Ödüller :
BAFTA : "BAFTA Film Award-Best Short Film"
cnbc-e bu diziyi gösterirse sansürden bir şey anlaşılmaz hale gelir, o yüzden o entrynin doğruluğuna inanamadım. bazı insanlar da cem yılmaz bekliyormuş ki komediye aday olmasını yadırgamış. bence dizide ironiyle karışık gülelim ağlanacak halimize durumu var. kızların her birine baktığımda gençliğimdeki bir dönemi görüyorum, ve birlikte oldukları adamlarda da o zamanlarki tercihlerimi... tüm bunları da bu kadar yalın işlemelerine bayıldım! sex and the city "bu bölüm ne yapacaklar" dizisiydi benim için ama 4 kız olması dışında bir benzerlik bulamıyorum. satc 90ları anlatıyorsa bu kızlar günümüzü anlatıyor ve "carrie'nin aşk hayatı nasıl olacak" dizisi değil kesinlikle. bu dizide asla bir mr. big göreceğimi de sanmıyorum. hatta aksine ilk bölümler herhalde ifrit olacağınız başrol kızın adını bile aklımda tutmadığım gereksiz yaratık sevgilisi sizi diziden ciddi şekilde soğutabilir bile. ama bir süre sonra "bu kız neden bu salakla birlikte"den "ben de bir zamanlar böyle bir salakla birlikteydim, ifrit olma sebebim de onu hatırlatması zaten" kısmına geçiyorsunuz.şu an favorim jessa! olaylara bakış açısıyla ve beklenmedik tepkileriyle don't trust the b---- in apartment 23deki chloe'yi hatırlatıyor. öyle moda ya da topuklu ayakkabılar için değil sahiden iş hayatında karşılaştığımız saçmalıklar ve ruh halleri hakkında bişiler izlemek istiyorsanız ilk sezonu bitirin ve ikincisini beklemeye başlayın...--- spoiler ---ps: ah bir de shoshanna'nın bakire olduğu için sevişecek adam bulamaması kısmını türk erkeklerine izletmek isterdim! kıza resmen cüzamlı muamelesi yaptılar, yok kanayacaksın yok bağlanmak isteyeceksin ben o adam olmak istemiyorum diye! dürüstlük güzel şey! bizimkiler de o adam olmak istemiyor ama hiç bunları düşündükleri yok tabii, ilginç...--- spoiler ---
(su nanesi - 10 Ocak 2013 03:55)
uzun bir aradan sonra dün itibariyle 2. sezonuyla geri dönen, sırf zosia mamet için bile izlenebilecek güzel dizi.--- spoiler ---hannah: you're not being that nice to me, so i don't really understand why you'd even want to have me aroundadam: well, when you love someone, you don't have to be nice all the timeadam'a üzülmemek elde değil...--- spoiler ---
(charlotte light and dark - 14 Ocak 2013 15:23)
dizinin ilk sezonunu bi oturuşta bitirdim. gayet samimi, dürüst bir dizi üstelik karakterin normal bedenlere sahip olmaları da beni mutlu etti. şimdi ikinci sezonun ilk bölümünü izlemeye başladım ve dayanamayıp bu entryi giriyorum. hannah'ın sevişmelerinden gına geldi artık. hayatımda ilk kez bi dizi karaterini kıskanıyorum. beden üzerindeki tüm gerzekçe baskılara rağmen hala bu kadar rahat sevişebiliyor ya özeniyorum.
(fasulyek - 15 Ocak 2013 13:45)
gossip girl'dür, how i met your mother'dır, sex and the city'dir, friends'dir - en piyasa arkadaş grubu dizilerinin hepsiyle kısa/uzun bir geçmişim olageldi. her seferinde de çevremden aynı diziyi izleyen kişilerden birinin "aynı bizim gibi ya, bak x ben işte aynı, y ve z de işte şey, q da bu" gibi özdeşleştirme yapma çabasına şahit oldum. ben de lisedeyken "hihihi tam lily'yim ben," derdim. sektirmeden bütün dizilerde gördüğüm bu olayı girls için kimse yapmıyor. sebebi ise çok açık, karakterler çok gerçek burada. daha önce de gerçekçi karakterlerin yer aldığı diziler gördük ancak girls'ü nezdimde bunların da üstünde bir yere taşıyan özelliği, sadece abd'deki insanlara değil dünyanın ortalama/ortalama üstü ekonomiye sahip her ülkesindeki insanlara da gerçek gelebilecek karakterler barındırması. hannah'nın kilo problemini pat diye bir bölümde vermemeleri mesela, yavaş yavaş onu çözmemize zaman tanımaları. başta marnie'nin tavırları insana çok sinir bozucu gelse de zamanla onu olduğu gibi kabullenmemizi sağlamaları. jessa'nın ilk bölümdeki mükemmel imajının arkasında nasıl bir kız olduğunu fark ettirmeleri. shoshanna çok boş bir karakter gibi görünse de onun kafa karışıklıklarında kendimizi bulduğumuz anlar. böyle detaylar var işte, ve bunlar öyle detaylar ki "ay ben tam jessa'yım" diyemiyor insan. hani tanıdığın bir ayşe fatma vardır ve sen arkadaşına ben aynı ayşe'yim sen de fatma'sın demezsin ya (yani demiyorsunuzdur bence), onun gibi. lisede how i met your mother'ın lily'si olmaya özenmiş ben, şimdi buradaki insanlardan hiçbiri olmaya özenmem, en fazla elim telefona gider bu kızlardan birine mesaj atmak için, kanlı canlı insanlar olmadıklarını hatırlamadan birkaç saniye önce. özellikle 2. sezonun 4. bölümü mükemmeldi. bugüne kadarki en güzel bölümdü bence. ne vardı peki bu bölümde,--- s02e04 spoiler ---ciddi manada önemli hiçbir şey yoktu. hannah'nın kurduğu sofra herhangi birimizin kurduğu sofra olabilirdi. "ay hannah da çok iticileşti .s .s" yorumu yapan bazı kızlarımız var ki hiç anlamıyorlar sanırım lena dunham'ın yapmak istediği şeyi. hannah iticileşebilir. biz de iticileşebiliriz. televizyonun sadece cilalanmış karakterler sunması birbirinin aynısı diziler yaratıyor işte. sonra somut bir olay örgüsü olmayan girls bu döngüyü kırıyor ve bir anda patlıyor. bir de shoshanna'nın "sen benim evimde yaşıyorsun" farkındalığına vardığı an öyle tatlıydı ki tekrar tekrar izledim. --- s02e04 spoiler ---herhalde ne demek istediğimi biraz açık edebildim. bu başlığa ne yazmak için geldiğimi unuttum açıkçası. hah, booth jonathan mevzusu. ah booth jonathan. onunla ilgili şöyle bir entry yazıverdim yanlışlıkla, burada da bulunsun istedim. (bkz: #32036245)dostlarım anlayacağınız ben bir televizyon programıyla kafayı bozdum. tez zamanda beni bu durumdan kurtaracak birini arıyorum pls sivuple tşk.
(lucy in the sky - 5 Şubat 2013 04:04)
hipsterlık dile düştüğünden beri judd apatow ve indie müzik konusunda konuşmaya korkar oldum ama bu dizi ilk andan beri bölüm sonu müzikleri ile haklı olarak kalbimi fethetti demezsem ölürüm. hipsterlıksa hipsterlık, bana böyle şeylerle gel a patow! şarkıların bölümlerle ne denli uyumlu olduğundan bahsetmeyeceğim onu da izleyip görün. hatta alın size liste:s02e04 (it's a shame about ray) oasis- wonderwalls02e03 (bad friend) grouplove- everyone's gonna get highs02e02 (i get ideas) m.ward- i get ideass02e01 (it's about time) vampire weekend- i'm going downs01e10 (she did) michael penn- on your ways01e09 (leave me alone) lia ices- love is wons01e08 (weirdos need girlfriends too) the vaccines- wrecking bars01e07 (welcome to bushwick a.k.a. crackcident) oh land- white nightss01e06 (the return) fleet foxes- montezumas01e05 (hard being easy) belle and sebastian- i dont love anyones01e04 (hannah's diary) the echo friendly- same mistakess01e03 (all adventurous women do) robyn - dancing on my owns01e02 (vagina panic) overdrawn- white seas01 e01 (pilot) harper simon - wishes and stars
(barefoot contessa - 5 Şubat 2013 12:43)
bir yetişkin dizisi izlerken başında +18 görmeyince sevişme sahnesi olabileceğine uyanmayan insanlar ülkesindeyiz resmen. spartacus'ü, true blood'ı izlerken sevişme sahnesi olmasına hazırlıklı olan gençler nedense bu dizide şaşırıveriyor.işin daha da feci kısmı hannah şişman olduğu için sevişmeye düzeltiyorum yakışıklı adamlarla sevişmeye hakkı olmadığını sanan insanlar olduğunu görmemiz. dizimag'den aynen yorumu alıyorum:"hannah ile patrick wilson'ı görmek bar rafaeli ile o çocuğun öpüşmesini izlemek gibiydi. tamam şişmanlarında seks hayatı var ama bu kadar şansları yok bence.. ayrıca bu kadar özgüvenleri de yok böyle kıyafetleri de yoktur göz var nizam var biraz gerçekçi olmakta fayda var"melekgonca ."lena dunham(hannah) nasıl olsa ben yazıyorum diyerek normal hayatında tavlayamayacağı adamları burda yalayıp yutuyor.vücudu bir tabloda olsa kötü gelmeyebilir ama hopladıkça zıpladıkça kötü duruyo.ayrıca kendisini çıplak görmemiz için önce giyinmesi gerekir.kendini seksi bulması ayrı bir muamma.çirkin şansı dedikleri şey :lena dunham"melekgonca . bunları söyleyenin yine bir kız olması (kadın diyemeyeceğim çünkü kadınlara saygısı olmayan insanlara demek gelmiyor içimden) durumu daha da vahimleştiriyor.demek ki neymiş yorumdan öğrendiğimiz şişmanların özgüveni olamazmış, şişmanların öyle giysileri olamazmış, şansları olamazmış, şişmanlar "hoplayıp zıplamamalı" (burada hannah voleybol oynuyor sanabilirsiniz ama kızımız seks sahnelerini kastetmiş kendi üslubuyla), sanattan anladığı için ancak tablolarda katlanabiliyormuşuz şişmanlara ve kendini seksi de bulamazmış kızımız izin vermeden! mış mış mış...amerikanın 2/3'ü obez melekcim, bu yaptığın da resmen ayrımcılık! hayatı mutlu yaşamayı sadece "zayıf ve güzel(!?)" insanların hak ettiği düşüncenden inşallah kurtulursun...* neyse lena daha çok soyunsun da bunlara inat, belki "iğrendikçe" vücudundan diziyi izlemeyi bırakırlar da böyle saçma sapan yorumlar da yapamazlar...
(su nanesi - 25 Şubat 2013 04:46)
ilk sezonunu az önce bitirdiğim dizi. bir erkek olarak şunu demek istiyorum: hemcinslerimin ve karşı cinsin ayrı ayrı amına koyim ya. ne dengesiz insanlarız biz arkadaşlar. acil bir şekilde kendimize gelmemiz lazım yoksa gidişatımız çok kötü.bana bu aydınlanmayı yaşattığın için tişikkirler girls ^_^
(it s not me it s you - 28 Şubat 2013 23:34)
bir gün işteyken ayağa kalkıp ortamdaki mallara adam'ınki gibi bir konuşma yapmak, içimi dökmek istiyorum. alkışlarlar mı bilinmez.--- spoiler ---hi, i’m adam, and i’m an alcoholic. um, i’ve been sober since i was 17. um, i knew i had a problem pretty early and i dealt with it because i didn’t wanna wait, and i knew it would just get worse. i felt pretty solid after i stopped drinking, i stopped coming to as many meetings, but lately i haven’t felt so solid anymore so… i had this girlfriend who at first i didn’t like very much, or, i didn’t take her very seriously, i guess. she just seemed like, you know, a piece of ass. but she was persistent, man. and she just hung around, and hung around, and showed up at my place—and gradually, it started to feel better when she was there. it wasn’t “love” the way i imagined it. i just felt weird if i didn’t know what she was up to or whatever. and i liked knowing that she was just gonna be there, and warm, and staying the night. and she acted like i was teaching her everything. about f***in’ history, about sex. she didn’t know what street central park started on, or how to use soap. and i showed her. and i wanted that chance to show someone everything. but she changed her mind about me, and it was that fast. i’m so exhausted. okay. and i’ll bring cookies. i don’t really like cookies that much so don’t get mad if i bring the wrong s***.--- spoiler ---
(dogan yolu sasirdi - 10 Mart 2013 16:02)
ne kadar kaptırmış olsam da, 2014'e kadar her türlü unuturum gider. neredeyse bir yıl. ayrıca ne demişler, demir tavında dövülür yakalanan ivmeyi korumak lazım. sezon finali, dizinin asıl ruhuna göre, fazla ağır, fazla "çok" olmuş bence. akılda kalıcı, bağlayıcı, bir son yapmaya çalışmalarına şaşırdım doğrusu. ama güzeldi. bazı şeyleri açıklıyordu. --- spoiler ---shoshanna hem mantıklı hem de çok satıcı bir karakter. hani insan öyle bir karakterden, ilk birlikte olduğu kendinden büyük sevgilisinden etkileneceğini, onun yörüngesine gireceğini bekler ya, hiç de öyle değil. direk sattı adamcağızı... marnie'de, çocuk parayı bulunca hemen eski sevgilisi ile yaşlanmaya karar verdi. o kadar bencil ve kendini beğenmiş ki, "ya ben bu çocuğu bıraktım, sandım ki maceradan maceraya uçacağım, bir şeyler olacağım, beni engelleyen oydu; meğerse alakası yokmuş, asıl ezik, bir halt olamamış benim, bir güzelliğime dayanıp dolanıyorum ortada" diyemiyor. "ne yani benle çıkmak istemiyor musun, son şansın bak" diyebiliyor ancak. ıyk ne uyuz. hannah, işte hep aynı hannah ne olsun. onu ancak adam paklar. adam gibi yontulmamış bir karakter, onun dünyayı çok ikircikliymiş gibi algılamaya hevesli düşünme biçimini, haşırt diye buruşturup atabiliyor. gerisi züppece. hannah'ın olmaya öykündüğü züppeliği barındıran karakterler ve durumlar içinde, hannah, komik ve saçma duruyor. dizinin ana direği de bu fikir belki de.--- spoiler --- velhasılı, iyiydi, sezon 20 bölüm olsa da olurmuş yani. izlerdik.
(huthut - 20 Mart 2013 01:37)
biz kadınların, aslında hayatta bir jessa olmak isterken bazen hannah'ta, bazen marnie'de, bazen de shosh'ta sıkışıp kalışımızın hikayesi. zaten belki de jessa diye bir şey yoktur, bütün jessaları biz uydurmuşuzdur. rahatsız edici olduğu için izlenen bir dizi. onu izlemek, bakılmaması gereken bir şeye dayanamayıp bakmak gibi. köprüden geçerken aşağıya bakmaktan kendini alıkoyamamak, ne bileyim göbek piercingi yapılırken bakmak, kanlı film sahnelerini gözünü ayırmadan izlemek gibi. lena dunham'ı kıskanma sebebimiz.
(guvercin kanatli kadin - 29 Mart 2013 10:24)
3. sezonunu deli gibi beklediğim dizi.açık konuşmak gerekirse ilk bölümleri öylesine izledim ama bir süre sonra ise diziyi sevdiğime karar verdim.dizinin espri anlayışına da alışınca başlardaki ''e komik değil ki bu???????'' düşüncesi de kayboldu.lena dunham'ın yakışıklı ve zengin erkeklerle sevişmesini eleştirenler olmuş.neden? çünkü yeterince 'güzel' değil.2. sezon 5. bölümde hannah ve seviştiği adam arasında şöyle bir konuşma geçmişti:sevişilen kişi: çok güzelsinhannah: bence de güzelim ama geri dönüşler bu yönde olmuyor.sevişilen kişi: bana göre güzelsin.işte olay budur.hem zaten hannah tüm hayatı boyunca hareketli bir aşk hayatına sahip olmamış. kızın adam'dan önce ciddi ilişki yaşadığı tek bir kişi var o da eşcinsel.müstehcen sahneler ve pek güzel olmayan vücutlar, sex and the city pembeliğinden uzak bir hava,sinir bozucu ya da daha doğrusu gerçekçi karakterler beni rahatsız eder diyorsanız hiç başlamayın bu diziye.ama bunlar beni rahatsız etmez diyorsanız birkaç bölüm şans verin. ve son olarak şunu söylüyorum: lena dunham takip edilmesi gerekilen bir kişilik.
(kadfat - 20 Nisan 2013 20:24)
arkadaş tavsiyesiyle başladığım, izlerken çoğu zaman "napıyorum ben bu diziyi izleyerek, neyin peşindeyim?" diye kendimi sorgulatan ama diğer yandan da kopamadığım, hoşuma giden dizi. gay miyim neyim anlamadım ki.
(mridul - 25 Nisan 2013 18:39)
dizinin baş rolünde fatmagül'ün yengesi oynamaktadır.
(wolwoks - 14 Ekim 2013 01:44)
bir günde iki sezonunu da bitirdiğim dizi. önümüzdeki hafta finallerim var bana bunu niye yapıyorsunuz allahsızlar.dizide adam driver ölümüne çirkinken nasıl bu kadar etkileyici olabiliyor anlayamadım. tuhaf. --- spoiler ---2. sezon 1. bölümde adam'ın söylediği söz ve çaresizliği üzdü;"when you love someone, you don't have to be nice all the time"--- spoiler ---
(bir takim gulusmeler - 4 Ocak 2014 12:32)
bu dizideki gerçeklik canımı yakıyor.bu yüzden daha iyi anlıyorum. insanlar zombili, cadılı, vampirli, kıyamet sonrası dünyalı, çılgın partili dizileri neden izliyor. gerçek dünyada işler pek iyi değil çünkü. ben de izliyorum elbette. tek başına bu gerçeklikle yaşanmaz çünkü. o zombi kafasının koparılması lazım.doğduğunuz andan beri size sunulan pembe hayallerin, 20'lerin ortasında, üniversite bitince nasıl bir bir patlamaya başladığını hepimiz biliyoruz. yaşıyoruz. başarısız iş arama süreçleri, mecburen kabul edilen boktan işler, mobbing yapan patron ve çalışanlar, taciz edenler, maaşını ödemeyen, geç ödeyen, eksik ödeyen şirketler, insan gibi yaşamanı sağlayacak paralar verilmemesi.her şeyi doğru yapmanıza rağmen sonuçların aynı orantıda iyi gitmemesi. çoğu kez neye elinizi atsanız bok olması. tüm bunlara karşın çevrenizdeki hayatı siklemeyen, boş beleş, hatta mal olan insanların götüne dört yapraklı yonca kaçmış gibi her işlerinin yolunda gitmesi. önlerine müthiş fırsatlar çıkması ve murphy'e ana bacı sövmemiz.lise ve üniversite yıllarımda aşkla, ilişkilerle ilgili olan üzüntü ve kaygılarımı çok özlüyorum. keşke hep tek taktığımız şey erkekler / kadınlar olsa.o kaybolmuşluk, ne yapacağını bilememezlik hali o kadar güzel ele alınmış ki hem izlerken huzursuz olup hem de rahatlık hissediyorsunuz. yalnız değilim diye. sanırım bu yüzden severek izliyoruz. kendi kendimize empati yaptırıyor.tek imrendiğim konu karakterlerin o kadar bok hayata rağmen her fırsatta, tüm kolaylıklarıyla çatır çatır sevişmeleri. kimsenin garipsememesi ve yoluna devam etmesi. orospu diye yaftalanmaması. hatta ailelerinin bile normal görmesi.cinsellik ve içki konusunda şu önyargıları bir aşabilsek ülke olarak boktan hayatımız bir nebze daha güzel olacaktır eminim.hannah ve marnie'ye feci uyuz oluyorum dizide. jessa, şoşan *, adam, ray favori karakterlerim.jessa'nın siklemez ve kaçak haline hayran oluyorum. hepimizin ilacı bence o. sağlıklı bir yaşam gibi görünmese de aslında öyle. sorunlu anlarda boku başkalarına atıp screw you guys i'm goin' home diyerek çekip gitme. kafayı boşaltana kadar ortadan kaybolma. negzel lan.--- spoiler ---ray'in 2.sezon 6.bölümdeki yalnızlığı. herkesten baskı görüşü ve sonunda denize karşı koyvermesi. pencereyi açıp uzaklara baktırttı. hayamınısikiyimböylehayatın diyerek.--- spoiler ---3. sezonu bekliyoruz.
(amin kizi neslihan - 7 Ocak 2014 02:00)
adam sackler adlı unutulmayacak bir karakteri bize kazandırmış dizi. kimse kimseyi kandırmasın o mükemmel sevgili arayışlarımız hiçbir zaman sonuca ulaşmayacak. gerçek hayatta sorunlu, dengesiz, çok da yakışıklı olmayan adam'lar; mükemmel vücuda ve kusursuz güzelliğe sahip olmayan, iş hayatı çok da parlak olmayan, arkadaşlarıyla sorunlar yaşayan, ertesi günün ne getireceğini bilmeyen ve bazen de hata üstüne hata yapan hannah'larız. bu adam bana gerçek geliyor, merdivenlerden çıkıp karşısında sevgilisini görünce ''çok güzelsin'' derken gözlerinde samimiyet görüyorum. adam'ın olayı bitirdiği yerse; ''when you love someone, you don't have to be nice all the time"ideal kadın, erkek, hayat hikayelerinden uzak, gerçeğe daha yakın bu diziyi sevdim, evet.
(what is going on around here - 7 Ocak 2014 13:21)
adam'in ucuncu sezon ikinci bolumde harika bi laf ettigi sahane dizi:"boredom is bullshit. boredom is for lazy people who have no imagination."budur!
(ucurtmam agaca takildi - 26 Ocak 2014 23:31)
--- spoiler ---http://tinypic.com/r/1kuog/8 3x8 deki ayakkabı kutusunda para saklama sahnesiyle beni benden alan dizidir.--- spoiler ---
(kolali pilav - 25 Şubat 2014 14:41)
--- spoiler ---son sezonu ağzıma sıçımsıçım sıçmış dizidir. adam ve mimi rose ilişkisinin canımı bu kadar acıtmasının elbette benzer minvalde şeyleri çok yakın geçmişte yaşamamla ilgisi yok. (kendime çıngıraklı yalanlar demliyorum)son iki bölümdür kullandıkları müthiş şarkılara değinmeden geçmekse hakaret olacaktır.https://www.youtube.com/watch?v=jhzg2lv2docbazı adamlar güzel sever. siz uyurken üzerinizi örter, uzun uzun sizi izlerler, sizden önce uyanıp size tomurcuklu çaylar demler harika kahvaltı masaları kurarlar. hasta olduğunuzda portakal sıkar sizi tatlı sert azarlarlar. kendinizi öyle özel, öyle vazgeçilmez hissedersiniz ki, gidişinizle boşalacak yerin sizin için orada hep hazır bekleyeceğine eminsinizdir. bir şeyleri yoluna sokmak için tek seçeneğiniz gitmekmiş gibi gelir. yerinizin sağlamlığına ve doldurulamazlığına olan inanç ve güvenle gidersiniz. bekleneceğinizden emin.gitmenin sadece her şeyi daha da bombok ettiğini görüp uzun çatışmalardan sonra içinizi dindirmeyi başardığınızda geri dönersiniz. dönüş yolunda tek hayal ettiğiniz şey eski günler, eski mekanlar, eski anılardır. o güzelim geçmişi güncelleyeceksinizdir. tekrarın güzelliğine her gün biraz daha biat edeceksinizdir. sonra bir bakarsınız ki yerinizde bir başkası. aynı adam, aynı kahvaltıları bir başkasına hazırlıyor, aynı öpüşüyle bir başkasını öpüyor, aynı sesiyle bir başkasına en sevdiği kitabı okuyor.hasiktir dersiniz. ama hayatın sırrının yüzde otuzuna vakıf olmuşsunuzdur artık.tek ve en güzel tarafı artık sizi hiçkimsenin ve hiçbir şeyin hayal kırıklığına uğratamayacağını bilmektir. en kötü tarafıysa öyle zannederken bile hayal kırıklığına uğrama yeteneğinizden hiçbir şey kaybetmemiş olmanız gerçeğidir. insan aynı yalana birden fazla kez inanma yeteneğine sahip ahmak bir varlıktır. dünyadaki toz zerreciği varlığınızın can acıtıcılığını hiç bu kadar keskin hissetmemişsinizdir daha önce.üniversiteden ilk mezun olduğunuzda, iş hayatının orta yerinde olanca deneyimsizliğinizle ne yapacağınızı bilemez halde dikilirken belki hissetmişsinizdir.--- spoiler ---
(amelipulen - 1 Mart 2015 15:06)
"when i was 22 this columbian girl dumped me. she was colombian, and she went to university of columbia. and she was beautiful, and she was smart and she was related to gabriel garcia marquez…just as fast as we fell in love, she disappeared. and i knew she has just used me. she was an intellectual and i was a thug. and i just stared at the ceiling all day, remembering the first time we fucked. on my couch. in sunnyside. after a rainstorm. on a thursday.then one day after being fucked up for months, i realized something. i didn’t know her. she didn’t know me. just because ı tasted her cum and spit or could tell you her middle name or knew what record she liked, that doesn’t mean anything. that’s not a connection. anyone can have that. really knowing someone is something else." - adam sackler
(bumpyourhead - 14 Mart 2014 02:27)
Yorum Kaynak Link : girls