kitabı okuduktan 7-8 yıl sonra d&r'da dvd'sini bulup üstüne atladığım film. kalp gözü biraz açık olana çok şey anlatan basit ama etkili bir hikaye.

(bkz: the five people you meet in heaven)

^*

(the saint - 9 Eylül 2007 23:02)

efsanevi oyuncu lack lemmon ın ölümünde önce çevrirdiği en son ve en dokunaklı film. 4 emmy ödülü (2000 ) ve altınküre adayığı ( 2000 ) bulunmaktadır.

(darkxs - 6 Kasım 2007 22:37)

1999 abd yapımı bir drama filmi. jack lemmon'un ölümünden önce çektiği son filmdir. film türkiye'de sinemalarda gösterilmemiş, tv8'de birkaç kez oynatılmıştır. bir dönem boyner yayınlarından kitabı çıkmış, kitabın yeni baskıları yapılmamıştır. hayatının son günlerini yaşayan emekli öğretmen morrie'nin, eski öğrencisi mitch'e hayattaki en önemli derslerini verişini anlatır.

(fortnox - 7 Kasım 2007 19:49)

büyük komedyen jack lemmon'ın ölmeden önce başrolde oynadığı son film. emekli bir sosyoloji profesörünün ölümünden önceki son birkaç ayında eski öğrencisiyle yaptığı görüşmeleri konu alır. jack lemmon'a en iyi erkek oyuncu, hank azaria'ya ise en iyi yardımcı erkek oyuncu dallarında emmy kazandırmıştır.jack lemmon'ın bu filmden sonra içinde bulunduğu tek proje ise images from the legend of bagger vance'dir.

(george costanza - 9 Kasım 2007 00:27)

(bkz: jack lemmon) (bkz: hank azaria)

(kereste - 8 Temmuz 2002 23:07)

yaklaşık 100 yaşında ve ölmek üzere olan bir adamın hayat sevgi umut börtü ve böcek üzerine güzel laflar ettiği etkileyici bir film.

(days - 10 Temmuz 2002 11:30)

als muzdaribi ihtiyar delikanlının hayata bakışı değiştirebilecek görüşlerinin görüşmesi.

şok sağolsun, akşam akşam ağlattı bizi. (bkz: ağlamak güzeldir)

(daphne - 21 Aralık 2008 19:21)

malesef ülkemizde yeterli ilgiyi görmeyen film. dvd'si d&r'da 2,50 tl'ye satılmaktadır.

(jerith royal - 3 Ocak 2009 22:50)

kis kitabidir kesinlikle. oyle bahar ayinda alinip okunursa keyfi yarim kalir. soyle yagmurlu, gri gokyuzulu bir haftada bitirmeli, ardindan hafif depresif bir zaman dilimi gecirilmeli ve en sonunda mavi gok yuzune bakilip, soyle guzel bir gulumseme ile nefes alinmalidir.

morrie amcamizin, yasadigi olaylar nedeniyle bagli oldugu agnostik inancini ilimli hale getirip, dakikaya uygun bir sekilde cesitli goruslerden cesitli zevkleri almaya calismasi takdir edilmelidir. zaman zaman kendisini soyutlamasi gerektigi, zaman zaman 'hayatini yasa' tavrini benimsedigi, zaman zaman pismanlik duygusunu tukettigi dakikalar ardi ardina gelir; ama bunlarin tumunu, biricik ogrencisi mitch ile ana basliklar altinda yaptigi sohbetlerine cok guzel harmanlar sevgili kocumuz.

oncesine/sonrasinda, als'den muzdarip suna kirac'in otobiyografisini iceren, benzer temali omrumden uzun ideallerim var guzel bir tamlama yaratabilir.

(armish - 15 Haziran 2009 03:26)

halka açık yerlerde okunmaması daha sağlıklı olabilecek kitap. ^*
http://video.google.com/…docid=3863455317235235085#

kitapta bahsedilen şarkı: (bkz: the very thought of you)

(henalama - 8 Aralık 2009 23:42)

orta kalınlıkta bir kitabı bile 3 ayda okuyan ben, bu kitabı 2 günde bitiriverdim. her ne kadar edebi olarak zayıf olsa da, gerçekten etkileyici bir kitap. başucunda durup, ara sıra okunması gerekenlerden...
bu kitabı okuduktan sonra "neden benim de bir morrie'm yok" diye düşündüm..

beni çok etkileyen, son sayfadan bir paragrafı da yazayım, (kitabı okumayı düşünenler için spoiler olabilir) :
"hiç gerçekten bir öğretmeniniz oldu mu? sizi saf ve yontulmamış bir mücevhermiş gibi görüp, bilgelikle onurlu bir ışıltıya dönüştürmek isteyen? eğer böylesi öğretmenlere ulaşan yolu bulacak kadar talihiniz olursa, dönüş yolunu bulacak kadar da talihiniz olacaktır. bu bazen sadece zihninizde cereyen eder. bazen de onların yatak ucunda."

son olarak, morrie'yi mori, chicago'yu şikago olarak çeviren çevirmene sevgilerimi(!) sunuyorum.

(black sabahat - 13 Mart 2010 20:03)

kitabin basinda anlatildigi gibi morrie als hastaligina tutulan yani dusunme kapasitesinde bir gerileme olmadan sinir sistemindeki bozulmalardan dolayi kaslarini oynatamayacak duruma gelecek ve ardindan lokmalari dahi cignemeyi basaramayacak olan birinin **gercek** hikayesi.

hikaye ilk olarak ted koppelin dateline isimli, bizde eskiden ugur dundar'in yaptigina benzer, alelade insanlari ve yasamlarini anlatan belgesel nitelikli programda yer alir. dateline'da aralikli olarak morrie'nin hastaliginin degisik evrelerini ve diyeceklerini gostermek icin 3 kez yer alir. ucuncusu olumunden iki hafta oncedir. abd morrie'nin yasamdan ogrendiklerini ve ogretmek istediklerini gitgide zayiflayan sesi esliginde takip eder.

kitabin yazari mitch albom edebiyat yazari degil, bir gazetenin spor muhabiri veya yazaridir. egitimli bir muhabirdir. sosyoloji hocasi olan morrie'i dateline'da gorur ve en azindan vicdanini rahatlatmak icin hocasina bir telefon etmesi gerektigini hisseder. telefon edince hocasinin gosterdigi yakinliktan etkilenip kendisini gormeye gitmeye karar verir ve tuesdays with morrie kitabi dogar.

olum uzerinde dusunulmesi gereken ciddi bir sey. insanlar olumu yasamlarindan oteledikce yani hic olmeyecekmis gibi yasadikca yani bencilce, kabaca, cevrelerindeki canlilara ve cevrelerindeki diger insanlara sanki hepimizin sonu malum degilmiscesine, bu oyunun en sonunda en oldugunu bilmiyorcasina, kendi hirslarina, evrimimizden kalma surungen yonlerine, korkakliklarina, komplekslerine maglup sekilde davrandikca yasam hepimiz icin kotulesiyor. ayni insanlar olumu bildikce yasami cevrelerine guzellestiriyorlar. olum onlari aydinlatan ve dunyayi guzellestiren bir isik oluyor.

olumun en aci tarafi erken veya gec de olsa aydinlanmis bu insanlari bizden ayirmasi ve geride gelismesini tamamlayacak olan veya tamamlayamayacak olan bir grup insanla bizi basbasa birakmasi.

yas ilerledikce ve tecrubemiz de gun ve gun arttikca beklentiler ve istekler rafine oluyor, eskiden herseyi yutan bunye icin salatadaki sosun ve yagin onem kazanmasina benzer sekilde insanlardan da beklentisi detaylaniyor. belli bir noktaya belli bir sure icinde gelemeyenlerle beraber yasamak zor. ister istemez anlayan-goren ve kiymet bilenler ile digerlerini ayirmak zorunlu oluyor.

bu hikayeler yasamdaki guzel insanlarin varligina isaret ettiginden onemli, cevremizde bulamasak da bir gun kapimizi mitch gibi koppel gibi morrie gibi calan adamlar olabilir. hic beklenmedik sekilde. hikayelerin bu kadar cok ilgiyle karsilanmasi da arayista pek de yalniz olmadigimizi gosteriyor.

morrie ile yapilan dateline programindan bir bolum icin
http://www.youtube.com/…dcnl2o385gw&feature=related

(fil - 15 Ağustos 2010 17:53)

hayata dair önemli mesajlar taşıyan bir film. üniversitede en sevdiği hocası als hastalığına yakalanınca onu ziyarete giden mick jackson yaşadığı bu deneyimini ve hocasından aldığı son dersleri önce kitaba dönüştürmüş sonrada bu tv filminin hem senaryosunu yazmış hem de yönetmiş. film usta oyuncu jack lemmon ın göçüp gitmeden önceki son performansı olma özelliğini taşır.

filmden kısa bir öykü;

hikâyenin kahramanı gitgide kıyıya yaklaşmakta olan küçük bir okyanus dalgası. rüzgârın ve temiz havanın keyfini çıkartıyorken önünde ilerleyen dalgaların kıyıya ulaştıklarında yok olduklarına şahit olur. ve basar çığlığı ''aman tanrım, bu felaket benim sonumda böyle olacak.''

kendisi gibi kıyaya doğru ilerleyen bir başka dalga onun üzgün halini görür ve sorar; ''neden bu kadar üzgünsün?''

küçük dalga cevaplar; '' anlamıyorsunuz, kıyıya ulaşınca hepimiz yok olacağız! ''

diğer dalga cevap verir; '' asıl sen anlamıyorsun. sen sadece bir dalga değilsin, okyanusun bir parçasısın! ''

(basliksiz fuze - 14 Kasım 2011 13:26)

sade, basit ama cok güzel bir kitap.

(filia - 2 Kasım 2012 18:51)

filmi malesef kitabi kadar etkileyici olamamishtir.

(mr hollands opus - 2 Aralık 2003 20:57)

filmi ve kitabı arasında az fark olsada filmde morrie amcayı fazlasıyla optimist göstermesi , ve her hareketiyle depreşen ağlama nöbetleri , fazlasıyla abartılıdır , morrie amca uyumadan önce ağlar yemek yerken ağlar şarkı söyler ağlar , yani durmadan ağlar , tabi kitabın ana fikri oldukça dead poets society i andırsa da yaşanmış bir öykü olması nedeniyle kafalarda hiç kuşku bırakmamaktadır , idare ederdir , ama bu kadar pembe pembe bakmak dünyaya sadece bir saat çekilebilir . kitabın türkçe versiyonu çarşı mağazasının nasıl adam olunur sözlü savaş sanatları gibi abuk kitapların bulunduğu reyonda yer almaktadır .

(jonquil - 9 Aralık 2003 10:43)

yaşam, aile, evlilik, toplum, merhamet, ölüm, korku, açgözlülük, yaşlanma ve anlamlı bir yaşam felsefesi üzerine bilgelik dolu konuşmaların yer aldığı bir çırpıda okunan kitap

(nausikaa - 26 Haziran 2004 22:31)

yanlislikla once filmini izledigim basyapit. filmi bile bu kadar etkilediyse kitabi kim bilir nasil yaralar birakir.
butun ogretmenler, ogretmen adaylari, sevmeye cesareti olmayan, hayatin anlamini arayan vs herkes izlesin bence. ılla her bir insana hitap eden kesit var filmde.
cekimleri de basit ama etkileyici, ozellikle mevsimlerin sert gecisi. her seyi unutup filmin icinde buluyor kendini insan. senaryo harikulade.

(bokye - 6 Mart 2015 01:07)

her izlediğimde öğretmen olmaya karar verdiğim film..
eğer mitch gibiyseniz film sizi tam onikiden vurur..insan duygularını saklarken,kendinden,insanlardan kaçarken kaybolduğunu farkettiği an kendini,ruhunu nereye koyduğu unutur ve hayatın o hızlı temposunda aramaya zamanı bile olmaz..işte böyle bir anda karşınıza morrie gibi biri çıkıyorsa evet kesinlikle şanslı bir insansınız demektir..

herkes bu filmi izlemeli bence;hatta size olumlu sonucunu somut olarak vaad ediyorum:
film sonunda aynaya,gözlerinize bakın;gözyaşı varsa morrie'nin iyi bir öğrencisi oldunuz demektir!!

(akheron - 12 Eylül 2005 21:09)

''nasıl ölüneceğini biliyorsan,nasıl yaşanacağını da biliyorsun demektir..''

(akheron - 26 Eylül 2005 21:47)