An Englishman in New York (~ Anglik w Nowym Jorku) ' Filminin Konusu : An Englishman in New York is a movie starring John Hurt, Denis O'Hare, and Jonathan Tucker. The later years of Quentin Crisp's life in New York City.
Ödüller :
The Naked Civil Servant(1975)(8,0-1307)
Prick Up Your Ears(1987)(7,4-5185)
Trick(1999)(7,2-7686)
F. est un salaud(1999)(7,0-2235)
Dorian Blues(2006)(6,8-2267)
Berlin Film Festivali : "Special Teddy"
sting'in belki de cok bir ozelligi olmasa da sarkisi kadar cok sevdigim klibi... klibinde taktigi atkinin aynisina sahip oldugumu farkettikten sonra, o yil benim icin bahar gec gelmisti.
(melissaki - 28 Mayıs 2002 14:45)
$arkida aslinda i like my toast done on one side denmektedir, sozlukteki bir takim iddialarin aksine. benden ba$ka hangi manyak boyle aksiyomlarin pe$inde ko$ar onu da bilemiyorum.
(dunyanineniyiinsani - 5 Kasım 2008 14:16)
öyle sıradan bir şarkı değil bu! dinleyen herkese de sırrını söylemeyen bir parça aynı zamanda..ilk başta nasıl bir melodi acaba diyorsunuz parça başlarken. sonrasında kendinizi sadece ritme bırakıyorsunuz. sting'in elinde şemsiyeyle belirdiği ilk an işte budur diyorsunuz. ilk halleri sting'in. saçları uzun, temiz bir yüz filan. ses aynı ses, ton aynı ton. sonra yavaş yavaş yürümeye başlıyor bizimki. parçayla birlikte tabiki. sonrasında beliren yaşlı teyzemiz. siyah-beyaz çekildiğinden olsa gerek, klip o karlı havanın soğukluğunu yaşatıyor size. hafif titretiyor..parçanın yazılış amacı belli. ingiltere'yi terk edip new york'a yerleşen bir ingiliz'in hikayesi. bizim olayımız bu değil tabiki, olmazda zaten. daha çok oradaki yabancılaşmayı almışız biz parçadan. hani böyle ortada piç gibi kalma filan. aynen bu tabir; "ortada piç gibi kalmak!" tanımadığınız, hiç haz etmediğini insanların içinde kendinize ait bir şeyler bulmaya çalışmak filan. buradaki ingiliz çaya hasret, onu istiyor. kendi çayını, o kültürü olmayan kahveyi değil! bunu isterken öyle bir halle istiyor ki siz de diyorsunuz aynı anda; "bende böyleyim işte.."dahası var. sting öyle bir ahenk katmış ki parçaya, dinlerken sanki hep devam etsin dercesine tekrar basıyorsunuz tuşa. baştan çalıyorsunuz..kendinizi bulmak kolay bu parçada, bilmem nerelerde yaşayıp da oraya ait olamama durumları. özlenen bir şeyler filan bulma telaşı, bulamamanın hüznü!yazık ediyor insan kendine bu parçayı dinlerken, farkında olmadan hemde. her seferinde bir kaç bişey alıp gidiyor parça hiç sormadan, sordurmadan...
(sutyen kullanmayan memeli hayvan - 4 Ocak 2010 01:13)
şu sözlükte bu nickli bir yazar olduğunu bilmek bile yüz güldürüyor. ne iyi etmiş bu nicki seçmekle..saygı duydum şerefsizim. helal olsun..
(sutyen kullanmayan memeli hayvan - 12 Şubat 2010 02:57)
tuhaf bir şekilde istanbula gittiğimde kafamda çalıp duran şarkı. ankarayı seven ve her daim saçma bir şekilde savunan bir tutumla alakası olsa gerek. (bkz: legal alien)
(gosdex - 18 Haziran 2010 11:13)
senelerce nakaratını "i'm an alien i'm a little alien" şeklinde söyleyip durmuşum ben bu şarkının(bkz: yanlış anlaşılmış şarkı sözleri)
(danadeviren - 30 Ağustos 2010 01:54)
bir sting klasiği
(huzursuz - 16 Haziran 2000 08:48)
şarkının ortasındaki bateri solosunu sting'in amcasının oğlu "lawrence sting" atmıştır.. zira böylesine sikko bir bateri solosunun o kadar gereksiz bir şekilde şarkının orta yerine çöreklenmesini ancak "sting bizim oğlan da davul çalıyor çalsın mı sizle" şeklindeki bir ricaya baglayabiliyorum.
(azuth - 22 Ekim 2010 20:54)
(bkz: koyden indim sehire)
(prakila - 15 Ocak 2003 09:01)
i don't drink coffee i take tea my deari like my toast done on the sideand you can hear it in my accent when i talki'm an englishman in new yorksee me walking down fifth avenuea walking cane here at my sidei take it everywhere i walki'm an englishman in new yorki'm an alieni'm a legal alieni'm an englishman in new yorki'm an alieni'm a legal alieni'm an englishman in new yorkif "manners maketh man" as someone saidthen he's the hero of the dayit takes a man to suffer ignorance and smilebe yourself no matter what they sayi'm an alieni'm a legal alieni'm an englishman in new yorki'm an alieni'm a legal alieni'm an englishman in new yorkmodesty, propriety can lead to notorietyyou could end up as the only onegentleness, sobriety are rare in this societyat night a candle's brighter than the suntakes more than combat gear to make a mantakes more than license for a gunconfront your enemies, avoid them when you cana gentleman will walk but never runif "manners maketh man" as someone saidthen he's the hero of the dayit takes a man to suffer ignorance and smilebe yourself no matter what they sayi'm an alieni'm a legal alieni'm an englishman in new yorki'm an alieni'm a legal alieni'm an englishman in new york
(kalliste - 13 Temmuz 2000 20:25)
i'm a englishman in new york.kendini evinden ayrilmis hisseden insanin kendini ifadesi. kendini bulundugu ortamda garipsemesi ve neydim ne oldum demeyen, i was e englishman but now i'm a americanman in new york demeyen insandan dokulen cumle.
(encre - 13 Temmuz 2000 20:37)
(bkz: macera dolu amerika)rafet yazınca taşak konusu sting yazınca efsane şarkı
(corydoras - 28 Mayıs 2011 21:48)
ortaokul yıllarımda çılgın bir gazla sürekli dinlediğim, söylediğim şarkı. hayır ingiliz değilim, new york'ta hiç değilim, bana ne oluyorsa...
(moonwell - 16 Haziran 2011 13:29)
adam kelimesinin sözlükteki karşılığına sting yazılması için çok güzel bir nedendir bu şarkı.ben kahve içmem tatlım, çay alırımve tek dilim ekmekten yapılmış tost severimve ben konuştuğumda aksanımdan bunu anlayabilirsinizben bir ingiliz erkeğiyim new york'tabeni beşinci caddede yürürken görebilirsinizyanımda gittiğim her yere götürdüğüm bastonumlaben bir ingiliz erkeğiyim new york'taben bir yabancıyımben yasal bir göçmenimben bir ingiliz erkeğiyim new york'taben bir yabancıyımben yasal bir göçmenimben bir ingiliz erkeğiyim new york'tave eğer birilerinin söylediği gibi, bir adamı adam yapan davranışları iseo zaman bu adam günün kahramanıdırcehaletinin acısını çekip gülümseyebildiğindeherkes ne söylerse söylesin kendi gibi olabildiğindeben bir yabancıyımben yasal bir göçmenimben bir ingiliz erkeğiyim new york'taben bir yabancıyımben yasal bir göçmenimben bir ingiliz erkeğiyim new york'tatevazu ve dürüstlük kötü bir şöhrete de sebep olabiliryapayalnız da kalabilirsinnezaket ve ağır başlılık bu toplumda nadir görüldüğü için.gecenin karanlığında mum güneşten daha evladırbir adamı adam yapmak için silahtan fazlası gerekirbir silah ruhsatından fazlasıdüşmanlarınla yüzleşmen, yapabildiğinde onları görmezden gelebilmen gerekirnazik bir adam yürür ama asla koşmazve eğer birilerinin söylediği gibi, bir adamı adam yapan davranışları iseo zaman bu adam günün kahramanıdırcehaletinin acısını çekip gülümseyebildiğindeherkes ne söylerse söylesin kendi gibi olabildiğindeben bir yabancıyımben yasal bir göçmenimben bir ingiliz erkeğiyim new york'taben bir yabancıyımben yasal bir göçmenimben bir ingiliz erkeğiyim new york'ta
(sister blister - 11 Kasım 2012 18:23)
gerçek hikayesi şu şekildedir:tam bir britanya köpeği olan sting, yeni geldiği new york'ta bi kafede oturmakta, ingiliz ingiliz hareketler yapmaktadır. sting kafede çayına süt ekler, masasına oturanlarla aksanlı aksanlı konuşur, bollokslu mollokslu laflar eder. bu hareketleri bikaç new york'lu fırlamanın dikkatini çeker ve elemanlar sting'i kıl etmek için taklidini yapmaya başlarlar, işte böyle "wat the 'eck 's tis", "milky, innit?" "bollocks!" falan diye. bir ingiliz centilmeni olan sting ilk başta adamları kaale almaz ama bir müddet sonra adamlar alenen sting'e bakıp bakıp gülmeye başlayınca dayanamaz ve dönüp "arkadaşım ananızın yoğurtlu mını mı gördünüz ne bakıyorsunuz buraya mal mal sıfatını sktiklerim" der. (bir ingiliz olduğu için enteresan teşbihler yapan sting, daha sonra adamların fok suratlı olduklarını söyleyecektir, nakarattaki fokumsu ses de buna bir göndermedir) ortalık bi anda karışır, adamlardan biri sting'in ağzının ortasına sümsüğü koyar, sting de şarkıda da bahsettiği bastonunu heriflerden birinin gafaya ekleştirir. bunları ayırırlar, sting daha fazla arbede çıkmasın diye hesabı ödeyip kafeyi terk eder. tam çıkarken kafedeki yaşlılardan birinin "mına koduğumun ingilizleri, hem lord gibi takılırlar hem de olay çıkartırlar uyuz oluyorum bunlara" dediğini duyar, sting artık sinirden ağlamaklı olmuştur.oteline döner, duş alır duvarları yumruklar ama hırsını alamaz. hemen kağıt kalem çıkartıp duygularını yazmaya başlar, "be yourself no matter what they say" yazarken artık kendini tutamaz, koca sting şakır şakır ağlamaktadır. sting'in gözyaşları ile ıslanmış bu kağıt daha sonra bir açık artırmada fahiş fiyata gidecektir.işte bu şaheserin hikayesi böyledir. hani o ortadaki şarkı ile kelalaka gibi görünen davul partisyonu var ya, işte o davul sting'in kafede karıştığı kavgayı anlatır ve dinleyiciyi şarkının dinginliğinden uzaklaştırıp biraz rahatsız etmeyi amaçlar. sting bu şarkının gerçek hikayesini oprah winfrey'e anlattıktan sonra "allah kimseyi gurbete düşürmesin" demiş ve canlı yayında gözyaşlarına hakim olamamıştır.
(resimhane - 25 Kasım 2012 08:51)
(bkz: alien ama legal)(bkz: yeditepe ama burslu)
(kryptonian - 17 Mayıs 2013 00:44)
istanbul'daki azerbaycanlı gibi bişeydir
(fazalyan - 14 Ağustos 2005 23:26)
anadolu versiyonu icin:(bkz: neden geldim istanbul a)
(gumush - 30 Ağustos 2006 00:27)
ortasinda cok kopuk, $arkiyla alakasiz bateri solosu olan, dunya tatlisi, dinleyeni her mekanda ve zamanda alip 4 boyutlu dunyaya* goturen, "jazz misin sen" sorusunu sorduran ama "hayir" cevabi alinan, sting'i a$mis 3 $arkidan biri.(bkz: every breath you take).(bkz: shape of my heart).
(atomant - 3 Haziran 2004 15:32)
yine bir arkadaşın açıklaması ile:ikimiz de ingilizce konuşuyoruz ama bi temassızlık var
(skovv - 5 Nisan 2006 00:44)
Yorum Kaynak Link : englishman in new york