Elvis (~ Elvis - A kezdet kezdete) ' Dizisinin Konusu : 'Elvis Aaron Presley' (1935-1977) Amerikalı müzisyen. Blues ve pop türünün en büyük isimlerinden bir tanesidir.
Dracula(2013)(7,4-26640)
The Lion in Winter(2003)(7,2-1960)
The Children of Huang Shi(2008)(7,1-8886)
Elvis(1979)(7,1-2952)
London Town(2016)(6,4-1693)
The Magnificent Ambersons(2002)(6,1-771)
The Pastor's Wife(2011)(5,9-465)
Belle du Seigneur(2012)(5,4-1080)
Another Me(2014)(4,7-4913)
The Shadow Effect(2017)(4,2-1327)
alpha'nın adamı allak bullak eden şarkısı. sözleri:look into the dark nighti’m dancing in the shadows with youthere’s a world waiting out there for us to see...and beneath the starlit blanketdreams are made of solid goldi just wanna be the one to hold you therewhen you’re coldwith so many pictures on the wallsof five billion mindswe just need to take them out sometimey’know and start living the good times...decent dreams and pictures make you airbornewhen you close your eyesthat’s why i wanna fly with you tonightno one else, no one else can make the flight like youso i wanna fly with you tonightand no one there, oh lord oh lord (?)i’m obviously indebted to youby the way you make me feelice cold warm heartis always gonna be able to turn a dream to reali sayi’m touching all horizons with youi got my sights on solid goldi feel superhuman babyy’know like the way the marvel make man feel in their showsnow check out what my mind saycheck out what my words saycheck out all my actionsi just want your satisfaction becauseyouknow cause i wanna fly with you tonightoh no one else, no one else can make the flight like youso i wanna fly, oh, with you tonightand make dreams, make a dreams a real lifei can ohyou got to take my hand ladyoh yeahthen you’ll understand what i’m sayingand you know we gonna find the ideal destinationi say i sayi, i wanna fly with you tonight
(chemical dependency - 1 Ocak 2007 21:40)
the new puritans şarkısı.. elvis, i wasn't talking about that king, or ...elvis, i wasn't talking about that king, it's confusingnow, we're being watched my experts, we're being...i try to blurt it out but i can't find the wordswe're all waitingi will you take me up?now, we're being watched my experts, and what will happen next we have the clues...now, i'm gona tell you my secrets, i'm going...i try to blurt it out but i can't find the wordsi try to blurt it out but i can't find the words
(mismiyav - 22 Temmuz 2008 22:17)
(bkz: these new puritans)
(lilidance - 1 Ağustos 2008 13:12)
elvis ile kavala'da tanıştım.kavalalı mehmet ali paşa'nın evinin ilersindeki kayalıklarda denize girmiştik. sonra kayalıkların üzerinde güneşlenmeye başladık. birazdan 4 çingene çocuğu geldi kayalıklara. üçü erkek biri kız, yaşları da heralde 8-12 arası. kayalıklardan denize atlamak, o pazar gününü eğlenerek geçirmek istiyorlardı belli ki. yarı yunanca, yarı türkçe konuşuyorlardı aralarında. aralarındaki tek kız bizim yanımızdan geçmek isterken duraladı, geçeceği kadar bir açıklık yoktu, biraz çekildim ve "geç bakalım" dedim. geçti, bir kaç adım attı, sonra durdu, 8 yaşındaki bir kızın olabileceği en işveli haliyle döndü: "türkçe biliyorsun seeen!" dedi. çocuklar için türkçe bilmemiz ortamın konusu oldu sonra. önce biraz çekingen, sonra gitgide artan bir ilgiyle bizimle sohbete giriştiler.batı trakyalı değil de türkiye'den gelmiş türkler olduğumuzu öğrenince ilgileri daha da arttı.bu arada üç erkek çocuk denize giriyorken, kız girmiyordu. erkek çocuklardan birine sordum, neden girmiyor diye: en büyükleri olan, yumruğunu sıktı: "sıktıramıyo!" dedi hafif dalga geçerek.sonra isimlerini sorduk hepsine. küçük kızın ismi ceylan'dı. "şarkıcı küçük ceylan'dan mı geliyor adın" dedim, kız pek ilgilenmedi soruyla, büyük olan çocuk atladı, "ha, ben biliyom ceylan'ı" dedi.erkek çocuklarından birinin adı aziz idi, diğerini ki ise murat. en büyük olana geldi sıra, "senin ismin ne peki?" diye sordum."elvis" dedi çingene aksanıyla. bir an şaşırdım, sonra niye şaşırdığıma şaşırdım. olurdu tabi.sonra laf lafı açtı, uzun uzun sohbet ettik, en çok da elvis ile.diğer çocuklar etrafta dolaşıp ara sıra sohbete katılırken, elvis, biraz kırık dökük türkçesi ile uzun uzun konuştu bizimle.özellikle türkiye ile ilgili sorular sordu. türkiye'nin nüfusu kaç kişiydi mesela...yunanistan'ın 7 katı dedim, 70 milyon. itiraz etti, "yunanistan 12 milyon kişi" dedi.sonra "kina kaç kişi" diye o sordu.uzun süre anlayamadık ne demek istediğini..."kina, kina!" dedi, nasıl bilmezsiniz dercesine. sonra uyandık olaya, yunanca çin kina demekti. china, kina gibi...kina'nın ne kadar da kalabalık olduğundan ahsetti bir süre.sonra futbola kaydı muhabbet, dünya kupasından bahsettik. elvis, 1-0 biten yunanistan-türkiye maçından bahsetti, ben de 4-1 türkiye'nin kazandığı maçtan bahsettim. bu sırada diğer çocuklardan biri, kayalıkların üzerinde yakaladığı bir yengeçle geldi yanımıza. bir süre yengeçin uzuvlarını, gözlerini, ayaklarını koparmaya çalıştı yanımızda. biz sohbet etmeye devam ederken o sıkıldı yengeçten, parmakları arasında sıkıp ezdi yengeçi.otomobil altında kalmışa dönün yengeçten başka bireğlence çıkaramayacağını anlayınca bir kenar bıkartı gitti. ceylan bu kezç alıp incelmemeye başladrı ezilmiş yengeçi. elvis çocuklar arasındaki en büyük olanıydı, aynı zamanda en aklı başnda, en edepli olanı da oydu."türkçeyi mi daha iyi konuşuyorsun, yunancayı mı?" diye sordum, "yunancayı" diye cevap verdi. okulda yunanca öğrenmişti, ama türkiye televizyonlarını da izliyordu fırsat buldukça, anlıyordu konuşulanları. bir kaç tv starından bahsetti, çıkaramadım. "peki annen baban?" diye sordum, "onlar ikisini de biliyor aynı" dedi. peki ninenle deden diye sordum, "eee, onlar türkçeyi daha iyi biliyor" dedi elvis. "zaten onlar türkiya'ya gittiler orda kaldılar biraz" diye ekledi. "nerde kaldılar?" diye sordum, "konstantinapolis'te" dedi elvis, "istanbul" diye düzelttim ben. "ama sonra gene yunanistan'a geldiler, şindi iskeçe'de kalıyolar, bilir misin iskeçe'yi?" dedi elvis, "bilirim ya..." dedim ben de.bu sırada diğer çocuklardan biri geldi, "sigara versene içelim" dedi. "bu yaşta sigara içilir mi be?!" diye çıkıştım, hepsi birden omuz silkti, "içiyoz biz" dediler. ilkokuldaki sıra arkadaşım geldi aklıma, murat ergani'ydi adı. okuldan çıkışta yerden izmarit toplar içerdi. ben içmesem de ona yardım ederdim, rastladığım tam içilmemiş sigara izmaritlerini toplar murat ergani'ye verirdi, içerdi o zamanlar.çok da garip değildi hani bu çingene kızanlarını da bu yaşta sigara içmesi. çocuklar bir kaç soru daha szordular, "türkiya'da deniz var mı?", "nerde kalıyonuz burda, ne kadar kalıcanız?", "yunanca biliyo musnuz?" " e o zaman nası anlaşıyosunuz burdakilerle" gibisinden sorular.bu sırada elvis değil ama diğerleri sigara olayını sık sık hatırlatıp duruyorlardı. neyse, çıkardım bir sigara ben yaktım, onlara da birer tane tuttum, belli ki kurtuluş yoktu. karşılıklı tüttürdük birer sigara. sonra bizim kalkma vaktimiz geldi. çocuklar da kalktı bizimle."şimdi nereye" diye sordum, "tee urdaki plaja gitçez" dedi biri.bizimle birlikte bir süre daha yürüdüler, sonra arkada kaldılar. döndük, el salladık hepsine, ama özellikle de elvis'e.
(dikakana bey - 4 Ağustos 2008 00:51)
adrasandaki bir kadın kuaförünün ismi. kuaförün saçları elvis tarzındadır ve sürekli elvis presley şarkıları çalar.
(cornflakegirl - 23 Temmuz 2002 01:54)
amerikan rapçilerinin diğerlerine diss atarken kullandıkları bir alay ifadesi. genellikle kötü rapçi, sucker gibi manalara gelir.
(indolento - 27 Haziran 2009 01:57)
sırf çeneden oluşan bir kedi. ben bunun kadar çenesi düşük, durmaksızın miyavlayan kedi görmedim. sürekli ilgi istiyor, tamam da yahu göstermiyor da değilim ama insan tuvalete gidiyor, su içiyor falan. bir kedi böyle durumlarda yerini bilmeli.
(deliberte - 28 Eylül 2009 22:46)
1956 yılında çıkan, zamanının en iyisi elvis presley albümü. (bkz: rip it up)(bkz: love me)(bkz: when my blue moon turns to gold again)(bkz: long tall sally)(bkz: first in line)(bkz: paralyzed)(bkz: so glad you're mine)(bkz: old shep)(bkz: ready teddy)(bkz: anyplace is paradise)(bkz: how's the world treating you)(bkz: how do you think i feel)
(ufukcel - 24 Ağustos 2010 23:13)
gayet gaz bir tnps şarkısı. beat pyramid albümünde yer alır. ayrıca klaxons benzerliği nasıl da burdayım diyor ama.tık tık.
(eloise vera - 14 Ocak 2011 00:34)
bir kedi* ismi..
(nitro - 15 Ocak 2003 18:58)
(bkz: pelvis)
(barbie - 20 Aralık 2000 00:58)
(bkz: elvis costello)
(portakal - 1 Ocak 2001 16:28)
bi vi klonu.
(robin - 2 Ocak 2001 08:57)
muhteşem bir lana del rey şarkısı
(notorious brklp - 2 Kasım 2012 13:39)
kent'in güzel şarkılarından biri.sözleri;i'm living deaddreaming of ghostsyou've been trying to tell me all this timeand the kings in my headsings his songs he's amazingi've been dreaming of elvis all my lifeso now you're stealing my timeall the hours that i once stole from youi never thought you would mindbut i can see you doall skin and bonesall on my ownyou're been trying to tell me all this timeand the things in my headis slowly driving me crazyi've been dreaming of elvis all my lifeso now your're stealing my timeall the hours that i once stole from youi never thought you would mindbut i guess you do
(haphazard - 24 Ağustos 2003 22:33)
(bkz: calling elvis)
(armonipolisi - 24 Ağustos 2003 22:33)
ritmik olarak yalpalayan adam.(bkz: yalpalamak)
(pink - 20 Eylül 2003 14:36)
(bkz: elvis presley)(bkz: ilginç)
(ilkehan - 18 Haziran 2006 21:30)
memphis yakınlarındaki bir intersectionın adı
(bluesman - 22 Şubat 2006 04:38)
(bkz: elvis ölmemiş bodrumda yaşiyormuş)
(very irish person - 20 Eylül 2003 18:44)
Yorum Kaynak Link : elvis