three kings yonetmeni david o russel in yeni filmi. basarili three kings den tam bes yil sonra ilk calismasi. zegin bir oyuncu kadrosuyla donus yapiyor usta yonetmen; dustin hoffman,jude law, naomi watts, mark wahlberg, catherine deneuve, isabelle huppertve spundan taniigimiz jason schwartzman.

(coldplay - 5 Temmuz 2004 01:55)

fragmanındaki muhtemel adı knock yourself out olacak jon brion şarkısıyla mest eden varoluşsal komedi filmi. vivian ve bernard adındaki varoluşçu dedektifler insanları tuvaletteyken bile izleyerek onnarın problemlerini çözmeye çalışıyor, o arada bunların fransız rakibeleri caterine de işe karışıyor.....

bernard jaffe : everything is connected and everything matters. now isn't that cool?

vivian jaffe : how's the sex?
bernard jaffe : how is the sex?
dawn campbell : we're private about our seven minutes of heaven!
brad stand : it's longer than that dar...
dawn campbell : eight minutes of heaven! it's not quality it's quantity!

dawn campbell : there's glass between us. you can't deal with my infinite nature can you?
brad stand : that is so not true. wait, what does that even mean?

vivian jaffe : have you ever transcended space and time?
albert markovski : oo, time not space... no i don't know what you're talking about.

caitlin corn : jesus is never mad at us if we live with him in our hearts!
tommy corn : i hate to break it to you, but he is , he most definitely is.

http://www.themoviebox.net/…abees/trailer-page.html

(coolblue - 24 Eylül 2004 20:42)

hip hop (bkz: barber shop) ya da pop (bkz: american pie) tarzi son zamanlarda fabrika gibi uretilen amerikan komedilere karsi nadir hem mainstream hem absurd/satirical komedilerden. komedinin bir kac boyutunu cok ayarli bir sekilde filme isleyebilmis david russell amcam. amerikan toplumunu ince ince elestirmis. ozellikle de amerikan toplumunun mutsuzluga uzuntuye karsi tahammulsuzlugunu ve bunu bastirmak icin kendinden kapali kapilar ardinda verdiklerini...

birazcik da felsefe serpelemis uzerine... guzel olmus. hem existentialist olup hem nasil komedi olur? bakin gayet de guzel olur. neden mi? cunku felsefe diyince ciddi olmak gerekmiyo. bi carsafi kainata benzeterek existentialism anlatan bir dustin hoffman komik diildir de nedir?
ayrica oyuncu kadrosu acayip saglam : dustin hoffman, marc wahlberg, jude law, naomi watts, jason schwarzman, isabelle hupert... jude law bile ben yakisikli cocuum ayaklarini birakip gusel oynamis.

(ny doll - 15 Ekim 2004 18:26)

three kings ile dikkatimizi cekmis yonetmen david o russell'in, "egzistansiyalist komedi" olarak tanimlanan, bir olcu wes anderson, bir olcu paul thomas anderson, bir olcu charlie kaufman uzeri jon brion muzigi sosu olarak tanimlanabilecek filmi. oyuncu kadrosu yildizlar gecidi: basrolde iyi niyetli, bisikletli sair albert rolunde, rushmore'daki rolunden sonra en on plandaki rolune cikan jason schwartzman. varoluscu dedektif bernard jaffe rolunde beatles sacli dustin hoffman [ bu karakterin uma thurman'in babasi, abd'nin en onde gelen dogu dinleri uzmani, russell'in da hocasi, budist robert thurman'dan etkilendigini soylemis russell] . bernard'in karisi ve ortagi vivian rolunde lily tomlin. albert'in rakibi yavsak huckabees sirketinin yavsak halkla iliskiler elemani brad stand rolunde jude law ve onun sevgilisi naomi watts. rakip varoluscu dedektif isabelle huppert. hayatin anlamini arayan itfaiyeci mark wahlberg.
cevre aktivisti kotu sair albert, "open spaces coalition" adi altinda cevre aktivistligi yaparak, her ne kadar eylemlerde siirlerini okuma cabalari pek hos karsilanmasa da, mahalleyi supermarket zinciri huckabees'in isgalinden korumaya calismaktadir. bir taraftan huckabees'in pr'cisi brad stand'le, huckabees'in imajini duzeltecek ve ayni zamanda koalisyonun cevreci amaclarina uyacak bir anlasma yaparken, ayni gunlerde kisa araliklarla 3 defa farkli durumlarda karsisina cikan 2.5 metrelik sudanli'nin [abarttim tabii fakat manute bol ile ayni kabileden oldugu kesin] kendi hayati acisindan anlamini arastirmak uzere, kartlarini rastgele buldugu varoluscu dedektiflik burosuna gider. olaylar gelisir ve karmasiklasir.
butun bu kalabalik kadro [daha pek cok ekstra karakter var - schwartzman'in gercek hayattaki annesi talia shire, filmde de annesi rolunde mesela], poplasmis bir "dogu felsefesi"ni komedi ve azicik sosyal kritige bulayip bol diyalogla onumuze sunma cabalari ve gelisen yan oykuler, filmi biraz daginik hale getirip seyri zorlastirsa da, genel olarak basarili oldugu soylenebilir russell'in. [ fakat diyaloglari icin filmi bir daha izlemek gerekiyor, orasi kesin] 9/11'den sonra hayatinda anlam arayisina giren itfaiyeci karakter, en cok sevdigim karakter oldu. boyle bir filmi finanse eden hollywood produktorlerini de alinlarindan opmek isterim..

(willy van der kerkhoff - 16 Ekim 2004 07:24)

siir saplantili albert vs. shania twain saplantili brad. super eglenceli bir yapim olmus.

(nemo - 30 Ekim 2004 08:56)

oyuncularıyla dikkat çeken, ilginç, güzel diyaloglara sahip film.sanıyorum ki türk izleyicisinin komedi anlayışına pek uymamıştırbu film zira salonda benim haricimde bulunan insanların hepsi "sıkıldım" "yazık oldu paraya" sızlanışlarıyla salonu terk etmiştir.sırf isabelle huppertın çamurlar içinde bile ne kadar mükemmel oldugunu gormek için izlenmesi gereken film.

(yourstruly - 24 Aralık 2004 21:12)

tesadüfü anlamlı kılma çabasındaki albert in trajikomik hikayesi ve etrafındaki gülme sebebi komik karakterlerden çok-çok eğlencelik bir film. adeta bir yıl sonu ikramiyesi.
(bkz: curiosity killed the cat)

(enip iqi - 24 Aralık 2004 21:29)

filmden ciktiginizda aklinizda kalan onlarca guzel seyden en ilginci mark wahlberg'in son zamanlarin en muhtesem performansini cikarmis olmasidir.

(henryleyden - 25 Aralık 2004 22:27)

takip etmesi kolay, anlam komplikasyonu yapıp saçmalanmamış fakat diyaloglar hızlı ve yoğun. tekrar izlemeye değdirten filmlerden.

(enip iqi - 26 Aralık 2004 15:44)

son zamanlarda çekilmiş en güzel filmlerden biridir kendilerini. sinemadan çıkınca tekrar ve tekrar ve tekrar seyretme hissi uyandırmıştır...

(iyikemik - 27 Aralık 2004 23:51)

bu entel komedi filminin en komik sahnesinden bahsetmek istiyorum. (izninizle bi-functional suserlar). bir yemek sahnesi. kocaman bir masa etrafinda. birseyler hatirlatiyor degil mi. bir seylerin kokusu geliyor.
wasp bir aile. sakalli-cipli hristiyan bozuntusu baba ve iyi huylu sarisin anne. biri obez iki american psycho evlat. ve arti bir evlatlik, sudan'dan (merhamet etiketi). ve varolussal arayisindaki iki kahramanimiz. ayni masada yedikleri bir oglen yemegi. merhametli poor-reliefci baba ve somurgecilik suclamasiyla onun sigortalarini attiran itfaiyecimiz. darmaduman bir kara mizah sahnesi.

hatirladiniz degil mi? burjuvazinin apacik iticiligi.

(nerdetakordabirak - 28 Aralık 2004 11:51)

ilk 20 dakikada 2 kişi, ilk arada ise 8-10 kişinin birden terkettiği film. garip bi film, eğlenceli, degisik falan filan. degisikliklere aciksaniz katlanabilirsiniz. hele ki jude law u gormek istiyorsaniz hic kacirmayin. harika bi oyun cikarmis

(biri1 - 28 Aralık 2004 15:27)

aslında ciddi ciddi derin felsefi mesajlar verilmemiş, her şeyi eğlenceli biçimde anlatmaya çalışmış ve bunu da çok başarılı biçimde yapabilmiş muhteşem film..
karakterlerin her biri derinlemesine ama bir o kadar da eğlenceli incelenmiş her karesinden dozu mükkemmel ayarlanmış bir absurdite akıyor..
aşırı ciddiye alıp her şeyin eğlence amacıyla yapıldığını anlayamayanlar içinse kabusa dönüşmüş film..
oysa her şey kırmızı topun suratımıza çarptığı an başlıyor ve birkaç saniye içinde bitiyor.. geri kalan her şey anlamsız.

(probabilite - 28 Aralık 2004 20:45)

tesadüfler diye bir film. tozunu alırım abi (dustin' hoffman) baş rollerden birinde. evet, yazık etmiş kendine.
şimdi filmi görenlerden toplama bir yorum:
"film çok iyi aslında. bunlar uyudu, anlamadılar:p
ben izledim çok dikkatli. demiş ki yani; nihilizm mi varoluşçuluktan yoksa tavuk mu yumurtlamış:)) bu kadar basit ama çok uzun anlatmaya kasmışlar, günümüz insanı uyuyakalıyor... ve aşmış insan modeli ise yarıda çıkıyor. vee benim gibiler de kendine şu dersi çıkarıyor: lan, ne sığ bir insanım laannn:pp benim gibi insan mı ne oluyor? kendini her daim küçük hissettirilmeye alışmış entel insan:))) filmdeki karakterlerle özdeşleştim, şimdi kendimi çok daha kalabalık hissediyorum:)) sağolasın tavsiye eden arkadaşım.."
* imkanlar ölçüsündeki dedektifiniz

(atlantis - 28 Aralık 2004 20:51)

bu senenin en kaliteli ve eğlenceli filmlerinden biri. konusuna hiç hakim olmamama rağmen en azından merak uyandırması ve üzerinde uzun uzun tartışılabilecek kadar kaliteli diyalogları ile güzel bir yapım.

(daughtear - 30 Aralık 2004 20:54)

müzikleriyle ördeğin ağzına kuzu eti veren film. sinsice bitiriverdi jon brion işi 2004'te; önce eternal sunshine of the spotless mind'ın melankolik olmayan melankolik müziklerini buyurdu, sonra da nefeslilerin gitar telleriyle sarmaş dolaş olduğu işte bu "varoluşçu bir komedi!"nin tınılarını. ana temadaki flütleri ilk duyduğumda neresi olduğunu bilmediğim bir yerim gıdıklandı, matrak çünkü çok. kullanımıyla aimee mann'in magnolia için yaptığı müzikleri hatırlatır oldu sonra sonra. kendi başına gidiyor öyle, hem filmden bağımsız (varoluvermiş işte) ama bir o kadar da bağlı sıkı sıkıya.

filmin kendisi de enteresan tellerden çalıyor. şımarık bir çocuk gibi sürekli ilgi istiyor, "hişt, baksana bana bi" diyor, "beni takip et, bwaaa" diye sızlanıyor. duraklayarak ya da, haşa, bağırmadan konuşamayan insanların hır ve gür ile üçüncü türden yakınlaşmaya geçmeleri, entrikalı ve aslında aşikar mesajlı bir oyun çerçevesinde sevenleriyle buluşuyor. seyircisiyle saklambaç oynuyor ama aslında ebe ve saklananlar el ele kol kola girmiş hayda bre halay çekiyorlar. arada "nothingness.. somethingness..." gibi özdeki iki kelime çalınıyor kulağa müzik bandında ve ben aslında her şeyi bir yana bırakıp lily tomlin ile çöp karıştırmanın ah pek eğlenceli olabileceği kanaatine varıveriyorum.

(amphibian - 4 Ocak 2005 14:47)

biraz royal tenenbaums ile ayni kategoriye alinabilecek bir film bence. kesinlikle 2004un en basarili hollywood filmlerinden biri, gerek oyunculuk (ki hala inanamayarak baktigim eski new kids on the block uyesi mark wahlberg, isabelle huppert, jude law, dustin hoffman, jason schwartzman, lily tomlin gibi bir kadro var), gerek hikaye olsun, alisilagelmis hollywood komedilerinden farkli bir yol izliyor. izlemesi oldukca dikkat gerektiriyor, dusunce hizinda gidiyor cunku konusmalar, ve cogu zaman altyazilar eksik kaliyor cevirmeye, ve kesinlikle ikinci bir kez seyretmeye degecek bir film. hollywood sinemasinin daha ucta seyler yapip tutturabilecegine dair cok basarili bir ornek, zira a.b.d.de acaip buyuk reklamlari yapildi, surekli televizyonda filme dair bir seyler cikti ve buyuk sinemalarda gosterildi. turkiye'de o kadar tutmama sebebi, herhalde, hollywood izleyicisi icin fazla garip, bagimsiz sinema izleyicisi icin de yine de fazla "amerikan" kalmasiydi, ama bence hem degindigi konular, hem anlatim bicimi, hem de gorsel olarak kesinlikle basarili bir filmdi. bir de surekli donen shania twain alttemasi, ister daha once yapilmis olsun ister bilmem ne, yine de cok komikti.

(geyiketto - 26 Şubat 2005 23:37)

naomi watts'in oynadigi huckabees voice rolü için önceden britney spears'in düsünüldügü, iste böyle garip çeliskilerin filmi.
naomi watts yine yine yine çok iyidir ayrica. filmi izlenesi kilan oyunculardan biri.

(aburcubur - 2 Mart 2005 10:56)

- what happened to the cat, albert?
- how did you know about my cat?
- curiosity killed the cat.

(ejderha - 28 Mart 2005 08:09)

markovski'nin fransez yazari agac kutugunun uzerinde doggy style dubelledigi sahne disinda gulumsedigimi animsamadigim, komedi ile ilgisi olmayan film. varoluscu firmanin terapi! amacli uygulamalarinin cogunu jean-paul sartre'nun eserlerinde okudum. marky mark & the funky bunch'dan beri bildigim mark wahlberg tommy roluyle takdire sayan oynamis. markovski ile tommy'nin standard w.a.s.p. amerikan ailesine kombine girisleri ise mesaji alana. ha bir de ingiliz jude law'in oynadigi amerikan aksani, brigdet jones serilerinde oynayan amerikali renee zellwegerin igrenc ingiliz aksani cabalamasina bes basar. jude law bu kadar net amerikan aksani ile oynamayi onlarca saat diksiyon dersleri aldigi the talented mr. ripley filmine borcludur. en nihayetinde alisilmisin disinda bir amerikan yapimi ve cok zengin bir oyuncu kadrosu. naomi watts'a da bir kere daha asik oldugum film.

(draconian - 28 Mart 2005 22:51)