Süre                : 3 Saat 11 dakika
Çıkış Tarihi     : 06 Nisan 2007 Cuma, Yapım Yılı : 2007
Türü                : Aksiyon,Korku,Heyecanlı
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Dimension Films , Big Talk Productions , Dartmouth International
Yönetmen       : Robert Rodriguez (IMDB)(ekşi), Eli Roth (IMDB)(ekşi), Quentin Tarantino (IMDB)(ekşi), Edgar Wright (IMDB)(ekşi), Rob Zombie (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Robert Rodriguez (IMDB)(ekşi),Robert Rodriguez (IMDB)(ekşi),Rob Zombie (IMDB)(ekşi),Edgar Wright (IMDB)(ekşi),Jeff Rendell (IMDB)(ekşi),Eli Roth (IMDB),Quentin Tarantino (IMDB),Rob Cotterill (IMDB),Jason Eisener (IMDB),John Davies (IMDB)
Oyuncular      : Kurt Russell (IMDB)(ekşi), Zoë Bell (IMDB), Rosario Dawson (IMDB)(ekşi), Vanessa Ferlito (IMDB)(ekşi), Sydney Tamiia Poitier (IMDB)(ekşi), Tracie Thoms (IMDB)(ekşi), Rose McGowan (IMDB)(ekşi), Jordan Ladd (IMDB)(ekşi), Mary Elizabeth Winstead (IMDB), Quentin Tarantino (IMDB), Marcy Harriell (IMDB), Eli Roth (IMDB), Omar Doom (IMDB), Michael Bacall (IMDB), Monica Staggs (IMDB), Jonathan Loughran (IMDB), Michael Parks (IMDB), James Parks (IMDB), Marley Shelton (IMDB), Electra Avellan (IMDB), Elise Avellan (IMDB), Shannon Hazlett (IMDB), Freddy Rodríguez (IMDB), Josh Brolin (IMDB), Jeff Fahey (IMDB), Michael Biehn (IMDB), Rebel Rodriguez (IMDB), Bruce Willis (IMDB), Naveen Andrews (IMDB), Julio Oscar Mechoso (IMDB), Fergie Duhamel (IMDB), Nicky Katt (IMDB), Tom Savini (IMDB), Carlos Gallardo (IMDB), Gregory Kelly (IMDB), Troy Robinson (IMDB), Felix Sabates (IMDB), Doran Ingram (IMDB), Danny Trejo (IMDB), Cheech Marin (IMDB) >>devamı>>

Grindhouse (~ Dehset gezegeni) ' Filminin Konusu :
Austin’in en ünlü DJ’I olan, Jungle Julia (Sydney Tamiia Poitier) en yakın arkadaşları Shanna ve Arlene’le (Jordan Ladd and Vanessa Ferlito) eğlenmektedir. Sabaha kadar eğlenen üçlü bir şeyin farkında değildirler. Yaptıkları her şeyi izleyen biri vardır, Stuntman Mike (Kurt Russell), yüzünde derin bir yarası ve korkutucu bir arabası olan eski bir dublördür. Günlerdir kızları izleyen Mike, gecenin bitiminde, sabaha karşı yola koyulan kızların peşinden gider. Filmde Rosario Dawson, Tracie Thoms, Mary Elizabeth Winstead, Zoë Bell, Rose McGowan, Omar Doom ve Eli Roth da rol alıyor.


  • "(bkz: 2 super film birden)"
  • "(bkz: #10660357)"
  • "ağzımızı şıpırdata şıpırdata beklediğimiz film. eli roth'un da parmağı varmış hem yönetmen hem oyuncu olarak.. hadi bakalım."
  • "filmde tarantino 70lerin filmlerinin havasını yakalamak için dijital yollarla görüntüyü eskitmiş."
  • "grindhouse filmlerine hurmet olarak cekilen film. dun izledim, yonetmenlik tek kelimeyle sahane... araya konulan mock previewlar da harika...benzeri olmayan ve buyuk ihtimalle olmayacak bir film."
  • "15 haziranda tarantino'nun death proof'u * ile ve temmuzda da planet terror * ile türk izleyici karşısına iki parça halinde çıkacak olan filmlerdir."




Facebook Yorumları
  • comment image

    bi tarafta kesik ayagına makineli takmış rose mcgowan vs. zombiler, diger tarafta katil araba ve kadınlar çetesi, bi de bu herifler çok güzel yapıo, bmovie fanıysan daha ne istiyosun, 6 nisanda vizyonda


    (skovv - 14 Mart 2007 01:11)

  • comment image

    yaramaz çocuklar tarantino ile rodrigez in son bombası..kill bill ve sin city den sonra özlemiştik...o kadar konuşulacak ki bu başyapıt..... müzikleri ayrı bir sabırsızlanma sebebi olan bu filmde en merak ettiğim şey ise "bir ayağı makineli tüfek olan abla" fikrinin bir insanın dimağına nasıl gelebildiği.


    (kumrengi - 22 Mart 2007 02:34)

  • comment image

    filmde tarantino 70lerin filmlerinin havasını yakalamak için dijital yollarla görüntüyü eskitmiş.


    (oldtimer - 2 Nisan 2007 22:49)

  • comment image

    robert rodriguez'in planet terror'unun gayet komik ve eglenceli oldugu, quentin tarantino'nun death proof'unun ise -$ahsi kanaatim- bayik ve senaryo bakimindan zayif oldugu iki film birden sinema yapimi. ancak kesin bir gercek var ki film aralarindaki kolpa film fragmanlari olsun, film introlari olsun, eskitilmi$ goruntuler olsun gercekten harika olmu$. ayrica film ara verilmeden uc bucuk saate yakin suruyor belirtmek lazim.


    (to live is to die - 7 Nisan 2007 08:06)

  • comment image

    grindhouse filmlerine hurmet olarak cekilen film. dun izledim, yonetmenlik tek kelimeyle sahane... araya konulan mock previewlar da harika...benzeri olmayan ve buyuk ihtimalle olmayacak bir film.


    (fac ut vivas - 8 Nisan 2007 00:48)

  • comment image

    izlemek için büyük emek verdiğim, kendisiydi altyazısıydı fellik fellik aradığım ve sonunda bugün her şeyi aşarak büyük bir keyifle izlediğim filmler topluluğudur. ve bu sene cannes film festivalinde yarışacak filmdir ayrıca. *

    grindhouse, amerikan sinemasının önemli bir parçası olan istismar sinemasına ithaf edilmiş bir filmdir kısaca. ama bu basit bir ithaf olarak kalmamış. tarantino ve rodriguez kankalar ya da tarantino ve takımı üniversite bitirme projesi tadında bir film yapmışlar bize. üstelik izleyenlerin de en az çekenler kadar eğlenebileceği bir film.

    gelelim filmimize. önce filmde yönetmenlik yapan isimlere ve neleri yönettiklerine şöyle bir göz atalım. *

    robert rodriguez (segment "planet terror") (fake trailer segment "machete")
    eli roth (fake trailer segment "thanksgiving")
    quentin tarantino (segment "death proof")
    edgar wright (fake trailer segment "don't")
    rob zombie (fake trailer segment "werewolf women of the s.s.")

    bu film tek film gibi görünen ama aslında iki uzun, 4 kısa filmden (ya da sahte fragman) oluşan bir film. bir de bunlara ek filmin içinde görmesek de internette yayımlanan hobo with shotgun var. yani nereden bakılırsa yönetmenler ve oyuncular deryasında bir film bu. popüler kültürün içinden doğduğu de inkar edilmez bir aşikar. ama bence bir çeşit pop art film bu. * *

    yaptıkları film türüne bir nevi saygı duysalar da ona karşı bir duruşları da var.

    şimdi teker teker filmleri ve fragmanlara bir göz atarsak:

    machete

    rodriguez'e planet terror yetmemiş bir de bunu yönetmiş bu filmde. aslında machete karakterini oynayan kişi rodriguez'in kariyerinin başından beri bir çok kez çalıştığı danny trejo'yu filme katmak için çekilmiş gibi. konusu ise basit bir intikam eşliğinde gelişen aksiyon filmi. keşke filmi çekilse de izlesek denen tarzdan güzel bir fragman.

    machete'nin ardından planet terror'a geliyor sıra.

    rodriguez b sınıf filmlerin bir çok kez işlediği basit bir konuyu işliyor aslında bu filmde. zombi ya da herhangi başka bir şekilde zombiye benzemiş yaratıklar dünyayı ele geçirmeye başlar ve olaylar gelişir. sıkışmış, kapana kısılmış kurbanlar da büyük bir savaşa girişirler.

    aslında bu tip filmler günümüzde büyük bütçelerle çekilmeye devam ediliyor ve hala popülaritesi de sürüyor. resident evil, 28 days later bunların en iyi iki örneği.

    fakat bu işin babasına gitmek gerekirse orada işte george romero ve büyük üçlemesi yatıyor ve bu film bazı yerleriyle bana yaşayan ölülerin gecesi filmini epeyce hatırlatmayı başardı.

    rodriguez ve planet terror'a dönersek, rodriguez tarantino'nun yazdığı kendisinin yönettiği başarılı bir vampir hikayesi olan from dusk till dawn da bu tip bir filmi başarıyla çıkarmıştı. bu yüzden planet terror aslında yönetmenin çok da uzak olmadığı bir alandı. ve hakkını vermek gerekir rodriguez en başarılı olduğu alanda aksiyon sahnelerinde gene iyi bir performans çıkarmış bu filmde. küçük detaylarla süslü bu sahneler insanı bazen güldürüyor bazense şaşırtıyor. ayağında silah olan kız, mini motorlu wray bunların güzel örneği.

    bir yandan da rodriguez o meşhur üçlemesi * * *filmlerinde sıkça gördüğümüz ucuz ve izbe mekanlarda geçirdiği sahneleriyle kendi filmlerine bence bir miktar da olsa saygıyla anıyor ve sıkı takipçilerini mutlu ediyor bu filmde. ki bu açıdan bakarsak filmin karakteleri, silah sahneleri ve diğerleri rodriguez sineması diyince akla gelen estetik çatışma sahneleri ve onun da çok sıklıkla kullandığı tarantinovari replikleri bolca barındırarak ağızda güzel bir tat bırakıyor.

    ama bu güzel tadı silip atan bir şey de filmde bolca var. rodriguez bu filmde tarantinoya inat gibi kanı, parçalanmış vücutları ve çirkinlikte sınır tanımayan yaratıkları bolca kullanarak tüyleri diken diken eden bir iğrençlik sunuyor. bunu sunarken de aslında b filmlere sağlam bir gönderme yapmış oluyor. çünkü istismar filmleri korkunçluktan çok iğrençliği barındıran filmlerdir ve genelde rodriguez'in yaptığı gibi iğrençlikleri bolca içerirler. bu bakımdan da tebrik etmek gerekir rodriguez'i.

    son olarak planet terror'un oyuncu kadrosuna ve yönetmenliğine göz atalım. oyuncu kadrosu tam uygun düşmüş bu filmde. fergie'si, dizilerden tanıdık rose mcgowannaveen andrews'i, kurt oyuncu bruce willis'i, freddy rodriguez'i filme tam oturmuş. bir yandan sinemaya uzak şarkıcılar, bir yandan dizilerin popüler oyuncuları tam bir istismar filmi havası katmış filme.

    rodriguez'in yönetmenliğine gelirsek, aksiyon sahnelerinde harikalar yaratmış, oyuncularını iyi yönetmiş ve filmin havasını bozmadan ilerletmeyi başarmış. 10 üzerinden en az 8'lik bir iş çıkarmış.

    fakat bir şeyi de eklemem gerekiyor ki bu filmin senaryosunu sanki tarantino yazmış izlenimi verdi bana. çok fazla tarantino havası kokuyor. arka arkaya patlayan fucklar, eli uyuşmuş kızın araba kapısını açmaya çalışması ve benzeri bir çok sahne başındaki robert rodriguez yazısını görmesem bu filmi tarantino çekti diye düşündürebilirdi beni. çünkü yönetmenliği de tarantino izleri taşıyor gibi. ya da ben paranoyak oldum *

    ve planet terror'u bitirip bir sonraki sahte fragmana geçelim.

    werewolf women of the s.s.

    yönetmeni aslında sinemadan çok soundtrackleriyle tanınmış rob zombie bu fragmanın. kadrosu ise gayet geniş. bir sahnesinde nicholas cage bile görülüyor ve fragmanda onurlandırılıyor. ama tipi öyle komik ki gülmemek elde değil. bir de şu sıralar pars kiraz operasyonu ile gündemde olan ve son istanbul film festivali uluslararası jüride bulunan udo kier var.
    konusu ise gayet istismar filmlerine uygun fantastikle tarihi gerçekliği birleştirmiş görünen adi bir film tadında. gayet eğlenceli ve kaliteli bir fragman. hatta filmdeki en iyi fragman bence.

    don't

    iki fragmanı arka arkaya görüyoruz. iki film arasında sıkıştırmışlar izlenimi veriyor insana. bu fragmanın yönetmeni ise edgar wright. daha çok tv dizileriyle tanınan bir yönetmen. bu da bir önceki kadar başarılı bir fragman aslında. ortamı iyi veren basit bir katil hikayesi tadında bir fragman. ve bir fragman olarak da iyi hazırlanmış. sonlara doğru don'tla başlayan cümleler öyle bir fazlalaşıyor ki fragmanın sıkıntı veriyor biraz ama filme epey yakışıyor.

    son fragmanımızsa eli roth imzasıyla geliyor.

    thanksgiving

    fragmanların ve hatta filmlerin arasında en aykırı ve komik fragman aslında bu. filmde bir bıçak ve bir tavuk var ki david lynch tadına insanın pskolojisini bozacak yerlerde geziniyor. tarantino'nun desteğiyle hostel'i çekmiş ve zaten insanları porno ile korku arasında getirip götürmüş bir yönetmen olan eli roth'dan tam kendine yakışır güzel ve başarılı bir fragman izliyor ve filmler arasında en yavaşı ama en iyisi olan death proof'a geçiyoruz.

    death proof

    a film by quentin tarantino. bu yazıyla karşılıyor film bizi. arka plandaysa tarantino'nun fetişi ayaklar. kadın ayakları. film boyunca bizi hiç bırakmıyorlar. ve jenerik akmaya başlıyor. kurt russel in death proof diyor.

    death proof filmler arasında aslında en yavaşı ve sıkıcısı bile görülebilir. fakat öyle güzel ayrıntıları ve öyle güzel sahneleri var ki, hem grindhouse kültürünü baştan aşağı yansıtıyor hem de minicik ayrıntı havuzunda izleyenleri boğuyor.

    death proof bir araba hikayesi aslında. bu tip filmlerde sıkça kullanılan bir tema. ve sıkça görülebilecek bir olay. manyağın teki arabasıyla kadınları öldürür, bir gün öcü alınır.

    işte bu kadar basit bir olay, tarantinesk cümleler, tarantinesk sağneler eşliğinde ilerliyor. olay örgüsü neredeyse feci ötesi. ama bu bence kasıtlı yapılmış bir şey. çünkü araba filmlerinde araba sahneleri dışındaki sahneler pek de önemsenmez. bu filmde de aynen öyle olmuş. arabada geçen sahneler ise filmi bitirmiş.

    bu yüzden bir kaç güzel esprisiyle bizi güldüren bar ve benzeri yerleri geçip araba sahneleri üstüne biraz bir şeyler söylemek istiyorum.

    araba sahneleri bana gördüğüm en iyi kaza sahnesini ve gördüğüm kaza sahneleri arasında ilk onu zorlayacak ikinci bir sahneyi verdi. keza rodriguez'in filmindeki kaza da ilk yirmiyi zorlar. unutmadan eklemeli.

    ama tarantino bir kaza sahnesi çekmiş ki, dillere destan olmuş. her karesi ayrı bir güzel her parçası ayrı bir güce sahip. tıpkı tarantino'nun reservoir dogs'ta adamın kulağını kestiği sahne, pulp fiction'da oğlancı adamların tecavüz sahnesi gibi etkili bir sahne bu film için.

    bunun dışındaki araba sahneleriyse yaratıcı oyunlar, komik diyaloglar ve iki arabanın birbiriyle girdiği mücadeleler eşliğinde bir güzellik abidesi olarak aklımda kaldılar. sonuysa tam bir b film gibi bitiyor. ne çok etkili bir son ne çok etkisiz. arada kalmış bir son ve the end. *

    ve big kahuna burgerimiz bu filmde de karşımıza çıkıyor. tarantino dünyası her filminde olduğu gibi burada da hakimiyeti koruyor. yönetmenimiz marka göstermeme tutkusu ve kendi filminde oynama tutkusu da bunlara ek. ayrıca iki ana filmde * * de oynuyarak filmin tek bu şekildeki oyuncusu da oluyor.

    teker teker incelemeler bittikten sonra tekrardan genel bir bakarsak filmlere.

    bu film iki ana beyine sahip. tarantino ve rodriguez.

    tarantino'nun zaten doğuşu bu tip b filmler ve honk kong'un aksiyon ve mafya filmleri sayılır. zaten bugüne kadar yaptığı her işte bu filmlere bir saygı duruşunda bulunmuştu tarantino. son işiniyse direk uzak doğu filmlerine saygı kuşağı olarak çekti kill bill serisi ile.
    sıra 70 - 80 dönemi b filmlerine gelmişti ve tarantino aslında jackie brown'da biraz benzerini yaptığı bir işi tekrardan ve daha güzel bir şekilde yapmış bu filmde.
    rodriguez ise grindhouse trailer yarışması festivalinin fikir babası bir insan. üstüne üstlük vampir filmlerinde de iyi bir deneyime sahip. bu filmde de bu deneyimlerine diğer deneyimleri olan sanatsal çatışma sahneleri ve meksikalı kanını katmış. iyi yapmış.
    aykırı yönetmen eli roth ve diğerleri de iyi işler çıkarmışlar bu iki yönetmene yardım ederken.

    hele filmin rengi, bozuk yapısı, tam oturmamış montajı ve kaybolmuş sahneleri, bu sahneler için özür mesajları, dimension logosunun 70'lere döndürülmüş logosu ve sanki o dönem filmlerinden kesilip eklenmiş imajı veren müzikleriyle bu filmin en güzel yanları. insanı alıp bu tip bir yazlık sinemaya götürüyor. günü bırakıp geçmişi yaşatıyor. fragmanların ve filmlerin başındaki çok renkli ama boğuk renlki yazılar ve filmlerin rengi, ekranı kaplayan jeneriklerini de eklemeden geçmemeli.

    filmlerde ve fragmanlarda cinselliğin öne çıkarılması da atlanmamış güzel bir ayrıntı. filmlerde güzel kızlar hep baş rollerde ve çıplaklık hep var. bu da bu zaman filmlerinin cinsellik üstünden para kazanmasına güzel bir gönderme olarak filmde yerini almış.

    bir de son olarak tarantino'nun gerçekten stuntmanleri oyuncu olarak kullanması küçük ama güzel bir ayrıntı filmde. kurt russel ise tarantino'nun yeni zaferi olacak gibi. oyunculuk kariyeri yeniden yükselişe geçecek.

    grindhouse belki keşke bu konuda işlenseydi diyebileceğimiz bir film değil belki ama iyiki işlenmiş iyi işlenmiş bir film. bunları geçersek tarantino'yu, rodriguez'i, eli roth'u, bruce willis, kurt russel, nicholas cage, udo kier,fergie ve lost'un işkencecesi sayıd jarrah'ını bir arada görme fırsatı veriyor. ve eklemeden geçmemeli mustang ve dodge da meraklıları için filmde yerini almış durumda.

    bir de şunu eklemek lazım: filmdeki fragmanlar da uzun film haline getirilip ikişer ikişer vizyona girebilir bence. grindhouse da bir seri film olup çıkar. tamam endüstriyel bir yaklaşım ama ben izlerim. fragmanları sevdim çünkü. *

    son olarak: bir başlığa alt alta iki tane entry girmemi sağlamış filmdir ayrıca. *


    (tanya - 29 Nisan 2007 00:11)

  • comment image

    aslında filmin nasıl mantığı ve/veya asıl beslendiği şey olan istismar sinemasının ruhuna ve grindhouse sinemaların gösterim $ekline göre yapılmı$ olması. iki süper film birden kavramı şeklinde vizyonda olması gerekirken. ülkemizde birer ay ara ile gösteriliyor. buradan bunu dü$ünenlere ve filmin asıl doğasını bozanlara selamlar olsun.


    (ziverbey - 19 Haziran 2007 15:34)

  • comment image

    amerika'nın küçük kasabaların da, terkedilen şehirler de-büyük boşluklar altında parıldayan bir sinema geleneği: drive in'dir; bunun büyük şehir karşıtlığı ise grindhouse-art-house sinemalardan farklı olarak, üvey evlat; "lanetlenmiş" filmleri gösteren bu sinemalar; disney'in bir çok salonu satın almasıyla aniden nostaljik bir kelimeye dönüştü. bu konuda yalnızca disney'i suçlamak haksızlık aslında, home video geleneğinin yeniden tanımladığı kült oluşum, sihiri; mobil bir evreye çekti. kült'ün oluşumu, az duyulmanın, elden, ele kavuşan bilgi ve görüntü kırıntıları ile tertiplendiği yeni bir alan yaratmıştı. böylece gelenek eve taşındı ve gerçek güç perdesi yırtıldı. 30 ve 40'lar da ki b-western'ler, sonra 34'te ki "maniac" 60'lar da ki h.g.lewis takıntıları ve nihayet george a. romero ve russ meyer. bu gün kill bill'in alt benliğini oluşturan bu karanlık, kültürlerin, sinema sevgisi altında ezildiği bir yaratıcılığın yan etkisi. bir shogun assassin uzak olsaydı q'ya (ki) (bu filmin batı kompleksli kurgusudur); hiç kan öyle uzarmıydı ışık yönünde, asfalttan çalım burunlarımız bir gün düşünde şavaşırken 88' ya...


    (bad astronaut - 5 Ocak 2004 14:37)

Yorum Kaynak Link : grindhouse