    5) meksikanın bir bölgesinin büyük reis'inin ziyaret eden amerikalı deniz subaylarına, reisin kızı tarafından bazı egzotik içkiler sunulur. kızın adı x-octl'dur. amerikalılar kızın adınan yola çıkarak bu içkilere cocktail adı verirler.

    6) 18. yy ingilteresinde, dövüş horozlarına alkollü bir içecek olan " cock ale"(horoz birası) verilirdi. dövüşü kazanan horozun kuyruğunda kalan tüy sayısı kadar değişik içkilerin karışımından oluşan içki galip horoza içirilirdi. cocktail sözcüğü burdan geliyor olabilir.

    7) fransız kaynakları cocktail'ın "coquetel" den geldiğini belirtir. bu isim bourdeaux bölgesi şaraplarından yapılan ve özgün bir kupayla sunulan bir karışıma verilir.

    8) new orleanslı bir fransız doktor, konuklarına içkilerini " coquetiers " denilen yumurta kapları içersinde sunarmış. amerikalılar bunu cocktail olarak değiştirmişler.

    9) 1871 yılında yazılmış bir öykü " an american cock-tale " adını taşır. mississippi nehrinde sefer yapan ünlü bir buharlı gemide, tüm içkiler bir banyo teknesine boşaltılmış ve ortaya çıkan karışım horoz göğsü şeklindeki bardaklara doldurulup yine horoz kuyruğu şeklinde çubuklarla karıştırılmış. cocktail ismi buradan doğmuş.

    kaynak: jak deleon


    (orcrist - 7 Ocak 2004 02:33)

  • comment image

    datça da bambu barın karşısında penyecinin yanında, gittikçe piyasalaşan barların yanısıra en kaliteli müzik çalan ve en sakin oturulabilecek bardır.(datça)


    (vorga - 7 Eylül 2004 03:03)

  • comment image

    4 ocak 2005 aksami trt-2'de tekrar gosterilen ve tom cruise'in canlandirdigi flanigan karakterinin 'hersey kotu biter, yoksa hic bitmezdi' cumlesi, coughlin yasalari ve birbiri ardina alip goturen muzikleri ile olumsuzlesen film.


    (monchhichi - 5 Ocak 2005 13:51)

  • comment image

    filmin benim aklımda en yer etmi$ yeri dough coughlin* 'in brian flanigan* 'a her daim verdigi ogutlerdi.

    her konu icin ''coughlin yasaları'' adı altında söyleyecek bi$i bulurdu adam.
    flanigan tuvalette sıcar icerden bi ses ''coughlin yasası der ki osurmadan sıcana bi bira'', flanigan barda kızlarla konu$ur hemen arkadan bi ses ''coughlin yasası der ki mademki amerikalısın birak icinde kalsın''. boyle öz rahatsız biri olmasına ragmen film sonuna kadar gücünü bu yasalardan alır, flanigan'da bu yasalara istisnasız uyardı.


    (ich - 23 Kasım 2004 21:12)

Yorum Kaynak Link : cocktail