2004 yılında piyasaya çıkmış, özellikle so close, so far ve farewell to shadowlands şarkılarıyla dikkat çeken bir glass hammer albümü.

1. so close, so far
2. run lisette
3. farewell to shadowland
4. longer
5. behind the great beyond

(altan camli - 13 Mayıs 2008 23:00)

golge toprakları;

"kimisi için bir kurtuluştur ölüm, kimisi için bir son. ama kimisi için sadece bir başlangıç..."

ölümden sonraki yaşamın diyarıdır shadowlands. dünyanın salt gerçekçiliğinin izlendiği yer. ölenler ama asla gidemeyenlerin sonsuz azabının evidir. cehennemini de, cennetini de kafasının içinde taşıyanın bitmek bilmeyen çırpınışının anısı. sadece bir gölgedir o topraklarda yürüyen; görmeyen gözlerin önünde çığlık atanlardır oranın sahipleri. dünyada yeri olmadığı halde amansızca tutunmaya çalışılan topraklardır shadowlands. gerçekliğin sınırının ötesinde, umbranın en dibinde yer alacak kadar uzakta, bir kefenin ardı kadari yakında.

(rygard - 4 Ocak 2003 06:08)

felsefi şiir tadında filmdir , sağlam aforizmalar barındırır. hayatı , aşkı , ölümü , tanrıyı sorgulatır.

''..bizler; heykeltıraşın şekil vererek insan formuna dönüştürdüğü taş parçalarıyız. çekiç darbeleri bizi ne kadar çok acıtırsa bizler o kadar mükemmel oluruz.''

ayrıca anthony hopkins'in nasıl olur da bu kadar gerçekçi ve içten ağlayabildiğine hayretle şahit olursunuz.

(bentamanlatamadimamabunuseydendinliycen - 20 Ağustos 2012 11:27)

william nicholson'un oyunundan uyarlanan, richard attenborough'un yönettiği 1993 tarihli film. yıllar boyunca mektuplaşmayla sürdürülmüş, karşılıklı saygı temelinde gelişmiş bir ilişkinin sonunda büyük bir aşka dönüşmesini anlatan yoğun bir melodram.

(koteas - 23 Ekim 2012 02:46)

anarchy online'in yeni cikacak expansion'u... hafta itibariyle public betasi cikmis bulunmakta.

(spincrus - 12 Temmuz 2003 09:11)

legend of the five ringsoyununda kotu adamlarin bulundugu mekan.

(hypothermia - 12 Temmuz 2003 09:14)

basrollerinde anthony hopkins ve debra winger'in oynadigi film

(sowilo - 11 Mart 2001 02:44)

mükemmel bir film.
filmi şaheser yapan konusu değil, diyaloglar. biraz fazlaca hiristiyan teolojisi barındırsa da itirazım yok, aşkı kutsayan, yücelten her tür fikriyatın başımın üstünde yeri var.
çok basit bir senaryo; holivud veya yeşilçam'ın bolca işlediği klişe konulardan.

--- spoiler ---

yalnız bir bilge. ömründe yaşadığı tek gerçek acı kendi anasının ölümü. yaşlanıp bilgece ölümü beklerken, geç ve apansızca gelen aşk. ürkek, kör topal ilerleyen ama zirveye ulaşan gerçek aşk. damardan romantizm, yüksek dozda, aralarda minik mizah unsurlarıyla soslanmış. ve sonrasında dram; araya giren ölümcül hastalık, hastalık süreciyle baş etmeye çalışma. tanrıyı sorgulama.
finale doğru sevgilinin ölümü... burada ağlamayacak genç-orta yaşlı kadın, hele ki anne varsa ben bi şey bilmiyorum.
acıdan sonra gelen sükunet, kasırga sonrası deniz ve göğün duruluğu gibi. filmde de bahsi geçen "acının insanı olgunlaştırdığı" görüşüne uygun bir finalle daha bilge bir adam.

--- spoiler ---

öyle mi? acılar bizi büyütür mü? olgunlaştırır mı? bilmiyorum. öğrenmek de istemem doğrusu. ama hayat bu; kader, kısmet. ilk ben ölmek isterim; bencilce.

(mutruki - 6 Mayıs 2013 12:07)

bu filmde anthony hopkins'e verilen rolu tiyatro versiyonunda mukemmel bir oyun cikaran sir nigel hawthorne'a verilecektir ama hollywood "satmaz" diye ariza cikarmistir.

(babaerenler - 25 Mayıs 2004 05:02)

izlenilmesi ve ağlanılması gereken film.

(tomris - 7 Eylül 2014 02:00)

"pain is god's megaphone" sözleri ile filmdeki daha bir çok söz insanda derin yaralar bırakabilecek güçtedir. ufak çocuğun i don't believe in heaven anymore'u ve tabiki jack'in söylediği "the pain now is part of the happiness then". özellikle ikincisi hayat felsefem olan enjoy the pain'in çıkış noktasıdır.

ve tabi filmin özeti niteliğindeki joy'un sözleri; we can't have the happiness of yesterday without the pain of today. that's the deal

kesinlikle izlenmesi gerken, izlenirken duyguları bastırmaya kasılmaması gereken filmlerden..

(as if existed - 4 Eylül 2004 02:41)

debra winger'in aristokrat havadaki kahvehaneye girip "is there anybody here called lewis" diye bagirmasi ve anthony hopkins'in cekingen el kaldirisi unutulmaz bir sahnedir (bigun alzheimer olursam bu bilgiyi okumak hayata kavusmami sagliycak.) (bkz: #2744077)

(yummy - 11 Ekim 2004 17:44)

joy, her sozuyle lewis'i bozmaya calisan riley'le ilk tanismasinda onun acimasizligini su sekilde susturur: "are you trying to be offensive, or are you merely being stupid?"

(yummy - 2 Temmuz 2005 16:34)

jack ve joy'un diyaloglari icin senaryosunu ele gecirmek istedigim gozyasi katalizoru film.
filmden bazi ozlu sozler: "yalniz olmadigimizi anlamak icin okuruz", "dua etmek tanriyi degil beni degistiriyor"

(yummy - 2 Temmuz 2005 16:53)

tolkien in kalem arkadasi c s lewis in hayatindan bir kesiti anlatan film. joy gresham ile tanisan lewis in yasadigi 1950 lerde gecen aski , guzel ingiltere goruntuleri ve hos sohbetlerle dolu anlatan film . tatli , buyulu^* bir havasi vardir.
lewis in yaptigi tanriya dair konusmalar anthony hopkins in oyunculugu ile o buyu havasini yakalayabilmektedir.

(jander - 28 Kasım 2001 18:15)

olenlerin ilk gittikleri yer.

(bkz: wraith the oblivion)

(jander - 29 Kasım 2001 13:30)

"tanrı bizi birer heykel gibi yontar, bizi biraz daha güzelleştirmek, inceltmek için vurduğu çekiç darbeleridir acı. her darbeyle çizgilerimiz biraz daha incelir. bir kaya parçasıyla bir heykeli birbirinden ayıran, o darbelerle yaratılan acılardır. tanrı bizi yontarken çekicini hep bir mutluluğun arkasından indirir, daha keskin olsun ve daha iyi yontsun diye. siz, daha az acı çekmek için talepkar olamazsınız." der bu filmde..^*
(bkz: golge topraklarda)

(ile - 26 Ocak 2002 13:05)