De jongen die niet meer praatte (~ Le garçon qui ne voulait plus parler) ' Filminin Konusu : De jongen die niet meer praatte is a movie starring Erçan Orhan, Halsho Hussain, and Brader Musiki. Memo doesn't speak anymore, he's angry about his father's decision to move his family to The Netherlands.
Ödüller :
Berlin Film Festivali : "UNICEF Award"
leonard cohen'in, sozleri federico garcia lorca'nin bir siirine dayali olan, vals tempolu, biraz monoton ama gene de harika, melankolik sarkisi. sozlerini yazayim da tam olsun:now in vienna there's ten pretty womenthere's a shoulder where death comes to crythere's a lobby with nine hundred windowsthere's a tree where the doves go to diethere's a piece that was torn from the morning, and it hangs in the gallery of frost. ay, ay, ay, ay,take this waltz, take this waltz, take this waltz with the clamp on its jaws. i want you, i want you, i want you on a chair with a dead magazinein the cave at the tip of the lilly in some hallway where love's never beenon a bed where the moon has been sweatingin a cry filled with footsteps and sanday, ay, ay, aytake this waltz, take this waltz, take its broken waist in your hand. this waltz, this waltz, this waltz, this waltzwith its very own breath of brandy and deathdragging its tail in the sea. there's a concert hall in vienna where your mouth had a thousand reviewsthere's a bar where the boys have stopped talkingthey've been sentenced to death by the bluesah, but who is it climbs to your picture with a garland of freshly cut tears? ay, ay, ay, aytake this waltz, take this waltztake this waltz, it's been dying for yearsthere's an attic where children are playingwhere i've got to lie down with you soonin a dream of hungarian lanternsin the mist of some sweet afternoonand i'll see what you've chained to your sorrowall your sheep and your lillies of snoway, ay, ay, aytake this waltz, take this waltz with its "i'll never forget you, you know!" and i'll dance with you in viennai'll be wearing a river's disguisethe hyacinth wild on my shouldermy mouth on the dew of your thighsand i'll bury my soul in a scrapbookwith the photographs there, and the mossand i'll yield to the flood of your beauty, my cheap violin and my crossand you'll carry me down on your dancing to the pools that you lift on your wristo my love, o my lovetake this waltz, take this waltzit's yours now, it's all that there is. sarkinin sozlerinin dayandigi, f. g. lorca’ya ait orijinal dizeler (daha dogrusu orijinal dizelerin ingilizce tercumesi) de soyle imis:"little viennese waltz"in vienna there are ten little girls, a shoulder for death to cry on, and a forest of dried pigeons. there is a fragment of tomorrow in the museum of winter frost. there is a thousand-windowed dance hall. ay, ay, ay, ay! take this close-mouthed waltz. little waltz, little waltz, little waltz, of itself, of death, and of brandy that dips its tail in the sea. i love you, i love you, i love you, with the armchair and the book of death, down the melancholy hallway, in the iris's darkened garret, in our bed that was once the moon's bed, and in that dance the turtle dreamed of. ay, ay, ay, ay! take this broken-waisted waltz. in vienna there are four mirrors in which your mouth and the echoes play. there is a death for piano that paints the little boys blue. there are beggars on the roof. there are fresh garlands of tears. ay, ay, ay, ay! take this waltz that dies in my arms. because i love you, i love you, my love, in the attic where the children play, dreaming ancient lights of hungary through the noise, the balmy afternoon, seeing sheep and irises of snow through the dark silence of your forehead. ay, ay, ay, ay! take this "i will always love you" waltz. in vienna i will dance with you in a costume with a river's head. see how the hyacinths line my banks! i will leave my mouth between your legs, my soul in photographs and lilies, and in the dark wake of your footsteps, my love, my love, i will have to leave violin and grave, the waltzing ribbons.
(grizabella - 1 Nisan 2002 18:44)
cohen'in hattie webb isminde muhteşem sese sahip bir hanımefendiyle düet yaptığı konser kaydı için;http://www.youtube.com/watch?v=v8vwvo0ewde("..and i'll dance with you in vienna.." kısmının söylendiği 03:56'dan itibaren cohen'e ve webb'e dikkat edin lütfen. bir şarkı ancak bu kadar hissederek ve hissettirilerek söylenir sanırım.)
(canon in d - 2 Eylül 2010 22:58)
iyi mi kotu mu olduguna karar veremedigim bir film.bu tarz filmlerde yani iki kisi arasinda kalma konusunun islendigi filmlerde o celiskiyi yansitmak icin iki tarafin biraz esit olmasi gerekir..surekli tavuk pisiren ebleh kocanin karsisina tesaduflerle gelen seksi otesi komsu konulunca aldatmak opsiyonu haklilik kazaniyor. koca daha az ebleh ya da komsu daha az yakisikli kilinarak gerilim yaratilabilirdi. boyle olunca asiklarin kavusmasini bekledik durduk. kocayi ve komsuyu oynayan aktorleri degistirin, filmin hissi degisir.bunca sig olmamali(yiz) di mi?
(pati - 17 Şubat 2012 02:20)
hoş film."elbet bir anda ışıklar yanar ve müzik kesilir siz de gerçek dünyaya geri dönersiniz"
(jordan - 22 Şubat 2012 12:32)
adını da aldığı, leonard cohen'in take this waltz şarkısıyla bezenmiş baş döndürücü sahne dışında, maalesef ki, konuşamayan film. filmde bir teyzemizin de dediği gibi; "yeni şeyler de eskir" demek istiyor ama bir türlü anlatamıyor.
(dolls - 1 Mart 2012 23:55)
seyrettikten 1 ay sonra bile sevip sevmediğimden emin olamadığım bir sarah polley filmi. sevme nedenim her zaman yaptığım gibi kendimde bulduğum şeyleri filmde gördüğümde kendimi daha iyi hissetmem, sevmeme nedenim de belki doğru olduklarını kabul etmek istememem. genel olarak uzun süreli ilişkileri ve yıpranan yanlarını çok güzel ortaya çıkaran bir film.--- spoiler ---bu filmde 2 kilit nokta vardı bana çok dokunaklı gelen.1.si; esas kız kocasıyla yıl dönümü yemeğine gittiğinde kocasına; 'konuşsana, bir şeyler söyle' diyor, kocası 'bir şey söylemek için konuşmak istemiyorum, bütün gün beraberiz sana ne söyleyeyim ki' gibi bir şey söylüyor. işte burda bence kadınların ilişkiye ve yıldönümlerine yükledikleri anlam ile erkeklerin odunluğu ve düz mantığı çok güzel anlatılmış.2.si; herkesin dikkatini çekip çekmediğini bilmiyorum ama, esas kız kocasıyla yaşarken, kocası dişlerini fırçalarken kız tuvalete girip işeyebiliyor ve bu çok normal karşılanıyor ikisi tarafından da. oysa sevgilisi ile beraber yaşamaya başladığında, sevgilisi dişlerini fırçalarken kız işemeye başladığında çocuk rahatsız olup tuvaletten çıkıyor. kızın surtaındaki 'neyi yanlış yaptım' ifadesi alışkanlığı öyle güzel anlatıyor ki başka bir şey söylenmesine gerek yok. başka biriyle yapmaya alıştıgın ve sana normal gelen her şey etraftaki herkes için farklı ve alışılması zor. --- spoiler ---
(grafin - 30 Temmuz 2012 18:05)
film birçok açıdan başarılıyken mesaj verirken insanı biraz kırıyor çünkü daniel ve margot'un ilişkisinin ilerleyen sekanslarıyla bize şunu gösteriyor: "her ilişki monotonlaşmaya mahkumdur." ve bu acı gerçek ister istemez seyirciyi huzursuz ve mutsuz ediyor. şahsen ben film bittiğinde margot ve daniel'ın sonsuza kadar mutlu yaşamadığı, ikinci bir margot ve lou vakasıyla karşı karşıya kalacağımız gerçeğinden rahatsız oldum. ama tabii bu rahatsızlık filmin başarısızlığı değil, aksine seyirciye vermesi gereken duyguyu doğru şekilde verdiğinin başarısıdır.http://obsesifkorkuluk.blogspot.com/…his-waltz.html
(black lola - 2 Ocak 2013 17:02)
çok haklı olarak (bkz: #33001033) deki gibi bakmadıysanız güzel bir film izlersiniz. o kesin. --- spoiler ---yönetmen o malum dans sahnesi için çekmiş bu filmi bence. bu kadar kısa ve öz analtım onlarca aşk filmlerini, kitapları, o devam sürecini bilmediğimiz aşk masalları çöpe atıp "daha iyisi ve kısası bulunana kadar en iyisi budur" dedirtti.plan 1: sahne bomboş. ne bir eşya ne bir konfor. yavaş ve öpüşmeden ibaret bir ilk.plan 2: küçük eşyalar beliriyor. bu arada bedenler ilk kez temas ediyor.plan 3: artık dokunuş, temas yetmiyor. güzel konforlu bir yatak ve sex.plan 4: yatak da kesmiyor. alternatiflere geçiliyor. koltuk gibi mesela.plan 5: gittikçe konfor dolan odada sevişmeler azalıyor.plan 5: e doğal olarak da üçlüye geçiliyor. tüm masallardaki gibi!. allah belanızı versin.plan 6: önceki üçlünün duali yaşanıyor yine bildiğiniz gibi. bence önceki yerinde idi. tekrar allah belanızı versin.plan 7: her şeyin elde edildiği ve her şeyin edildiği anlar. artık zevk bitmiş formaliteler başlamıştır. gelsin hayvanlar.plan 8: hayvan da gelmedi hay allah. sık sık uyuyalım bari.plan 9: uzuuuun uzun tv izlemeler.--- spoiler ---
(ikipirekareboluyedi - 23 Haziran 2013 19:24)
underrated filmlerden, çünkü aslında sadece bir kağıt parçası olup abartılan evlilik kurumunu -ya da etiketin adı her ne ise, tek eşli uzun ilişki/ "senden başkasıyla sevişmeyeceğim" şeklinde doğaya aykırı olup insan eliyle üretilen ve uyulmaya zorlanan sözleri- anlatıyor; çoğu insanın "mutlu" evliliğinin bazı insanlar için ne kadar basit olduğunu gösteriyor, anlayana.--- spoiler ---margot: nasıl gidiyor?lou: iyi, ne.. ne nasıl gidiyor?margot: yani.. bilmiyorum, bir şey söyle.lou: neden?margot: söyle ki sohbet edebilelim.lou: söyleyecek bir şeyim yokmargot: harika, bu iyiye işaret!lou: sohbet ediyormuş gibi hissedelim diye bir şeyler söylemeyeceğim.margot: neden benim nasıl olduğumu sormuyorsun?lou: çünkü nasıl olduğunu biliyorum, öyle değil mi?margot: evet sanırım öyle.. sence de burada konuşmadan sadece oturmamız garip olmuyor mu?lou: ne hakkında konuşacağız, birlikte yaşıyoruz. birbirimiz hakkında her şeyi zaten biliyoruz.margot: o zaman yemeğe çıkmanın anlamı nedir?lou: iyi yemek yemek, güzel bir yerde olmak. ”görüşmeyeli ne yaptın” değil.şeklindeki diyaloğu en can alıcı sahnelerinden biridir kanımca. asıl acı olan ise lou'nun gerçekten mutlu olması ve diyaloğu "seni seviyorum" ile kapatmasıdır, cahil mutluluğu gibi. -günümüz ahlak anlayışının adlandırmasıyla- aldatıldığı için değil, hayata dair mutluluk anlayışının bu kadar sınırlı olduğunun farkında olmadığı için cahil.iz bırakan bir diğer sahne ise daniel'ın margot'ya nasıl sevişeceklerini anlattığı andır, mimikler.. derin anlamdan etkilenmeyen varsa.. işte ömrüm boyunca aradığım tutku, aslında yaşayıp yaşayıp tükettiğim sahnelerden biri*.yılllar sonra,margot daniel'la yaşadığı tutkuyu da tüketip geçerken uğramış şekilde geri döndüğünde, kapının önünde otururlarken lou'ya soruyor aynı soruyu:-nasıl gidiyor?bazı şeylerin yıllar sonra anlam kazanması bu olsa gerek.filmin başlarında lou'ya sarılıp anlamsızca "seni seviyorum" diyen ve cevap olarak sadece rutin boş bir yanıt alan margot, filmin sonunda aynı sahneyi daniel ile yaşıyor, sevmenin anlamını kaybetmesi ironik. ironik olan lou'nun o an margot'yu sevmemesi değil, aksine öyle rutin bir düzende seviyor ki; aşk margot için anlamsızlaşırken lou hala mutlu standart düzeninde.klasik bir kapanış değil, sadece margot ile lou arasındaki tutkunun -kabul edemeseler de- anbean yokoluşunun en realist anlatımı: leonard cohen - take this waltz--- spoiler ---
(cerebralcortex - 17 Kasım 2013 08:06)
"ay ay ay"ların insana en çok acı vererek duyulduğu şarkıdır. herşeyi düşünmektir bu şarkı. viyana'da olmak istemez insan. vals yapmak ister ama hareketsizce; avazı çıktığı kadar susmak ister. çünkü şu vardır: "there's a piece that was torn from the morning,/ and it hangs in the gallery of frost." ve de böylelikle "ah, but who is it climbs to your picture/with a garland of freshly cut tears?" sorusu yanıtsız kalır. kimsedir o kimsesizlik. kimse olamayacaktır. kesiktir gözyaşları taze çiçekler gibi. ve sonunda: "and i'll bury my soul in a scrapbook/with the photographs there, and the moss," yaparız, yapacağızdır, yaparım. hayat vardır şarkıdan önce çünkü. onu içinde barındıran.
(ravena - 29 Eylül 2005 01:11)
Yorum Kaynak Link : take this waltz