ingiliz sinemasına yönelmeme neden olan;iyi ki de neden olan,güzelliğini yirminci izlenişinde bile sıkıntı vermemesinden alan,insanı şöyle sağlam birkaç saatliğine mutlu eden "iyi" film.

(minca - 16 Şubat 2002 12:29)

mr bean karakteriyle bilinen rowan atkinson'un papaz rolünde oynadığı, bin kez de izlense asla sıkılınmayacak film.

(jazzbass - 28 Mart 2002 16:55)

içi dışı bir olan bir film. ne vaad ediyorsa onu veriyor.

(augustin - 23 Kasım 2002 02:05)

hugh grant'i populer eden, andie mac dowell'in pek guzel, john hannah'nin sevimli oldugu eglenceli ingiliz filmi. (bkz: auden)

(yok - 27 Temmuz 1999 00:00)

w h auden'a ait funeral blues adli siirin cenaze sahnesinde okundugu film.

(darkozzy - 20 Şubat 2003 23:36)

gecenin bir yarısı cnbc e'de rastlanıldığında bile eski günlerin hatrına izlenen, bittiğinde içe çöken pişmanlık duygusu^* ntv'deki kar tatilini bildiren altyazı ile yok edildiğinde uğurluluğuna bir kez daha inanılan nefis film. hugh grant'ın şarap gibi olduğunun ispatı.

(holden caulfield - 22 Şubat 2003 03:23)

doğru kişi, yanlış kişi, evlenmek, evlenmemek, evlenememek üzerine izlenebilecek belki de en güzel film..

bi 10 sene sonra bu gece tekrar izlediğimde, şimdiye kadar izlediğim^* sayılı güzel romantik komedilerden olduğunu görüyorum.. genelde amerikan filmlerinin o tahammül edilemez, saçma, sentetik havasından sonra bu film gayet doğal geliyor.. baştan sona bir şeyler hissettirebiliyor.. güldüm, eğlendim, sevdim..

http://www.youtube.com/watch?v=uxghfzfo4kg

(bnl dgr - 2 Temmuz 2011 00:59)

sinemanın en güzel "yer yarılsa da içine girsem denilen anlar" diyaloglarından birine ilişkin sahneye sahiptir:

--- spoiler ---

erkek iki eski arkadaş bir düğünde karşılaşır:

-merhaba, nasılsın, nişanlın nasıl?
-biz onunla artık nişanlı değiliz.
-öyle mi, isabet olmuş, seninle nişanlıyken herkesle yattı..
-biz onunla artık evliyiz.

akabinde bahse konu eski nişanlı-yeni eş gelir, bizimki birşeyler geveler ve ayrılır. ve bir direk bulup kafasını direğe vurur.

--- spoiler ---

(sardine - 31 Mayıs 2012 13:18)

ingilizlerin sevilmesini sağlayan filmlerden biri.

(darknum - 11 Temmuz 2003 02:05)

sulu espriler yerine zekice espriler ile güldüren, özellikle rowan atkinsonun kıydığı nikah sahnesiyle yaran, gördüğüm en orijinal evlenme teklifini barındıran izlenesi film.

(crowley - 11 Temmuz 2003 16:29)

andie mac dowell'ın birlikte olduğu kişileri bir çırpıda özetlemesi de filmin ilginç detaylarından biridir.

(buzzinfrog - 21 Temmuz 2003 02:16)

andie mac dowell' ın cok itici olduğu filmdir. sen bi görün bi kaybol, hem umut ver hem başkasıyla evlen. bi de adama de ki gel gelinlik seçelim. var mi böyle erkek?boynuzuyla gelecek eski manitasina gelinlik seçecek?

hugh grant her zamanki çapkın ıngiliz rolünde başarılıydı. ama kendisini notting hillde tek geçerim.

ps: spoiler varmış bence yok, bu kadarcık spoiler kadı kızında da olur :)

(cehennem melegi - 1 Temmuz 2013 21:06)

(bkz: stop all the clocks)
http://youtu.be/b_a-exioyya

(rintdionysus - 4 Ocak 2014 21:51)

1994 yapimi hugh grant in bas rolü aldigi , pek hüzünlü film . filmdeki cenazede okunan siir insani kendinden alir niteliktedir.

four weddings poem
stop all the clocks, cut off the telephone,
prevent the dog from barking with a juicy bone,
silence the pianos and with muffled drum
bring out the coffin, let the mourners come.

let aeroplanes circle moaning overhead
scribbling on the sky the message he is dead,
put crepe bows round the white necks of the public doves,
let the traffic policemen wear black cotton gloves.

he was my north, my south, my east and west,
my working week and my sunday rest,
my noon, my midnight, my talk, my song;
i thought that love would last for ever: i was wrong.

the stars are not wanted now; put out every one:
pack up the moon and dismantle the sun;
pour away the ocean and sweep up the woods:
for nothing now can ever come to any good.

w.h.auden

(pembekanguru - 21 Mayıs 2004 08:57)

geçmişte charles ile birlikte olan carrie, düğününden kısa süre önce charles ile karşılaşır. charles gelinliğini seçmesine yardım ettikten sonra, çift bir kafede oturur. laf, kaç kişiyle birlikte oldukları konusuna gelir...

charles : evliliğin garip yanlarından biri, bir daha bir başkasıyla yatamayacağını düşünmek. onu aldatacağını düşünüyor musun?
carrie : hayır. evlendikten sonra aldatmam. hamish’e de beni aldatırsa, onu öldüreceğimi söyledim. bu yüzden sözümü tutsam iyi olur.
charles : doğru.
carrie : zaten yeterince kişiyle birlikte olduğumu düşünüyorum.
charles : (meraklı bir şekilde...) şu günlerde ne kadarı yeterli sayılıyor?
carrie : bilmiyorum. (elini saçlarında gezdirir, uzun süre sonra cevap verir.) birden fazla mı?
charles : (yarı şakacı bir şekilde...) haydi, söyle. gelinliğini gördüm. aramızda gizli saklı kalmadı.
carrie : (gülümser.) ilki elbette kolay unutulmaz. gayet hoştu. ikincisinin sırtı kıllıydı. üç, dört, beş... altıncısıyla doğum günümde birlikte oldum.
charles : kaçıncı doğum gününde?
carrie : on yedinci.
charles : daha on yedi yaşına mı geldin?
carrie : kasabade büyüdüm ben. samanlıklar boş kalmazdı. (özür dilercesine gülümser.)
carrie : onuncusu (iç çeker.) harikaydı. cennette gibiydim. muhteşem biriydi.
charles : ondan nefret ediyorum. (carrie gülmeye başlar.)
carrie : on birincisi elbette hayal kırıklığı yarattı. on ikiden on yediye kadar üniversiteden. duyarlı, sevecan, zeki çocuklardı ama seks konusunda kötüydüler. on sekizincisi kalbimi kırdı. yıllarca ıstırap çektim...
charles : yirminci... aman tanrım, yirminciye geldiğime inanamıyorum. yirmi ikinci sürekli uyuyakalırdı. ingiltere’deki ilk yılımdı.
charles : özür diliyorum.
carrie : yirmi iç ve yirmi dördüncü. ikisiyle aynı anda birlikte oldum...
charles : (afallamış halde...) ciddi misin?
carrie : yirmi yedincisi (suçlu bir tavırla kafasını sallar.) büyük bir hataydı.
charles : birden yirmi yedincide hata mı yaptın?
carrie : evet, sürekli bağırıyordu. insanın dikkati dağılıyor. neredeyse bir daha seks yapmaktan vazgeçecektim. ama spencer sayesinde fikrimi değiştirdim. spencer yirmi sekizinci. yirmi dokuzuncu, babasıydı...
charles : (şaşkın...) babası mı?
carrie : (onu duymazdan gelir.) ve otuzuncu. vay canına otuz birinci, aman tanrım. (charles hayret içinde carrie’ye bakar.) otuz ikinci gayet hoştu ve nişanlım. etti otuz üç.
charles : vay canına. (başını ellerinin arasına alır, çok utanmış görünmektedir.) nişanlından sonra mı geliyorum?
carrie : (gülümser.) hayır, otuz ikincisin. hepsi bu. modanna’dan az, prenses diana’dan fazla. ya sen? sen kaç kişiyle birlikte oldun?
charles : (hala utanmaktadır.) tanrım. senin kadar çok kişiyle birlikte olmadım. bütün gün ne halt ediyorum, bilmiyorum aslında. çalışıyorum galiba. evet. geç vakitlere kadar çalışıyorum... (charles, şaşkınlığını gizlemeye çalışsa da bunu başardığı söylenemez.)

(ambrose bierce - 30 Eylül 2004 10:32)

hangi dönemde izlenirse izlensin hep ayni duyguyu verebilmis ender filmlerden. özellikle hugh grant’in karakterinin andie macdowell’inkine ayak üstü açilmaya çalistigi sahne, yas – duygusal olarak bulunulan durum dinlemeden her seferinde çekingen bünyenin empati kurabilecegi türden
charles: ehm, look. sorry, sorry. i just, ehm, well, this is a very stupid question and... , particularly in view of our recent shopping excursion, but i just wondered, by any chance, ehm, eh, i mean obviously not because i guess i've only slept with 9 people, but-but i-i just wondered... ehh. i really feel, ehh, in short, to recap it slightly in a clearer version, eh, the words of david cassidy in fact, eh, while he was still with the partridge family, eh, "i think i love you," and eh, i-i just wondered by any chance you wouldn't like to... eh... eh... no, no, no of course not... i'm an idiot, he's not... excellent, excellent, fantastic, eh, i was gonna say lovely to see you, sorry to disturb... better get on...
carrie:that was very romantic.
charles: well, i thought it over a lot, you know, i wanted to get it just right.
(bkz: romantik komedi seven erkekler)

(ving - 27 Nisan 2005 11:25)

(bkz: sen otuzikisin/#6219218)^*

(sleepy99 - 28 Temmuz 2006 11:39)

çok eğlenceli bir film. izlediğim en iyi düğün filmlerinden biri. hugh grant filmde beceriksiz sakar oğlanı çok iyi oynuyor. ayrıca arkadaş grubundaki sakallı adam çok komikti. scarlett çok şirindi, ben onu başka bir filmden de hatırlıyorum sanki, ismi porcha gibi birşeydi.
birde beni en çok hugh grant a gizliden aşık olan kızın hüznü ve duruşu etkiledi, ismi fiona'ydı sanırım.

(ekruli - 28 Ağustos 2006 01:35)

(bkz: four levend and a funicular)

(tolginho - 28 Ağustos 2006 01:58)

dün ne zaman kanaltürkü açsam yayında olan film ^*

(eseh - 28 Ağustos 2006 10:26)