Oyuncular
  • "son zamanlarin sihirli kelimesi, kibris'ta cözüm gibi, türkiye'de uzlasma."
  • "deniz baykal terminolojisinde "bizim dediğimiz olursa uzlaşma olur" şeklinde örneklenebilir."
  • "türkiye'ye çok uzak bir kelime. sözlükten çıkartsak eksikliğini hissetmeyiz."
  • "kelimenin kökünün "uz" olduğunu anımsatmak isterim biçare gönüllere..(bkz: uz)"
  • "bugünlerde tekrar vizyona girmesi gereken bir film. lakin tarih tekerrür ediyor.(bkz: mehmet ali ağca)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    son günlerde baskın oran'ın tehdit edilmesi nedeniyle gündemde yer alan ceza yargısı terimi.

    uzlaşma ilk defa 5237 sayılı türk ceza kanunu 73.maddesinin 8.fıkrası ile hukukumuzda yer almıştır.

    bu fıkranın gerekçesi :

    "çağımızda suç mağdurlarına karşı ceza adalet sisteminde, mağdurların yararları yönünde yeni bir duyarlılığın ortaya çıktığı görülmektedir. ülkemizde bugüne kadar mağdurlara karşı gösterilen özel dikkat sadece bazı adam öldürme, terör ve örgütlü suçlar bakımından söz konusu oluyordu. bazı özel kanunlarda (örneğin 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı nakdî tazminat ve aylık bağlanması hakkında kanunda olduğu gibi) suç mağdurlarına veya ailelerine devletin tazminat ödemesi öngörülmektedir.
    bununla beraber çağdaş ceza kanunlarında diğer bir kısım suçlar bakımından da koruma ilkeleri meydana çıkmaya başlamıştır. xxi. yüzyıl adalet sistemi mağdurun tatmin edilmesini de ön plâna çıkarmış bulunmaktadır. bugün anlaşılmıştır ki, suça karşı salt ceza yaptırımları yeterli değildir. zararın giderilmesi ve onarım, hiç şüphesiz, adaletin temel amacını oluşturmaktadır. ancak bu, tek görünüm değildir.
    uzlaşmanın hedefi suçun işlenmesinden sonra fail ve mağdur arasında meydana gelen çekişmeyi, bir arabulucunun girişimini sağlayarak çözmek ve adaleti sağlamaktır. failin neden olduğu zararın giderilmesi, fail-mağdur arasındaki barış, uzlaşmanın asıl unsurunu oluşturur. fail-mağdur arasında uzlaşma dışında da, tazminatın sağlanması olanaklıdır. ancak uzlaşma kurumunda, zararın giderilmesi ve onarım yanında ayrıca bir moral unsur da vardır. bu nedenle fail-mağdur arasındaki uzlaşma suçun faili bakımından cezanın "özel önleme" fonksiyonuna yardım ettiği gibi mağdurun ve genel olarak kamunun da yararlarının korunmasını sağlar. fail, uzlaşma ile, işlediği suçun sorumluluğunu kabul edip üstlenerek ve sonuçlarını da gidererek toplumla yeniden bütünleşme olanağını elde etmiş olur. böylece failin ceza sorumluluğunu tespit ve zararın giderilmesi için gereken yapılmış bulunacağından, mağdur bakımından da adalet yerine getirilmiş olur. fail-mağdur arasındaki uzlaşma, bundan başka, kamuda da, fiille ihlâl edilmiş olan hukuk kurallarının geçerliliğini vurgulamış ve dolayısıyla kamusal barışın yeniden kurulmasına hizmet etmiş olur.
    tasarının kabul ettiği sisteme göre, uzlaşma aşağıdaki esaslara göre gerçekleştirilmektedir.
    a) uzlaşma sadece soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar için geçerlidir. böylece sadece küçük ihtilâfları içeren suçlar bakımından (hakaret, sövme, tehdit, basit nitelikli eylem gibi) bu yola gidilebilecektir. bu ayırım ile, hukukumuzda yargı organlarının daha ağır suçlara ayırabilecekleri zaman alanı genişletilmekte ve küçük suçlarda tamamen yenileştirilmiş bir yaptırım sistemi geliştirilmektedir. tasarı, ceza adaletinde onarıcı bir sistemi böylece organik olarak gerçekleştirmektedir.
    b) failin suçu ve sorumluluğunu kabullenmesi gerekir. fail fiilini inkâr etmemelidir. fail, kendisine isnat olunan suçları işlemediğini öne sürecek olursa o zaman ceza yargılama kuralları uygulanarak durumun aydınlatılması gerekir ve uzlaşma kurumu işletilmez.
    c) fail suçtan doğan zararın tümünü veya büyük bir kısmını ödemeli ve gidermelidir. zararın giderilmesi failden dikkati çekecek surette büyük miktarda edimlerin yerine getirilmesini veya kişisel bir takım özverilerde bulunmasını gerektirdiği durumlarda, failin bütünüyle veya geniş bir kısmı itibarıyla mağdurun zararlarını tazmin etmeye çalışması aranır.
    d) fail ve mağdur özgür iradeleri ile uzlaşmalıdırlar. uzlaşma yoluna gidecek olan fail ve mağdur, bu yolu, gönüllü olarak kabul etmelidirler. fiil, doğru olarak ve her iki tarafça kabul edilebilecek şekilde saptanmalı ve bir çözüm yolu bulunmalıdır.
    e) fail veya mağdurun uzlaştıkları cumhuriyet savcısı veya hâkim tarafından saptanmalıdır. suçtan doğan zararın onarımına veya zararın giderilmesine ilişkin taraf iradeleri ceza yargılama hukuku kurallarına göre saptanacaktır.
    f) soruşturma evresinde cumhuriyet savcısı fail-mağdur arasındaki uzlaşmayı saptadığında kamu davası açmayacaktır. bu tespit kovuşturma evresinde hâkim tarafından yapıldığında fail hakkında mahkûmiyet hükmü verilemeyecektir. bunun anlamı şudur ki, failin suçun zararlı sonuçlarını gidermek üzere yapacağı hareketler, ceza kovuşturmasının başlamaması veya son verilmesi ile sonuçlanacaktır.”

    şeklinde düzenlenmiştir.


    (justinianus - 30 Ocak 2007 11:15)

  • comment image

    bugünlerdeki cift dusun anlami: tehditler nedeniyle hakim gucun soyledigine uyma, dediklerini yapma, istediklerini verme islemi.

    cok merak ediyorum, "uzlasarak secelim cumhurbaskanini." diyenlerin adayi kimdir ve bu aday mecliste oynadigimiz demokrasi oyununda halktan en cok oyu almis parti tarafindan ne derece kabul edilebilir?


    (kofilin - 28 Nisan 2007 02:28)

  • comment image

    şöyle de bir cift dusun anlamı olabilir bu sözcüğün, tabii yerseniz:

    bir adam düşünün, siyasi yasaklı olsun. partisi tek başına iktidar olmuş olsun. bu adamın siyasi yasağını kaldırıp önce milletvekili, sonra da başbakan olmak için muhalefetin desteğine ihtiyacı olsun (olmaz gerçi, çünkü halktan en çok oyu aldı o, ama hikaye bu ya, olmuş varsayın), koskoca padiş... eeee... karizmatik demokrat lider bu konuda uzlaşmak için halktan kopuk pisbokpispisbok muhalefetin ayağına gitsin, anayasa değişikliği gerçekleşsin, o adam düzmece bir seçim iptaliyle küçük bir ilden önce milletvekili, sonra başbakan olsun... hah bildiniz, bunun adı uzlasma ve demokratik kültür.

    sonra aradan zaman geçsin, o başbakan "dindar" bir cumhurbaşkanı seçmek istesin, sırf bunun için toplumun tüm kesimlerinden gelen erken seçim çağrılarına kulak tıkasın, kendisine geçmişte destek veren muhalefet "hadi gel yine uzlaşalım" dediğinde "höööyyyt, ben en çok oyu aldım, siieee" desin, buna karşı çıkan herkes faşist ilan edilsin. hah, işte bunun adı da "demokratik kültür". bu da "demokrat" ve "uzlaşmacı"...

    anlamayan varsa diye peşin peşin edit: işbu entry şiir okuma suçundan siyasi yasaklı olma halini savunmamaktadır. hatta o dönem muhalefetin tavrını çok doğru ve çok olgun bulmaktadır. sadece "o zaman öyle, şimdi böyle, yersen" durumunu anlamamaktadır.


    (medyamaymunu - 6 Temmuz 2007 23:33)

  • comment image

    ülkemizin ihtiyacı olan şey. an itibariyle kanaltürk'te saadet partisi, işçi partisi ve halkın yükselişi partisi ve hatta büyük birlik partisi arasında sağlanmıştır. meclise bunları sokalım. süper olay. ben hiçbişi anlamadım. tabiatım uzlaşmaya aykırı belki de.


    (mariadebonne - 14 Temmuz 2007 01:25)

  • comment image

    anlaşmazlığı çözmek için bir ortak noktada buluşmaktır. diplomatik anlamda en iyi britanyalılar yapar bu işi. genelde olaylar şu şekilde cereyan eder;
    -ortada birleşik krallık ile bir başka ülke arasında can sıkıcı bir problem vardır.
    -britanyalı diplomatlar elbette ki sorunun çözülmesi için uzlaşmaya her zaman hazırdır.
    -uzun uğraşlar sonucu bir uzlaşmaya varılır.
    -uzlaşma şartlarını ciddi ciddi inceleyen bir kişi britanyalı arkadaşların uzlaşmadan anladığının kendi çıkarları olan şeyi bin türlü evirip çevirmek suretiyle kabul ettirmek olduğunu görür.
    -ulan bu herifler bu işten anlıyorlar diyerek hem kızar hem de içten içe takdir eder.


    (sing to the death rattle - 27 Şubat 2008 19:21)

  • comment image

    cmk. m 253'te düzenlenmiştir. ayrıca uzlaşmanın bulunmaması, dava şartlarından birisidir. esas olarak mala karşı işlenen suçlarda uzlaşmadan faydalanmak daha doğru olur. kasten yaralama uzlaşma kapsamında olmaya devam ederse ve bu iddia ediliyorsa, bunun öldürmeye teşebbüs olmadığını nerden bileceğiz ? önemli bir suçun bu şekilde, kamu nezdinde basit bir suçmuş gibi algılanması sonucuna da ister istemez varabiliriz.


    (etliekmek ve sen - 13 Aralık 2009 01:12)

  • comment image

    son aldığım haberi aynen aktarıyorum:

    "undp türkiye ve adalet bakanlığı’nın ortaklaşa yürüttüğü "ceza adalet sisteminde uzlaştırma uygulamalarının geliştirilmesi projesi" kapsamında yürütülen farkındalık yaratma çalışmaları kapsamında izleme oranı yüksek olan tv dizi ve programlarında uzlaşma teması işlenecektir. bununla birlikte halkın uzlaşma ile ilgili bilinç ve bilgi düzeyinin arttırılası amaçlanmaktadır.

    ilgili bilinçlendirme çalışmaları kapsamında ilk olarak 9 mart salı günü saat 20:00’de star tv’de yayınlanan papatyam dizisinde uzlaşma konusu işlenecektir. "

    ayrıca uzlaşma hakkında ayrıntılı bilgiyi şu linkte bulabilirsiniz:
    http://www.borcludostu.com/


    (hypathia - 9 Mart 2010 13:29)

  • comment image

    uzlaşma taraflardan biri için ödün verilirse o'nun adı uzlaşma olmaz, imtiyaz olur, boyun eğmek olur. uzlaşmak her iki tarafın da ödün vermesi, her iki tarafın da bu ödünler karşılığında bir şeyler elde etmesi anlamına gelir. uzlaşmada önemli olan uzun vadedeki çıkarların korunmasıdır.

    mesela, steve jobs 90'lı yılların sonunda(1996) sürekli zarar eden ve batmakta olan apple'ı kurtarmak için en büyük rakibi microsoft ile anlaşma yapmıştır. microsoft apple'a 150 milyon dolar para yatırmış, office yazılımlarını mac için geliştirmiş, karşılığında da apple'ın teknolojisinden yararlanmıştır. 10 yıl sonra steve jobs apple'ı eskisinden daha da güçlü ve büyük bir şirket konumuna getirmiştir. bizim bilmediğimiz başka olaylar dönmüş müdür bilemiyorum tabi, ama bu örnekte görüldüğü üzere mücadele yerine uzlaşma, uzun vadede apple'ın faydasına olmuştur. kaynak, wikipedia

    şu video'da steve jobs'un nasıl çaresizlikle microsoft'la ortaklık açıkladığını izleyebilirsiniz. bazı insanların yuhalıdığını da göreceksiniz(özellikle explorer'ın macintosh'da kullanılacağını söylemesinden sonra). o yuhalayanlara apple'ın bugün dünya devlerinden biri olmuş halini göstersek herhalde bu kadar yuhlamazlardı.

    işte böyle... sonuç olarak filistin'de tanklara taş atan çocukların hareketi erdemli bir harekettir ama faydasızdır. düşmanınız kadar güçlü değilseniz veya ona zarar veremiyorsanız mücadele etmeniz anlamsızdır. uzlaşmayla ilgili önümüzdeki en güncel örnek, "fethullah gülen cemaati"dir.


    (manzikert - 5 Haziran 2011 13:59)

  • comment image

    6111 sayılı kanun un 137inci maddesi ile gümrük vergileri de uzlaşma kapsamına alınmıştır. bu sevindirici bir haber. gümrük idaresi ile mükellefler arasında yaklaşık 150.000 adet dava dosyası olduğu düşünülürse, her iki taraf için de uygun bir çözüm olabilir. aşağıdaki maddenin üçüncü bendinde diyor ki; uzlaşmanın usul ve esasları hakkında bir yönetmelik düzenlenir. şimdi 13.02.2011 tarihinde çıkan bir yasa ile ilgili oturup bir gümrük uzlaşma yönetmeliği çıkardınız elinize sağlık. peki bu yönetmelikte "uzlaşılan tutarı vadesinde ödemezsen, uzlaşılmamış sayar eski yüksek borcu çatır çatır tahsil ederim" ne demek oluyor. bak, kanun demiş ki "uslu çocuk olun uzlaşın, mahkemeleri boşa meşgul etmeyin, sen idare; zaten davaların yaklaşık %20sini ancak kazanıyorsun, boşa masraf çıkarma". sen bunun üzerine çıkardığın yönetmelikte kanunun verdiği hakkı geri alma peşindesin. neyin kafası bu. (bkz: kaşıkla verip kepçeyle geri almak)

    ilgili kanun metni tam olarak şöyle:
    madde 137- 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı gümrük kanununun mülga 244 üncü maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.

    “madde 244- 1. beyan ile gümrük idaresince yapılan tespit sonucunda belirlenen farklılıklara ilişkin tebliğ edilen gümrük vergileri alacakları ile bu kanunda ve ilgili diğer kanunlarda öngörülen cezalar hakkında; yükümlü veya ceza muhatabı tarafından, söz konusu eksiklik veya aykırılıkların kanun hükümlerine yeterince nüfuz edememekten veya kanun hükümlerini yanlış yorumlamaktan kaynaklandığının veya yargı kararları ile idarenin ihtilaf konusu olayda görüş farklılığının olduğunun ileri sürülmesi durumunda, idare bu maddede yer alan hükümler çerçevesinde yükümlüler veya cezanın muhatabı ile uzlaşabilir. uzlaşma talebi, tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde, henüz itiraz başvurusu yapılmamış gümrük vergileri ve cezalar için yapılır. uzlaşma talebinde bulunulması halinde, itiraz veya dava açma süresi durur, uzlaşmanın vaki olmaması veya temin edilememesi halinde süre kaldığı yerden işlemeye başlar, ancak sürenin bitimine üç günden az kalmış olması halinde süre üç gün uzar. uzlaşmanın vaki olmaması veya temin edilememesi halinde yeniden uzlaşma talebinde bulunulamaz.

    2. gümrük vergileri alacakları ile cezaların, 5607 sayılı kanunun 3 üncü maddesinde yer alan kaçakçılık suçlarına ve kabahatlerine ilişkin olması halinde bu madde hükmü uygulanmaz.

    3. bu madde kapsamında yapılan uzlaşma talepleri, gümrük uzlaşma komisyonları tarafından değerlendirilir. gümrük uzlaşma komisyonlarının kurulması, çalışması ile bu madde kapsamında yapılacak başvurulara ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.

    4. gümrük uzlaşma komisyonlarının tutacakları uzlaşma tutanakları kesin olup gereği idarece derhal yerine getirilir. yükümlü veya ceza muhatabı; üzerinde uzlaşılan ve tutanakla tespit olunan hususlar hakkında dava açamaz ve hiçbir mercie şikâyette bulunamaz.

    5. uzlaşma konusu yapılan gümrük vergileri ve cezalar, uzlaşma gerçekleştiği takdirde, uzlaşma tutanağının tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenir. uzlaşılan vergilerin alınması gerektiği tarihten itibaren uzlaşma tutanağının imzalandığı tarihe kadar geçen süre için 6183 sayılı kanun hükümlerine göre belirlenen gecikme zammı oranında gecikme faizi uygulanır. uzlaşmanın vaki olmaması veya temin edilememesi halinde, genel hükümlere göre işlem yapılır.

    6. bu madde uyarınca üzerinde uzlaşılan cezalar hakkında 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı kabahatler kanununun 17 nci maddesi uyarınca ayrıca peşin ödeme indiriminden yararlanılamaz.”

    ahanı bu da yönetmeliğin çok ayıpladığım maddesi:
    madde 24 – (1) uzlaşma konusu yapılan alacaklar, uzlaşma gerçekleştiği takdirde, uzlaşma tutanağının tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenir.

    (2) uzlaşılan tutarın belirtilen süre içinde ödenmemesi veya tecil/taksitlendirmeye konu edilmemesi halinde uzlaşma vaki olmamış sayılır. bu durumda, uzlaşmaya konu edilen alacak, genel usullere göre tahsil edilir.


    (yorganadam - 7 Eylül 2011 14:33)

  • comment image

    tck'da şikayete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın, basit ve hafif kasten yaralama; taksirle yaralama; konut dokunulmazlığının ihlali; çocuğun kaçırılması ve alıkonulması; ticari sır; bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi ve belgelerin açıklanması suçlarında uzlaşma yoluna gidilebilir.


    (waytofall - 4 Ocak 2012 23:55)

  • comment image

    ne çok insan var içimizde bir düşünsek. düşünsek ve korksak. istediklerini dayatan bir sürü benlik. bize düşen ise bunların arasını bulmak. yani uzlaştırmak. galiba öncelik, içimizdeki "ben"leri uzlaştırmakta. kendimizden ne yapmak istediğimize karar vermek. kadim bilginlerin yol göstermesine izin vermek. sonra en yakınımızla, bir olduğumuz canla uzlaşmak. gerektiğinde kendinden bir çıktı almayı bile düşünebilmek. uzlaşmak; coğrafyanın kader olmasına rağmen onunla barışabilmek ve bir olmak. ruhun güç savaşı yerine bir olma yoluna dönmesi. bir kadının tüm kimlikleriyle var olmasıdır uzlaşma. bir erkeğin azalmadan çoğalmasıdır. bir çocuğun küçükken bile büyük, büyükken bile çocuk olabilmesidir. bir sevgilinin kendine rağmen var olmasıdır. belkide uzlaşma için gereken en önemli şey değerli olduğuna inanmasıdır insanın. değerli ve önemli. sevilmeye layık biri olduğuna inanması. bu inancın kaynağı ise köklerdedir. kök ne kadar güçlü ise o kadar güçlü çıkar yeni sürgün. böcekleri de sever, özünü alan arıyı da. bilir ki alınan öz varoluş sebebidir, yeni sürgün aldığı tüm besini yeni yaşamlar yaratmak üzere dağıtır....psikeart


    (sym dmn - 7 Aralık 2013 21:46)

  • comment image

    vergi hukukunda tarh edilen vergiler ve cezalarıtyla ilgili uyuşmazlıkların yargıya gitmeden idareyle mükellefler arasında anlaşarak çözülmesi olayıdır. kamuoyunda vergi borcunun silinmesi olarak da bilinir. amerika ve avrupada da uygulanan bir sistemdir. ancak bizde çok yanlış bir uygulamaya sahiptir. amerikada yüklü vergi borcu olan bir şirketle öyle kolay kolay ve sebepsiz uzlaşmaya gidilmez. "ileride tahsil edilebilecek yüksek fakat belirsiz vergi alacağının, mümkün olduğu kadar yüksek bir tutarının tahsil edilmesi" ilkesi uygulanır. şirketin mali durumunun gerçekten vergisini ödeyemez durumda olup olmadığı araştırılır ve uzlaşılabilecek rakamı da takdir komisyonları kafalarına göre belirlemez. hepsinin kuralı sistemi vardır. yani bizdeki gibi şirket iktidara yakın diye borcunun yüzde doksanı ve hatta yüzde yüzü silinmez.`:http://www.grihat.com.tr/…borcu-silinmis-16654h.htm` bunların önüne geçmek için takdir komisyonlarına en az veya en fazla hangi oranda uzlaşabileceğine ilişkin sınırlama getirilmeli ve çifte standardın önüne geçilmelidir.


    (avustosbocee - 13 Mayıs 2015 13:11)

  • comment image

    meşhur aynanın çerçevesindeki metalin kıvrımına takıldı gözleri, güldüm ben, sustu o. susmasaydı, "niye güldün" deseydi, "aynaya baksan bile kendini göremiyorsun" diyecektim ya iyi ki, sustu o. gittiğim günün gazeteleri yerdeydi, ve ev ilişkimizden daha karışık halde…kedi patilerini eteğime sürttükçe ben daha da sinirleniyordum /daha da fena olmuşum ben, daha rezil olmuşum, daha inanılmaz yaralara akıyor kanım, daha gücendim daha yaşlandım ben, hepsi bu işte/. söylemek istedim gözlerimle, anlamazdı ki, zaten istemiyordum paslaşmayı gözleriyl

    en son gözyaşlarımızın diyalogundan aklımda kalan replik ile yaşadığım 3 hafta boyunca geri dönüşün imkansızlığını kazımıştım, inat etmişki benliğim burdayım işte, bu kararsızlıkla tekrar güldüm ben sustu o. susmasaydı, "gene güldün?" deseydi, "ben bile kendimi anlamazken senden bunu bekleyişime gülüyorum" diyecektim ya iyi ki sustu o, artık bir politikacı gibi iyice tartmam gerekiyor sarfettiğim lafları. ilişki pamuk ipliğinde raksetmeye başlayınca kıymeten binen kelimeler, ipucu onlardadır, kör bile etse kalbin seni, kelimelerin sarfediliş rahatlığından anlarsın karşındakinin kararını, tereddütte ise susar, korkuyorsa kaybetmekten, hızlı konuşamaz, hiç şaşmayan bir yöntem, ve bu yöntemin kölesi olmak üzereyim ben.

    kapıya yakın duruşum, gitmek isteyişimden sanıyordu, gitmek isteyen biri neden geri döner kısmına kafa yormadan. "neyse" dedim ben, sustu o. susmasaydı, "nası neyse? ne neyse?" deseydi, merak etseydi bir kere, uzlaşalım diyecektim, demedi, kahretsin, zaman uyuşmazlığı nasıl bi baltadır ki iyimserliğe odaklanılan anları yok eden?

    ama sustu o, gittim ben….

    9/12/2001 antalya


    (arcadia - 26 Ağustos 2004 02:08)

  • comment image

    12 eylul'de kafasina yedigi haki renkli balyozdan sonra yeni yeni ayilmaya baslayan türk sinemasinin narkoz sonrasi ayilma replikleridir bu film bir bakima. konuyu anlamak zor degildir, zaten yapildigi yilda* sinemaya gidebilecek yasta olanlar icin faili mechul cinayetler, simdilerin kazi konus karti kadar olagan bir kavramdir. ama konudan cok filmin kendisi, türk sinemasinin - kimligini hala acikca soyleyemedigi - katiliyle ilk hesaplasma denemesi olmasi bakimindan ilginçtir.

    ama bu kronolojik onemine ragmen yine de bir narkoz sonrasi ayilma replikleri olarak kalir bu film. sanat filmi desen degildir, belgesel filmi desen o da degildir. pek basarili olmayan oyunculuk, kalitesiz teknik donanim ve film icinde film esprisi disinda surukleyicilikten bir hayli uzak bir kurgusu vardir. ustune ustluk yonetmen* araya surekli donemin politikacilarinin** abuk sabuk demeclerini sokarak filmin finalini siyaset meydani haline getirmeyi basarmistir.

    yine de filmi izleyenler aglar için için... aglarsiniz. çünkü 79'un sert ve soguk ki$inda 16 yasinda aslan gibi ortada olan arkadaslariniz vardir. çünkü hâlâ 16 yasindadir onlar ve hâlâ failleri meçhuldür...


    (leave - 16 Haziran 2005 20:12)

  • comment image

    ab uyum paketleri çerçevesinde yürürlüğe giren 5237 sayılı tck'nun 73. 5271 sayılı cmk'nun 253. ve 5395 sayılı çocuk koruma kanununun 24 maddelerinde düzenlenen ve ceza hukukumuza yeni giren bir müessese.

    buna göre takibi şikayete bağlı suçlarda şüpheli ve suçun mağduru uzlaşmak istediklerini beyan ederler ise ;görevlendirilecek bir avukat tarafları uzlaştırmaya çalışacak ve buna dair hazırladığı raporu cumhuriyet savcısı (veya duruma göre hakime) ibraz edecek,taraflar uzlaşmış ise bu durumda kovuşturmaya geçilmeyecek veya açılmış bir dava var ise düşürülecektir.
    çocuklarda ise (18'den küçükler) uzlaşma sadece takibi şikayete bağlı suçlar bakımından değil kasti suçlar açısından da düzenlenmiş olup;
    12-15 yaş arasındaki çocuklar için alt sınırı 3 yıl
    15-18 yaş arası çocuklar içinse alt sınırı 2 yıl olan tüm suçlarda uzlaşma müessesine başvurulabilecektir ki bu durumda insan öldürme,yağma,ırza geçme gibi bir kaç suç türü hariç tüm suçlarda ve özellikle de hırsızlık suçunda çocukların bu suçları işlemesi halinde mağdurun şikayetçi olmayıp uzlaşmayı kabul etmesi durumunda ceza verilemeyecektir.

    yaşasın çocuklarımızın suç işleme özgürlüğü.


    (sessiz - 16 Ekim 2005 21:39)

Yorum Kaynak Link : uzlaşma