• "sezar ölmeli"
  • "bu filmin son sahnesi beni beynimden vurulmusa cevirdi.insan hatasindan ders alsa da geri donusu olmamasi ya da yeniden baslama sansi verilmemesi. ne bileyim ben nasil bir dunyada yasiyoruz ki."




Facebook Yorumları
  • comment image

    2012 istanbul film festivali'nin surpriz filmi. yonetmen italyan taviani kardesler. hapishanede yasayan suclularin jul sezar tiyatro oyununu sergileme asamalari ve oyunun bolumlerinden olusan, bu arada da arka planda mahkumlarin hayatlarini konu alan muhtesem bir siyah beyaz film. bir de sanatin insan uzerinde yapabildigi donusumleri ve degisimleri gosteriyor.


    (biber - 26 Nisan 2012 00:22)

  • comment image

    08 haziran'dan itibaren beyoğlu sineması'nda bir diğer ödüllü film ile birlikte, rezan yeşilbaş'ın cannes film festivali'nden en iyi kısa film ödülü ile dönen be deng kısa filmi ile birlikte gösterilecek, 2012 berlin film festivali altın ayı ödüllü, taviani kardeşlerin çok iyi filmi.
    iki ödüllü film birden :)

    ayrıca, 2012 istanbul film festivali kapanış filmi...


    (eskici - 7 Haziran 2012 10:37)

  • comment image

    mahkümların film boyunca sahneye koymak için hazırlandıkları oyun filmin sonunda sahnelenir ve seyircilerin övgülerine mazhar olur. cezaevini terk eden izleyicilerin ardından derinleşen sessizliği mahkümlar hücrelerine girdikten sonra üzerlerine kapatılan demir kapıların sesi bozar. onca debdebenin ardından hücresinde tek başına kalan yaşlı amca etrafını dikkatlice süzdükten sonra şu sözü eder;

    "asıl sanatı tanıdıktan sonra gerçek bir cezaevi oldu burası benim için"


    (stoss - 17 Haziran 2012 18:44)

  • comment image

    --- spoiler ---
    rebibbia hapishanesi mahkümlarının shakespeare’in julius caesar oyununu sergileme öncesindeki prova sürecini anlatan taviani kardeşlerin filmi. oyundaki özgürlüğü elde etme mücadelesi ile mahkumların özgürlüğe bu denli uzak oluşları arasındaki zıtlık filmi bambaşka bir yöne çekiyor. hem ilgi çekici hem de farklı bir yön... filmin en beğendiğim tarafı ise mahkumların hayatlarına, yaşadıklarına dair izlerin olmaması. sadece provalar esnasında yaşadıkları iç hesaplaşmaları yüzlerinde görebiliyoruz ama bu da bir sır gibi, pek de hissettirmeden... ne olduğunu, ne düşündüklerini bilmeden...
    film "sanatla tanıştıktan sonra odam bir hücreye dönüştü" cümlesiyle sona eriyor. sanat özgürleştirir, özgürlük üzerine olan farkındalığı artırır. ve mahkumların da hissettiği buydu. aslında bunu biz 'özgür' insanlara uyarlarsak; sanat gördüklerimizi, yaşadıklarımızı farklı yorumlamamızı ve böylelikle hayatın yaşanılmaz kılan taraflarını görmemizi sağlıyor. hislerimizi, düşüncelerimizi ehlileştirmek ve belki de insan olmanın ne demek olduğunu fark ettirmek gibi... bu yolla sanatı anlamlandırılması ve içinin bir nebze olsun doldurulması filmi farklı bir yere konumlandırıyor.
    ---
    spoiler ---


    (kiesfell - 15 Temmuz 2012 21:26)

  • comment image

    mahkumların cezaevinde yaptıkları provaların siyah beyaz çekildiği, oyunu sahnede canlandırdıklarında ise renkli çekime geçildiği; böylece filmin teması da olan sanatın insanlar üzerindeki etkisini çok guzel bir şekilde anlatmış film.


    (murshili - 8 Aralık 2012 12:43)

  • comment image

    bu filmin son sahnesi beni beynimden vurulmusa cevirdi.

    insan hatasindan ders alsa da geri donusu olmamasi ya da yeniden baslama sansi verilmemesi. ne bileyim ben nasil bir dunyada yasiyoruz ki.


    (phoebe buffay - 13 Ocak 2013 14:56)

  • comment image

    "uyarlama nasıl olmalı" sorusuna yanıt gibi. shakespeare'in -olumlu anlamda- çağdışılığının göstergesi gibi. roma tarihinin ne kadar heybetli olduğunun kanıtı gibi.

    o beyaz taştan avlu gibi, taş gibi film.


    (sutsuz kahve - 21 Şubat 2013 21:34)

  • comment image

    ihanet, vicdan, sucluluk duygusu ve yerini bulamamis erdemler. hepsini ya da bazilarini shakespeare'in eserlerinde gormek mumkun ama bir hapishanede ve gercek sezarlarin, brutuslarin oldugu (karakterlerin hepsi gercek mahkumlar) yerde gormek taviani kardesler esliginde bizim adimiza muhtesemdi.
    taviani kardesler, hapishane ortamini tamamen tiyatro sahnesine donustururken karakterlerin gercekligini ve yasanmisliklarini unutmadan shakespearevari diyaloglarla bize anlatmasi 73 dakikalik filmin her saniyesini bize dolu dolu yasatti.
    evet bir shakespeare uyarlamasi daha yuze goze bulastirilmadan guzel bir sekilde sahneye! uyarlandi ya, ihanete ugrasam gam yemem.
    ben octavianus...


    (solarise - 7 Nisan 2013 23:16)

  • comment image

    taviani kardeşlerden ortalama bir film. bunca ödülü alan bu filmin gerçekten iyi olduğunu sanmıştım ama değilmiş. peki neden?

    spoiler

    muhteşem bir fikirden yola çıkmış kardeşler. bir hapishanede shakespeare'in jul sezar adlı eseri sahnelenecek. oyunda suçlular rol alacaklar. taviani kardeşler filmlerini oyunun sahnelendiği gece başlatırlar, sonra da aylar öncesine dönüp provalara odaklanırlar. fikir enfes. bir yanda hapishane ve suçlular, diğer tarafta onları dört duvardan, düşünmekten kurtaracak, onlara terapi işlevi görecek sanat/tiyatro. siyah beyaz çekilen film hapishanenin dışına çıkmaz. yönetmenler de tek mekanı iyi bir şekilde kullanırlar. shakespeare'in oyununun da hakkını verirler provalarda olsun, oyunun sahnelendiği final sahnesinde olsun. amaçlanan klostrofobiyi de oluşturabiliyorlar zaman zaman. oyunculuklar da yerinde. herkes iyi oynamış, bu açıdan falso yok. bunlar filmin güçlü tarafları.

    gelelim zayıflığına. "filmin" "tiyatral" tarafını kıramamış kardeşler. yani kameraya çekilmiş bir tiyatro oyunu izliyormuşuz hissinden kurtulamıyoruz. bu, filmi izlerken pek sorun yaratmadı bende ama bence filme zarar veriyor. kurmaca film ile belgesel ve tiyatro arasında gidip geliyor bu film. yönetmenler kah kurmacaya evriliyor, kah belgesele öykünüyor ama çoğunlukla tiyatral takılıyorlar. filmin kurmaca tarafı karakterlerin derinleştirilmemeleri yüzünden zarar görüyor. elde epey ilginç ve ilgi çekici karakterler var. ama film boyunca bu karakterler shakespeare'in sezar evreninden çok az çıkarılıyorlar. yani derinleştirilmiyorlar. bence bu durum filme büyük bir zarar veriyor. biz ekranda shakespeare'in karakterlerini izliyoruz sanki, tavianilerin suçlularını değil. tavianiler arada bir karakterleri bir-iki replikle tanıtmaya çalışıyorlar ama olmamış hacı. bu karakterleri filmin başlarında ekrana yansıttığınız yazılarla kısaca tanıtmak yerine daha fazla alan açıp tanıtsaydınız film daha iyi olacaktı. tabii kardeşler shakespeare'in oyununa o kadar dalmışlar ki hapishane yaşamını yansıtmayı unutmuşlar.

    bence film şöyle olmalıydı: karakterlerin hepsi olmasa da bazıları epey derinleştirilmeliydi. nasıl insanlar oldukları anlatılmalıydı. mahkumların birbirleriyle ilişkileri yansıtılmalıydı. sonra provalara odaklanılır ama burada da mahkumların zorlanmaları daha fazla gösterilmeliydi (adamlar doğuştan tiyatrocu gibi çok az zorlanarak oyunu oynamaya başlıyorlar, gerçeklik sıfır). öte yandan provalar sona erince hapishane yaşamının berbatlığı/zorluğu yansıtılmalıydı. oyunda oynamayanların düşüncelerine de değinilse güzel olurdu. zaten filmin bir yerinde oyunda oynamayan bir mahkum oynayan birisi için "götü kalktı" diyor. mesele bunun üzerine gidilse güzel bir sahne çıkarılırdı.

    velhasıl taviani kardeşler çoğu fırsatı tepmişler. teptikleri için de finaldeki o çarpıcı cümle -"sanatla tanıştığımdan beri bu hücre bana hapishane oldu"- havada kalıyor, karakterleri tanımadığımız için "ooov güzel cümle, beğendim"den ötesine geçmiyor. kötü bir film değil, ama ödüllük de değil. tavianiler daha iyilerini yaptılar.

    spoiler


    (sherlock holmes 90 - 6 Eylül 2015 01:00)

Yorum Kaynak Link : cesare deve morire