Süre                : 1 Saat 41 dakika
Çıkış Tarihi     : 27 Temmuz 2012 Cuma, Yapım Yılı : 2012
Türü                : Drama,Romantik
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Alarum Pictures , Parts and Labor , Tiny Dancer Films
Yönetmen       : Ira Sachs (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Ira Sachs (IMDB)(ekşi),Mauricio Zacharias (IMDB)
Oyuncular      : Thure Lindhardt (IMDB)(ekşi), Zachary Booth (IMDB)(ekşi), Marilyn Neimark (IMDB), Paprika Steen (IMDB)(ekşi), Sebastian La Cause (IMDB), Julianne Nicholson (IMDB)(ekşi), Sarah Hess (IMDB)(ekşi), Roberta Kirshbaum (IMDB), Jamie Petrone (IMDB), Maria Dizzia (IMDB), Stella Schnabel (IMDB), Jodie Markell (IMDB), Justin Reinsilber (IMDB), James Bidgood (IMDB), Souleymane Sy Savane (IMDB), John Michael Cox Jr. (IMDB), Henry Arango (IMDB), Agosto Machado (IMDB), Ed Vassallo (IMDB), Miguel del Toro (IMDB), Calder Kusmierski Singer (IMDB), Shane Stackpole (IMDB), Christopher Lenk (IMDB), David Anzuelo (IMDB), Virginia Bryan (IMDB), Aylam Orian (IMDB), Darwin Reina (IMDB), Todd Verow (IMDB)

Keep the Lights On (~ Deixa as Luzes Acesas) ' Filminin Konusu :
Keep the Lights On is a movie starring Thure Lindhardt, Zachary Booth, and Julianne Nicholson. In Manhattan, film-maker Erik bonds with closeted lawyer Paul after a fling. As their relationship becomes one fueled by highs, lows, and...

Ödüller      :

Berlin Film Festivali:Teddy-Best Feature Film





Facebook Yorumları
  • comment image

    *

    boşrollerinde thure lindhardt ve zachary booth'un yer aldığı ira sachs'in 2012 yapımı filmi. mubi'de ise filmden şöyle bahsedilmiş: *

    "keep the lights on chronicles the emotionally and sexually charged journey through the love, addiction, and friendship of two men. documentary filmmaker erik and closeted lawyer paul meet through a casual encounter, but they find a deeper connection and become a couple. individually and together, they are risk takers—compulsive, and fueled by drugs and sex. in an almost decade-long relationship defined by highs, lows, and dysfunctional patterns, erik struggles to negotiate his own boundaries and dignity, and to be true to himself.

    keep the lights on is shot with a grainy beauty that transports us to its late ’90s setting. it resonates with textures of new york city, accentuated by disco beats and a mournful cello, both from musician arthur russell’s eclectic catalog. director ira sachs’s fearlessly personal screenplay is anchored by danish actor thure lindhardt, who embodies erik’s isolation and vulnerability with a gentle presence. harrowing and romantic, visceral and intellectual, keep the lights on is a moving film that looks at love and all of its manifestations, taking it to dark depths and bringing it back to a place of grace. –sundance film festival"

    ayrıca filmin güzel bir fragmanı bulunmakta. izlemek için şurdan. fragmanda çalan şarkı için ise;

    (bkz: soon to be innocent fun)


    (evilinacloset - 30 Ocak 2012 03:01)

  • comment image

    if kapsamında geçen hafta izleme şansı bulduğum; bi yönetmen için işlenmesi zor ve risk taşıyan bi konu genel olarak ele alınmış ki rahatsız edecek derecede çıplaklık barındıran sahnelerin, istenenin aktarılmasına engel olduğuna inandığım ve kendimce başarısız bulduğum film. temelde cinsiyetleri bi kenara bırakırsak iki kişinin birbirinden vazgeçememsi durumu filme hakim. ancak film o kadar çok yatağa bağlanmış ki kişinin bu temeldeki vazgeçememe durumunu hissetmesi bi şekilde engellenmiş gibi; o denli rahatsız edici. kişilerin bu vazgeçememe, aşk durumunun dışında ilişkiyi şekillendiren kendi iç dünyalarındaki farklı yönlerle ki bu birinin kokain bağımlılığı diğerinin eids ihtimali ve ikisinin de birbirini aldatma durumu daha fazla irdelenip izleyiciye bu etkilerle aralarındaki ilişki çıkmazı aktarılmış olsaydı sanırım izleyen herkes kendinden bir şey bulabilirdi bu filmde. fakat yönetmen yataktan çıkartamamış filmi ki genel olarak her ne kadar homofobik! olmasam da filmin algılanmasının önüne geçmiş bu 'yatak' durumu . hetero bi çift arasında dahi bu kadar açıkça aktarılan film ki daha estetik olmasına rağmen kişiyi rahatsız edebilir, benim gibi. sanırım yönetmen bu durumu pek düşünmemiş ki film genel izleyici algısından çok sanki belli bi zümre için yapılmış gibi. pek tabi böyle düşünülerek de film! yapılabilir ama film olmaz...


    (rio grande - 1 Mart 2012 12:46)

  • comment image

    pembe hayat kuir fest kapsamında ankara'da büyülü fener kızılay'da gösterilecek film. nedense bu filmi sinemada izlemek çok istiyordum, festival programında görünce 32 dişim birden göründü.

    edit büdüt : yönetmen inanılmaz derecede tekrara düşmüş. aynı zamanda çok yerli yersiz sevişme sahnesi kullanmış. bir süre sonra salonda sıkıntıdan bayılmayan kalmadı. hatta en az bi' 10-15 kişi film bitmeden salonu terketti. benim için filmin en iyi yanı arthur russell'dı. filmde sürekli onun şarkıları kullanılmış. zaten yönetmenin büyük bir arthur russell hayranı olduğu belli. bazı sahnelerde o an çalan şarkıların isimleri o sahnelerle doğrudan uyum içerisindeydi. arthur russell da hayatını aids'ten kaybetmiştir. bu açıdan da benzerlik vardı. aynı zamanda karakterlerden birinin adı russ idi.

    edit büdüt iki : haklıymışım. şimdi şöyle bir röportaj buldum yönetmenle.

    in keep the lights on you make extensive use of the music of arthur russell. what about his music so suits the film, and to what extent do you feel you're continuing the excavation of his canon?

    ira sachs: well, excavation is a good word for me; i think the whole film is a form of excavation, of making visible the invisible. and also telling history. i think that's one of the roles you have as a filmmaker, it's one of the fortunate roles. you become the documenter of a time and a place and a city and the characters. i saw wild combination by my now friend matt wolf, which is a great movie. i was very moved by both the story and music and i had the idea that i could use arthur russell's music similarly to how simon & garfunkel is used in the graduate or aimee mann is used in magnolia. i just thought, "oh, i'm going to do that with arthur russell.'

    i worked very closely with my editor affonso gonçalves and music editor suzana peric, and they spent months just listening to the entire catalogue. what i didn't realise, and what's been very moving to me, is the last song in the film is called 'this is how we walk on the moon' - and in a way, i think that's what the film also could be called. and that's the excavation. the film is about how these two men walk on the moon but it's also about how - and i bet london's not too dissimilar from new york - we walk on the moon. and it's different from when i started to make films. as a queer filmmaker, questions of identity were so central, the 'coming out' narrative, which is no longer - having lived 30-something years 'out' - that's not where i'm struggling. i'm struggling with lots of things, but i think this film is a form of progress.


    (evilinacloset - 13 Ocak 2013 15:38)

  • comment image

    pembe hayat kuir fest film gösterimleri arasında yer alan film. iki sevgili, erik ve paul'ün ilişkilerini ve her ikisinin de bağımlılıklarını konu alıyor film. filmi izlerken konunun her an hiv ile yaşama muhabbetine evrileceğini hissediyorsunuz, neyse ki olmuyor. ama filmde genel olarak hiç bir şey olmuyor. son sahnede çiftimiz ayrılıyorlar ve film bitiyor. bittiği yerde bu filmin ikincisi de gelir diyor insan içinden.


    (soyleyeceklerim var - 21 Ocak 2013 23:07)

  • comment image

    orta karar bir eşcinsel temalı film denebilir bu çalışma için. film iki sevgilinin 1998'den 2006 yılına kadar ilişkilerinin seyrine projeksiyon tutuyor. tek gecelik olarak başlayan ve bir bağımlılığa dönüşen bir ilişki filmin ana konusu. ayrılmayı beceremeyen uyuşturucu bağımlısı paul ile erik'in aşkları ve tutkuları üzerine bir çalışma.

    keep the lights on bana göre iyi bir film olabilecekken yönetmenin gereksiz tekrarları ve kurgudaki zaafiyet sebebiyle ortalamayı anca tutturabilmiş bir çalışma. yönetmen paul ve erik'in birbirlerine karşı olan hislerini özellikle cinsellik özelinden anlatmaya çalışmasının handikabını çok yaşamış filmde. bir ilişkinin elbette boyutları vardır kimi ilişkiler kendini cinsellikle tanımlar kimi başka dinamiklerle ve bir film hikayesini oluştururken elbette bu ayrıntıların hepsine veya sadece birine deyinebilir; ama filmin de deyineceği noktaların içini iyi doldurması gerekir.

    keep the lighs on hikayesini cinsellik vurgulu tanımlamış ama özelikle erik karakteri etrafında şekillenen bu cinselliğin içi doldurulamamış. erik'in arayışlarının ama diğer yandan da paul'e tutku derecesinde bağlılığının birleşiminde ortaya çıkan hikaye eksikliği filmin de bir zaafiyeti. diğer yandan yönetmenin gereksiz tekrarları her karenin bir diğerinin neredeyse aynısı olması kimi zaman gereksiz uzatılmış sahneler bazen neden bu kadar kısa geçilmiş denen kilit sahneler aradaki boşluklar, gereksiz karakterler ... filmin diğer çok büyük handikapları.

    bu noktada paul karakterini canlandıran zachary booth için bir kaç kelam etmesem olmaz. gerçekten onun başarılı oyunculuğu olmasa bu film ortalamayı bile tutturamazdı bence. çok iyi bir performans sergilemiş. kendisini kutluyorum ve takibe alıyorum. bunun yanında birçok filmini seyrettiğim ve başarılı bulduğum thure lindhardt ise bir o kadar başarısızdı. ingilizce oynadığından mı bilemiyorum belki dile adapte olamamış olabilir; ama çok zorlama ve yapay bir oyunculuk sergilemişti. bana göre filmde sırıtan bir diğer ayrıntı da ne yazık ki bu oyuncuydu.

    son olarak filmin müziklerine bayıldım. mühteşemlerdi...


    (mimiko - 1 Nisan 2013 00:55)

  • comment image

    eş cinsel temalı birçok filmden daha başarılı bulduğum film. sommersturm, 3-day weekend ya da dog tags gibi vasat filmlerin yanında çok daha kaliteli kalıyor en azından. filmdeki cinsellik ögelerini de keza abartılı, gereksiz ya da rahatsız edici bulmadım. biraz yavaş, yavan ilerlediği; temposunun düşük olduğu doğru; ama kötüydü diyemem bu film için.

    ayrıca thure lindhardt ne tatlı bir adammış. oynadığı rolden mi bilmiyorum ama çok sevdim. ön dişleri çok sevimliydi. zaten bazı insanlara tatlılık katıyor bu ön diş mevzusu.


    (feministim ben - 11 Nisan 2013 19:41)

Yorum Kaynak Link : keep the lights on