Süre                : 1 Saat 34 dakika
Çıkış Tarihi     : 02 Nisan 1980 Çarşamba, Yapım Yılı : 1980
Türü                : Komedi
Ülke                : İspanya,Fransa
Yapımcı          :  Les Films Molière , Salamandra Producciones Cinematográficas, La
Yönetmen       : Fernando Trueba (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Óscar Ladoire (IMDB),Fernando Trueba (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Marisa Paredes (IMDB)(ekşi)

Ópera prima (~ Cousine, je taime) ' Filminin Konusu :
Ópera prima is a movie starring Óscar Ladoire, Paula Molina, and Antonio Resines. Boy meets girl. Matias meets Violeta, his cousin ("prima") one morning in Madrid at the Plaza de Opera. He is twenty-five. She is 18. He's a divorced...

Ödüller      :

Venedik Film Festivali:AGIS Award


  • "operada fantom on tenor sesi cikarir derler"
  • ""point of no return" kadar bariz başka bir orgazm metaforu gördüysem arap olayım."




Facebook Yorumları
  • comment image

    filme ait bir şarkıdan:

    --- alıntı ---

    "boşlukta doğmuş vahşetin çocuğu
    yalnız kalmayı öğren
    karanlıkta yolunu bulmayı öğren
    kim sana yardımcı olacak?
    kim seni rahatlatıp sana bakacak?
    yalnız kalmayı öğren
    tek yoldaşın olmayı öğren!..

    dünyayı boşuna hayal etme
    orada sana sarılacak kollar olduğunu...
    her zaman biliyordun kalbinin yalnız olduğunu
    yalnızlığına gül şimdi
    vahşetin çocuğu, yalnız kalmayı öğren!
    sevmeyi öğren yalnız yaşanmış hayatı

    yalnız kalmayı öğren
    hayat yaşanabilir
    hayat sevilebilir tek başına..."

    --- alıntı ---


    (kitarobit - 20 Haziran 2010 23:15)

  • comment image

    filmini ağzım sulanarak izlemiştim, benim için müzikleriyle ve hikayesiyle çok özeldi. izlerken bir gün bunu broadway'de izleyeceğimi hiç hayal etmediğimden inanılmaz tatmin etmişti diyebilirim. ta ki majestic theatre'da izleyene dek. o nasıl bir şölendir, üç boyutlu film o efekt delisi filmlere değil buna denilmeliydi bence. gözümüzün önünde hareket eden dekorlar, bir saniye bekleme olmada akıp giden sahne, müzikler, oyunculuklar. çok etkileyiciydi. sanırım dünya gözüyle bunu da yaptığım için inanılmaz mutluyum. anlatırken bile tüylerim diken diken oluyor, yolu geçecek birine parayı marayı düşünmeden bir an önce gitmesini öneririm.


    (swanqueen - 19 Şubat 2012 09:49)

  • comment image

    her dinlediğimizde tüylerimizi diken diken yapmayı başarabilmiş bi müzikal.en güzel yanı da geçişler,operadaki panik,çığlıklar..
    -whose is that voice,who is that in there
    (phantom tabiki salak raoul ehehe)
    -christinee,angeell..
    dınnnn dın dın dın dın dınnnnnnn


    (murron - 29 Ocak 2001 00:19)

  • comment image

    zorlu'da izleyeceklere; kendilerine süper bir hediye verip, paraya kıyıp birinci kategoriden bilet almalarını önerdiğim rüya.
    çıkınca "ben bunu önden izlemeliydim" diye söyleneceğinize eminim çünkü.
    üç kitap az okuyun,
    iki paket az sigara için,
    bir hafta evde makarna yiyin...
    ama uyanıkken rüya görme şansını kaçırmayın.
    sahne arkasında bile bine yakın kişinin çalıştığı bir gösteriden söz ediyoruz!
    broadway'in en çok sergilenen eserinden söz ediyoruz!

    ölene kadar daha muhteşem bir eser okuyamayacağıma, daha harika bir gösteri izlemeyeceğime emin olduğumdan her fırsatta bir daha bir daha bir daha izleyeceğim.

    why so silent
    why so silent, good messieurs?
    did you think that ı had left you for good?
    have you missed me, good messieurs?


    (somethingstupid - 7 Ocak 2015 19:25)

  • comment image

    lütfen gidin. kendinize bir iyilik yapın ve gidin izleyin bu müzikali. zorlu'da ne kadar iyi sergilenebilir önyargısıyla yaklaşmayın zira cats'tir beauty and the beast'tir bunların hepsi halt etmiş yanında. (ki zamanında cats'e gidip ne övgüler dizmiştim (bkz: cats /@takma kirpikli huni) - avizenin biraz underrated kalması dışında falsosu yok bence. gerçekten kendiniz için bir şey yapın ve bu yapımı görün. vaktiniz varsa önce kitabı okuyun. çünkü hikayeyi iliklerinizde hissedebilmeniz için hayaletin acısına aşina olmanız gerek. o avize sallanmaya başlarken bile nefesinizin kesileceğine garanti veriyorum. biletleri taa kasımda ön sıradan alıp bir ay aç gezdik ama sapına kadar değdi. hala etkisindeyim. hala mırıldanıyorum.

    --- spoiler ---

    floating, falling, sweet toxication
    touch me, trust me, savour each sensation
    let the dream begin, let your dark side give in

    ---
    spoiler ---


    (takma kirpikli huni - 12 Nisan 2015 08:25)

  • comment image

    dün gece izledim. hala etkisinden kurtulamadım. emilie lynn'in sesine aşkımı ilan ettim. çok iyi bir prodüksiyondu. toplam 24 tırla gelmiş adamlar. gerçekten iyi ki gittim, iyi ki gördüm.

    çok etkileyici, her anından ayrı keyif aldım. göze ayrı, kulağa ayrı hitap ediyor. 3 saat nasıl geçmiş diyeceğiniz bir şölen. fakat herkesin hissiyatı ve zevkleri farklıdır, çok büyük beklentilerle gidilmemesini tavsiye ederim.

    andrew lloyd webber ne acayip bir adammış onu anmadan geçemeyeceğim. bir romandan böyle bir müzikal yaratmak çok başka bir yetenek elbette.

    birkaç hafta bu müzikalle yatar kalkarım artık. iyice bir sindireyim. ruhum tazelensin.

    bir daha izlemek nasip olur inşallah, kim bilir belki broadway'de mesela...ne de güzel olurdu.


    (you won t see me - 15 Nisan 2015 11:12)

  • comment image

    bu parçanın çeşitli versiyonları olduğundan sözler biraz değişik olabilir:

    christine:
    in sleep he sang to me,in dreams he came...
    that voice which calls to me and speaks my name...
    and do i dream again?
    for now i find the phantom of the opera is there- inside my mind...

    phantom:
    sing once again with me our strange duet...
    my power over you grows stronger yet...
    and though you turn from me,to glance behind,
    the phantom of the opera is there-inside your mind...

    christine:
    those who have seen your face draw back in fear...
    i am the mask you wear...

    phantom:it's me they hear...

    birlikte:
    your/my spirit and your/my voice in one combined: the phantom of the opera is there-inside your/my mind...

    dışarıdan sesler: he's there, the phantom on the opera...beware the phantom of the opera...

    phantom:in all your fantasies, you always knew that man and mystery...

    christine:...were both in you...

    birlikte:
    and in this labyrinth where night is blind, the phantom of the opera is there/here inside your/my mind...

    phantom:sing,my angel of music!

    christine:he's there the phantom of the opera....


    (juniper - 5 Temmuz 2001 23:03)

  • comment image

    herşey ben küçükken kadıkoy anadolunun tiyatro salonunda the phantom of the operanın müthiş düetinin seslendirilmesini izlememle başlamıştı aslında. daha 14-15 yaşlarındaydım ilk "in sleep he sang to me" sözleriyle tanıştığımda. sonra gittim kitabını aldım ve 1 günde koca kitabı yedim yuttum yaladım. hakkındaki tüm gerçekleri okudum, araştırdım hatta yıldız sarayına bile sırf erik'in izlerini bulmak için geziler düzenledim. sonra babam cdsini aldı bir doğumgünümde. o cd günler boyunca loopta döndü durdu, her kelimesini, her nefes alışını ezberledim. daha sonra internet geldi eve. hayatıma ilk internet girdiği gün açtım yahoo'yu* ve bu kelimeleri yazdım search barına. öğrendim ki filmi yapılıyormuş ve phantomu john travoltanın oynaması düşünülüyormuş. itiraz ettim, mektuplar yolladım, beni hiç tanımayan fan sitelerine üye oldum, dünyanın 4 bir yanındaki phantom hayranlarıyla tanıştım. phantom benim için bir müzikalden öte birşeydi, bir tutkuydu benim için. yurtdışına gittiğimde en sonunda en büyük hayallerimden birini gerçekleştirdim ve tiyatrosunu da izledim phantomun. dünyalar benim olmuştu. ve artık mutlu öleiblirim diye düşünüyordum.

    bu güne kadar.

    --- spoiler ---

    bugün sinemada izledim phantomumu. yıllardır içimde kalan uktemi doldurdu ve bana tutkumu yeniden hatırlattı, içimdeki phantom aşkını yeniden alevlendirdi. hiç bu kadar güzel olacağını düşünmemiştim, oyuncuların ufak tefek eksikliklerine rağmen bu kadar iyi rollerine adapte olacaklarını hayal etmemiştim. ve daha ilk sahnesinde avize tavana yükselirken yaşlar döküldü gözlerimden.
    erik'i hatırladım, onun sonsuz aşkını, ölüm sebebinin aşk olmasını, yüzüğünü, yüzünü..
    christine geldi aklıma daha sonra, babası için döktüğü yaşlarla, aşkı için feda ettiği özgürlüğü düşündüm ve akrebini.
    raoul'un sevgisini düşündüm, christine için çektiği cehennemi.
    ve son sahnesinde yine ağladım erik için, ona, bahtsızlığına ve çirkinliğine rağmen, deliliğine rağmen, gözyaşları döktüm. acıdım ona.

    ---
    spoiler ---

    film içimdeki kalmış tek ukteyi de doldurdu, ve bilen bilmeyen yüzbinlerce kişiyi erik'in karanlık dünyasına çekti. beni çok uzun zaman çekmiş olduğu gibi.. artık mutlu ölebilirim işte.


    (agharta - 9 Nisan 2006 17:37)

Yorum Kaynak Link : the phantom of the opera