(bkz: nürnberg)

(barbie - 26 Mart 2002 20:46)

(bkz: nuremberg mahkemeleri)

(uco - 11 Ağustos 2002 04:40)

sehrin gerçek adi nürnberg'dir; nuremberg ingilizcesi, amerikancasidir. bavyera eyaletinin munih'ten sonra ikinci büyük sehridir.

(lacrima - 5 Şubat 2001 19:42)

almanoğlunun "nürnberg" dediği anglosaksonun dilinin nüyrmbörg diye dönmesinden kelli, nuremberg diye yazdığı kentin (ingilizce) adıdır.

kısaca şehrin sosyo-politik tarihini şeyedecek olursak: nsdap'ın kenti ele geçirmesinden evvel, lanetli weimar cumhuriyeti sırasında bir liberal vaha olmayı başarmış, ama ülke çapında süratle örgütlenen tedhişçi nazilerin sistematik saldırısı ve bitmeyen ekonomik kriz nedeniyle faşizmin kucağına düşmüş, 2. dünya savaşının sonuna doğru müttefikler tarafından yerle bir edilmiş, 60'lar boyunca kısmen aslına sadık kalınarak yeniden inşa edilmiş bir şehirdir. son derece nazik insanları, gayet "alman" bira bahçeleri, devasa bir rock festivali ve ayrıca insanların birbirini ezdiği bir bira festivali vardır. yemyeşildir, ufacıktır. göbeğinde, eski kentin en yüksek noktasında (ki çok yüksek değildir) kutsal roma-germen döneminden kalma emperyal kalesi, bugün nefis bahçelerle donatılmış bir halde ziyaretçilere açıktır.

nuremberg, 20. yüzyılda biri korkunç diğeri ise insanlığa olan inancı güçlendiren iki ayrı hukuk devrimine sahne olmuştur:

1) nazi partisinin resmi tören şehri olarak (bugün bile, savaşı atlatmış nazizm anıtları ziyaretçilere açıktır) segregasyon ve arındırma yasalarının hitlerin emriyle kaleme alındığı şehirdir. 2) insanlık tarihinde ilk defa, egemen devlet ilkesinin evrensel hukuk lehine ortadan kaldırılarak, faşizmin tepe kadrolarının yargılandığı yerdir.

ayrıca, nurembergin nsdap tarihindeki yerini merkezine alan, ama geniş tarihsel arka planı son derece dürüstçe aktaran bir belgesel-müzeye ev sahipliği yapmaktadır bu şehir, nsdap gösteri alanında, faşist albert speer'in mimarlığında inşa edilmiş devasa konferans binasında.

almanya'yı gezmekte olan bir gezginin muhakkak ziyaret etmesi gereken şehirlerdendir.

(your man in havana - 21 Mayıs 2013 01:39)

etkileyici bir film. schindler's list'i birkaç kez izledim fakat nuremberg beni derinden etkiledi, insanın varoluşuna derin izler katıyor. savaşta ele geçirilen yüksek rütbeli askerler ile bürokratların müttefik olan fransa, ingiltere, amerika ve rusya tarafından ortak yargıçlar ile birlikte nuremberg şehrinde yargılanmalarını konu almakta film. tarihte ilk defa dünya barışına karşı işlenen suçlar için kurulan mahkeme ; nürnberg mahkemeleri . bu şehrin seçilmesi nürnberg yasaları'nın oluşumuna karşı bilinçli bir tercihtir büyük olasılıkla. dr. wilhelm stuckart yasaların oluşumunda katkı sağlarken acaba bu hazin sonu hiç düşünmüş müydü. conspiracy adlı filmde anlatılan toplantıda tartışarak zorla aldırılan karar bu bu filmdeki mahkemede gösterilen kamplardan çekilen görüntülerin içeriğinin sebebini oluşturuyor.

--- spoiler ---

elsie douglas (jill hennessy) : ben hâlâ anlamıyorum. anlayacağımı da düşünmüyorum. uygar bir toplum, başka uygar bir topluma bunu nasıl yapabilir?
yargıç jackson (alec baldwin) : belki de uygarlık abartılıyordur.

uygar (medeni) olan bir toplum uygar olmayan bir topluma istediğini yapabilir mi demek istiyor acaba keşifler sonucunda aztek ve inka gibi yerli topluluklara yapılanlar gibi. amerika'nın asıl sahipleri olan kızılderililere amerika'nın yaptığı asimilasyon ve soykırım gibi. ya da medeni olmayan bir toplum her istediğini yapabilir mi? atalarına yapılan soykırımın ardına saklanarak katliam yapan israil için de böyle bir film çekseler ne güzel olurdu. lenin ve stalin rusyasının yaptıkları, ingilizlerin sömürgelerinde, fransızların kuzey afrika'da yaptıkları, abd'nin ortadoğuda yaptıkları dünya barışına karşı işlenen suçlar olarak niçin uluslararası mahkemelerde bu şekilde yargılanmıyor...

alman komutanın, amerikalı psikolog yüzbaşıya hiroşima'da japonlara yaptığınız neydi? japonları toplama kamplarına almadınız mı? dediğinde savaştaydık ve yanlıştı cevabı geldi amerikalıdan. niçin yargılanmadıklarını sormadı alman mareşal. aynı zamanda amerikan ordusundada zenci askerlerin beyazlar ile aynı otobüslere binmediğini, birlik yönetmelerine izin verilmediğini, amerikanın ayrılıkçı yasalara sahip olurken almanya'nın anti-semitizmi benimsemesinin neden farklı olduğunu da sormakta.

--- spoiler ---

(filosofo - 19 Şubat 2015 02:03)

kıyıda köşede kalmış bir filmdir. hapishane bahçesinde hermann goering'in amerikalı doktor subayla yaptığı konuşma kayda değerdir.

(cohesionless - 4 Ocak 2005 01:14)

2000 yılı mahsulu, yves simoneau tarafından yönetilmiş olan kanada / abd ortak yapımı film.

tv için 2 bölümlük bir dizi olarak çekilen bu film, joseph e persico tarafından yazılmış olan "nuremberg: infany on trial" adlı eserden uyarlanmıştır.
başrollerde alec baldwin, christopher plummer, brian cox, michael ironside ve filmin başında sadece birkaç dakika gözüken bergman figürü max von sydow.
film, ikinci dünya sonrası galip gelen müttefik kuvvetlerinin, alman savaş suçlularını yargıladığı meşhur nürnberg duruşmalarını konu ediniyor. izlenesi.

"evil is the absence of empathy."

(uzuntu - 10 Şubat 2006 14:50)

alec baldwin nin hermann goring i oynayan karaktere 2-3 defa ters ters baktığı yüzeysel, basit ve amaçsızca çekilmiş filmi.
savaş suçluları nürnberg de sonradan restore edilmiş bir binada yargılanırlar. alec baldwin sekreteriyle aşk yaşar ama duygularını amerikaya geri dönüşe saklar. yargılanan ss ler 4 ana maddeden sorumlu tutulup ipe, 10 ve 20 yıla ya da beraate gönderilir. bu kadar sığ işlenmiş, hiçbir tutanağı esas almamış gereksiz hatta ayıp bir filmdir. adamlar toplu kıydıkları insanların derilerinden abajur yapmış iken, böylesi salak saçma üstünkörü bir yargılanmaya konu olmuş filmdir bu. izlenmemesi siddetle tavsiye olunur.

(pain - 16 Şubat 2006 12:44)

(bkz: judgment at nuremberg)

(asden - 16 Şubat 2006 12:49)