The Pervert's Guide to Cinema (~ Manual de cine para pervertidos) ' Filminin Konusu : The Pervert's Guide to Cinema is a movie starring Slavoj Zizek. Slavoj Zizek examines famous films in a philosophical and a psychoanalytic context.
The Pervert's Guide to Ideology(2013)(7,6-6627)
Slavoj Zizek: The Reality of the Virtual(2004)(7,5-350)
Zizek!(2007)(7,4-1429)
Examined Life(2009)(7,1-1472)
Over Your Cities Grass Will Grow(2011)(7,1-243)
en son toronto film festivalinde gösterilmiş belgeseldir. internette (ilk) 47 dakika ve (tam) 2 saat 43 dakikalık versiyonları bulunabilir.
(cruelclown - 18 Eylül 2006 21:42)
sinema severlerin, sinema meraklılarının, sinema sevdalılarının mutlaka izlemesi gereken pek güzel bir belgesel... vay zizek vayy dedirtmekte...(bkz: sapığın sinema rehberi)
(minik sincap - 18 Şubat 2007 01:00)
bir ifistanbul sürprizi olarak festival içinde festival. tüm sinemaseverler hakkında yorum yapamayacağım ama tüm festivalseverlerin seveceği bir belgesel olduğu kesin.--- spoiler ---'cinema is the ultimate pervert art. it doesn't give you what you desire, it tells you how to desire' --- spoiler ---http://www.thepervertsguide.com/
(gosalyn mallard - 18 Şubat 2007 01:06)
if istanbulda gösterilen slojav zizek'in yazdığı ve anlatıcılığını üstlendiği sinema ve psikanaliz üzerine sey... izlerken anlatilanlari kacirmamak icin 2,5 saat boyunca kesintisiz kayit cihazi gibi davranip ilerleyen gunlerde olmadık zamanlarda tekrar tekrar zizek'e dönerek okumalarini yeniden yeniden dusunebilirsiniz. (bkz: siddetle tavsiye etmek)
(mujdata - 19 Şubat 2007 21:18)
bileti kalmağı için gidemediğim festival sonrası gösterime girmesini sabırsızlıkla beklediğim film.tüm izleyebilenlere afiyet olsun.
(yui yui - 19 Şubat 2007 21:23)
sinemayi gectim herhangi bir sanat yapitini yorumlamaktan zevk alan herkesin en az bir defa izlemesi tavsiye edilen, her izleyiste daha da cok dusundurecek, sinema uzerine beyin jimlastigi sinemasi. zizekin kasinti ve sabirsizlik gosterilerini bilincli yapip yapmadigi da ayri bir merak konusu...
(arundati - 21 Şubat 2007 01:40)
10 numara film !!biraz uzunca (3 saate yakın) olması dışında şahane bir sinema-psikanaliz belgeseliydi diyebilirim (belgeselin türünde tam karar kılamadım her ikisi de olabilir) .ifistanbul'da "film de film" bölümünde gösterilen filmde, senarist ve anlatıcı kişi slovaj zizek, alfred hitchcock ve david lynch filmleri ağırlıklı olmak üzere yaklaşık 30 civarı filmin içinde belli başlı sahneleri ele alarak psikanaliz okumalar yapıyor. bir yandan sinemanın büyüsünü anlatırken diğer yandan id, ego, superego, oedipus, froyd, mroyd diyerek kafalarımızı karıştırıyor. meleyerek izlediğimiz lynch filmlerini birer birer çözümlüyor. hatta kimi yerde "af buyrun" diyerek dersler veriyor.film psikanaliz, okuma falan bir yana sinemasal anlamda da el verdiğince üzerine konuşulan sahnelerin dekorlarını taklit ederek, yorumları o sahnenin içindeymiş gibi veriyor. sahne-bölüm geçişlerinde psikanalizcilerin pek sevdiği rorschach mürekkeplerini brian eno müzikleri eşliğinde bizlere bir güzel yediriyor. bizlerse ne ilginçtir ki başyapıt sayılabilecek bir çok eseri götümüzle izlediğimizi yine bir başka sinema filminden öğreniyoruz.
(parantez - 21 Şubat 2007 11:13)
2 buçuk saatlik keyifli ve öğretici bir konferanstır aslında bu film.başucu eseridir.
(boris - 24 Şubat 2007 13:12)
(bkz: imdb)
(kaktus - 24 Şubat 2007 13:13)
belgesel devam ederken zizek bahçede suladığı çiçekleri büyük büyük vajinalara benzetir. her an her şeyi yutmak isteyen, etrafına polenlerini saçarak böcekleri kendine çeken cinsel bir obje olarak bahseder onlardan ve ekler: bence çiçekler çocuklara yasaklanmalı..
(evg - 6 Mart 2007 19:19)
2007 bağımsız film festivalinde kaçırdım diye üzüldüğüm, istanbul modern'in nisan programında izleme şansı bulunca sevindiğim oldukça sıkı seyirlik orgazma ulaşma aracı..örnekler verdiği filmlerin tam listesi şöyledir:possessed (1934)clarence brownthe matrix (1999)andy and larry wachowskithe birds (1963)alfred hitchcockpsycho (1960)alfred hitchcockduck soup(1933)leo mc careymonkey business(1931)norman z mccleodthe exorcist(1973)william friedkintestament of dr mabuse(1933)fritz langalien(1979)ridley scottthe great dictator(1940)charles chaplinmulholland drive(2002)david lynchalice in wonderland(1951)clyde geronimi, wilfred jackson and hamilton luskethe red shoes(1948)michael powelldr. strangelove(1963)stanley kubrickfight club(1999)david fincherdead of night(1945)alberto cavalcantithe conversation(1974)francis ford coppolablue velvet(1986)david lynchvertigo(1958)alfred hitchcockpsycho theatrical trailer(1960)solaris(1972)andrei tarkovskythe piano teacher(2001)michael hanekewild at heart(1990)david lynchlost highway(1996)david lynchdune(1984)david lynchpersona(1966)ingmar bergmaneyes wide shut(1999)stanley kubrickblue(1993)krysztof kieslowskiin the cut(2003)jane campionthe wizard of oz(1939)victor flemingfrankenstein(1931)james whale10 commandments(1956)cecil b. demilledogville(2003)lars von trieralien resurrection(1997)jean-pierre jeunetto catch a thief(1954)alfred hitchcocksaboteur(1942)alfred hitchcockrear window(1954)alfred hitchcocknorth by northwest(1959)alfred hitchcockstalker(1979)andrei tarkovskykubanskie kasaki(1949)ivan pyryevivan the terrible (part two)(1945)sergei eisensteinpluto's judgment day(1935)david handcity lights(1931)charles chaplin
(matrix - 26 Nisan 2007 13:07)
zizek'in psycho'daki evin üç katını superego-alterego-id diye adlandırdığı, norman'ın bir kattan diğerine geçişini ön plana çıkan karakter özelliklerine yorduğu belgesel.
(quantum tarantula - 5 Kasım 2007 00:08)
david lynch filmeri için süper bir rehberdir. ayrıca, zizek'in tek tek filmler üzerine yaptığı açıklamalardan çok sinema üzerine benzetme ve yorumları oldukça ilginçtir.
(sing to the death rattle - 8 Mayıs 2008 20:51)
ünlü yönetmenlerden sinema derslerini okumaya kıyasla sadece iki buçuk saatte daha çok şey öğreten film.
(wa - 12 Mayıs 2008 14:47)
bahçe sularken laleler -hatta çiçekler- hakkında şunlar söylenmiştir:--- alıntı ---my relationship towards tulips is inherently lynchian. i think they are disgusting. just imagine. aren't these some kind of, how do you call it, vagina dentata, dental vaginas threatening to swallow you? i think that flowers are something inherently disgusting. i mean, are people aware what a horrible thing these flowers are? i mean, basically it's an open invitation to all the insects and bees, "come and screw me" you know? i think that flowers should be forbidden to children.--- alıntı ---(bkz: kızım sana söylüyorum, ibb sen anla)
(woodstock - 18 Nisan 2009 22:20)
zizek'in hazırlığın yaz tatilinde pratik yapan anadolu lisesi öğrencisi kıvamındaki ingilizcesiyle güzel güzel anlattığı bir belgesel olmuş bu. freudyen çözümlemeler br yandan heyecan verici ama bir süre sonra bayıyor. ancak ele alınan meselede bahsedilen tek husus bu değil. ben özellikle insanın sesine olan yabancılığından bahsettiği kısmı sevdim. şu perdedeki gerçeklik konusunda da öne sürdükleri de dikkkate değer. gerçekliğe ulaşmak için kurguya ihtiyacımız oması, bunu seks eylemine benzetişi falan derken insan kendini düşüncelere dalmış, filmin bir kısmını kaçırmış buluyor. arada geçen rorschach lekeleri dışında filmde beğenmediğim birşey olmadı heralde. bir de sanıyorum yakındır ki bu filmden tırtıklanmış aforizmalar etrafı sarsın; msn iletilerinde, facebook statuslerinde boygöstersin. ben şu ikisini tuttum örneğin;"what movies try to avoid is that we ourselves are the aliens""what we might have been but we are not, this alternate version of ourselves are haunting us"
(jack in the box - 25 Mayıs 2009 09:33)
sophie fiennes imzalı 2006 yapımı bir film. filmin "oyuncusu" olan slavoj zizek, sinema tarihinden çeşitli filmleri yorumluyor. filmin açılışında zizek sinemanın bize "nasıl arzu duymamız gerektiğini söylediğini" belirtiyor ve sinemanın nihai sapkın sanat olduğunu iddia ediyor.film boyunca, yorumladığı filmlerden mekanlarda görüyoruz zizek'i: norman bates'in*annesinin oturduğu kiler, melanie daniels'ın*bodega bay'e mitch brenner'ın yanına giderken bindiği kayık, morpheus'un* neo'ya hapları verdiği beyaz mekan...filmin en komik anlarından birinde, zizek "bu kayıkta giderken kendimi melanie gibi hissediyorum. şimdi ne düşünüyorum biliyor musunuz? 'mitch'i sikmek istiyorum' diye*düşünüyorum" yorumunda bulunuyor. her slavoj zizek severin arşivinde bulunması gereken eşsiz bir çalışma*
(deadbeat - 5 Haziran 2006 09:43)
marx biraderleri, id, ego ve superego temsilcileri saymakla kalmaz, sapık'ın ünlü evindeki bodrum ve diğer katları da aynı şekilde ayırır. matrix yorumlarına aşina olsak da, kessinlikle zihin açıcı, ters yatırıcı bir program.
(enis zenci - 14 Haziran 2006 17:12)
slavoj zizek'in filmleri analiz ettigi bir belgesel, bir nevi yamuk bakmak kitabinin sesli hali ama tabi bu kadar kucumsememek gerekir, korku türüne aşina olmayanlarin da pek rahat izleyebileceği bir belgesel değildir. zizek denen adamın ise ne kadar sempatik ve garip oldugunu görürüz.
(kudra - 15 Haziran 2006 13:04)
zizek efendinin her zamanki provakatif yorumlari ile korku sinemasina kus* bakisi. tabii ki en psikoyelloz yonetmen alfred hitchcock un bir cok filmine yer verilmis bu belgeselimsi calismada. hitchcock filmlerinde bolca rastlanan annenin tuhaf hukmu ve cuku kaybetme korkusu temalari zizek icin super pazar gezintisi alanlari. filmden aparttigim su yorumu ornek diye buraya yaziyorum, fikir versin film hakkinda:sapik* filmi hakkinda konusurken zizek, norman bates in evi hakkinda da yorum yapiyor. bu evin 3 katli olmasi zizek'e gore ego, superego, ve id i temsil etmekte. giris kat normal yasantinin surdugu ego, ust kat annenin ikamet ettigi ve bitmez tukenmez talepleri ile bir turlu memnun edilemeyen superego, ve en alt kat ise gudulerin oldugu id. allahim dusunmeye baslayinca arap sacina donuyor. zizek sinema ile icindeki hafiyeyi tatmin ederken ayni zamanda icindeki katili de susturuyor olabilir mi?zizek'in kendisinin sinema ile iliskisini masaya yatiracagi gunu heyecanla bekliyorum.
(fitfit - 22 Ağustos 2006 05:42)
Yorum Kaynak Link : the pervert's guide to cinema