The Climb (~ A Hero's Climb) ' Filminin Konusu : Yükseklerde çalışan bir işçinin hikayesi...
Ödüller :
The Climb(1986)(7,4-68)
L'ascension(2017)(6,9-3036)
La balance(1982)(6,6-981)
Bad Manners(1998)(6,6-340)
Nearing Grace(2005)(6,0-888)
Half Moon Street(1986)(5,4-2286)
The Climb(2017)(4,7-171)
Berlin Film Festivali : "UNICEF Award"
bir zamanlar davulcuları alen konakoğlu uğruna dinlediğimiz ve pek bir sevdiğimiz baldan tatlı grup.
(hakiki fare - 22 Ekim 2006 16:14)
bir daha böylesi gelir mi yurdum topraklarına bilinmez grup. çok çok dinlenesi. öyle böyle değil.
(elinethuil - 1 Şubat 2007 17:28)
simdi bi yerlerde muhtemelen rutubetten boguk sesler cikaracak hale gelmis the climb kasetleriyle ilgili olarak acid rain'den ''arabamda yalnizca o ikisi var'' nostaljisini duydugumdan beridir kendi kendime the climb sarkilari mirildaniyorum. seneler gecmesine ragmen sarki sozlerini unutmamis olmam o zaman bu zamandir the climb guzelliginde bir turk grup dinlememis olmamdandir. her cins kisiyi kasip kavuran, girdigim her eglence ortamindan kisa sure icinde kacmama, ''acaba ben mi yaslandim'' diye kendimi suclamama neden olan gunumuz turkce rock furyasi climb'ı geri dondurecekse varsin esmeye devam etsin. turkce sarkilarda gokalp'in o bambaska telaffuzunu, misal oyle sirin ''million roses'' deyisini duymayacak olsak da gelsinler. ne olursa olsun yine gelsinler.
(agnes de cervantes - 5 Temmuz 2007 15:47)
hic bir $ekilde degeri bilinmemi$ bir grup aksi durumda olunupta degeri bilinseydi turkiye disina rahatlikla acilabilecek bir gruptu umarim 2008 metallica konseri gercekle$ir ve alt grup olarak the climb sahne alir ve bizlerde perfectly nothing parcalarini dinleyerek ortami yikariz
(stonager - 17 Şubat 2008 23:23)
türkiye'den gelmiş geçmiş en özel gruplardan biridir kanımca...'spineless' underground bir parçadır, öyle ele ayağa düşse tadından yenmeyecek herkesçe sevilecek, dinlenecek cılkı çıkarılacak bir parçadır.( buradan duyuruyo olmam da birşeyi değiştirmeyecek; azdır o zevki alabilecek şahıs sayısı çünkü )climb'ın özellikle bu şarkılarını konserlerinde pek icra etmemeleri de belki bu yüzdendir. sevenimiz az olsun bizim olsun düşüncesindeydiler sanırım, ama sevenler de öyle bir sever ki grup ayrılmış bile olsa hala evirip çevirip dinlerler onları, bir şarkıya - bir gruba gönülden bağlanmak böyle bir şeydir sanırım.
(birnickimbileyok - 5 Ocak 2011 20:12)
iki albüm ile, derin gelip, derin gitmiş grup. mevzu bahis the climb olduğunda, "türkiye'de müzik yapılmıyor yea"dan girip, bu cümleyi zikredenlerin yüzlerine sağlam bir balgam yapıştırdıklarından çıkabiliriz. kendileri istanbul'da kurulup, istanbul'da yıkıldı ve hitap ettikleri kitle de istanbul'du. yaptıkları müziğin yerel bir müzik olduğunu dahi iddia edebilirim bu bağlamda. müziğin nasıl yapılması gerektiğini sorgulamadılar, kimseye ders vermek istemediler, profesyonelleşmediler, her daim proaktifdiler. yaptıkları müziği kimseye sevdirmek için uğraşmadılar, sadece yaptılar ve beğenen beğendi, beğenmeyen yüzüne bakmadı.(sonraları internetin, insanları bir dairenin merkezine adım adım çekmesi ile biraz daha duyuldular, lakin bu pek de geniş bir kitleyi kapsamıyordu.) samimiydiler her daim, konserlerinde, vokalin detone olmasından, gitaristin afallamasından, bass'çının aslında çalamadığından dem vuruldu, lakin samimiyetsizlikten asla dem vurulmadı. vokal söylerken can damarlarını sesine akıtıyordu, ruhunu boğazından üflüyordu, söylediklerine. o dönemde müzik yapan diğer gruplar, para oluğunu kesenin ağzına getirecek mainstream gruplarının birebir aynı sound'larının peşinde koşarken, the climb buna aldanmıyordu. hep samimiyetleriyle, içtenlikleriyle müzik yaptıklarından mütevellit, hitap ettikleri kitle de samimi oluyordu, sanatta samimiyet arıyordu. müzikal anlamda devrim niteliğinde bir şeyler ortaya koymadılar belki, belki riff'leri basitti, belki vokal detoneydi, lakin asla bayağı, soğuk ve dinleyiciden uzak değildiler.açıkça söylemek gerekirse, en kompleks riff'leri dizen, en karmaşık soloları atan, en high-pitched scream'leri yapan kişiler değildir, sanat icra edenler. içinden geleni dışarı yansıtanlar, bunu samimiyetlerini hava moleküllerinin arasından, kulaklıktan, müzik çalardan aktarabilenlerdir, sanatı icra edenler. bu bakış açısından, bir çok sanatçı olarak adlettiğimiz kişiler de bu süzgeçte takılıyor. the climb ise hidrojen atomu kisvesiyle geçiyor bu süzgeçten.
(firemc - 17 Ocak 2011 16:51)
1.yerli deftones,2.vasat konser performansi3.super davul,4.basarili produksiyoniyidir climb severiz
(kalashnikov - 6 Ağustos 1999 00:00)
grubun vokali, ki sesi inanilmazdir, gokalp beyin sahneden izleyenlere, "ulan sizin hepinizi biliyorum, ciki$ta var ya..." $eklinde bakmasi yuzunden sahneye bakmadan canli performanslarini izledigim gruptur.(bkz: lacuna)
(arkebion - 2 Şubat 2003 15:54)
türkiye'nin en iyi gruplarından biriydiler, tek kusurları zamanlarının ötesinde müzik yapmaktı. ilk dinleyişte bir türk grup olduğuna ihtimal vermek güç, fakat araştırdıktan sonra hayret edip, daha da hayran oluyorsunuz. turning black adlı muhteşem bir şarkıyı yaptıkları için bile teşekkür edilmeli. keşke yeniden bir araya gelebilseler.
(yemenli tercuman - 27 Mart 2013 18:53)
şu grubu bizden uzak tutan zihniyet hakkında cok ayıp konusasım var. hala mp3 playerımda olan grup. olene dek te olacaktir bu gidisle.
(vadrigar - 27 Haziran 2013 18:25)
bundan yıllar yıllar önce kadıköy meydanındaki ilk konserlerini dinleme şerefine eriştiğim, basçısı, vokali, davulcusu, gitarcısı çok iyi olan çok iyi bir grup.lacuna demek istiyorum ayrıca.loneliness da diyebilirim. lost ta olabilir.allah belamı versin de derim belki.
(susayaci - 8 Mayıs 2001 12:54)
dillere pelesenk olmuş "zamanın ötesinde" argümanını fazlasıyla hak eden müzik grubu. yakın dönem türk müzik tarihinin en farklı, farkındalık yaratan, başarılı kompozisyonu. günümüzde cami avlusunu mesken tutmuş imaj müzisyenlerinin ortaya çıkardığı sözde estetik zırıltıları duydukça, yaptıkları işlerin bu ülke dinleyicisi için ne denli aşırı olduğu daha net anlaşılıyor. fazla iyi gruptular bu ülke için. fazla iyi olmanın bedelini de bize ödettiler. birbirinden iyi iki albüm yaptılar ve bu boktan piyasanın içinde sessizce çekildiler, iyi şeylerin kısa sürdüğünü ispatlarcasına.
(theymademedoit - 22 Şubat 2014 23:39)
kazançtır. ilk albümleri çıkar çıkmaz, elde tutulur materyali kaset/diskçalarda dinleyebilmiş nesil için yüce bir kazançtır. muazzam bir çıkış albümü yapmış, belki bu ülkenin müzik tarihini değiştirebilecek bir şeylere imza atmıştır. o zamanlar kimse bunu bilmez tabii.şimdi gökalp ergen ne yapıyor? pentagram ve -18 dinleyicisine vokalistlik yapıyor. gökalp muazzam bir müzisyen olabilir ama yeri pentagram değildir, olamayacaktır da. o kadar daralamaz gökalp ergen.peki diğer yapı taşlarından melih balta ne etti? neyse adlı bir grupla yoluna devam etti, hokkabaz işler yaptı. ne mi oldu?bu gruba çok yazık oldu.
(farewell - 8 Mayıs 2014 08:56)
zamanında akmarın önünde karışık cd satan abiler vardı. onlardan birinden aldığım türkçe rock cd'si içinden çıkan, başta karışmış lan bu heralde fazla kaliteli diyip sonra türk olduklarını öğrendiğim gruptur the climb.neredeyse her gün sabah okula giderken, çantaya atılan mp3-cd çalardan dinlerdim. şimdi koşu bandında iphone'dan dinlemek hiç tat vermiyor be. ergenliği the climb ile, principia ile atlattığımı düşününce mutlu oluyorum. others want to play with my mind take it away ulan.
(legende - 8 Mayıs 2014 09:16)
hakettigi ilgiyi gormemis, gelmis gecmis en iyi turk alternatif rock ve metal grubudur. otesi yok!
(euchre - 27 Eylül 2014 13:31)
kendi isimilerini taşıyan ilk albümleri spotify'a da -gerçekten- kendi isimlerinden en azından bir bölümü olan melih balta olarak gelmiştir.https://i.imgur.com/ofprzoh.png
(durum serserisi - 30 Ekim 2014 10:38)
bi arkadasın ‘ay haftaya kampuse the silimp geliyomuuuuuş’ dedikten sonra uzun ugraslar sonucu bunun the climb oldugunu anladıgımız ve o kızla ilişkileri kesip bir daha muhatap olmamamıza neden olan grup.
(nervus opticus - 29 Temmuz 2004 18:47)
grubun temelli dagildigi malum, bir daha canlı climb göremicez izleyemicez onu da biliyoruz da, bari dogru düzgün 3-5 kaydı olsa, arada bir onlari izlese canı çeken. malüm ilk albüm çikalı 15 sene oldu. 90'ların sonu, 2000'lerin başiydi climb'ın zamanları, o zaman nerde herkesin elinde manyak kamerali akilli telefonlar. koca yutubu tarasan 5 tane ütü kalitesiyle çekilmiş konser videosu bulabiliyosun.albümler çok güzel, hiç bi zaman eskimeyecek ama bu durum insanı üzüyo. fena mı olurdu lan o manhattan konserinin, 2007'deki studio live konserinin videolari olsa da izlesek.
(replanigre - 4 Ocak 2015 05:25)
spotify'da görmemle gözümden bir damla yaş süzülmüştür.
(genia - 26 Şubat 2015 11:21)
her grubu yada sanatçıyı kendi tarzi içinde değerlendirir isek kanımca türkiye'nin çıkardığı - tarkan ile beraber - en büyük müzikal yetenektir/gruptur.... sound ve prodüksiyon bakımından kesinlikle türkiye standartlarinin çoook üstündedir, beste bakımından ise bence dünya standartlarındadır, zirveye oynamaktadır; misal bir korn'dan veya pearl jam'den * pek bir eksiği yoktur - linkin' park ve evanescence gibi mtv'nin pompaladığı vasat gruplar ise zaten aşık bile atamaz the climb ile.... tek kötü yanları ise türkiyeye özgü imkansızlıklardan dolayı bu işe geç başlamaları ve albümlerin arasında biraz fazla boşluk bırakmalarıdır...
(andy latimer - 31 Ağustos 2004 04:50)
Yorum Kaynak Link : the climb