Jerry and Tom (~ Jerry & Tom) ' Filminin Konusu : Tom ve Jerry, William Hanna ve Joseph Barbera tarafından yaratılmış kısa filmler serisi halinde, ev kedisi Tom (tam adı Thomas) ile onunla aynı mekanı paylaşan ev faresi Jerry arasında geçen komik mücadelelerin anlatıldığı animasyon serilerinin genel adıdır. Hanna ve Barbera ikilisi, Hollywood'da bulunan MGM çizgi film stüdyosunda 1940 ile 1957 arasında 114 kısa film yazıp yönetmişlerdir. Bunlardan 13'ü akademi ödülüne aday gösterildi, 7'si "En İyi Kısa Animasyon Filmi Akademi Ödülü" aldı. Metro-Goldwyn-Mayer çizgi film stüdyosunun kapanmasından sonra, 1960 yılında Tom ve Jerry filmlerinin yapımcılığını Gene Deitch devraldı ve filmler Batı Avrupa'da yapılmaya başlandı. 1963 yılında Tom ve Jerry, yapımcılığını Chuck Jones'in almasıyla tekrar Hollywood'a geldi. Kısa filmler serilerinin sonlandığı 1967 yılına gelindiğinde toplam 161 kısa film yapılmıştı. 1970'li yıllara gelindiğinde Hanna-Barbera birlikte bir film stüdyosu kurdular ve filmler televizyona taşındı. 80'lerde ve 90'lı yıllar boyunca çeşitli TV şovları gösterildi. Uzun filmler ve özel şovlar yapıldı. Günümüzde ise Tom ve Jerry'nin hakları Warner Bros. şirketine aittir ve 2006'dan beri Tom and Jerry Tales adıyla yeni seriler yapılmakta ve ABD'de çeşitli televizyon kanallarında gösterilmektedir.
Lawn Dogs(1997)(7,6-6962)
Box of Moonlight(1997)(7,3-4948)
Rolling Thunder(1978)(7,0-6615)
Prime Cut(1972)(6,8-3954)
Snow Angels(2008)(6,8-12128)
True Believer(1989)(6,7-3909)
Choke(2008)(6,5-30448)
Welcome to Collinwood(2002)(6,4-13440)
City Hall(1996)(6,2-18285)
Safe Men(1998)(6,0-3009)
The Ten(2008)(5,0-16553)
Louis & Frank(1998)(3,5-113)
2012-2013 sezonu ankara devlet tiyatrosunun yeni oyunlarından..2 ekim'de stüdyo sahnede prömiyer yapacak oyunun yönetmeni ilham yazar.. oyuncuları ise; cüneyt mete, ünsal coşar ve özgür öztürk.oyun; iki kiralık katilin yaşamlarından bir kesit anlatmaktadır, şiddet ve argo içerikli olup +13 yaş sınırı ile sergilenecektir.
(mockingbird21 - 7 Eylül 2012 00:22)
sürükleyici, tek perde ve de olaylar etrafınızda cereyan ediyor. şöyle ki; dikdörtgen bir sahne düşünün ve seyirciler sahnenin tam ortasında döner sandalyede oturuyorlar. olayları takip etmek için sandalyenizde dönerek etrafınızı seyrediyorsunuz. *
(elalemin derdi - 7 Ekim 2012 00:23)
esmer ablanın dansları niye var çözebilmiş değilim. hatta esmer abla niye var? onu da bilmiyorum. playlisti güzel. white rabbit'i dinletti uzun zaman sonra. tom iyi, jerry abartılı bir oyunculuk sergiliyor. vicky kral adam, billy dayaklık. devlet tiyatroları eyidir, eyi.
(cumaya gittim gelicem - 10 Ekim 2012 16:38)
tiyatro sezonu açıldığında ilk önce ismini görüp, çocuk oyunu herhalde dediğim ama 13 yaş üstü uyarısını görünce merak edip bilet aldığım oyun.oyunda iki kiralık katilin hayatlarından ve işledikleri cinayetlerinden kesitler anlatılıyor.--- spoiler ---gitmeden önce konusu itibariyle oyunda gerileceğimi düşünmüştüm ama gayet rahat bir şekilde oturarak izlenecek bir oyun olmuş. sadece bir yerde beklenmedik anda patlayan bir silah sesiyle irkildim o kadar. açıkçası oyunun gidişi açısından da heyecan yaratan ya da merak uyandıran bir olay olmadı. hikayeler birbirinden genelde kopuk ve bir olay örgüsü içinde sıra takip eder şekilde değildi.bir de jerry'i oynayan arkadaşın garip mimikleri ve bir kiralık katili hiç de andırmayan tavırları nedeniyle oyunda sırıttığını söyleyebilirim ama aynı şeyler tom için kesinlikle geçerli değil.--- spoiler ---son olarak dönen sandalye üzerinde, etrafınızı tamamen çevrelemiş bir dekor içerisinde bir oyun izlemek için bile olsa gidilir derim.
(herzstuck - 14 Ekim 2012 19:00)
--- spoiler ---öncelikle oyundaki farklı sahne düzenlemesini oldukça beğendim ve oyuncuların performansları da gayet iyiydi. oyun içinde çalan şarkılar da çok iyi seçilmişti. oyunun en rahatsız edici yanı, diyalogların 90'lı yılların hollywood filmlerine yapılan türkçe dublajlara benzemesiydi, bazı konuşmalar kulağa oldukça yapay geliyordu. ayrıca oyundaki bayan oyuncu, oyunun ortalarında vurulduğu sahnede neden dans ediyor ona da bir anlam veremedim. onun dışında, oyun genel olarak bir tanesi usta, diğeri işe yeni yeni başlayan iki katilin yaşamından kesitler şeklinde ilerliyor. bu ikilinin bazen aile yaşantılarına, bazen birini öldürmelerine, bazen de aralarında geçen ilginç muhabbetlere tanık oluyoruz.--- spoiler ---devlet tiyatrosunda görmeye pek alışık olmadığım türden bir oyundu. bence gidip izlemeye değer.
(musahib - 10 Kasım 2012 17:33)
kötü senaryo, güzel oyunculuklar, dönen sandalyeler, şahane dekor ve ilham yazarstüdyo sahne oyunu olunca titreye ıkına gittim. malum her seferinde binbir umut ve hevesle gidip öeaaaff diye döndüğüm oyunların mekanı. şaşırtıcı bir sonuçla karşılaşmadım. böyle bir şeyi bekliyordum ama söz konusu ilham yazar olunca yok dedim. bu sefer güle oynaya yeaaahh diye çıkıcam şu sahneden dedim. ama sonuç değişmedi yine mutlu ayrıldım denemez.bu oyunu güzelleştiren ilham yazar. adamın kafasının neverland olduğu kanısındayım. o beynin içinde cümbüş var adeta ki bunu da sahnesine yansıtıyor. yaratıcılık kelimesi adamın yakasının iğnesi. müzikler ve dekor insanı oyunun içine çeken. ancak ne kadar kendinizi o efsuna kaptırmaya çalışsanız da anlatılan şey de bi numara olmayınca ııığğee saat kaç acıba ne zaman bitiyo diye düşüncelere dalmadan edemiyorsunuz. çevirisinden pek hoşlanmadım metnin. "öeaaa bilirsin işte" amerikan ağzı gözüme ve kulağıma battı.küfürler biraz yapay duruyor. şöle bi amanakoyayım demeyince olmuyo be abi :) yani ne bilim böle zoraki çıkıyodu sanki adamların ağzıdan. oyunculara diyecek pek bişi yok zaten. ünsal coşar ve cüneyt mete zaten izlemekten hazzettiğimiz abiler. özgür öztürk'ü ilk kez izledim. jerry'e çok yakışmış. sanırım yunus günce kendisinin cami avlusuna bırakılan ikiz kardeşi. dansçı abla lacivert yerine mavi kot giysin. sahneden ayrılırken çubukta iki dönesim geldi benim de ama düşer çanağı yararım diye edebimle terkettim ortamı. olaysız dağıldık.
(tighujey - 20 Kasım 2012 22:37)
en güzel yanı müzikleri olan oyun. ünsal coşar, oyunculuğunun yanında müzik seçimindeki ustalığını da konuşturmuş. bu vesileyle ne kadar kral bir adam olduğunu da görmüş olduk.dekor, oyunculuklar, sahne ve oturma düzeni gayet başarılıydı. özgür öztürk'ün mimikleri zaman zaman abartılıydı evet, ama o karakter abartıyı kaldırabilir gibi geldi. yine de ergenlikten adamlığa, acemilikten tecrübeye geçiş, karakterin davranışlarında daha belirgin olabilirdi. cüneyt mete ise doğallıyla çok iyi. tiyatro oyuncu, sinema ise yönetmen sanatıdır denir ama ilk defa tiyatroda yönetmen takip etmeye başladım. ilham yazar adını gördüğüm her oyun, öncelikli olacak artık. yine de, yastık adam gibi bir oyun bekleyenler hayalkırıklığı yaşayabilir, çünkü jerry ve tom'da metin o kadar güçlü değil. gerilim yok, merak uyandırmıyor. salonca en meraklı olduğumuz an, sahne geçişi sırasındaki karanlıkta oyuncuların sahnenin neresinden çıkacağını anlamak için sandalyelerle fır döndüğümüz andı galiba.
(miranda - 23 Kasım 2012 14:49)
rejisi harika olan oyun. oyunun metni, reji ve oyunculukların yanında zayıf duruyor. sandalye kullanımı kapanan dib sahnedeki "mojo" adlı oyunu anımsatmıştır. bu sezon değişik bir şey yok diyenler sırf sahneleniş ve dekor için bile gidebilir.
(masterbulent - 21 Aralık 2012 14:03)
oyunda çalan şarkılar:15 dakika zili ile shadowboxer10 dakika zili ile joy - lucinda williams , jolene - dolly parton5 dakika zili ile don't bother none - cowboy bebopa sweet little bullet - tom waitsjoy - lucinda williamsshake your hips - the rolling stonespott kettle black-tilly and the wallfever (adam freeland remix) - sarah vaughandirt in the ground - tom waitsget behind the mule - tom waitsblack gloves - goosesuicide note - johnette napolitanofigaroil dolce suonoarmy of me - bjork (sucker punch soundtrack)white rabbit - emiliana torriniewan mcgregor / curt wild - tv eye (cd version)malo - bebekaynak: http://emresaklica.blogspot.com/…/jerry-ve-tom.html
(fearomenkor - 9 Ocak 2013 01:42)
güzel müzikleri olan oyun finalde çalanhttp://www.youtube.com/watch?v=95z1kihacnu
(paratonerali - 13 Ocak 2013 18:41)
pek bir beğendiğim, herkese gönül rahatlığıyla önerdiğim; çok başarılı oyun.
(olur oyle arada - 17 Şubat 2013 18:03)
yöneten ilham yazar, oyuncuları ünsal coşar ve cüneyt mete olunca, bir de stüdyo sahne'de sergilenince beklentilerimi çok yükselterek gittiğim oyun. ne yazık ki hayal kırıklığına uğradım. zeynep nutku'nun rezalet çevirisi bunun başlıca nedenlerinden. sahne tasarımı mükemmel. ama metin öyle aman aman bir şey vermiyor.
(ben ruhi bey nasilim - 11 Mart 2013 03:00)
bugüne dek izlediğim, sahnenin en iyi kullanıldığı oyun. 4 duvarın her bir köşeyi, her bir santimetresi ayrı ayrı kullanıldı oyunda.
(love hurts - 11 Mart 2013 11:34)
sahne kullanımı çok güzel (dönen sandalyede 360 derece döne döne izliyorsunuz),oyuncular gayet başarılı,müzikler muhteşem (benim diyen bir radyo programında bile arka arkaya 3 tom waits şarkısı dinleyemezsiniz),amma ve lakin tüm bu güzelliklerin yanında senaryo çok basit kalmış.izlemeyin demiyorum, izleyin ama büyük beklentilerle gitmeyin.bir gün düşündükten sonra yazılmaya karar verilen edit büdüt: oyun pole dance ile başlıyor, devam eden dakikalarda değişik danslar sergileniyor ve en son yine bir pole dance ile oyun bitiyor. bu dansın oyun içindeki yeri, anlam ve önemini ben kavrayamadım. sadece sex sells olamaz herhalde...
(hezcartes - 13 Mart 2013 00:56)
repliklerinin aşırı çeviri kokmasının bilinçli olduğunu düşündüğüm, bugün stüdyo sahneden mutlu mesut bir şekilde ayrılmamı sağlayan oyun. not: dansçı abla oldukça iyiydi açıkçası, oyun içinde gayet de güzel durdu dans figürleri.
(letterbomb - 22 Nisan 2013 01:10)
katilller ve gerilim olunca konusu; yastık adam beklentisi ile gidilirse biraz tatminsizlik yaşıyor insan. çünkü yastık adam'daki '' şimdi ne olucak'' merakı yok. onun dışında, dönen sahne değil dönen seyirci detayı çok hoş; oyuncu performansları ve müzikler ise harika.
(jandi - 2 Mayıs 2013 20:24)
bugün saat 15:00'da stüdyo sahne'de izlediğim başarılı oyun. yazı oyunla ilgili spoiler içerir. öncelikle belirtmeliyim, kapıdan içeriye girmeden önce sahnenin özelliğini bilmiyordum ve hatta bilette koltuk numarası yazmaması beni şaşırtmıştı. kendimi müziğin de etkisiyle bir an barda sandım. içeriye girince durumu çaktım ve sahne beni büyüledi.oyuna gelince, konusu bakımından çok ilgi çekici olmasa da müzikler, dekorlar, kostümler sayesinde bir an bile sıkılmadan ilgiyle izledim. kısır bir konu, ustalıkla işlenmiş. dans eden ablanın performansına diyecek yok ama gereksiz olmuş sanki. aşırı drama dolu bir dans sergilemiş, biraz rahatsız olmadım değil. daha önce nasıl bahsedilmemiş şaşırdım fakat müzikler ve atmosferi bakımından trainspotting filmine ve konu bakımından da martin mcdonagh üstadın in bruges filmine epey benziyor oyun. jerry rolündeki arkadaş iyi mi rol yapmış yoksa biraz yavan mıydı pek anlayamadım ama pek de sırıtmadı sanki. yastık adam gibi rahatsız edici ve diken üstünde hissetmenize neden olan bir oyun, ama bu rahatsızlık yastık adam'daki gibi kara mizah ve sosyal eleştiriden dolayı değil, müziklerden ve hiç düşmeyen tansiyondan dolayı.boynuz kulağı geçer durumu güzel işlenmiş. jerry'nin işe sıfırdan başlayıp, tom'un seviyesinin üstüne çıkması ilginç olmuş. florida kısmında kurbanı tom'un tanıyamamasından, jerry'nin işi ele almış olabileceğini düşünmüştüm çünkü.anlam veremediğim bir nokta var. sinema sahnesinde o uzak doğulu arkadaşın "hatta siz de onlardan biri olabilirsiniz, beni vurmaya gelmiş olabilirsiniz" demesine ne gerek vardı? sahnenin sonunda bizimkiler direkt elemanı vursa da bir sürpriz olsa fena mı olurdu?büyük tiyatro'dan kalkan otobüsün tam 10 dakikada bizi sahneye getirmesine de epey şaşırdım. yahu dolmuş 45 dakika sürüyor! bu hizmetlerinden dolayı dt'ye ve sahnenin kafeteryasında herkese bedava çay ısmarlayıp, bitirenlere "birer çay daha vereyim daha oyuna 5 dakika var hemen içer kalkarsınız" diyen kafeyi işleten cömert amcaya teşekkürler.
(rask - 5 Mayıs 2013 18:44)
--- spoiler ---bir delinin hatıra defteri'nden sonra ankara dt'nin en bilet bulunmaz ikinci oyunu olan jerry ve tom, kesinlikle hayatımda izlediğim en değişik tiyatro oyunuydu. bir quentin tarantino filmi tiyatroya aktarılsa nasıl birşey olurdu sorusuna cevap niteliğinde bir oyun. sahne düzeni müthiş heyecan verici kurgulanmış ve oradan oraya geçmeler oyunu izlemeyi acaip zevkli kılıyor. anlatılan olaylar birbirinden kopuk ve ana tema olan "pısırık çocuğun azgın katile dönüşme ve iyice sapıtma süreci"nin anlatımı biraz kopuk kopuk anlaşılıyor ama sırf ambiyansı için bile gayet koşa koşa izlenecek bir oyun. sahne kurgulamaları harika, ben özellikle küvet sahnesinin başını acaip beğendim, orada da tam john carpenter filmi havası yakalanmış, iyi bir şov olmuş. bunun dışında oyunculuklar bence çok iyiydi, dansçı abla da iyiydi. oyunda olmasını beklediğim fakat yapılmayan tek şey, yan yana dizilmiş farklı dekorların bir arada kullanıldığı sahneler olmasıydı zira sahne düzeninin ona izin veren bir yapısı olmuş, mesela tüm dekoru baştan başa dönen bir kovalamaca sahnesi çok şahane olabilirdi dedim.--- spoiler ---mutlaka ama mutlaka kaçırılmaması gereken bir oyun, deyip bitirelim.
(iwillshowyouwhatitmeans - 29 Kasım 2013 08:59)
spoiler olabilir ona göre okursunuz.herkesin dem vurduğu çeviri kokan cümleler ister istemez insanın canını sıkıyor. olması gereken mi bu yoksa bu tür yakınmalar haklı birer tepki mi bilmiyorum. bunun dışında küçük hikayelerin ardı ardına sergilenmesinden oluşuyor oyun. ancak bu hikayelerin birbirleriyle öyle yakın bir ilişkisi bulunmuyor. ondan dolayı izlerken kopukluk hissi uyandırıyor.bazıları jerry'i oynayan arkadaş için abartılı yorumunda bulunmuş ama ben gayet sevdim jerry'i *. tek sıkıntıyı taktığı bıyığın ona hiç yakışmamasında buldum diyebilirim.oyun sizi gerebiliyor yer yer; fazla olmasa da bazen de güldürüyor.en güzel tarafı döner sandalyelerde etrafınızdaki sahneleri teker teker seyretmekti. oyunda en çok sevdiğim şey rejiydi.öyle büyük beklentilerle gitmemek gerekiyor. farklı bir oyun seyretmek isteyenleri yeterince tatmin eder derim.
(yalnizlik mavisi - 14 Mayıs 2013 16:51)
--- spoiler ---tom'un yavuz bingöl'e olan benzerliği nedeniyle uzunca bir süre konsantre olamadım oyuna. ama bir şey kaçırmıyorsunuz bu durumda çünkü kısa skeçler halinde ilerliyormuş gibi. dansçı ablayı ben de anlamadım ama sevdim, estetiğin sanatla buluşması diye açıklayayım bu sevgimi. jerry'yi oynayan arkadaş cidden abartılı oynuyordu, hele ilk sahnede elinde tüfek titrerken görünce "hapı at, adamı vur" şeklinde ilerleyen bir oyun olduğunu sanmıştım. tom'un oyunculuğu kusursuzdu fakat amerikan filmlerindeki dublajlara benzeyen konuşma tarzı iğreti duruyordu. oyunun dekorunu, argosunu, silah sesini sevenlere bir diğer nadide in-yer-face örneği olan mojo'yu izlemelerini öneriyorum. iyakşamlar efenim.--- spoiler ---
(axhs - 26 Ekim 2013 21:15)
Yorum Kaynak Link : jerry ve tom