Every Day (~ Her Gün) ' Filminin Konusu : Erotik film yazarı bir baba. Eşcinsel bir çocugu. Kırklı yaşlarında bir karısı ve onun yaşlı babası ve çevresinde gelişen olayları konu alan film.
City Island(2009)(7,4-29102)
Beware the Gonzo(2011)(6,4-1476)
Afterschool(2008)(6,1-3904)
Another Happy Day(2011)(6,0-3747)
Goodbye to All That(2014)(5,2-2126)
kavaklıdere sinemasının afişini taa kasımda astığı, fragmanlarını gösterdiği ama nedense aylardır vizyona sokamadığı film. gelecek program yazan her afişin tepesinde ne zaman gireceği yazıyor, bi bunun yazmıyo, gelecek vizyona sokacaklar herhalde.belki de "nası olsa sansürlenecek çokçana, en iyisi biz tümden sokmayalım" demişlerdir, kim bilir.
(opium tea - 9 Şubat 2002 18:27)
ilginç ama biraz da sıkıcı bir film.. sıkıcı olmasının nedeni gereğinden uzun olması. 2 sahne dışında pek bir olayı yoktu çünkü.. kısa film olsa şahane olabilirdi. film de; seni öyle çok seviyorum ki seni yiyebilirim düşüncesinin olduğunu söylemek çokta doğru gelmedi bana. shane' nın karısını yememek için düştüğü hali görüyoruz.. adam karısıyla birlikte olamayınca kendini ossbire verdi, fortçu bile oldu, daha ne yapsın..filmin konusunu biraz özetleyecek olursak; shane ve june balayılarını pariste yapan yeni evli bir çifttir..mesut bahtiyar olmaları gerekirken, shane' nın garip hareketleri ortamın içine etmektedir. june bu duruma bir anlam veremese de kocasını sevmekte ve onu datmin edeceği günü sabırla beklemektedir..bu arada bir de dr. leo var, onun karısıda yiyiştiği erkekleri yemek gibi bir sapıklığa, hayvani ötesi içgüdülere sahip.. shane' ın da benzer sorunları var, o da sık sık karısını yediğini düşünüyor..neysee bu kadar yeter, sonrasında olaylar gelişiyor zaten..
(hoopak - 11 Ekim 2006 17:47)
harika müzik, kötü film.--- spoiler ---ay çok iğrenç kan man mide bulandırıcı diye kötü diil bu film. lüzumsuz. ne söylüyor bize? hiçbir şey. bakın bir kısım insan bir kısım insanı yiyor. yedi. ee? niye yiyor, neden yemesin, beni de birileri yiyecek mi? gibi sorular bile bırakmıyor. "seksten soğutur bu film insanı" geyiği yapılarak izlenebilir en fazla. sahneler ağır, sıkıcı. başında "aa bu adam bu temizlikçiyi yiyecek" deyip sürekli bir "yeme beni yeme beni", "hah şimdi yendim" geyiği yapabiliyorsunuz.casual sex ten soğutmak için izletilebilir gençlere böyle filmler. hiçbi hikaye yok çünkü. zaten hiçbi konuşma olmadığı için sürekli bir "yeme de yanında yat", "yiyiş", "yemek vakti" gibi geyiklere açılabiliyorsunuz.konusu diil yani sorun, açımlamaması, boşlukları. "verdiği zevkten birini yemek istemek" konusu hakkında örneğin bir süskind'in koku'su (bkz: das parfum) varken, bunca çiğ işlenmişine tabii ki burun kıvrılır.--- spoiler ---tindersticks şarkısı ise çok ama çok ama çok güzeldir. alır götürür...
(pati - 10 Aralık 2006 04:47)
geceleyin ileri saatlerde dinlebilecek albümdür. film için yapılan bu albumde vokal stuart staples'in sesini duymak mümkün değildir. sözleri anlamak için oldukça zordur. ama şarkıların bütünü tek bir melodiden ve onun değişik versiyonlarından oluştuğundan ve sonunda mükemmel bir uyum yakalandığından gerçekten etkilenilecek albümlerden biridir. öyle ki stuart ağlama bir ses tonuyla söylediğinden acı için yaratıldığını bir daha kanıtlar ve aklımıza filmden sahneler gelir. ekim 2001 de çıkmıştır.oldukça kısa bir albümdür.
(botamaniaensis - 26 Ağustos 2007 20:12)
kendime armağan ettiğim bir şarkı. ben bu şarkıyı sözlerini kendim ilham almış da yazmışım, bestesini kendim hissetmiş de yapmışım, inişlerini çıkışlarını ben yaşamışım, yaşıyormuşum, sonsuza kadar da yaşayacakmışım gibi seviyorum. şerefsiz şarkı, şerefsiz stuart staples, şerefsiz tindersticks...çok seviyorum.look into my eyesyou see trouble every dayit’s on the inside of meso don’t try to understandi get on the inside of youyou can blow all awaysuch a slightest breathand i know who i amlook into my eyeshear the words i can’t saywords that defyand they scream it out loudi get on the inside of youyou can wave it all awaysuch a slightest thingit’s just the rise of your handand there’s trouble every daythere’s trouble every daythere’s trouble every daythere’s trouble every dayif i want you backi could get awaybefore the sunshine leaves your eyebut i need to knowhow to find a placebefore the days become nightsbefore the years become liesand there’s trouble every dayyou know that i love againplease make it start againthere’s trouble every dayyou know that i’ll always hearthe words that you never saythere’s trouble every daythis time it’s startling methe words i can never saythere’s trouble every dayyou know that i’ll always hearthe words that you never say[repeated over:]look into my eyeshear the words i can’t sayyou know that i’ll always hearthe words that you never say
(fake plastic love - 22 Ekim 2007 11:20)
(bkz: tc)
(agrafi - 22 Ekim 2007 11:35)
geçenlerde gene fragmanını gördüm sinirlerim tepeme sıçradı.ama bu sefer dikkat çekici başka bi nokta vardı o da fragmanın sonundaki 11temmuz tarihiydi.yıldönümünü kutlamalıymışım yani!hani insan birden fragmana dalmak ve yeşil bir kumaş olmak istiyor çünkü o yeşil tül parçasının apartmanlar arasında rüzgarla nasıl havalandığını ,tindersticks le nasıl uyum sağladığını görüp özeniyor,canı çekiyor.
(opium tea - 19 Temmuz 2002 17:25)
başka bir claire denis ve tindersticks ortak çalışması. yüzyıllardan beri alkazar'ın gelecek program panosunda asılı afişi, ama artık umudu kestim gibi. ayrıca: (bkz: nenette et boni)
(glass sealed - 19 Temmuz 2002 17:41)
tindersticksin icimize isleyen sarkisiyla one cikan, ici doldurulamamis bir stil denemesi
(max klein - 1 Kasım 2002 15:22)
sapkınlık ve şiddetin melankolik bir atmosferde anlatımı...
(goddard - 18 Kasım 2002 00:49)
insanı yaşadığına yaşayacağına pişman eden film. tansiyon düşmesi falan gibi yan etkileri de var.
(likeinme - 18 Mart 2010 02:22)
bu filmin süresi 96 dk görünmekte ve izlediğim ilk 30 dakikası itibariyle içimin çekilmesine, tansiyonumun düşmesine, göz kapaklarımın ağırlaşmasına neden olduğuna göre , hani eleştirmen ağzıyla film izleyiciyi kavrayamadıysa - hem de neredeyse üçte birlik bir sürede - bu film kötüdür arkadaş. kimse fransız bir abla yönetti müziklerini tinderstick yaptı diye gelmesin. götüm gibi filmdir afedersin. ha hakkını yemeyelim 30 dakika içerisinde gördüğüm otel çalışanı kızın göğüsleri şahaneydi ama sonraki akıbetini bilemeyeceğim. velhasıl aynen bilgisayardan sildiğim bir film olmuştur kendisi. açar tekrar kick-ass izlerim daha iyi.
(conrad bundy - 4 Kasım 2010 18:41)
sahnede bu kadar kanlı et parçalı olay dönerken insanların aklına müziklerini dinlemenin nasıl geldiğini merak ettiğim film. açılışta çalan parça dışında filmin herhangi bir sahnesinden tek bir nota bile aklımda kalmış değil. sürekli eve sızan çocuğun yenmiş dudakları arasından aldığı hırıltılı nefesi duduyorum ben siz hala tindersticks diyorsunuz..
(sakuraichune - 13 Nisan 2011 02:26)
vincent gallo'nun dayanılmaz seksiliğini keşfettiğim, zaman zaman öğürme refleksi içinde seyredilen ama sonu merak edilen film...
(deadbaykus - 15 Temmuz 2012 16:07)
fılm,tahmınımce ılk once kısa fılm olarak cekılen sonra "yok be kısa fılm sevmem.ben sunu 2 saate tamamlayım" dusuncesıyle aralara sahneler eklemek suretıyle ızleyıcıye kakıslanmıstır.bu kadar gereksız erotık sahne neden bır arada kullanılmıstır anlam vermek guctur.sacma sahneler dız boyudur,anlatmakla bıtmez."b" sınıfı fılm bıle dıyemıyorum,kıme kusura bakmasın.tek kollu boksor ucan gıyotıne karsı bıle bır cok konudan bu fılmı gecer desem yerıdır.bır kac sahne dısında kı onlarda sadece fotograf karesı olarak degerlendırılebılır kesınlıkle fıyaskonun onde gıdenı,elı bayraklı olanı,kesınlıkle gıdılmemesı gereken,sadece afısıne bakarak ve soundtrack'nı dınleyerek guzel olarak tahmın edılmesı gereken,35 mm fılm ısrafından baska bır sey degıldır.
(contax - 15 Temmuz 2003 04:53)
bunca yıl hakkında hiçbir sey yazmamış olduğuma şaştığım, telefon açılış mesajı olarak uzun yıllar kullandığım, tindersticks'in "hadi bir şarkı yapalım yamulup kalsınlar, biz de bu hallerine bakıp kıkır kıkır arkadan güleriz " diyerek yaptıklarını düşündüğüm*, donup kalmak için dinlenmesi gereken harika şarkı.
(marianne faithfull - 15 Ocak 2013 22:33)
güzel bir şarkı olmasının yanı sıra, ilginç de bir filmdir.güneşli bir günde yerimde oturamayarak izlemiştim evde bu filmi. iğrendim mi, emin değilim, ama yerimde oturarak sakin bi şekilde izleyemedim. insanlar çeşit çeşit olduğundan sevdiğini yeme isteği de anlaşılabilir bir haldir bana kalırsa. ısırma isteğinin 10 adım kadar ilerisi. olabilir yani böyle şeyler. o yüzden kimle seviştiğinize dikkat edin.
(konyalikiz - 6 Şubat 2014 17:42)
vincent gallo o kopegi yer mi diye merak ettiren film.
(artio - 20 Nisan 2014 13:49)
doğu halklarının ruhuna son derece uygun bir film aslında. bu sebeple gayet rahat izlenebilir. sokakta gördüğümüz hayvanlara, bebeklere, sevgilimize, nesnelere sevgimizi "seni yerommm beeaaan" diye gösteren bir kültürün evlatları olarak gayet empati kurabiliriz kanımca.hele hele baş roldeki abimizin sevdiğine olan "mademki insandır saygımız vardır." tavrı gönlümüzde taht kurmasına sebep oldu.ha ciddi olarak bahsetmek gerekse, "ay filmin başı sonu anlamsız" diyenler için gelsin http://cannibalsall.tumblr.com/ site rahatsız edici olabilir.esasen bir site daha vardı özellikle cinsellikle kanibalizm ilişkisini muhteşem gösteren. bana eylemde gerçeklikten uzak gelse de içimizde yatan insan eti yemek cinsel haz ilişkisini reddedemem. bence siz de reddetmeyin.ayrıca konuyla daha çok ilgilenmek isteyenlere: (bkz: hannibal the cannibal)
(ciddiyet hemen simdi - 14 Haziran 2014 04:01)
yonetmenligini claire denisin yaptigi basrollerinde vincent gallo ve beatrice dallenin oynadigi bir film. surekli partner degistiren ve sex sirasinda partnerinin vucudundan parcalar isirarak yeme aliskanliginda olan bir ciftin hikayesi. kan revan icinde bir film. izlenesi. muziklerini tindersticks yapmis.
(usak - 18 Ekim 2001 13:26)
Yorum Kaynak Link : trouble every day