Süre                : 2 Saat 1 dakika
Çıkış Tarihi     : 28 Eylül 2013 Cumartesi, Yapım Yılı : 2013
Türü                : Drama
Taglar             : oğlan,6 yaşında,çocuk,sigara içmek,Çadırda çadır
Ülke                : Japon
Yapımcı          :  Amuse , Fuji Television Network , GAGA
Yönetmen       : Hirokazu Koreeda (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Hirokazu Koreeda (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Masaharu Fukuyama (IMDB)(ekşi), Rirî Furankî (IMDB), Megumi Morisaki (IMDB), Isao Natsuyagi (IMDB)

Soshite chichi ni naru (~ Benim Babam, Benim Oglum) ' Filminin Konusu :
Bu bir iş adamının hikayesi ,para ve başarı hırsıyla gözleri kararmış kendini bile görmeden önüne gelen herşeyi ezip geçecek bir hırsla yaşamaktayken birdenbire onu vuran varoluşçu krizin öyküsü... Hayatının ne kadar anlamsız olduğunu en yakınındakilerin bile farkında olmadığının farkına varan adam için bu krizin başlamasına neden olan ise , 6 yıldır aslında bir başkasının oğlunu büyüttüğünün farkına varması , gerçek oğlunun doğum esnasında değiştirilmiş olduğunun farkına varması ... Hirokazu Koreeda'nın yönetmenliğini yaptığı filmde başrolleri Masaharu Fukuyama, Machiko Ono ve Yoko Maki paylaşıyor.

Ödüller      :

Cannes Film Festivali:Prize of the Ecumenical Jury - Special Mention, Jury Prize, Prize of the Ecumenical Jury - Special Mention
San Sebastian International Film Festival:


  • "durum karşısında çocukların olgunluğunun hayret ettirdiği film."
  • "''çocuklar için onlara zaman ayırmak her şeydir.''"




Facebook Yorumları
  • comment image

    "hikayenin ana fikrinde, kendi dünya görüşümüzü onaylatmak ve varlığımızı gerekçelendirmek için kendi değerlerimizi ve taleplerimizi çocuklarımıza saçma bir şekilde nasıl empoze ettiğimiz yatıyor."

    gel de gitme şimdi bu filme??


    (sustum - 10 Eylül 2013 01:48)

  • comment image

    film ekimi filmleri arasından özenle seçtiğim ve bugün izledikten sonra iyi ki izlemişim dediğim çok sıcak, çok etkileyici bir dram. insan üst kimliğinden kurtulup, bazı şeylerin farkına varınca, hayatın aslında o ana kadar yaşadığıyla sınırlı olmadığını, herzaman beyinle değil, biraz da kalple düşünmek gerektiğini anlıyor.


    (the groover - 27 Eylül 2013 22:55)

  • comment image

    türkçe'ye benim babam, benim oğlum olarak çevrilmiş, 2013 cannes jüri ödüllü film. hikaye o kadar gerçekçi ve güzel anlatılmış ki kendimden birşeyler buldum. ileride olmayı düşündüğüm baba modelini görüp korktum, kendimce dersler çıkardım.
    mutlaka izlenmeli.


    (kestirmeden uzagi yoktur - 28 Eylül 2013 17:53)

  • comment image

    bir avuç japon naifliğini heba etmeyi başarmış film. konusu, dokusu, oyuncular itibariyle çok iyi olabilecekken fazlasıyla sıradan ve tekdüze bir televizyon filmi olmanın ötesine geçemiyor bir türlü. elbette televizyona yapılan iyi işleri küçümsemek değil de amaç, cannes'dan aldığı jüri özel ödülünü sorgulamak daha ziyade... hal böyle olunca; uzak doğu filmlerine duyulan hayranlık ile birkaç adım önde başladığı bu yarışta, çocuk oyuncuların performansı ve yerinde müzikler bile, filmi bitiş çizgisine kadar taşımaya yetmiyor maalesef.


    (dolls - 7 Ekim 2013 22:33)

  • comment image

    bugün 10. japon filmleri festivali kapsamında akbank sanat'ta izleme şansına eriştiğim leziz film. beni derinden etkiledi. erkekleri kadınlar kadar etkiler mi bilemem, zira insan kendini filmin kadınlarının yerine koyup o acıyı birebir hissediyor enteresan bir şekilde...

    tüm film boyunca içim buruk, boğazım düğümlüydü. ve beynim deli gibi çalıştı, sürekli düşündüm. acaba ben ne yapardım falan şeklinde.

    bence gayet enternasyonel bir filmdi. sırf japonya'da yaşanmaz, her ülkede aynı şekilde yaşanabilir şekilde yansıtılmış. sosyolojiyle ve psikolojiyle ilgilenenlere çok uygun bir film. ailenin yapısını inceleyenlere falan birebir.

    hem hüzünlendiren, iç burkan; ama salya sümük ağlatmayan, hem de katıla katıla güldüren, düşündüren şahane bir film diyorum.


    (ucurtmam agaca takildi - 12 Ocak 2014 02:22)

  • comment image

    japon izleyicilerin güldüğü şeylere güldüğüm, iki saatlik süresinde eğlendiğim, dandik sinema anadolu salonunda izlememe rağmen hoşuma giden, ama ortalamayı aşamamış, neden ödüllendirildiğini anlayabildiğim filmdir. kültür farkı var tabi ki. japon kültürüyle bizimki arasında zerre benzerlik yok(?), ama bu durum filmdeki eğlenceli sekanslardan zevk alınmayacağı anlamına gelmiyor bence. hayır, kültür deniyor da hangimiz filmdeki baba gibi çocuklarıyla eğlenmiyor? iki ailenin benzerlerine ülkemizde rastlayabiliriz. bir tarafta disiplin disiplin disiplin diyen ve çocuğunu yarış atı gibi yetiştiren bir baba, diğer tarafta çocuklarıyla sürekli şakalaşan, disiplini takmayan başka bir baba... ikisine de ülkemizde rastlayabiliriz. eğlenceliydi film. oyunculuklar da şahane. özellikle iki çocuğun performanslarını beğendim.

    gelelim cannes'dan ödüllendirilmesine... başka bir jüri olsaydı şu filmin ödüllendirileceğini düşünmüyorum. ama başkan steven spielberg olunca ödül bu filme gitti. spielberg, hem savaş filmlerinde hem de bilim-kurgu filmlerinde "aile kurumu"nu olabilecek en klişe, en ağlak şekilde perdeye taşımış bir yönetmen. neredeyse bütün filmlerinde aile kurumuna özel bir önem verir, bu kurumu kutsar. haliyle iki ailenin birbirleriyle ilişkilerine odaklanan bu filmi ödüllendirmesi, yetmeyip haklarını satın alıp amerikan yeniden çevriminin hazırlıklarına başlaması şaşırtıcı değil. zaten asıl şaşırtıcı olan muhafazakar spielberg'in la vie d'adale'e altın palmiye'yi teslim etmesiydi. başka bir jüri olsaydı mesela bu filmden katbekat daha iyi, daha derin, daha etkileyici olan le passe filmini es geçmezdi, like father like son'ı ödüllendirmezdi bence.

    kötü bir film değil. ama bence fazlasıyla abartılmış ödül törenlerinde. gerçi cannes'da gösterildikten sonra eleştirmenler de filmi pek sevmemişlerdi. normal. zira yönetmen elindeki öyküyü pek derinleştirmiyor ve neredeyse 1 yıla uzanan bir dönemi anlatırken sıkça tekrarlara (benzer sahnelere) kayıyor. haliyle film bittiğinde eğlendirmiş olsa da öykü derinleştirilmediğinden, özellikle saiki aillesinin babasına da, annesine de diğerleri kadar iyi odaklanmadığından (gerçi yönetmenin öyle bir isteği ve amacı da yok sanırım), zaman zaman benzer sahnelere yer verdiğinden çok etkilenmeden salondan çıktım. halbuki yönetmenin elinde bir şans vardı ve daha iyi bir senaryo ve yönetmenlikle bu fikirden (çocukların karışması fikri) gerçekten leziz bir film çıkarabilirdi. mesela sınıf çatışmasına odaklanabilirdi veya çocukların farklı ailelerdeki yaşantılarına daha fazla odaklanabilirdi. fırsat kaçmış.


    (sherlock holmes 90 - 4 Mayıs 2014 09:08)

  • comment image

    cannes juri özel ödülü almasıyla popülerleşen* ama onun dışında da, geneli asya festivalleri olsa bile, dünya kadar ödüle aday gösterilip bir kısmını almış on numara film.

    http://www.imdb.com/…e/tt2331143/awards?ref_=tt_awd

    --- spoiler ---

    filmin başında zengin ailenin çocuğunun kendini tanıtırken babasıyla kamp yaptığı yalanını söylemesi, yine aynı ailenin çocuk doğduğundan beri tatil yapmayı bırak pazar günlerini bile beraber geçirmediklerini laf arasında anlatması, akabinde ailelerin karşılaşma anında diğer ailenin çocuğun fotoğraf ve videolarını gösterdiğinde, hep tatillerde çekilmiş olduğunu görmek çok güzel bir ayrıntıydı.

    ---
    spoiler ---


    (yoruichi - 18 Ağustos 2016 00:00)

  • comment image

    filmdeki çocuk karakter ile aynı yaşta (altı yaşında) oğlum olması nedeniyle belki beni derinden etkilemiş bir film oldu. izlememiş olanlara spolier vermiş gibi olmayım ama bir anne ve babanın çocuğunu kaybetme acısı sonrasında başına gelebilecek en kötü şey olmalı filmde işlenen konu.


    (paronoid android - 10 Mayıs 2017 12:04)

Yorum Kaynak Link : soshite chichi ni naru