Süre                : 2 Saat 53 dakika
Çıkış Tarihi     : 08 Mayıs 2005 Pazar, Yapım Yılı : 2005
Türü                : Biyografi,Drama,Müzik
Ülke                : ABD,Almanya
Yapımcı          :  ApolloProScreen Filmproduktion , Greenblatt Janolari Studio , Jaffe/Braunstein Films
Yönetmen       : James Steven Sadwith (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Patrick Sheane Duncan (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Jonathan Rhys Meyers (IMDB)(ekşi), Randy Quaid (IMDB)(ekşi), Rose McGowan (IMDB)(ekşi), Tim Guinee (IMDB)(ekşi), Jack Noseworthy (IMDB)(ekşi), Robert Patrick (IMDB)(ekşi), Camryn Manheim (IMDB), Clay Steakley (IMDB), Mark Adam (IMDB), Robert C. Treveiler (IMDB), Jennifer Rae Westley (IMDB), Randy McDowell (IMDB), Jill Jane Clements (IMDB), Tom Humbarger (IMDB), Joseph B. Smith (IMDB), Douglas M. Griffin (IMDB), Tony Bentley (IMDB), Dane Rhodes (IMDB), Ritchie Montgomery (IMDB), Eugenie Bondurant (IMDB), Stephen Rue (IMDB), Ben Shelton (IMDB), Marcus Lyle Brown (IMDB), Azure Parsons (IMDB), John McConnell (IMDB), Ian Leson (IMDB), Stuart Greer (IMDB), Bill Martin Williams (IMDB), Leon Contavesprie (IMDB), Anne Ewen (IMDB), Bria Hobgood (IMDB), Melissa Caudle (IMDB), Gary Desroche (IMDB), Matthew Dufour (IMDB), Louis Dupuy (IMDB), Ryan Martin Dwyer (IMDB), Jan Falk (IMDB), Gino Galento (IMDB), Don Lincoln (IMDB), Johnny Rock (IMDB) >>devamı>>

Elvis (~ Elvis - A kezdet kezdete) ' Dizisinin Konusu :
'Elvis Aaron Presley' (1935-1977) Amerikalı müzisyen. Blues ve pop türünün en büyük isimlerinden bir tanesidir.


  • "(bkz: these new puritans)"
  • "adrasandaki bir kadın kuaförünün ismi. kuaförün saçları elvis tarzındadır ve sürekli elvis presley şarkıları çalar."
  • "amerikan rapçilerinin diğerlerine diss atarken kullandıkları bir alay ifadesi. genellikle kötü rapçi, sucker gibi manalara gelir."
  • "gayet gaz bir tnps şarkısı. beat pyramid albümünde yer alır. ayrıca klaxons benzerliği nasıl da burdayım diyor ama.tık tık."
  • "bir kedi* ismi.."
  • "(bkz: pelvis)"
  • "(bkz: elvis costello)"
  • "bi vi klonu."
  • "muhteşem bir lana del rey şarkısı"
  • "(bkz: calling elvis)"
  • "ritmik olarak yalpalayan adam.(bkz: yalpalamak)"
  • "(bkz: elvis presley)(bkz: ilginç)"
  • "memphis yakınlarındaki bir intersectionın adı"
  • "(bkz: elvis ölmemiş bodrumda yaşiyormuş)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    alpha'nın adamı allak bullak eden şarkısı. sözleri:

    look into the dark night
    i’m dancing in the shadows with you
    there’s a world waiting out there for us to see
    ...
    and beneath the starlit blanket
    dreams are made of solid gold
    i just wanna be the one to hold you there
    when you’re cold

    with so many pictures on the walls
    of five billion minds
    we just need to take them out sometime
    y’know and start living the good times
    ...
    decent dreams and pictures make you airborne
    when you close your eyes

    that’s why i wanna fly with you tonight
    no one else, no one else can make the flight like you
    so i wanna fly with you tonight
    and no one there, oh lord oh lord (?)

    i’m obviously indebted to you
    by the way you make me feel
    ice cold warm heart
    is always gonna be able to turn a dream to real
    i say
    i’m touching all horizons with you
    i got my sights on solid gold
    i feel superhuman baby
    y’know like the way the marvel make man feel in their shows
    now check out what my mind say
    check out what my words say
    check out all my actions
    i just want your satisfaction because

    youknow cause i wanna fly with you tonight
    oh no one else, no one else can make the flight like you
    so i wanna fly, oh, with you tonight
    and make dreams, make a dreams a real life
    i can oh

    you got to take my hand lady
    oh yeah
    then you’ll understand what i’m saying
    and you know we gonna find the ideal destination
    i say i say
    i, i wanna fly with you tonight


    (chemical dependency - 1 Ocak 2007 21:40)

  • comment image

    the new puritans şarkısı..

    elvis, i wasn't talking about that king, or ...
    elvis, i wasn't talking about that king, it's confusing
    now, we're being watched my experts, we're being...
    i try to blurt it out but i can't find the words

    we're all waiting
    i will you take me up?

    now, we're being watched my experts, and what will happen next we have the clues...
    now, i'm gona tell you my secrets, i'm going...
    i try to blurt it out but i can't find the words
    i try to blurt it out but i can't find the words


    (mismiyav - 22 Temmuz 2008 22:17)

  • comment image

    elvis ile kavala'da tanıştım.
    kavalalı mehmet ali paşa'nın evinin ilersindeki kayalıklarda denize girmiştik. sonra kayalıkların üzerinde güneşlenmeye başladık. birazdan 4 çingene çocuğu geldi kayalıklara. üçü erkek biri kız, yaşları da heralde 8-12 arası. kayalıklardan denize atlamak, o pazar gününü eğlenerek geçirmek istiyorlardı belli ki. yarı yunanca, yarı türkçe konuşuyorlardı aralarında.
    aralarındaki tek kız bizim yanımızdan geçmek isterken duraladı, geçeceği kadar bir açıklık yoktu, biraz çekildim ve "geç bakalım" dedim.
    geçti, bir kaç adım attı, sonra durdu, 8 yaşındaki bir kızın olabileceği en işveli haliyle döndü: "türkçe biliyorsun seeen!" dedi.

    çocuklar için türkçe bilmemiz ortamın konusu oldu sonra. önce biraz çekingen, sonra gitgide artan bir ilgiyle bizimle sohbete giriştiler.
    batı trakyalı değil de türkiye'den gelmiş türkler olduğumuzu öğrenince ilgileri daha da arttı.
    bu arada üç erkek çocuk denize giriyorken, kız girmiyordu. erkek çocuklardan birine sordum, neden girmiyor diye: en büyükleri olan, yumruğunu sıktı: "sıktıramıyo!" dedi hafif dalga geçerek.
    sonra isimlerini sorduk hepsine.
    küçük kızın ismi ceylan'dı. "şarkıcı küçük ceylan'dan mı geliyor adın" dedim, kız pek ilgilenmedi soruyla, büyük olan çocuk atladı, "ha, ben biliyom ceylan'ı" dedi.
    erkek çocuklarından birinin adı aziz idi, diğerini ki ise murat. en büyük olana geldi sıra, "senin ismin ne peki?" diye sordum.
    "elvis" dedi çingene aksanıyla.
    bir an şaşırdım, sonra niye şaşırdığıma şaşırdım. olurdu tabi.
    sonra laf lafı açtı, uzun uzun sohbet ettik, en çok da elvis ile.
    diğer çocuklar etrafta dolaşıp ara sıra sohbete katılırken, elvis, biraz kırık dökük türkçesi ile uzun uzun konuştu bizimle.
    özellikle türkiye ile ilgili sorular sordu. türkiye'nin nüfusu kaç kişiydi mesela...
    yunanistan'ın 7 katı dedim, 70 milyon.
    itiraz etti, "yunanistan 12 milyon kişi" dedi.
    sonra "kina kaç kişi" diye o sordu.
    uzun süre anlayamadık ne demek istediğini...
    "kina, kina!" dedi, nasıl bilmezsiniz dercesine. sonra uyandık olaya, yunanca çin kina demekti. china, kina gibi...
    kina'nın ne kadar da kalabalık olduğundan ahsetti bir süre.

    sonra futbola kaydı muhabbet, dünya kupasından bahsettik. elvis, 1-0 biten yunanistan-türkiye maçından bahsetti, ben de 4-1 türkiye'nin kazandığı maçtan bahsettim.
    bu sırada diğer çocuklardan biri, kayalıkların üzerinde yakaladığı bir yengeçle geldi yanımıza. bir süre yengeçin uzuvlarını, gözlerini, ayaklarını koparmaya çalıştı yanımızda. biz sohbet etmeye devam ederken o sıkıldı yengeçten, parmakları arasında sıkıp ezdi yengeçi.
    otomobil altında kalmışa dönün yengeçten başka bireğlence çıkaramayacağını anlayınca bir kenar bıkartı gitti. ceylan bu kezç alıp incelmemeye başladrı ezilmiş yengeçi.

    elvis çocuklar arasındaki en büyük olanıydı, aynı zamanda en aklı başnda, en edepli olanı da oydu.
    "türkçeyi mi daha iyi konuşuyorsun, yunancayı mı?" diye sordum, "yunancayı" diye cevap verdi. okulda yunanca öğrenmişti, ama türkiye televizyonlarını da izliyordu fırsat buldukça, anlıyordu konuşulanları. bir kaç tv starından bahsetti, çıkaramadım.
    "peki annen baban?" diye sordum, "onlar ikisini de biliyor aynı" dedi. peki ninenle deden diye sordum, "eee, onlar türkçeyi daha iyi biliyor" dedi elvis. "zaten onlar türkiya'ya gittiler orda kaldılar biraz" diye ekledi. "nerde kaldılar?" diye sordum, "konstantinapolis'te" dedi elvis, "istanbul" diye düzelttim ben. "ama sonra gene yunanistan'a geldiler, şindi iskeçe'de kalıyolar, bilir misin iskeçe'yi?" dedi elvis, "bilirim ya..." dedim ben de.
    bu sırada diğer çocuklardan biri geldi, "sigara versene içelim" dedi. "bu yaşta sigara içilir mi be?!" diye çıkıştım, hepsi birden omuz silkti, "içiyoz biz" dediler.

    ilkokuldaki sıra arkadaşım geldi aklıma, murat ergani'ydi adı. okuldan çıkışta yerden izmarit toplar içerdi. ben içmesem de ona yardım ederdim, rastladığım tam içilmemiş sigara izmaritlerini toplar murat ergani'ye verirdi, içerdi o zamanlar.
    çok da garip değildi hani bu çingene kızanlarını da bu yaşta sigara içmesi.

    çocuklar bir kaç soru daha szordular, "türkiya'da deniz var mı?", "nerde kalıyonuz burda, ne kadar kalıcanız?", "yunanca biliyo musnuz?" " e o zaman nası anlaşıyosunuz burdakilerle" gibisinden sorular.
    bu sırada elvis değil ama diğerleri sigara olayını sık sık hatırlatıp duruyorlardı.
    neyse, çıkardım bir sigara ben yaktım, onlara da birer tane tuttum, belli ki kurtuluş yoktu. karşılıklı tüttürdük birer sigara.

    sonra bizim kalkma vaktimiz geldi. çocuklar da kalktı bizimle.
    "şimdi nereye" diye sordum, "tee urdaki plaja gitçez" dedi biri.

    bizimle birlikte bir süre daha yürüdüler, sonra arkada kaldılar. döndük, el salladık hepsine, ama özellikle de elvis'e.


    (dikakana bey - 4 Ağustos 2008 00:51)

  • comment image

    adrasandaki bir kadın kuaförünün ismi. kuaförün saçları elvis tarzındadır ve sürekli elvis presley şarkıları çalar.


    (cornflakegirl - 23 Temmuz 2002 01:54)

  • comment image

    amerikan rapçilerinin diğerlerine diss atarken kullandıkları bir alay ifadesi. genellikle kötü rapçi, sucker gibi manalara gelir.


    (indolento - 27 Haziran 2009 01:57)

  • comment image

    sırf çeneden oluşan bir kedi. ben bunun kadar çenesi düşük, durmaksızın miyavlayan kedi görmedim. sürekli ilgi istiyor, tamam da yahu göstermiyor da değilim ama insan tuvalete gidiyor, su içiyor falan. bir kedi böyle durumlarda yerini bilmeli.


    (deliberte - 28 Eylül 2009 22:46)

  • comment image

    kent'in güzel şarkılarından biri.
    sözleri;

    i'm living dead
    dreaming of ghosts
    you've been trying to tell me all this time
    and the kings in my head
    sings his songs he's amazing
    i've been dreaming of elvis all my life
    so now you're stealing my time
    all the hours that i once stole from you
    i never thought you would mind
    but i can see you do
    all skin and bones
    all on my own
    you're been trying to tell me all this time
    and the things in my head
    is slowly driving me crazy
    i've been dreaming of elvis all my life

    so now your're stealing my time
    all the hours that i once stole from you
    i never thought you would mind
    but i guess you do


    (haphazard - 24 Ağustos 2003 22:33)

Yorum Kaynak Link : elvis