Süre                : 2 Saat 17 dakika
Çıkış Tarihi     : 08 Ocak 2009 Perşembe, Yapım Yılı : 2009
Türü                : Aksiyon,Drama,Tarih,Heyecanlı,Savaş
Taglar             : Partizan,Saklanmak,Polonyalı Yahudi,Anti-semitizm,Ayakkabı
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Paramount Vantage , Grosvenor Park Productions , The Bedford Falls Company
Yönetmen       : Edward Zwick (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Clayton Frohman (IMDB),Edward Zwick (IMDB)(ekşi),Nechama Tec (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Daniel Craig (IMDB)(ekşi), Liev Schreiber (IMDB)(ekşi), Jamie Bell (IMDB), Alexa Davalos (IMDB)(ekşi), Allan Corduner (IMDB)(ekşi), Mark Feuerstein (IMDB)(ekşi), Tomas Arana (IMDB), Jodhi May (IMDB)(ekşi), Kate Fahy (IMDB), Iddo Goldberg (IMDB), Iben Hjejle (IMDB), Martin Hancock (IMDB), Ravil Isyanov (IMDB), Jacek Koman (IMDB), George MacKay (IMDB), Jonjo O'Neill (IMDB), Sam Spruell (IMDB), Mia Wasikowska (IMDB), Mark Margolis (IMDB), Markus von Lingen (IMDB), Rolandas Boravskis (IMDB), Algirdas Dainavicius (IMDB), Aurelija Prashuntaite (IMDB), Vidas Petkevicius (IMDB), Ina Frismanaite (IMDB), Ana Goldberg (IMDB), Rimante Valiukaite (IMDB), Leonardas Pobedonoscevas (IMDB), Kristina Bertasiute (IMDB), Kristina Skokova (IMDB), Remigijus Bilinskas (IMDB), Rimgaudas Karvelis (IMDB), Janina Matiekonyte (IMDB), Leonas Ciunis (IMDB), Aleksandr Zila (IMDB), Iveta Nadzeikiene (IMDB), Clayton Frohman (IMDB), Marc Levy (IMDB), Zoe Rosenblum (IMDB), Sakalas Uzdavinys (IMDB) >>devamı>>

Defiance (~ Direnis) ' Filminin Konusu :
Üç yahudi kardeş, Nazilerin kontrolü altındaki Polonya'dan kaçıp Beyaz Rusya civarında bir yerde Nazilere karşı savaşan Rus direnişçilerine katılıp, ormanın içinde bir köy inşa ederler. Bu sayede hem kendilerini hem de 1200 yahudinin hayatını kurtarırlar.


  • "(bkz: the bielski brothers)"
  • "sağlam bilimkurgu sıkıntısı yaşıyorduk. görünen o ki bir süre daha yaşayacağız."
  • "film üzerine kısa metrajlı bir yazı için şu bağlantıya göz atılabilir."




Facebook Yorumları
  • comment image

    sanırsam, holocaust'u konu edinen film endüstrisi içinde hasıl olan "pasif yahudi", "direnmekten aciz yahudi", "yahudi ticaret yapar, savaşamaz" sterotipine ayar vermek niyeti de olan bir film.

    2. emperyalist savaş sırasında litvanya, ukrayna, belarus bölgesindeki yahudi katliamlarının boyutuna odaklanmaktansa, literatüre "bielski partizanları"[*] olarak geçen, savaş sonunda ormanda sürdürdükleri kaçak cemaatin boyutu 1200'e kadar çıkmış yahudi direnişçilerin öyküsü etrafında örülmüş. öykü güzel anlatılmış. bir yenilgi hikayesi olmaması (mesela, "ensesine vur lokmasını al yahudi" sterotipine karşı anlatılabilecek polonya getto ayaklanma öyküleri hazin yenilgilerin de öyküleridir sonuçta), ödedikleri bedellere rağmen bielski kardeşlerin (bkz: the bielski brothers) peşlerine taktıkları yahudilerin özgürlüklerini muhafaza edebilmiş olmaları cazip kılıyor filmi.

    öte yandan, kızıl ordu'dan, kendi slavik memleketlilerinden, nazilerden şamar yiyen bielski partizanlarının encamı, şu anki israil-filistin konjonktürü gölgesinde "yahudi'nin yahudi'den başka dostu yoktur" klişesini besliyor diye de okumak isteyen çıkabilir. filmde resmedilen yersiz-yurtsuz cemaatte yeterince dini gönderme de bulabilir bu kişi. hatta, "lan bu tuvia bielski siyonist gençlik hareketi üyesi imiş" diyebilir, doğrudur.

    ama kardeşim, iki saniye etnik kategorilere hapsetmeden düşünürsen, de te fabula narratur. sen kendi zalimine nasıl direndin, sorarlar adama.

    [*] http://en.wikipedia.org/wiki/bielski_partisans


    (babaerenler - 3 Ocak 2009 20:27)

  • comment image

    berbat bir senaryolaştırma ve rezalet bir yönetmenlik örneği olan film. daniel craig'in atın üstünde özgür insan konuşmasını yaptığı sahne, atın sağa sola hareketi ve konuşmanın kendisi de olmak üzere braveheart'takinin neredeyse tamamen aynısı. yönetmenin bilinç altında kalmış olacak... filmin sonunda 4 kardeşin yan yana dizilmiş kahramanlık pozu yürüyüşü ise acayip komik. tabii film sadece bunlar yüzünden kötü değil ama bunlar trajikomik noktalar. yahudi soykırımı için filmi yapılacak konu kalmadı artık, sıkıntı çekiliyor.


    (hiko seijuro - 28 Ocak 2009 14:05)

  • comment image

    vasatın doruklarında gezen bir film.

    --- spoiler ---
    bir defa,filmin bir duruşu yok,fikri yok uslübu zayıf.bir bakıyorsunuz insanı yönlerini ele almaya çalışıyor insanların,bir bakıyorsunuz kahramanımız idealist kesilmiş,bir bakıyorsunuz pragmatist,bir bakıyoruz arabesk bir filmden kesitler ki artık bu tarz yahudi vs. nazi filmlerindeki böyle sahnelere gülüyorum,cidden,onu da itiraf edeyim,duyarsızlaştırdılar beni.tabi pianist istisnadır.

    neyse,kesmiyor kabız yönetmeni,kahramanımız bir gaza geliyor kadınlar çocuklar için savaşalım ölelim diyor,sonraki sahnede küçük kardeşini orada bırakıp en önde kaçanların arasına katılıyor,5 dakika sonra bir daha tuzağa düşünce,ellerinde hafif silahlar karşılarında tank olmasına rağmen,üstelik açık alanda kadın ve yaşlılar doluyken haydi savaşalım diyor.en önemlisi de,faşizme karşı mücadeleye aktif olarak katılan erkek yahudi sayısı,bir elin parmaklarını geçmiyorken,kahramanca sovyet partizanlarının arasına katılmış küçük kardeşi psikopat,partizanlara katılmak yerine kendi komünlerinde,yaşayabileceği en iyi hayatı yaşıyan büyük kardeşi ise adam gibi adam olarak tanıtması.netekim kahraman küçük kardeş ölürken,adam gibi adam ormanda saklanıp güzel komün karısıyla sevişmeye devam ediyor,ve kendi küçük kardeşi gibi nazilerle savaşmayı seçip ölen bir sürü askerin/partizanın sayesinde,savaştan sağ kurtulup, new york'a taşınıp bi dükkan açıp karısıyla mutlu mesut ömrünü geçirebiliyor.

    rezil çatışma sahneleri de cabası tabi...

    son olarak hiçbir karakterde yan olsun ana olsun bir derinlik yok,verilmeye çalışılan hayattan kesitler,enstantaneler ve dialoglar boktan ve sunni.bunu izleyeceğinize,oturun bir defa daha pianist'i izleyin,kesmezse come and see'yi izleyin.

    ---
    spoiler ---

    bir hollywood yönetmeni de ,illa nazi düşmanıysa,alman işgalinde sovyet halklarının çektiği acıları,japon'ların çinlilere yaptıklarının filmini çeksin dişimi kıracağım...


    (cnnbs - 1 Şubat 2009 18:50)

  • comment image

    lan ne anti-semitist'mişsiniz, gayet güzel film.

    hem de gerçek bir hikaye anlatıyor:
    adamlar ormanda okuluyla sıhhiyesiyle medeniyet kurmuş.
    sovyet askerlerine bile silah, kıyafet, ayakkabı vs. temin edecek zanaat sahibi.
    hala zengin yahudi kendini öven film çektiriyor muhabbeti.
    tabi adamlar zengin olacak, ya ne olacağıdı?


    (lumina obscura - 11 Aralık 2011 14:39)

  • comment image

    fragmanlarına bakılırsa saglam paraların harcandıgı bir dizi olacaga benziyor.

    --- spoiler ---

    votanlar olarak bilinen uzaylılar kendi gunes sistemleri yok olduktan sonra kendilerine yeni bir ev bulmak amacı ile dünyaya geliyorlar. tabii dünyaya geldiklerinde bekledikleri gibi hoş karşılanmıyorlar.
    gezegende yerleşim için dünyadaki devletlerle uzun süreli görüşmeler nihayetinde sonuçsuz olarak altı yıl boyunca yörüngede bekliyorlar bu uzun süreli bekleyiş sonunda gemilerinde erzak ve malzemeleri tükenen votanlar caresizliğinde getirdigi bir durum sonunda dünya ile bir savasa giriyor. savas esnasında esrarengiz bir sekilde yok edilen votan gemileri dunya üzerine yagmaya baslıyor ve dünya da enteresan bir terraforming baslatıyor ki bu hem votanlar hem de insanlar icin dunyayı yasanamaz boyutlarda tehlikeli bir yer haline getiriyor. yeryuzu oldukca zarar görüyor, yanıyor, toz ve enkaz ile kaplanıyor.
    yıllar süren ic savas sonunda her iki taraf en sonunda ateskes yapıyor. insan ve votanlardan kurulan hükümetler kendi vatandaslarını korumak icn ayrımcılıga baslıyor. bir cok yerde yerel insan ve votanlardan olusan milisler, her iki taraf icin de neredeyse yabancı olan bu gezegende hayatta kalabilmek icin tek yolun birlik olmaktan geldigine inanıyorlar.

    konu genel olarak, votanlar dunyaya geldiginde henuz 10 yasında olan ve daha sonra savasa katılan jashua nolan etrafında gelişiyor.
    nolan savas bittikten sonra evine st. louis'e dönüyor ve tabii artık orda boyle bir sehir yerine "defiance" adı verilen bir sınır kasaması oldugunu görüyor.

    ve olaylar bu kasabada gelişmeye devam ediyor.
    ---
    spoiler ---

    syfy kanalından alice bildirdi. tamam.


    (alice in tardis - 18 Mart 2013 00:01)

  • comment image

    --- spoiler ---

    eurekanın daha serti şeklinde başlamış, klişe manyağı dizi.

    baba kız kasabaya gelirler, baba kasabayı feci bir olaydan kurtarır, eline rozeti tutuştururlar ve olaylar gelişir. belli olduğu üzere zaten amerikan dizilerinin en boktan tarafı olan sıkıcı klişe konuşmalarla (şerifin kaymakamın bacısını sikmiş olması, ama muhtemelen kaymakama aşık olacak olması, efendim sarı pipinin sarı kukulu karısıyla hain planlarını gözden geçirmeleri, eski kaymakam halanın korkunç, gaddar planları vs.) geçecek, arada heyecanlı birkaç bölümün hatırına seyirciye koca sezon kakalanacak olan dizi. yemezler artık bunları. en son ya sabır 7-8 bölüm katlandığım sikik sci-fi revolution idi, sonra tövbe ettim.

    hep o amına kodumun battlestar galactica'sı yüzünden. çıtayı öyle bir yere koydu ki millet götünü patlatsa yetişemiyor.

    ---
    spoiler ---


    (revan - 17 Nisan 2013 00:34)

  • comment image

    pilot bölümündeki efektler, makyaj, kostümler ve senaryo hep televizyonun bir önceki dönemine ait. 90'ların sonunda ya da 2000'lerin başlarında seyrediyor olsaydık güzel gelebilirdi.

    oyunculukların iyi olduğundan bahsedilmiş ama katılamıyorum. oyuncular da 90'ların televizyon dizilerindeymiş gibi oynamaktalar. hem diyaloglar o kadar zayıf ki, oraya edward norton'la philip seymour hoffman'ı da koysalar iyi bir iş çıkarmaları mümkün olamazmış.

    özetle, defiance'ın vasat bir yapım olduğunu söylemek için bsg seyretmiş olmaya kesinlikle gerek yok.

    not: başka bir diziyle karşılaştırılması gerekiyorsa bu bsg değil, firefly olmalı. birçok açıdan onun izinden gidilmeye çalışılmış gibi duruyor.


    (ventolin - 17 Nisan 2013 02:27)

  • comment image

    çok yüksek bütçelerle çekilen ve genel olarak ortalama geri dönüşler almış syfy dizisi. beklenen çıkışı yapamadı. yapamamasının da haklı bir sebebi var;

    öncelikle, her şey çok klişe. öyle böyle düz klişe değil, süper klişe. bu bölümde yoktu ama çok geçmeden "o şey her ne ise onu çok kızdırmış olmalıyız" ya da "ben orduya bunun için yazılmadım" laflarını duyabiliriz.

    ana karakterimiz han solo veya her 10 -15 yaş arasına hitap eden çizgi filmlerde görebileceğimiz gibi çok serseri, çok asi, çok yetenekli, çok seksi, çok iyi dövüşüyor, süper sevişiyor ama bir o kadar da iyi yürekli (geralt of rivia gibi de yumruk dövüşüne giriyor, aman ne güzel. hem de prometheus dövdü)

    onun kızı ise elf ve klingon bozması. o da seksi, sürekli götü görünüyor, adeta çok asi ama ne olursa olsun o da süper iyi niyetli. bir de çok ölümcül ve bir o kadar karizmatik.

    geri kalan karakterlere bakıyorsun, aynen bu iki karakterimiz gibi herkes çok tipleme, herkes çok 17. sınıf oyuncu ve herşey çok yapay. 6-12 yaş arası için ideal olabilir.

    bu bir bilim kurgu değil mi? e bunda da yaratıcılık isteriz, yaratmış olduğu evrenin bizi çekmesini isteriz, o evreni bize tanıtmasını isteriz. bakıyoruz olay dünyada geçiyor. uzaylıların gelmesi ile dünya mahvolmuş ama sonra dünyayı bir şekilde yeniden yapılandırmış uzaylılar (terraforming diyorlar buna). bir nevi post-apokaliptik kuruluşta bir dünya var. geçmişten çok teknoloji kalmamış fakat kalanlar da uzaylıların getirdiği yeni teknoloji ile harmanlanmış (ışın bıçakları var). burada da her şey çok mad max (ortalıkla motorlarla gezen karizmatik korsanlar var). ambiyans sıfır. çekimler şen şakrak, tertemiz. adeta porno izliyoruz. bari after effects'le bir iki filtre koysaydınız.

    --- çok küçük spoiler ---

    hikayeye bakıyoruz, kasaba var. kasabada zengin kız fakir oğlan veya benzeri romeo ve juliet bir hikaye var. farklı insanların oğulları kızları birbirlerine aşık. sonra bir adamın oğlu ölüyor ama adam hiç üzülmüyor. üzülse de oyunculuğu yetmeyecek, apaçık belli.
    --- çok küçük spoiler ---

    cgi'lara bakıyoruz, crysis oynasanız daha iyi. ciddi anlamda kötü, e biz bunu bir sezon (belki de bir kaç sezon nasıl izleyeceğiz)

    bir de en sona steampunk gözlükler koyup, bir de fallout atmosferi yakalamak için 30'lar 40'lar crooner'ı atmışlar, biz de yedik tabi.

    22. sınıf bir dizi. 0 - 2 yaş arası.

    illa ki böyle bir şey izleyeceğim diyorsanız 1984 yapımı dune filmini izleyin. veya mad max izleyin. ya da boşverin candy crush oynayın daha iyi (savaş sahnesinde ben öyle yaptım)


    (atatat - 18 Nisan 2013 00:14)

  • comment image

    sci-fi hatrına çiğ tavuk yerim diyen bendenizin 'izlemeye devam etmeliyim' diyerek izlediği bir ilk bölüme sahiptir.

    --- spoiler ---

    sayfay görünümlü western diyebilirim gönül rahatlığıyla, çapkın uçarı bir şerif, kalamiti ceyn, kasabanın güzel kızı, düşman iki aile ve onların birbirine aşık çocukları falanfilan..yanına da üç beş uzaylı türü koydum mu al sana sci-fi diye düşündüler herhalde ama öyle olmuyor tabi..

    ---
    spoiler ---


    (femme noir - 21 Nisan 2013 12:28)

  • comment image

    günde 3 öğün bilim kurguyla beslenen biri olarak severek izlediğim bir pilot bölüme sahip olan bir dizidir. *

    --- spoiler ---

    edit: eğer diziyi kötülemek istiyorsanız 2077 senesinde belediye başkanına giydirdikleri t-shirt'ün gap'te 29.95'e satılmasını kötüleyin.

    ---
    spoiler ---


    (bi white chocolate mocha lutfen - 21 Nisan 2013 17:56)

  • comment image

    dizi fena başlamadı, daha gelişmeye açık sayılır. ama laflar hazırladım:

    arkadaş 8 ayrı ırk var, hepsinin de amı, memesi, siki, bacağı, kolu var, hepsinin uzuvları aynı işlevlere sahip ve hepsi aynı bölgelerde. zannedersin gelişmiş canlı olabilmek için tek bir örüntü var ve bütün canlılar, bulundakları galaksiden bağımsız olarak, aynı yolu izlemiş de evrimleşmiş. ne bileyim humonaid olmak şart mı lan akıllılık için? birinin de beyni götünde olabilirdi mesela. (hala göt diyorum bakın çok uzağa gitmedim) nerdeyse her sci-fi öyküsünde humonaidle karşılaşmaktan bıktım be.

    bir diğer unsur de uzaylıların taa ebesinin nikahı mesafelerden gelebilecek, terraform ile gezegen değiştirebilecek teknolojiye sahipken dünya üstünde sik gibi teknolojiye sahip olmaları. lan adam teknolojide uçmuş gitmiş diyorsun vay amk diyorsun, hala bıçak çekiyor çinçin bebesi tavırları ile. ışın kılıcı denen naneyi ben de seviyorum, evet de her yere de benzer işlevsiz teknolojileri sıkıştırmayın lan.

    daha sayılabilecek saçmalıklar çıkar da konu için tutarlılık olduğu sürece ses çıkarmayayım diyorum. gelişime açık, güzel bir olayı var. umarım saçma amerikan klişeleri ile baltalamazlar.

    edit: bu arada gulanee diye bir ırk varmış humanoid olmayan. flying gunslinger ve reseoz'e teşekkürler hatırlatma için.


    (smiling waterfall - 23 Nisan 2013 21:19)

  • comment image

    bilimkurgu yapımlarında sınır yok, her an bundan iyisi olmaz diyebileceğiniz bir işle karşılaşabildiğiniz gibi bundan kötüsü olmaz diyebileceğiniz bir işle de karşılaşabilliyorsunuz. syfy'in ayırdığı bu bütçeyle herhalde bundan daha kötü bir dizi çekilemezdi.

    merak edip izlemeye zaman ayırmayın, 4 bölüm izledikten sonra sezen aksu gibi şimdi bana kaybolan yıllarımı verseler diye dolanmaya başladım.


    (qtan - 12 Mayıs 2013 17:00)

  • comment image

    fallout+babylon 5+firely= rating yapmaya calismislar ama pek olmamis. efektler rezalet. karakterler klise ve/veya apartma. senaryo eh iste. ama izlenir mi? valla izliyorum ne yalan soyleyeyim. bu sci-fi dizi kitliginda gidiyor bir sekilde.


    (eben - 14 Mayıs 2013 20:32)

  • comment image

    adi syfy (eskidendi o sci-fi) olmasina ragmen caprica gibi bir guzelligi iptal edip moron gibi birbiriyle dovusen uyduruk wwe smackdown'i yayinlamakta olan bir kanaldan artik bilim kurgu dizisi yayinlama konusunda medet umulmayacagindan mutevellit hic suratina bakmamayi dusundugum dizi.

    bu kanal haftasonlari star trek maratonu yayinlayarak gotu kurtariyor. en azindan en son baktigimda oyleydi. ha bi de ucuncu sinif tirt, pitonlu yaratikli robotlu filmler yayinlarlar anca.

    kim inanir ki bu kanal bir zamanlar battlestar galactica'yi yayinlayan kanaldi...


    (make the world go away - 19 Haziran 2013 07:14)

  • comment image

    30 yılda nasıl oldu da kaynaştınız, beraber yaşayabilir oldunuz? biz siyahlarla beyazları kaynaştıramadık daha. uzaylılara lafım yok tanımam etmem ama amına kodumun insan ırkına kalın gelir o cesur yeni dünya düzeni! beceremez, sıçar batırır.. 300 yıl desen yine belki belki belki bi ihtimal.. yok lan anca 3000 yıl... orospu çocuğu insanoğlu!


    (kuduz kedi - 23 Temmuz 2013 05:22)

Yorum Kaynak Link : defiance