Süre                : 1 Saat 23 dakika
Çıkış Tarihi     : 08 Mayıs 2002 Çarşamba, Yapım Yılı : 2002
Türü                : Aksiyon,Cinayet,Heyecanlı
Taglar             : Bağlı ve gagged,hasret koç,banka,Soymak,cinayet
Ülke                : Fransa,İngiltere,Kanada
Yapımcı          :  Alliance Atlantis Communications , Filmguard , Fusion International
Yönetmen       : Gérard Pirès (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Mark Ezra (IMDB)(ekşi),Mark Ezra (IMDB)(ekşi),Gérard Pirès (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Stephen Dorff (IMDB)(ekşi), Natasha Henstridge (IMDB)(ekşi), Bruce Payne (IMDB)(ekşi), Steven Berkoff (IMDB)(ekşi), Clé Bennett (IMDB)(ekşi), Karen Cliche (IMDB), Steven McCarthy (IMDB)(ekşi), Alain Goulem (IMDB)(ekşi), Andreas Apergis (IMDB), Tom McCamus (IMDB), Andy Bradshaw (IMDB), David Gow (IMDB), Jamie Orchard (IMDB), Stephen Spreekmeester (IMDB), Mariusz Sibiga (IMDB), Brett Watson (IMDB), Jennifer Rae Westley (IMDB), Sasho Alexander (IMDB), Benz Antoine (IMDB), Robert Brewster (IMDB), Sylvain Massé (IMDB), Cecile Cristobal (IMDB), Vito DeFilippo (IMDB), Brent Donnelly (IMDB), Charles S. Doucet (IMDB), Julie Duquette (IMDB), Rosey Edeh (IMDB), Carlo Essagian (IMDB), Scott Faulconbridge (IMDB), Frank Fontaine (IMDB), Pierre Gage (IMDB), Dean Nagopiak (IMDB), Richard Jutras (IMDB), Morgan Kelly (IMDB), Jennifer Marcil (IMDB), John Maclaren (IMDB), Wayne McNamara (IMDB), John Ng (IMDB), Andrew Nichols (IMDB), Mike Paterson (IMDB) >>devamı>>

Riders (~ Steal) ' Filminin Konusu :
Filmde, uyuşturucu satışından kazandıkları parayı harcamak amacıyla motosikletleri ile Amerika'da gezinen iki hippinin, Wyatt (Peter Fonda) ve Billy'nin (Dennis Hopper), öyküsü anlatılmaktadır. Los Angeles’tan doğuya doğru yaptıkları bu özgürlük arayışı, alternatif bir yol filmi olmakla birlikte iki kahramanların Amerikan rüyasına ulaşma yolunda bilinmezlerle dolu destansı yolculuklarını anlatıyor. Film, paranoyanın, bağnazlığın ve şiddetin hüküm sürdüğü konformist Amerika’da idealist 60’ların çöküşüne tanıklık ediyor.   Filmde özgürlükler ülkesi olarak sunulan Amerika'nın aslında kendi içerisinde farklılıklara ve bireysel özgürlüğe karşı ne kadar hoşgörüsüz bir tutum takındığından bahsedilmektedir. Zamane kuşağın bu mantaliteyi değiştirmeye çalışması ve kendi bakış açısını ortaya çıkarma çabası filmin ana temasını oluşturur. Film dönemin en eleştirel yapımlarından biridir.


  • "baslangici ve devamindaki yagmur efektiyle dikkat ceker."
  • "basinda yagan yagmuruna kurban oldugum."
  • "bir cinayet ilahisi..."
  • "the doors'tan başka kimseden dinlemeyi istemediğim şarkı.bunu da piyasa yapma isteğinizi şiddetle reddediyorum."
  • "yağmurlu bir pazar gününe eşlik edebilecek en güzel şeylerden biri."
  • "yağmurlu gecelerin kutsal dinletisi."
  • "duyulduğu anda bünyede nissan 350z ile yağmur altında turlama hissi veren (bkz: need for speed underground 2) enfes the doors parçası."
  • "creed cover ı bile başarılı olan the doors şarkısı."
  • "snoop dogg remixi ile bambaşka bir moda girmiş, müzik zevki züccaciye dükkanına dönmüş bünyelere iyi gelen paaaça.*"
  • "her dinleyisimde "there’s a killer on the road" kisminda bana iyi kotu cirkin filmindeki lee van cleefi* hatirlatan sarki."
  • "snoop dogg versiyonuna hamaset ve önyargı taşımadan tamamen ayrı bir şarkı gibi yaklaşılıp dinlenmesi gereken şarkı. göreceksiniz ki o da güzel."
  • "natural born killers bir şarkı olsaydı riders on the storm olurdu."
  • "underground 2 de yağmur eşliğinde dinlendiğinde sürücüye dahada bi gaz veren parçadır. arabanın havada taklalar attığını yavaş çekimde izlemek ise muhtemel sonuçlardandır."
  • "blondie'nin rapture'ı coverı rapture riders ismi ile de şahane olmuş tüm zamanların en iyi şarkısı olduğuna inandığım doors klasiği"




Facebook Yorumları
  • comment image

    doldurulamayan, doldurulması artık imkansız olan uktemdir bu şarkı.
    ''yağmurlu bir kasım akşamında, sessizce çalışıyorduk. istanbulun sayısız tepelerinin birindeki sıradan bir evde, günlerdir süren çalışmanın verdiği yorgunluk ve yan yana olmanın getirdiği huzur vardı. durmadan dönüp duran şarkılara yenilerini ekleyip, ikimiz için kahve yaptım. o sade, bense sütlü içiyordum kahvemi, onunki hep karanlık oluyordu, her şeyi gibi.
    sıradan bir sohbet başlattım, belki bir saat sonra bile hatırlanmayacak bir konuydu ki şimdi de hatırlamıyorum.
    ödevi yaparken mecburiyetten değen ellerimiz küçük heyecanlar yaşatsa da asla bir sonuca bağlanmayacağını biliyordum. artık umut yoktu benim için. ben ona başka erkeklerden, o da bana başka kadınlardan bahsediyordu. öyle yaşıyorduk işte…
    o an bu şarkı başladı. kim bilir ben ne anlatıyordum. elindeki işi bıraktı, bana baktı ve yüzyıllardır beklediğim soruyu sordu ‘’beni seviyor musun?’’
    ne kadar anlamsız bir soruydu bu, ne kadar zamansız, ne kadar küstahça! kaşlarımı çatarak sinirli bir bakış attım. gülümsedi ‘’ben seni seviyorum’’ dedi.
    ağzımdaki kahveyi yutamadım. kaslarımın hepsi gevşemişti, ne yutabiliyordum, ne tükürebiliyordum.
    bu muydu yani, şimdi sırası mıydı? ve bundan daha güzel bir an olabilir miydi? ne yapmalıydım o an, dudaklarına yapışıp, arabesk bir tavırla ‘’ben de seni’’ mi demeliydim, yoksa ‘’o tren çoktan kalktı dostum, sen derdine yan’’ mı demeliydim? ben bu kısıtlı zamanda (sanırım 5 saniye kadar sürdü o sessizlik) bunları düşünürken, onun niyeti beli oldu. seni seviyorum’dan sonra ‘’eğer beni seviyorsan bu şarkı boyunca susalım ve hiçbir şey yapmayalım’’ dedi.
    elimdeki kağıdı bıraktım, ağzımdaki kahveyi yuttum, eski arkadaşı olarak sevecen bir gülümseme kondurdum yüzüme.
    yine benimle oyun oynamıştı. ben yine kaybetmiştim o kahrolası oyunu. istediğini yaptım ve sustum.

    ‘’girl ya gotta love your man
    take him by the hand
    make him understand
    the world on you depends
    our life will never end
    gotta love your man, yeah’’

    zaten konuşmama gerek kalmamıştı. ben hep susmalıydım.''


    (pul - 13 Haziran 2008 10:36)

  • comment image

    müzik değişik bir şey ya. tarifi mümkün değil. insanı saniyeler içinde yıllar öncesine götürebiliyor. bu etkiye sahip çok az şey var; mesela koku da böyle. neyse neyse, biraz evvel vpleer.ru'nun nimetlerinden faydalanırken tesadüfen snoop dog etiketi çıktı. tıkladım birkaç şarkı indirmek için. riders on the storm'u gördüm. indirdim. birkaç saniye içinde demetevler'in köhne, soğuk internet kafelerinde buldum kendimi: yapış yapış (yabış yabış) klavyeler, mauslar; bıyıkları yeni terlemiş, kirli saçlarından jöleli su damlayan ''aaaabi 7 numarayı 15 dakka daha uzat'' diyen bebeler... need for speed underground 2.


    (edgenabby - 16 Ocak 2011 00:53)

  • comment image

    berbat iş hayatının; sabah ve akşam gerçekleşen servis yolculuklarına, hele bir de hava şu günlerdeki gibi aşırı soğuk ve yağmurlu ise ayrı bir keyif katan; dinlemeye doyulmayan ve 7 dakika 8 saniyenin nasıl geçtiğini anlayamadığınız nadir şarkılardan.


    (morfar - 18 Ekim 2011 15:48)

  • comment image

    havanın boğucu olduğu fakat bir türlü yağmurun yağmadığı kasvetli sonbahar günlerinde yağmur yağdı yağacak stresini üzerimizden alan muhteşem bir the doors parçası. böyle havalarda şarkıyı dinlediğiniz zaman kendinizi kaybedip gerçekten yağmurun yağdığını hissedebilirsiniz. hatta elinizi pencereden çıkarıp yağmura dokunmak bile isteyebilirsiniz. kim bilir belki bir yağmur damlası da sizin elinizi tutmak isteyebilir.

    ''girl you gotta love your man
    girl you gotta love your man
    take him by the hand
    make him understand
    the world on you depends
    our life will never end
    gotta love your man, yeah ''


    (de nada - 18 Ekim 2011 15:48)

  • comment image

    la woman albümünden yağmurun parmak uçları olduğunu kanıtlayan bi şarkı.. * akabindeyse: into this house we're born/into this world we're thrown/like a dog without a bone/an actor out on loan/riders on the storm; insan evladı bunu nası yazar,nası söyler bilmiyorum bileni görmedim görsem söylerim..


    (jengshimishiva - 28 Temmuz 2003 17:09)

  • comment image

    riders on the storm
    riders on the storm
    into this house we're born
    into this world we're thrown
    like a dog without a bone
    an actor out on loan
    riders on the storm

    there's a killer on the road
    his brain is squirmin' like a toad
    take a long holiday
    let your children play
    if ya give this man a ride
    sweet family will die
    killer on the road, yeah

    girl ya gotta love your man
    girl ya gotta love your man
    take him by the hand
    make him understand
    the world on you depends
    our life will never end
    gotta love your man, yeah

    wow!

    riders on the storm
    riders on the storm
    into this house we're born
    into this world we're thrown
    like a dog without a bone
    an actor out alone
    riders on the storm

    riders on the storm
    riders on the storm
    riders on the storm
    riders on the storm
    riders on the storm


    (queasiness - 2 Eylül 2001 23:55)

  • comment image

    snoop dogg versiyonuna hamaset ve önyargı taşımadan tamamen ayrı bir şarkı gibi yaklaşılıp dinlenmesi gereken şarkı. göreceksiniz ki o da güzel.


    (dev - 25 Mayıs 2005 00:49)

  • comment image

    underground 2 de yağmur eşliğinde dinlendiğinde sürücüye dahada bi gaz veren parçadır. arabanın havada taklalar attığını yavaş çekimde izlemek ise muhtemel sonuçlardandır.


    (mr nice guy - 9 Şubat 2006 19:54)

Yorum Kaynak Link : riders on the storm