Süre                : 3 Saat 52 dakika
Çıkış Tarihi     : 30 Temmuz 2008 Çarşamba, Yapım Yılı : 2008
Türü                : Biyografi,Drama,Tarih,Savaş
Ülke                : İngiltere,ABD
Yapımcı          :  British Broadcasting Corporation (BBC) , HBO Films
Yönetmen       : Alex Holmes (IMDB), Jim O'Hanlon (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Stephen Butchard (IMDB),Alex Holmes (IMDB)
Oyuncular      : Igal Naor (IMDB)(ekşi), Shohreh Aghdashloo (IMDB)(ekşi), Makram Khoury (IMDB)(ekşi), Philip Arditti (IMDB)(ekşi), Mounir Margoum (IMDB), Agni Scott (IMDB), Amr Waked (IMDB)(ekşi), Uri Gavriel (IMDB)(ekşi), Christine Stephen-Daly (IMDB), Saïd Amadis (IMDB), Amber Rose Revah (IMDB), Shivani Ghai (IMDB), Daniel Lundh (IMDB), Toni Maalouf (IMDB), Saïd Taghmaoui (IMDB), Sean Arnold (IMDB), Bahram Ehsas (IMDB), Hichem Rostom (IMDB), Akbar Kurtha (IMDB), Karim Fakharany (IMDB), Bechir Salhi (IMDB), Essa Zahir (IMDB), Stefan Kalipha (IMDB), Mozaffar Shafeie (IMDB), Waleed Zuaiter (IMDB), Marem Hassler (IMDB), Joseph Sassine (IMDB), Nour Trabeissi (IMDB), Trevor White (IMDB), Foued Litaiem (IMDB), Nadim Sawalha (IMDB), Simon Abkarian (IMDB), Reymond Amsalem (IMDB), Raad Rawi (IMDB), Lotfi Abdelli (IMDB), Dali Nehdi (IMDB), Izabella Telezynska (IMDB), Zarrouk Brahim (IMDB), Nasser Memarzia (IMDB), Basant Tarek (IMDB) >>devamı>>

House of Saddam (~ Saddam'in evi) ' Dizisinin Konusu :
House of Saddam is a TV mini-series starring Igal Naor, Shohreh Aghdashloo, and Makram Khoury. A mini-series that explores the inner workings of Saddam Hussein's family and his relationship with his closest advisers.


  • "birinci bölüm itibariyle çok pis saracak izlenimi veren, arap aksanlı ingilizceye de bir noktadan sonra yeter bea dedirten yapım."
  • "saddam/irak tarihini hic bilmedigim icin surekli bu bbc-hbo ortakligi acaba saddami kotulemek iicn film mi yapmis diye dusunduren.."
  • "(bkz: the devil's double)"
  • "tarık aziz rolünde cem yılmaz'ın oynadığı dizi."
  • "arap aksanıyla usandıran yapıt."
  • "türkçe altyazılı olan halinin dizimagtan kaldırıldığını gördüğüm bbc dizisi."
  • "20 yıl sonra çekilecek olan rise of tayyip dramasına çok benzeyen dizi."




Facebook Yorumları
  • comment image

    saddam/irak tarihini hic bilmedigim icin surekli bu bbc-hbo ortakligi acaba saddami kotulemek iicn film mi yapmis diye dusunduren..


    (deneez - 8 Ağustos 2008 07:19)

  • comment image

    2009 emily odullerine 4 kategoride aday olup 'en iyi yardimci kadin oyuncu' dalinda odul alan dizi serisi. odulu alan aktrist shohreh aghdashloo iran asilli, zamaninda x-men, 24 dizisi ve er gibi filmlerde oynamis olan sanatci, dizide saddamin karisi rolunu oynamakta.


    (senkop - 21 Eylül 2009 23:42)

  • comment image

    2008 senesinde 1 sezon olarak yayınlanmış ve saddam ile ailesinin hayatını anlatan dizi..

    sonrası gelmiş midir, bilemiyorum.
    internette epey aramama rağmen bulamadım.

    hatta müdavimi olduğum dizimag' de bile, ilk sezonun ilk 4 bölümü sadece yayınlanmış,

    bence yazık olmuş..


    (kelebeklerinviziltisi - 13 Ekim 2011 18:46)

  • comment image

    artık biyografik ve tarihi filmlere olan ilgimin iyice törpülendiği bi zamandayım çünkü bu tip filmlerin gerçeği ne derece resmettikleri üzerine büyük çekincelerim var. bu örnekte de geçerli bu..

    bi kere daha ilk baştan filmi (ya da diziyi) ortaya çıkaran ekibin niyetlerinin ne kadar samimi olduğunu bilmiyoruz. gerçeği resmetmeye cidden niyet ettiler mi yoksa işin kolayına kaçıp dramatizasyonu ön plana aldılar ve bu yüzden istedikleri her şeyle oynadılar, değiştirdiler mi bilemiyoruz. ve ortada bi belgesel, ansiklopedi, bilimsel araştırma vs olmadığı sürece gerçeğe birebir uyum yükümlülüğünde olmadıkları fikri (ne zaman bu kadar zararlı bi fikir kabul edildi bilmiyorum) yerleşti. hatta öyle ki zamanında muhteşem yüzyıl dizisinin gerçeğe uymadığı eleştirileri üstüne savunma olarak bu laf bile edilmişti, “e bu belgesel değil illa gerçeğe tam uysun”.

    bu eleştirilerin benzerlerini the borgias için de yazacağım, o yüzden şu an fazla uzatmayayım, direkt house of saddam’a geçeyim. öncelikle işin içinde bbc olduğu için biraz daha güvenerek yaklaşıyorum ve en azından gerçeği resmetmeye niyet etmiş olduklarına inanmak istiyorum. gerçi imdb’de gördüğüm eleştirilerden birinde “bbc genelde iyi işler yapar ama işin içine hbo da girince bozmuş” lafını görmüştüm. eleştiriyi getiren kişi, dizinin ırak ve saddam’ı tek kötü, ırak’a saldıranları da iyi gösterdiğini iddia ediyordu ki biraz yersiz bi eleştiriydi bu bence.. hatta çoğu yerde dizinin ırak’ı çaresiz ve yaptığı her neyse onu yapmaya zorunlu gösterdiğini, dizideki amerikalı (asker ve ajan) profillerinin de hiç öyle “good guy” değil, bildiğin piç ve kötü adam gibi çizildiğini de söylemem lazım.

    yine de benim bu eleştiriden aldığım intiba dizinin gerçekleri anlatmakta o kadar başarılı olmamış olabileceği.. yani birinci aşama (iyi niyet) gerçekleşmiş olsa bile (ki bilmiyoruz) ondan sonrasında da ikinci engelle karşılaşıyoruz. acaba filmi çekenler, yazanlar, bu işi başarabildiler mi.. gerçeği anlatabildiler mi. sadece iyi niyet yetmiyor ki, sonrası belki de daha zor.

    al burda başka bi örnek daha vereyim. o da social network. karşımıza bi zuckenberg karakteri çıkardılar, bence büyük olasılıkla niyetleri iyiydi ve gerçeği anlatmaya çalıştılar, ama çıkan karakter bildiğin klişe hollywood asosyal dahi karakterinden başka bi şey değildi. hayır zuckenberg’i tanıyor değilim ama bi iki gördüğüm sırıtık fotoğrafından bile edindiğim intiba bu filmdeki karakterin zuckenberg’le alakasının olmadığı üstüne.

    ve bu dizide de saddam’ın gerçek saddam gibi anlatılamadığını düşünüyorum. üstelik o imdb eleştirisindeki çocuğun dediğinin belki de tersi olarak, dizinin saddam’ı fazla akıllı gösterdiğini, gerçek saddam’ın bu dizideki halinden iq olarak da eq olarak da çok daha aşağısında olduğunu düşünüyorum. buradaki saddam evet acımasız bi lider (e bu gerçeğe de uyuyor zaten) ama acımasızlığını sergilediği her anda yaptıklarının (vahşi de olsa) mantığı var. kimseyi yalan yere vatan hainliğiyle itham etmiyor mesela.. kimi bu suçla elese gerçekten de o kişi saddam’ın arkasından şikayet eden, söylenen, onun yaptığı bazı şeyleri tasvib etmeyen, hatta bazen cidden saddam aleyhine çalışan insanlar oluyor. bölümlerden birinin başında saddam’ın ağzından “hainlerin kim olduklarını onlar kendilerinin hain olduklarını bile daha bilmezken bilirim” cümlesini okuyoruz ve o bölümde saddam bunu cidden kendisine ihanet edecek birine söylüyor ve onu eliyor. yani saddam’ın bu dizide resmedilen tek kötü tarafı acımasız bi diktatör oluşu o kadar. yoksa aklı başında, dengeli biri..

    saddam’ı da tanımıyoruz illa ki ama en azından onu daha fazla seyrettik, gördük, okuduk.. bizde oluşturduğu bi intiba var. hatta amerikan kuvvetleri sarayını işgal ettiklerinde duvarlardaki son derece zevksiz resimler bile (100 gothic pictures diye indirdiğiniz şeylerin kalitesiz halleri gibi resimlerdi) saddam’ın herhangi bi estetik duygusu olmayan, boş biri olduğunun ekstra kanıtlarıydı mesela. ilk körfez savaşı sırasında bizim medya savaşı haklı göstermek için saddam’ı olabildiğince kötülerken saddam’ın ne kadar deli olduğuna kanıt olarak çektirdiği silahlı fotoğraflarını gösteriyordu. şimdi gazetelerin dedikleri şeyleri bi kenara atsan bile o fotoğraflar gerçekten de dengesiz, öyle çok da zeki olmayan, boş bi insan portresini görmemize yetiyordu.

    mesela bu dizide saddam’ın üçüncü kişilerin tanıklığında geçen anlarında gerçek tanıdığımız saddam’a daha yaklaştığını görebiliyoruz. örnek vereyim.. mesela time dergisinin muhabiriyle röportaj yaptığı an. sonuçta kaydı kuydu olan bi an olduğu için bu sahnelerde saddam’ın gerçek karakterini daha iyi görüyoruz. muhabiri alıyor bi ilkokula götürüyor, sınıftaki kızlardan birine baban benim için ne diyor diye soruyor, çocuk da daha önceden ezberlediği cümleleri (saddam’ı öven cümleleri) ezber bi ses tonuyla söylüyor, saddam da muhabire bakıyor, “bak beni ne kadar seviyorlar” diyor. e al işte, orta zekalı, böyle teatral oyunlarla insanları kandırabileceğini sanan biri işte saddam.. ama dizinin diğer anlarındaki saddam bu teatral saçmalığa tenezzül etmeyecek kadar kafası çalışan biri olarak gösteriliyor hep.

    yine de yazdığım her şeyde yanılıyor olabilirim. sonuçta benim de saddam hakkında edindiğim intiba bi iki resim, video vs’den ibaret. diziyi yapanlar daha fazlasına sahipti ve ortaya daha iyi bi iş çıkarmış olabilirler. o durumda da işte ilk endişem giriyor tekrar devreye, “acaba gerçeği anlatmak niyetlerinde ne kadar samimiydiler ki” diyorum ve tekrar kendi fikrime kaykılıyorum. bu yüzden işte biyografik filmlerden uzak duracağım galiba uzun süre.

    bu endişelerime tuz biber eken sahne de finalde karşıma çıktı. biz saddam yakalandığında saçı sakalı birbirine karışmış halde, doktorun saçındaki bitleri kırdığı anı seyretmiştik. elbette ki bu görüntünün birinci (ve hatta belki de tek) amacı saddam’ı aşağılamaktı orası ayrı, onda değilim, ben yine de o doktorun “bit kırma rolü” yaptığını düşünmedim sırf saddam’ı aşağılamak için. gerçekten de bit kırıyordu diye düşünüyordum.. ki zaten adamın bi kuyuda saklandığını söylüyorlardı haberlerde. o yüzden zaten saçı sakalı birbirine karışmış, bitli, iyi beslenmemiş halde görünüyordu o görüntülerde.

    bu dizide evet saddam yine saçı sakalı birbirine karışık halde duruyor kaçtığı günlerde ama hiç bi sebep yok bu berduşluğu için. çünkü zaten yanında kendisine sadık uşaklarıyla birlikte bi kulübede kalıyor, adamlar buna yemek yapıyorlar, tehlikeli bi an olursa saklanacağı kuyuyu inşa ediyorlar, oraya hava girsin diye fan takıyorlar.. yani saddam’ın hali vakti o kadar da kötü değil ki berduş hali olsun. adamın saçını istedikleri zaman kesebilirler yani..

    kaldı ki saddam diziye göre o kuyuda sadece on beş dakika kalıyor. uzaktan amerikan askerleri görününce saklıyorlar adamı kuyuya, askerleri uzaklaştırmayı beceremeyince adamlar keşfediyorlar kuyuyu, çıkarıyorlar saddam’ı.. e bit niye o zaman?

    tamamen körlemesine bi eleştiri yazıyorum, çünkü gerçek ne bilmiyorum, diziyi yapanlar gerçeği anlatmaya ne kadar niyet ettiler bilmiyorum, niyetleri samimiydiyse bile gerçeği anlatmayı ne derece becerdiler bilmiyorum.. işte bu yüzden artık biyografik filmlere daha mesafeli yaklaşacağım bundan sonra.

    ha son bi cümle de diziyi gerçekliğe uyumuyla değil de, dramatizasyonuyla değerlendirmek için söyleyecek olursam.. o zaman ayrı.. evet gayet sürükleyici bence. seyre ve beğeniye şayan bi dizidir. gereğinden fazla kısa tutulmuş ama olsun (bence üç ve dördüncü bölüm arasında kesinlikle bir bölüm daha olmalıydı mesela). öneriyorum herkese.


    (brick top - 12 Kasım 2011 17:26)

  • comment image

    iq limitlerini zorlayan amerikan izleyicisi için "bakın şeytanın gözünden de gösteriyoruz he, sonra ırak halkını hiçe sayıyor falan demeyin, istedik mi objektif de oluruz tımam mı?" kafasında çekilmiş zaman israfı.

    ilk bölüm biraz ümit vaadediyordu ama geri kalanı.. üstüne yorum bile yapılacak gibi değil.


    (kirk lazarus - 11 Ocak 2013 10:49)

  • comment image

    işin politik ve propaganda maksatlı yanını bir tarafa bırakırsak bbc-hbo ortalıklığından beklediğim gibi iyi bir drama. açılıştaki tema müziği harika öncelikle.

    sonrasında saddam'ın iktidara geliş hazırlıktan; iktidarını sağlamlaştırmak için yaptıkları; humeyni'ye çatışı; opec'le papaz olup kuveyt'e girmesi; körfez krizi ve abd'nin ırak'ı işgaline kadar giden süreç saddam'ın aile hayatını merkez alarak anlatılmış. ama yakalanışından sonra mahkeme aşamasına hiç yer verilmemiş her nedense?!

    --- spoiler ---

    saddam'dan anekdotlar ve vecizeler de serpiştirilmiş aralara. mesela

    ''bir haini; daha kendisinin hain olduğunun farkına varamadan tanırım!''
    ...
    ''devrim; kendi düşmanlarının onlara ulaşamayacağını sandıkları yerlere ulaşabilecek kadar kuvvetlidir.''
    ...

    ''küçük bir çocukken tıkrit'teki köyümüze yabancı bir gezgin gelmişti. sokaklarda amaçsızca dolaşıyordu. ta ki karşısına ihtiyar bir köylü çıkana kadar:

    - yabancı; buralarda tek başına belanı mı arıyorsun?!
    + ben gezginim; silahım yok sadece dolaşıyorum.
    - işte ben de onu diyorum; buralarda tek başına geziyorsun ve bir silahın bile yok!

    işte biz bu yüzden silahlanmak zorundayız.''

    ---
    spoiler ---

    yalnız en önemli kısımlardan biri olan kadir tapucu'nun saddam'a şarkı bestelediği kısımları atlamışlar bak; o olmamış.

    o diil de; asıl house of bush çekilmeliymiş bunun sequel'ı olarak. o zaman çok eğlenirdik işte. sonuçta bush; washington post'un zamanında yazdığına göre ''ırak'ta sünni ve şiiler olmak üzere iki farklı yaygın mezhep olduğunu bilmeden'' ırak'a girmiş bir adam en basitinden.


    (godot yu hacklerken - 23 Ocak 2013 18:57)

Yorum Kaynak Link : house of saddam