daha once hic bi korku filminde agladigimi hatirlamiyorum. iste bu yuzden son yillarda "iyi korku filmi yapmiyolar artik." iddiami, daha iyisini gorene kadar curuten filmdir.

tam olaylar duruldu derken birden beklenmeyen seyleri karsina cikarmasiyla da puanlarimi kazanmistir. cunku bakiyorum ki son gunlerde piyasadaki filmlerin hepsinin sonunu ya da bi yerlerini tahmin edebiliyoruz. 'ne bu boyle kardesim' diyoruz...

--- spoiler ---

soyle soruyoruz bi de: yaptigi tum arastirmalardan ve yazdigi hikayelerden sonra hayaletlere inanmayan bi babanin kendi kizinin hayaletini gormesi kadar onu korkutan ya da ona aci veren bisiy var midir?

--- spoiler ---

(ceyde - 17 Temmuz 2007 02:31)

john cusack'ın harika oyunculuğuyla daha da güzelleşen etkileyici bir film. tek kişilik film desek yeridir hatta.

(pebbles - 13 Eylül 2007 11:20)

"bir otel odasında maksimum ne gerilim olabilir ki?" sorusuna tokat gibi cevap kendisi...

(madcan - 21 Eylül 2007 17:05)

bir insanın iç dünyasında yaşanabilecek en büyük felaketi örnekleyen filmdir. gererken düşündürmek gibi yeni bir kavram ortaya çıkarabilir.
ayrıca dalga geçemediğim bir gerilim filmi olarak beni göt eden filmler serisine katılmış filmdir.

edit: geçen hafta 1408 numaralı bi odada kaldım, bi bok olmadı. yalanmış hepsi agalar.

(tool - 23 Eylül 2007 19:19)

sadece ilk yarisini seyreden biri olarak sunu anladim ki: bir otel odasinda yalniz kalmaktan daha korkunc bir sey varsa, o da kendinle basbasa kalmaktir.

(rare - 25 Eylül 2007 11:47)

akillara doğrudan max payne sahnelerini getirmesi bi yana, anlık korkutucu olaylardan veya görüntülerden ibaret gerginliği tat vermeyen; fazla klişeler etrafında dönüp zaman zaman sıkıcı da olabilmiş bir film.

--- spoiler ---

kanımca en baba sahnesi, mike'ın camdan dışarı çıkıp binanın dış cephesinde duvarlara tutunarak yan odaya ulaşmaya çalışması, herhangi bir cam bulamaması ve kendini odaya geri zor atmasıdır.

he bir de yaktığı şişeyi duvara atışının ardından yaktığı sigarasını da es geçmemek lazım.

--- spoiler ---

(calibra - 29 Eylül 2007 03:01)

son yıllarda izlediğim en iyi korku filmi.. aslında yok lan; izlediğim filmler arasında hatırladığım en iyi korku..

-- spandula--

--- spoiler ---
iki alternatif son var;
türkiye 'de her iki son da gösteriliyor mu tam bilmiyorum lakin benim gittiğimde mutlu son hakimdi şöyle ki;
mike yangından, itfayiciler tarafından kurtulur.. hastanede yatar ve karısıyla tekrardan aynı evde otururlar.. karısı yangından kalan eşyalarını atacakken mike bunların içinden 1408 'deyken kaydettiği teybi alır ve oynata basar.. teypten ölü kızlarının sesi duyulur, mike 'ın karısı elindeki koliyi düşürür.. o sırada mike karısına bakar ve film biter.. (yalnız burada şöyle bir şey var; mike karısına bakarken haiften bir sırıtır.. ki bu sırıtış, 1408 'deyken karısıyla laptoptan konuştuğu sıradaki kendisinin tıpkısının aynı olan ama o olmayan kişiye benziyor.. yani kurtulan mike asıl mike olmayabilir..)

amerika 'da gösterilen versiyonunda ise son, mutsuz biter.. **orada da mutlu sonla biten versiyonları var imiş**
mike yangından kurtulamaz; yanar, biter, kül olur.. cenazesi kaldılır o sırada müdür olin 'de oradadır ve cenaze namazını müteakip mike 'ın yangından kalan eşyalarını eşine vermek ister fakat kadın bunları kabul etmez.. olin arabada mike 'ın 1408 'deyken kayıt tuttuğu teybi çıkarır ve oynat tuşuna basar.. teypten mike 'ın kızının sesini duyar.. o sırada dikiz aynasına gözü takılır ve yanmış mike 'ı görür ve film kül olmuş 1408 eşliğinde biter..
--- spoiler ---

--- spançpab ---

(pipicik ve pusicik - 29 Eylül 2007 04:52)

duvar kağıdına hasbelkader lsd sürülmüş bir odada yaşanan maceraları konu alan film.

(sendorm - 30 Eylül 2007 10:22)

hepsini geçtim de, sadece otel müdürünün odasında geçen diyalogla bile hayranlığımı kazanmış bir filmdir bu.

(goldenwand - 5 Ekim 2007 19:58)

bunu izledikten sonra kalkıp çamaşır makinesi yıkamayı bitirmiş mi diye banyoya yöneldim.. karanlık koridora adımımı atmamla ayağımın ıslanması bir oldu.. ışığı açtım ki aboov bütün koridor su içinde! burdan karma olayıyla ilgilenen arkadaşa sesleniyorum: böyle şaka olmaz lan! sen eğlenirken yüreğime iniyodu bi saniye içinde.. ayrıca parkelerin de boktan bi şaka uğruna ağzına sçtığının farkındasın umarım :(

(fireball - 22 Ekim 2007 00:48)

hikayeyi zamanında okumuş olmakla birlikte şu an ayrıntılarını hatırlayamıyorum, fakat odanın barındırdığı bu şer'in nedeni hakkında stephen king'in fantastik evreni üzerinden bir cevap verebiliriz herhalde;( gene de kesin bir sebep değildir bunlar )

--- spoiler ---

stephen king takipçileri hemen hatırlayacaklardır, orijinalde thinny olan ve türkçemize incecik şeklinde çevrilmiş olan nane muhtemelen bu odanın özelliğinin sebebidir. bunlar hakkında yapılacak araştırmalarda görülebileceği üzere bu naneler belli bir alanda, yerde bulunabilmekle birlikte, o yerin vs. normal durumda olmasını bir kenarı bırakın acaip özellikler kazandırmaktadırlar. yani bunun sayesinde kahramanımız bulunduğu "dünya"dan başka bir alternatifine geçiş yapmış olabilir.

yani sen ne kadar harika film yapsan da, bir yerde bu ayrıntıyı anlatmazsan; ki hangi birini anlatacaksın, stephen king'le pek alakalı olmayan izleyici "yaauuuv bunun altı çok boş kalmış, bik bik" şeklinde konuşmalar yapacaktır.

--- spoiler ---

sonuç olarak stephen king birdir ve biz onun okuyucularıyızdır.

(sycrone one - 20 Kasım 2007 16:49)

alternatif sonu olduğunu bilmediğim film. ikinci kere izlediğimde farklı bir final sahnesi görmek kendimden şüphe etmeme ve şimdi bu filmi bi kere daha seyredersem acaba sonu yine değişir mi diye tırsmama neden olmuştur. filmin ana teması gibi şimdi bu gerçek miydi, yoksa ben önceki sonu kafamda kendim mi yazdım, hangisi gerçek hangisi hayal, nooluyo lan diye dumurdan dumura koştum sayelerinde. o diil filme birlikte gittigim arkadaşlarımı arayıp teyit alınca rahatladım ancak^*.

(cathy - 6 Ocak 2008 22:09)

gayet tirsitan, gayet sürükleyici bir film. yazik ki daha aksiyonsuz ilk yarisi beni daha cok gerdi. daha herif odaya girmeden "girmesene dürrük, hem kendine hem bize yazik edeceksin" diye az söylenmedim. dinlemedi tabi.

izledigim en basarili agza sicma sahnelerinden biri bu filmde. $öyle ki

--- spoiler ---

kizi bir kez ölmüs zaten adamin, ikinci kez odada karsisina cikiyor ve kollarinda bir kez daha ölüyor. odanin yaptigi, kizin her an dirilip zombi gibi saldirma olasiligi filan degil, böyle büyük bir aciyi ikinci kez yasatma ibneligi. ya ibnetor ya.

--- spoiler ---

alternatif son daha beter ediyor olsa gerek. bulup izlemek gerek.

(ranable - 5 Haziran 2008 00:53)

stephen king'in kitabından uyarlanmış bir film. gerçekten diğer korku filmlerinden farklı film. izlerken belki çok korkmayacaksınız ama illa ki tırsacaksınız. filmin en güzel yanı hemen hemen her korkuya yer vermis olmasıdır bence. yükseklik korkusu, kapalı alan korkusu, yangın korkusu, boğulma korkusu, örümcek korkusu, karanlık korkusu, hayalet korkusu ve en önemlisi ölüm korkusu bu filmi film kitabı kitap yapandır.

(becerenberk - 29 Temmuz 2008 07:20)

stephen king'in "cehennem tekrardan ibarettir." sözünü hatırlatan başarılı film...

(cekikgozlusarisinzenci - 12 Aralık 2009 17:43)

stephen king romanlarının en iyi uyarlaması. film atmosfer olarak son derece başarılı olmakla beraber "dady, everyone dies..." repliğiyle yakar yürekleri.

(owencem - 27 Aralık 2010 12:21)

eski stephen king hayranı olarak bi haber olduğum kitabının uyarlaması olan film. filmin senaryosu gayet tatmin ediciydi. tabi bazı soru işaretleri akılda kalmadı değil. çok küçük detaylar ile o acıklar bir nebze manalandırılıyor ancak yine de insanın kafasında acaba? sorusu da kalıyor. film öncelikle çok akıcı, yani manasız bekleyişler ve alttan gelen uğultular ile seyircide gerginlik " hadi be " tribi yaratmıyor. olayların akışkanlığı ve adamın haya gücü, odanın tasvir edilişi tam anlamıyla hayranlık uyandırdı bende. kaldı ki oyunculukta süperdi.

--- spoiler ---

filmde en akılda kalan ve hadi be dediğim şeylerden ilki elbetteki 60 dakikada sabitlenen ve geri sayıma başlayan o saat oldu. müziğin girmesi vesaire pek bir etki yaratmadı bende. hatta o kadar ki, ben o müziği otelin odalara sunduğu bir hizmet olarak algıladım - ne bilim cinebonusta tuvalette mesela müzik falan çalıyor ya. o tarz bi lükslük. - bunun dışında adamımızın çıldırdığı ve yelkenli tablosunu parçaladığı, suların titanic izliyormuşcasına izlenim yarattığı sahne. ayrıca o tabloların ne kadar rahatsız edici olduğu, odada sırıttığını film boyunca kafama taktım. bu noktada filmin sonunda tabloların farklı bir yorumla tekrar seyirciye sunulması olayı da leziz kaçmış.

ancak benim bu notada aklımda kalan abukluklardan ilki odada intihar eden tiplerin neden buna yeltendiği, odanın asıl amacının ne olduğu, bu odanun kötülüğünün kaynağının neye bağlandığı, amac dinsizleri dine mi döndürmek, tanrının merhametine mi sığdırmak.

arada bir çekiçle ortaya cıkan kel fodul amca için " bi siktir git nerden cıktı bu düdük makarna " dediğimi hatırlıyorum. meğersem sonradan o korsan çakması tabloda resmedilen bir figür, kimseymiş. o kimseler olaya hiç bir heycan katmamışlar bence, ayrıca banyoda gerçekleşen eski hastane odası sahnesindeki babanın verdiği nasihatın amacını da anlamadım.

ve vurucu diğer bir sahne , postaneye giden yazarımızın tekrar 1408 e hapsoluşunun sahnelendiği dakikalar. tam manasıyla enfes!

mutlu son ile biten kısım cok bi " öylesine" film olsaydı sırıtmazdı ancak adamımızın öldüğü ve mezarlıklı sahne tam manasıyla olmuş dedirttirdi. ayrıca film boyunca yerimden sıcramayan ben, alternatif sonu youtube den izleyeyim dediğimde yanmış kül olmuş kahramanımızın birden belirlemesiyle " elleh " nidası da attırıp, arkadaşımı da baya güldürmüştür.

--- spoiler ---

stephen king romanı uyarlaması olmuş gerçek manada. izleyin, izletin.

(okyanustaki depresif ruzgar - 21 Şubat 2011 00:10)

--- spoiler ---
mike enslin'in 'madem ölücem siz de geberin' düşüncesiyle odayı yakma girişiminden hemen önce telefondaki 1408 temsilcisi bayan mike enslin'e
-sireni boşver, bu odadan ayrılsan bile bu odadan asla ayrılamazsın
demektedir. aslında mutlu olarak biten film mutlu bitmemiştir çünkü yangından sonra çalan sirenler telefondaki bayanı doğrulamaktadır. yani mike enslin yaralı olarak çıktığı odadan aslında çıkamamıştır. bu da nacizane yorumumdur. sözün özü, biz de şu an 1408'de olabiliriz. ^*

--- spoiler ---

(shaunarcher - 11 Ocak 2012 11:09)

tek kişi ve tek mekan filmleri aşığı biri olarak başyapıt olarak kabullenebileceğim bir filmdir.

sürekli artan ritimle beraber izleyiciyi kendine getiren ters köşelerle ayakta zor kalabildim. sinirden ve gerginlikten dişlerimi bir ara o kadar sıkmışım ki diş etlerim acımaya başladı. bunu direkt baş rolün izleyiciyi kendi rolüne hapsetmesi ve o durumu yaşatması olarak görebiliriz. sonsuz çaresizliğe bağlanan son biraz acı olarak bitse de odanın gizeminin çözülmemesi izleyicileri üzdü.

alternatif sonlardan en çok beğendiğim ise karısının da ses kaydedicide kızlarının sesini duyduğu sondur.

(eastanbool - 14 Ocak 2013 00:54)

"onüçüncü katta, kendi rakamları toplamı on üç olan 1408..."

artık king'in kitaplarının hiçbir etki yaratmayacağı, onların çocukluk korkusu veyahut king'in artık körelen dehasının etkileri olduğu düşünülerek okundu bu öykü. yanılındığı ortaya çıktı.

belki de stephen king'in yazdığı en etkili, en sağlam, en tedirgin edici öykü bu. odan sonra ilk kez böylesi iyi bir korku öyküsü okudu bunları yazan zat^*

ürperdim, sırtıma bir şeyler alsam ya da çıkayım odadan, biraz temiz hava.. evet evet pencere! hava! kapı!

"burası dokuz! dokuz! burası dokuz! dokuz! burası on! on! dostlarını öldürdük! tüm dostların artık ölü! burası altı! altı!"

(pagonel - 19 Ocak 2005 09:44)