hakkında tespit yapılmadan önce iki rekat düşünülmesi gereken film. keza insan filmin gerçekte neye hizmet ettiğini tam olarak kestiremiyor. baş karakterin tüm film boyunca karmaşıklaştırarak yaptığı kasıtlı çarpıtma yazılar yukarı doğru akarken sizin zihninizi de sarmaya başlıyor. sigaranın zararları nerede başlayıp nerede bitiyor? zaten adınız gibi bildiğiniz gerçekler aklınızda hoş bir seda olarak kalıyor. bu durum istatistikin istenildiğinde çarpıtma için kullanılabileceği gerçeği gibi bir şey. şöyle bir durum var bu konuyla ilgili, bir soru. yapanlar arasında en çok ölümün görüldüğü spor dalı hangisidir? bu suale verilecek cevaplar ilk bakışta ölüm riski taşıyan sporlar olmakla birlikte asıl cevap açıklandığında bir tespit sorusunun gerekçeleri iyi açıklanmadığında ne tür sonuçlar doğurabileceğiyle ilgili. cevabı verelim; bowling. yani o sporla uğraşanların sosyal hayatları ve yaş grubuyla ilgili bir soru aslında. bu filmi izledikten sonra nedense aklıma bu tür bir kandırmaca geldi.

tüm bunların yanı sıra eğlenceli, arada sağlam diyalogları da barındıran arşivde bulunması gereken bir film olarak kayda geçmeli.

(o ben degilim - 4 Ekim 2006 01:01)

aslında tartışma sanatı hakkında güzel ipuçları veren bir film...hiç düşünmeden doğruluğuna inandığımız argümanların üzerinde biraz araştırma yapmakla çürütülebileceğini göstermekte oldukça başarılı...filmi izledikten sonra insan gidip istatistiklere bir bakma ihtiyacı hissediyor sigara mı sağlığa daha zararlı çedar peyniri mi diye..
ve olaylara farklı bir açıdan bakmayı da gösteriyor sevimli karaterimiz nick nayron:
--- spoiler ---
açılış sahnesinde kanserli çocuk hakkında nick nayron ın savunmasına bir bakalım..ne diyor sevgili nick "biz bir sigara şirketi olarak bu çocuğun ölmesini istemiyoruz çünkü kendisi bizim para kazanmamız için savaşan sigara içenler ordusunun bir neferi". evet kapitalist bir sigara üreticisinin beyniyle düşünürsek kendisi çok haklı; hiç bir tütün şirketi tüketicilerinin ölmesini istemez.

--- spoiler ---

(titi - 9 Ekim 2006 21:58)

on planda amerika ve dunyanin basina bela olan sigara, alkol ve atesli silahlar uclusunu inceleyen, arka planda calisma ahlaki, ahlaki degerler ve aile ile ilgili dersler veren yapit.

on planda yaptigi inceleme sirasinda her tarafa ates puskurmekten geri kalmayip, siyasilar, buyuk sirketler ve pek tabii ki tuketiciler, her yone esit mesafede kalmaya calisiyor. bunu yaparken de gercekten akilci bir yontemle mizah'i kullaniyor. aslen boyle yaparak izleyicinin de bir nevi tuketici oldugu gerceginden yararlaniyor. izleyenlerin neyin kotu, neyin iyi oldugunu bildigi varsayimindan hareketle yaptigi bu aldatmaca izleyiciyi gercekten etkilemeyi basariyor.

bir ornek vermek gerekirse filmde baba ile oglu joey arasinda gecen su konusma yeterlidir;

baba: sey, joey, ben hic haksiz olmam.
ogul: ama her zaman hakli da olamazsin.
- eger isin hakli olmaksa, o zaman haksiz olamazsin.
- ama eger haksizsan?
- tamam, diyelim ki sen cikolatayi savunuyorsun ve ben de vanilyayi. simdi, sana deseydim ki, "vanilyali dondurma en iyisi, sen diyecektin ki...?
- "hayir, cikolatali oyle."
- aynen. ama bu tartismayi kazanamazsin.
- boylece, sana soracaktim; cikolatali olan senin icin hepsinin ustunde bir dondurma mi?
- en iyi dondurma o; baska birini almam.
- oh. o zaman senin icin hep cikolatali degil mi?
- evet, cikolatali tek ihtiyacim olan sey.
- peki, bana cikolatalidan fazlasi lazim. ve bu sebepten, vanilyalidan da fazlasi lazim. is dondurmamiza geldiginde, ihtiyacimiz olan seyin ozgurluk
ve secim olduguna inaniyorum. ve bu, joey naylor, bagimsizligin tanimidir.
- ama bu konustugumuz sey degil.
- ah, ama bu benim konustugum sey.
- ama vanilyalinin en iyi oldugunu kanitlamadin.
- gerek yoktu. senin haksiz oldugunu kanitladim. eger sen haksizsan ben hakliyimdir.
- ama hâlâ beni ikna etmedin.
- cunku senin pesinde degilim. onlarin pesindeyim.

(entrapmen - 12 Ekim 2006 16:07)

sigara aşağı sigara yukarı olmasına rağmen tek bir sahnede bile bir allahın kulunun sigara tüttürürken görülemeyeceği filmdir.en bi başrol oyuncusunun ortalarda görünmemesi daha bir hoş yapmış kanımca filmi."elbet biyerlerde bu meret,bulacam seni" şeklinde leisure suit larry^* de dildo arıyormuşçasına insanı anlamsız yere duman avcısı yapıyor.

(caramelprisoner - 15 Ekim 2006 13:29)

zannımca ana teması "that's the beauty of argument, if you argue correctly, you're never wrong." sözüyle özetlenebilecek bir filmdir.

sigarayı yeniden havalı gösterme misyonuna sahip filmlere değinen bir filmdir aynı zamanda da, "assktr, yoksa, bu..." diye düşünüveriyor insan, paranoyak yapıyor.

bir de şöyle diyaloglar var ki sürüyle, hastası olunası:

- dad, why is the american government the best government?
- because of our endless appeals system.

***

- sony has a futuristic sci-fi movie they're looking to make.
- cigarettes in space?
- it's the final frontier, nick.
- but wouldn't they blow up in an all oxygen environment?
- probably. but it's an easy fix. one line of dialogue. 'thank god we invented the... you know, whatever device.'

(mortifera - 15 Ekim 2006 13:38)

alayci bir dile sahip, william h macy'i de bunyesinde bulunduran saglam film..

(whatdreamsmaycome - 28 Ekim 2006 12:26)

--- spoiler ---

"bana mı öyle geldi yoksa filmdeki tüm hizmetçiler zenci miydi?..
ya da kasıtlı olarak mı öyle yapıldı? özellikle de yüzbaşının tüm sahnelerindeki hizmetçiler, hatta tabutunu taşıyan kişiler de zenciydi.
bu pasif ırkçılık sayılabilir mi?"
--- spoiler ---

(kuzgun - 3 Aralık 2006 23:53)

"if you want an easy job, go work for the red cross."
"if you can do cigarettes, you can do anything."

tarzı diyaloglarla bezeli, 'tartışma sanatı'na adanmış gibi duran film, aklı başındaki koca koca adamların bu tarz işlerde çalışmalarının 'para' dışındaki motivasyonlarını ortaya koymaya çalışmakta.

(indiegirl - 15 Aralık 2006 21:34)

naylor ve oglunun uvey babasıyla arasında gecen "i'm his father and you are the guy fucking his mum" lafiyla beni benden almis filmdir

(berenice - 20 Haziran 2007 23:44)

lord of war'ın sigaralı versiyonu.

(chimaera - 5 Kasım 2007 11:57)

sigara yasağına karşı çıkıp çıkmadığını hala anlayamadığım film.

(poink - 5 Kasım 2007 15:46)

ironik ve komik bir film.

naylor academy of tobaco studies isimli, bütün sigara şirketlerinin birleşerek sigarayı aklamak için kurdukları bir kurumda çalışmaktadır. görevi sigara lobiciliği, halk önünde programlarda, tartışmalarda sözcülük yaparak sigara ile ilgili yanılgıları (!) düzeltmek. laf ebeliği yaparak insanları şaşırtarak haklı çıkıyor.

--- spoiler ---
örneğin oğlunun sınıfına konuşma yapmaya gidiyor. işini anlatıyor. bir kız çocuğu annem sigaranın çok zararlı olduğunu söyledi der demez hemen atlıyor. annen doktor mu, bilim adamı mı, araştırma sonuçları mı var elinde, nasıl bunu söyleyebilir gibi bombardıman halinde konuşarak kızı bozuyor.
--- spoiler ---

hayattaki sadece iki arkadaşı var birisi alkollü içkiler, diğeri de ateşli silahlar için lobicilik yapıyor. biraraya gelip birbirlerine akıl danışıyorlar. diyalogları çok komik.

(mea maxima culpa - 20 Nisan 2008 04:44)

iradesizlik ustune sahane bi yapim [adam brody de boy gostermekte ustelik].

--- spoiler ---

brad: nick, your job and everything aside, i hope you understand that second hand smoke's a real killer.
nick naylor: what are you talking about?
brad: i just hope you're providing a smoke-free environment for joey is all i'm saying.
nick naylor: brad, i'm his *father*. you're the guy fucking his mom.

--- spoiler ---

(anneke - 11 Haziran 2008 04:00)

cenevre de davidoff dükkanının giriş kapısında ve büyük tezgahın arkasında kocaman harflerle yazılıl bulunan cümle

(tarator - 26 Temmuz 2002 16:54)

christopher buckley'in aynı isimdeki romanından uyarlanmış bir filmdir.

filmin başlarında, nick naylor ile ev ödevini yapmakta olan oğlu arasında şu ilginç diyalog geçer:

--- alıntı ---

joey: dad, why is the american government is the best government.

nick: because of our endless appeal system. [pause] joe, you are not writing down what i just said are you?

joey: mm -hmm

nick: joey, stop for a second. what is the subject of your essay?

joey: why is the american government the best government in the world?

nick: your teacher crafted that question?

joey: yeah. why?

nick: well... i will look past the obvious problems of syntax for a moment. i will focus more on the core of the question. i mean, (a) does america have the best government in the world? and (b), what constitutes the "best government"? is it crimes, is it poverty, literacy? hmm? and america ıs definitely not the best, perhaps not even better than most. we do have an entertaining government, i mean...

joey: daaad...

nick: i am sorry... are you familiar with the term "b.s."

joey: bullshit?

nick: yes, exactly. b.s. if i may, is what questions like the one your teacher posed are made for. because, even if america had the best government, there would be no way to prove it. now how many pages are you writing?

joey: two pages.

nick: two pages... definitely not in two pages.

joey: so, what am i suppose to write?

nick: you can write whatever you want.

joey: okay.

nick: write about..., write about america's amazing ability to make profit by breaking down trading tariffs and bringing american jobs to third world countries. or, how good we are to execute felons. they are correct answers.

joey: i can do that?

nick: see, joey, that is the beauty of argument. 'cause if you argue correctly, you're never wrong.

joey: dad, if i finish this essay within an hour, can we stay up all night?

nick: that's a negotiation, not an argument.

--- alıntı sonu ---

bu diyaloğu ilginç kılan, ilkokul öğretmeninin sorduğu sorudaki (zaten açık olan) anlamsızlıklar değil, nick naylor gibi bir karakterin konuya yaklaşım şeklidir. filmin ilk 15 dakikası izlenerek nick naylor hakkında gerekli bağlam edinilebilirse, yukarıdaki diyalog ile seyirciye anlatılmak istenenler çok daha kolay bir şekilde anlaşılabilir.

(bkz: mantık hataları/@derinsular)

(derinsular - 25 Kasım 2010 12:15)

lobi faaliyetlerinin ne demek olduğunu, nasıl yapıldığını görmek isteyenlerin izlemesi gereken eğlenceli film

--- spoiler ---

filmdeki gibi bir babam olsun isterdim gerçekten. oğluyla daha o yaşta tartışan, sorgulatan, çocuğun gelişimine süper bir katkıda bulunan.

ayrıca filmdeki merchants of death süper bi üçlüydü kanımca.onlar da neden sürekli toplanıyorlar? çünkü brainstorming yapıyo adamlar ^*

--- spoiler ---

this is not a negotiation, this is an argument.

(everyone looks so good from here - 16 Mart 2011 09:23)

2006 yılında gösterime girecek bir jason reitman filmidir. guy pearce, gwen stefani, gavin rossdale, katie holmes gibi oyuncu kişileri barındırıyor.

(portugam - 21 Ekim 2005 00:12)

tutun lobisi hakkinda ciddi bilgi edinmek icin gidip, belgesel tadinda birseyler bekleyenlerin husrana ugrayacagi film.

onun yerine eglenceli bir hikaye, birkac sahane espri ve arguman kurma ve retorik hakkinda birkac guzel ders var.

surreal bir tarafi nikotin patch manyaklariydi. nereden ciktilar, ne yaptilar, nereye gittiler belli degil. sahane bir cinayet yontemini gosterip sonra unutuldular.

marlboro adamini oynayan da tabii ki tum zamanlarin en sahane karakterlerinin bulundugu ve komedi filmlerinin pink floydu, the big lebowskideki karizmatik sesli kovboy/narrator'dan baskasi degil. sesine kurban oldugum.

(immanuel tolstoyevski - 27 Mart 2006 13:27)

zamaninda universitedeki irlandali professorumuzun de ofisinin kapisina astigi yazidir. meger davidoff dan arak yapmis allahin dombilisi.

(ray kinsella - 20 Nisan 2006 10:15)

böyle komik/eğlenceli bir filmde bile herkes, tom'cuğumun manitası katie holmes ile aaron eckhart'ın 12 saniyelik seks sahnesine takılmı$ ya, ben de buna $a$ıyorum..
http://www.detnews.com/…060126/ent02/601260446/1034
(aynı adlı roman'dan çekilmi$tir)

trailerı için: http://www.apple.com/…t/thankyouforsmoking/trailer/

(sleepy99 - 20 Nisan 2006 15:38)