The Razor's Edge (~ El filo de la navaja) ' Filminin Konusu : The Razor's Edge is a movie starring Tyrone Power, Gene Tierney, and John Payne. An adventuresome young man goes off to find himself and loses his socialite fiancée in the process. But when he returns 10 years later, she will stop...
Ödüller :
Nightmare Alley(1947)(7,8-6161)
The Mark of Zorro(1940)(7,5-9034)
The Working Man(1933)(7,5-692)
Rawhide(1951)(7,2-1977)
Son of Fury: The Story of Benjamin Blake(1942)(7,2-1274)
Lloyds of London(1937)(7,1-877)
Rose of Washington Square(1939)(6,9-499)
In Old Chicago(1938)(6,9-1901)
This Above All(1942)(6,9-911)
Brigham Young(1940)(6,4-863)
The Black Rose(1950)(6,4-1569)
The Sun Also Rises(1957)(6,3-1846)
Academy Awards - Oscar : "En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu"
Golden Globes : "Golden Globe-Best Supporting Actress"
Golden Globes : "Golden Globe-Best Supporting Actor"
baş rolunde bill muray'in oynadığı 1984 yapımı bir film.
(virginkiller - 15 Temmuz 2008 22:49)
bir somerset maugham romanı. ingiliz yazarın olgunluk yıllarında yazdıgı, çokça olduğu üzere, okurlar tarafından beğenilen ama eleştirmenler tarafından burun kıvırılan bir eser. zaten somerset maugham ın hiç bir zaman edebiyatın en büyüklerinden sayılmamasının sebebi de okuyucuya cazip ama eleştirmenlere tu kaka gelen tarzı.şeytanın kurbanlarında somerset maugham iki savaş arası arupa ve amerikasındaki üst ve üst-orta sınıfların yaşamlarındaki hikayelere odaklanır. birinci dünya savaşının travmatik etkilerinin bir yandan kimilerini soul searchinge iterken avrupalı eliti dertlerini unuttukları bir rivieara hayatına yönlendirdiğini , ardından gelen ekonomik buhranın ise tam eski gamsızlıgına dönen sınıfları nasıl hırpaladığını pek renkli bir anlatımla iletir okuyucuya. kendi zamanla terkettiği aristokratik altyapısının da verdiği rahatlıkla fazla hırpalayıcı olmadan avrupa ve amerika elitini inceden inceden ama derinden yerer. ve karakterleri canlı ve keskin olmasına ragmen asla gereginden fazla karikatürize edilmiş değildir. (fazla karikatürkeştirme örnekleri için bakınız elif şafak ve özellikle amerikalı karakterleri)maugham'ın benim arada sırada paul auster a benzettiğim bir özelliği genelde kendisini hikayelerin içine katması ve birinci tekil kişiyle anlatması hikayelerini. maugham ı özel yapan ise çoğu zaman bu hikayeye dahil olma işini oldukça kenardan kenardan, aksiyonun içine fazlaca girmeden yapması. şeytanın kurbanları nda da mauhgam anlatıcı olarak hem templeton karakterinin hem de amerikalı karakterlerin (larry, gray, sophie, isabel) hayatlarına girip çıkıp durur ama asla fazla merkezi bir yerde olmaz. benim ideal budugum bir pozisyondan seyreder maçı. fransız riviearasından chicago ya, new york tan hindistanda, almanya ve belçika kırsallarına kadar uzanan oykuler hep bir sekilde anlatıcı olan maughama ulasır ve maugham da bize bunları kendi kulağıyla duyarken aktararak sanki aracılık etmiyormus da biz kendimiz şahit oluveriyormuşuz gibi hisettirir. tahmin ederim, kritiklerden zayıf not almasına ragmen her kesimden okuyucunun, maughamın zaman zaman zorlayıcı olan diline ragmen, bu kitaba bayılmasının sebebi işte tam da bu kendini içinde hissedivermektir.efendim eğer 20 yy romanı okumak hoşunuza giderse, maugham edebiyat dunyasıdaki genel yerine kıyasla bence okunması gereken örneklerden birisidr ve şeytanın kurbanları da maugham okumaya başlamak için fena bir yer değil, geç dönem eserlerinden olsa da.
(pangaean - 3 Aralık 2008 16:04)
ingilizce keskin bıçak ağzı, zor durum demektir.
(only alcoholica - 21 Kasım 2009 16:27)
tam olarak çevirmek gerekirse ustura'nın kenarı demektir.
(metalon - 21 Kasım 2009 16:34)
ac/dc'nin, aynı isimli albümünden bir şarkısı.there's fighting on the leftand marching on the rightdon't look up in the skyyou're gonna die of frighthere comes the razors edgeyou're living on the edgedon't know wrong from rightthey're breathing down your neckyou're running out of livesand here comes the razors edgehere comes the razors edgethe razors edgerazors edge, to raise the deadrazors edge, to cut to shredsto raise the deadhere comes the razors edgehere comes the razors edgewell here it comes to cut to shredsthe razors edgethe razors edge [it's the razor's edge]gotta razors edge [well, the razor's edge]you'll be cut to shreds [that you'll be cut to shreds]by the razors edge [gotta razor's edge]gotta razors edge [by the razor's edge]
(cezzar dede - 21 Nisan 2010 23:30)
bir somerset maugham romani.
(tramell - 11 Haziran 2003 22:34)
gece gece girizgah kısmı ile gaza getiren ac/dc mamülü terennüm. yarı osmanlıca ac/dc yorumu yapcaksın sene 2012'de dese birileri , çüktür git len derdim 10 sene evvel. hey gidi gıdığından sevdiğimin takvimi.
(die falscher - 20 Ağustos 2012 01:07)
1987 tarihli muhteşem bir dave holland albümü.günümüz caz müziğinin en önemli isimlerinden olan dave holland'ın quintet çalışmalarındaki mihenk taşlarından birisidir bu albüm.kadro ise şu isimlerden oluşmakta: steve coleman : alto saksafon robin eubanks : trombon dave holland : bas marvin "smitty" smith : davul kenny wheeler : cornet, flugelhorn, trompet
(jazzlord - 13 Eylül 2005 17:04)
Yorum Kaynak Link : the razor's edge