Süre                : 1 Saat 50 dakika
Çıkış Tarihi     : 29 Eylül 1950 Cuma, Yapım Yılı : 1950
Türü                : Drama
Taglar             : Sessiz film yıldızı,Kahya,kıskançlık,geri gel
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Paramount Pictures
Yönetmen       : Billy Wilder (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Charles Brackett (IMDB)(ekşi),Billy Wilder (IMDB)(ekşi),D.M. Marshman Jr. (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : William Holden (IMDB)(ekşi), Gloria Swanson (IMDB)(ekşi), Erich von Stroheim (IMDB)(ekşi), Nancy Olson (IMDB)(ekşi), Fred Clark (IMDB)(ekşi), Jack Webb (IMDB)(ekşi), Cecil B. DeMille (IMDB)(ekşi), Hedda Hopper (IMDB)(ekşi), Buster Keaton (IMDB), H.B. Warner (IMDB), Ruth Clifford (IMDB), Joe Gray (IMDB), Yvette Vickers (IMDB), Henry Wilcoxon (IMDB)

Sunset Blvd. (~ Sunset Bulvari) ' Filminin Konusu :
class="text-collapsed" style="overflow: hidden;" Film genç senarist Joe Gillis'in bir havuzda kanlar içinde yüzüstü yatarken görüntüsü eşliğinde, anlatıcı Joe'nun bizi altı ay öncesine götürmesiyle açılır. Yazdığı senaryoları satamadığı ve kimseden ödünç para bulamadığı için maddi durumu kötüleşen Joe'nun başı eski borçlarıyla derttedir. Arabasını borçlarına karşılık geri almak isteyen alacaklılarından kaçarken Sunset Bulvarı'ndaki bir eve sığınır. Evin sahibi sessiz filmler zamanının ünlü aktrislerinden Norma Desmond'dır. Eski ününü hemen geri kazanabileceğini sanan Norma, kendi yazdığı bir senaryoyla sinema dünyasına geri dönmeye hazırlanmaktadır. Joe kendisine senaryo yazımı konusunda yardım edebileceğini söyleyince Norma onun evde yaşamasına izin verir, ve bir süre sonra ona aşık olur...

Ödüller      :

Academy Awards - Oscar:En İyi Özgün Senaryo, En İyi Film Müziği
Golden Globes:Golden Globe-Best Motion Picture Director, Golden Globe-Best Motion Picture Actress - Drama, Golden Globe-Best Motion Picture Score


Film Noir / 25
  • ""everyone's forgotten how they've started here on sunset boulevard" kelimeleri dilimi yapi$mi$, asmis muzikal."
  • "- was that really norma desmond?- it was..- she must be about a million years old.- i hate to think where that puts me, i could be her father..- oh i, i am sorry mr de mille.."
  • "bu filmde aşk bu dedirten uşağın eski kocası çıkması yani olay budur"
  • "filmde bir detay da buster keaton'dır. bu aktör sessiz filmlerde oynamış ve yönetmiş ünlü bir yönetmendir ve filmdeki briç partisinde yer almaktadır."
  • ""seyirciler filmleri birinin oturup yazdığını bilmiyor.aktörlerin oynarken uydurduklarını dusunuyolar" repliği barındıran süper film."




Facebook Yorumları
  • comment image

    yuzyilin en iyi 100 amerikan filmi siralamasinda 12. secilmis 1949 yapimi billy wilder'in yonetmenligini yaptigi artik klasik otesi olmus muhtesem film..11 dalda oscara aday gosterilip 3unu kazanmisti..filmde gloria swanson ve william holden basrolleri oynuyordu..film artik yaslanmis ve yildizi sonmus ve geri donebilmek icin herseyi yapmaya hazir eski sessiz film oyuncusu norma desmond'un trajik hikayesini anlatir..filmin acilis sahnesi olan norma'nin evinde havuzda vurulmus ve kanlar icinde yuzen genc adamin (ki kendisi norma'nin buyuk umutlarla evinde besledigi sevgilisi yaptigi genc fakat basarisiz kendine bir cikis arayan senaristtir) cesedi artik film tarihindeki carpici klasik sahnelerden biridir..film hollywood'da donen sahne arkasi politikalarini ve kisisel trajedileri nefis sekilde anlatir..mutlaka seyredilesi..


    (cressida - 11 Mart 2000 13:09)

  • comment image

    - was that really norma desmond?
    - it was..
    - she must be about a million years old.
    - i hate to think where that puts me, i could be her father..
    - oh i, i am sorry mr de mille..


    (barbie - 11 Mart 2000 13:42)

  • comment image

    --- spoiler ---
    eskiden eczanelerde sigara satıldığını gösteren film. işin daha da enteresan tarafı, norma desmond'un içtiği "kaliteli" sigaralar türk malıdır. öyle ki joe karakteri, norma'ya sigara almak için arabadan indiğinde eczacıya "bana şu türk sigaralarından ver. abdullah'lardan" der. abdullahlar nedir? ne sigarasıdır? nasıl oluyor da en kaliteli sigara abd'de 1950'de abdullahlar oluyor? 50 yılda nasıl bu kadar işler değişti? bu soruların yanıtını henüz bilemiyorum.

    edit: efendim, guru'ya göre abdullah diyerek muhtemelen deveyi yani camel'ı kastediyormuş. olabilir neden olmasın?
    edit 2: domno epotus tartışmaya son noktayı koydu. abdulla diye bir sigara gerçekten varmış, dolayısıyla bahsettiğim sahnede camel ima edilmemiş.
    http://www.cigarettespedia.com/…england_and_germany
    ---
    spoiler ---


    (martin edilen - 23 Aralık 2008 23:31)

  • comment image

    billy wilder'ın, sinema için doğduğunu ispatlarcasına çektiği, dehasını kare kare damlattığı, sinema tarihinin en iyi filmlerinden birisi. norma desmond'un mikrofonu küçümseyerek ittiği ve de joe daktiloda yazarken arkada bir saniyeliğine görünen adamın bulunduğu sahneler efsanedir.


    (carar - 28 Temmuz 2009 17:45)

  • comment image

    gloria swanson'ın oyunculuğunun insanda çok tuhaf etkiler uyandırdığı filmdir. sanki sessiz bir filmde oynuyor gibidir swanson, sanki son oynadığı film hala bitmemiş, devam etmektedir, filmin konusu bağlamında bu açıdan da oyunculuğu çok etkileyicidir. karakterin, all about eve'deki margo channing'e benzediği yerlerden biridir bu da, margo da gerçek hayatında bazen margo channing'i oynar.


    (juste encore une minute - 27 Ağustos 2009 23:15)

  • comment image

    hollywood'daki film endüstrisine çok başarılı göndermeler yapan film. filmin repliklerini, karakterlerini ve o karakterlere can veren oyuncuları ayrı ayrı incelemek gerekir.

    --- spoiler ---
    ana karakterlerden olan joe gillis ve norma desmond'un karşılıklı şu konuşması film endüstrisine yapılmış en güzel göndermelerden biri olmaya adaydır.

    joe gillis: you're norma desmond. you used to be in silent pictures. you used to be big. (sen norma desmond'sun. eskiden sessiz filmlerdeydin. eskiden büyüktün.)
    norma desmond: i *am* big. it's the *pictures* that got small. (ben - halen - büyüğüm. küçülen filmler.)

    filmin oyuncu seçimi de mükemmeldir. 1920'lerdeki sessiz film furyasında çok ünlü bir oyuncu olan norma desmond'u canlandıran gloria swanson gerçekten de 1920'lerin sessiz filmlerinin ünlü bir oyuncusudur. film endüstrisinde bir türlü adını yeteri kadar duyuramamış senaryo yazarı joe gillis rolündeki wiliam holden ise, filmin çekildiği yıllarda kırka yakın film çevirmiş olmasına rağmen adını duyuramamış bir oyuncudur. en güzeli, belki de en trajik olanı da gloria swanson'ın uşağı ama gerçekte ilk kocası ve onu keşfedip filmlerini yönetmiş bir yönetmen olan max von mayerling'i canlandıran erich von stroheim'ın gerçekten de gloria swanson'ın 1920'lerde oynamış olduğu filmleri yönetmiş olan eski bir yönetmen olmasıdır.yani sanki her üç oyuncu da kendi hayatlarına çok benzer olan karakterleri canlandırmışlardır.
    ---
    spoiler ---


    (kafamkaristi - 7 Şubat 2010 00:03)

  • comment image

    bir erkeğin sevince ne yaptığına dair 2 farklı yaklaşımı içinde barındıran ve bu yönüyle düşündüren film.

    bu iki farklı yaklaşıma entry’nin sonlarında üç çizgiden (---) sonra geliyorum, dilerseniz direk oraya atlayabilirsiniz, çünkü ben öncesinde biraz bu filmden ve internette yaptığım araştırmalarda film hakkında öğrendiğim bazı ilginç detaylardan bahsetmek istiyorum.

    --- izlemeden okumanız tavsiye edilmez ---

    "there's the famous moment that louis b. mayer became absolutely incensed and went up to billy and said, how can you do this to your own people, to our industry? ... and billy had a famous retort that i cannot, uh, quote, but he said something like oh, you know, go something to yourself."

    bu sözler filmde betty karakterini canlandıran nancy olson’a ait. nancy olson’ın dile getiremediği billy wilder’ın cevabını ben yazıya dökeyim: “fuck yourself” diye karşılık vermiş mayer’in sözlerine!

    film, genel hatlarıyla hollywood’un kendi içine yönelik bir özeleştirisi olarak kabul ediliyor. zaten mgm patronlarından mayer’in hollywood’un iç yüzünün bu kadar gerçekçi bir şekilde gösterilmesine tahammül edemeyip wilder’a gösterdiği tepki de sanırım filmin (senaryonun) bu konudaki başarısının bir ispatıdır. mayer seyirciyi gerçeklerle yüzleştirmeye karşı. halkın gözündeki hollywood’un şaşaalı, şatafatlı “masallar ülkesi”, oyuncuların ise bu ülkenin “perileri” olduğu imajının bozulmasını istemiyor. ironik bir şekilde, bizzat filmin içinde joe gillis ile betty schaefer’in de senaryo üzerine tartıştıkları bir konu da seyircinin gerçeği isteyip istemediği idi:

    - (betty) maybe that's why it's good. it's true, it's moving. now why don't you use that character...
    - (gillis) who wants true? who wants moving?

    wilder bu sorunun cevabını net bir şekilde vermiş zaten. hollywood’un gerçeklerini bizzat hollywood’un gerçek hikâyelerine dayandırarak anlatıyor. bu hikâyelerin kahramanları betty, joe, norma, max...

    1. betty’nin hikâyesi biraz daha anonim aslında. özel bir kişiye dayandırılmamışsa da (en azından bilinen birine) yeterince gerçek. filmde joe zaten anlatıyor bize betty’nin hikâyesini:

    “ she was so like all us writers when we first hit hollywood, itching with ambition, panting to get your names up there: ‘screenplay by ...’ ‘original story by ...’ hmph! audiences don't know somebody sits down and writes a picture. they think the actors make it up as they go along…”

    2. joe karakteri ise gerçekte eugene walter adlı bir senaryo yazarından esinlenmiş. aşağıdaki yazı imdb’den alıntıdır:

    “eugene walter was a prolific hollywood screenwriter of the 1920s and 1930s. 6350 franklin avenue was the address of the alto nido apartments, where walter lived, sometimes worked, and, ultimately died in 1941. as sunset blvd. (1950) opens, william holden’s character joe gillis describes himself as a hollywood screenwriter "living in an apartment house above frankin avenue". as the camera cranes up into the apartment, we can see it's the alto nido.”

    3. gloria swanson’un hayat verdiği norma desmond karakteri’nin ise norma talmadge adlı sessiz film dönemi yıldızından esinlendiğini okudum bir iki yerde. norma talmadge’nin ruhî durumunu bilemeyecem ama o da filmdeki norma karakterinde olduğu gibi sessiz sinema döneminin büyük bir yıldızı iken aniden unutuluvermiş, eskilerde kalmış. onun da en azından çok para kazandığı ve doğru yatırımlarla en azından varlığından bişey kaybetmediğini ekleyebiliriz.

    gloria swanson’ın kendisi de aynı şekilde eskilerin sessiz sinema dönemi yıldızlarındanmış bu arada. filmde norma’nın evinde görülen bütün gençlik resimleri de tamamı ile swanson’ın kendi gençlik resimleriymiş.

    4. ancak bana filmde de gerçekte de max karakteri ile aktörü çok ilginç geldi. max karakterini canlandıran erich von stroheim gerçekten de sessiz film döneminin önemli yönetmenlerindenmiş. hatta ilginç bir bilgi de, filmde salonda norma desmond’ın eski filmlerinden birini izledikleri bir sahne vardır; işte o film gerçekte von stroheim’in yönetip gloria swanson’ın oynadığı 1929 tarihli queen kelly filmiymiş. hoş, stroheim swanson ile olan anlaşmazlıkları yüzünden filmi bitiremeden kovulmuş diye yazıyor kaynaklar; ki -durum gerçekten buysa- yıllar sonra bir filmde yeniden bir araya gel geçmişe atıfta bulunan bir sahnede gösterilen film seni kovduran filmin olsun, o da ayrı bir enteresan.

    bu arada erich von stroheim gerçekte araba kullanamıyormuş. filmdeki araba sürülen sahnelerde aslında önden başka bir araç çekicilik görevi yapıyormuş…

    5. yan karakterlerde de gerek kendini oynayanlar olsun (demille gibi) gerek göndermede bulunulanlar olsun; hatta mekânlarda da -yaşadıkları evlerden, takıldıkları kafe-eczaneye, ve de paramount tesislerine kadar hepsi- gerçeklere bağlı kalınmış.

    6. betty ile joe’nun üzerinde çalıştıkları “untitled love story” ise, billy wilder'ın 1960 yılında çekeceği the apartment filminin ilk senaryolaştırma denemeleridir.. (bkz: #22325819)

    ---

    entry girişinde bir erkeğin sevince ne yapacağına dair 2 farklı yaklaşımdan bahsetmiştim.

    max karakteri ile başlayalım. filmin başından itibaren bir garip buluyorsunuz zaten adamı. iyi bir uşak olmanın ötesinde işverenine hastalık derecesinde bağlı olduğunu fark ediyoruz önce. daha sonra norma’ya gelen hayran mektuplarının mütemadiyen onun tarafından gönderiliyor olduğunu öğrenmemiz tüm bu garip atmosfer içinde bize pek garip gelmese de, yine de max’in fedakâr ve norma’nın incinmesini kesinlikle istemeyen korumacı yönünü gösteriyor. bu arada norma’nın önceki evliliklerini öğrenip şimdiki ilişkisini izlemekteyiz. üstelik joe ile norma’nın ilişkisinde joe’nun norma’yı sevmediği, para için orada olduğu max’in gözünde bile her hâlinden bellidir. yine de asla bozuntuya vermez max, kıskançlık da yapmaz, zira norma joe’yu sevmektedir ve max’in payına düşen bu aşka hizmet etmektir.

    konunun yukarıda anlattığım şekilde gelişmesinden sonra izleyiciye yapılan asıl sürpriz max’in geçmişini öğrenmek olur. max von mayerling sessiz film döneminin önde gelen yönetmenlerinden biri iken norma’yı keşfetmiş, kariyerinin başında ilk filmlerini yönetmiş ve onunla evlenmiştir. ancak daha sonra evlilikleri bitmiş, aynı şekilde iş konusunda da norma başka yönetmenle (demille) çalışmaya başlamıştır. max nasıl norma’nın uşağı olduğunu joe’ya şu şekilde açıklar:

    - it was i who asked to come back, humiliating as it may seem. i could have gone on with my career, only i found everything unendurable after she divorced me. you see, i was her first husband.

    hani kulu köpeği olmak denir ya? düşünüyorum da kaç kişi max’in yaptığını yapardı? ha ne doğrudur, ne de yanlıştır demiyorum, diyemem. max için hayat norma’ydı; norma’nın hayatında olmanın tek yolu da belki de onun yardımcısı olacak bir işte yanında çalışmaktı. öte yandan norma’yı sürekli koruyup kollamak ve bunun için 7/24 norma’nın yakınında olmak için de tek yol uşağı olmaktı.

    filmdeki bir diğer erkek âşık ise joe idi. o da gitti, çok yakın arkadaşının nişanlısı betty’ye âşık oldu. daha fenası karşılık da buldu. ama joe bir kendini düşündü, işini-parasını-geleceğini, bir de betty’nin nişanlısına baktı; ve betty adına hangisinin daha iyi olduğuna karar verdi: artie!

    bir erkek, tüm hayatını bir kenara bırakıp, kendisinden hiçbir talepte bulunulmadığı ve üstelik hiçbir sevgi karşılığı olmadığı hâlde tamamen sevdiği kadının hayatına endeksliyor, o’nun için elinden gelen her şeyi yapıyor; diğer bir erkek ise sevgisini sevdiği kadının hayatından çıkarak gösteriyor, üstelik sevdiği kadının asıl istediği şey kendisi olduğu yani bunu yaparak sevdiği kadını üzeceğini bildiği hâlde...


    (juvares - 27 Şubat 2011 17:20)

  • comment image

    bir türlü yırtamayan bir senarist ve zamanın gerisinde kalmış, sessiz sinema döneminin yıldızı yaşlı bir aktrisin ilişkisini anlatan zamanının ötesinde bir şaheser. nasıl olur da bu filmden sonra norma desmond sendromu adlı bir tabir uydurulmaz? literatüre armağanım olsun: zamanının geçtiğinin farkında olmayan histerik aktör/aktris/şarkıcılar bundan böyle "vah vah vah, norma desmond sendromuna yakalanmış biçare" deyu çağrıla. (bazen dünyanın ekşi sözlük etrafında döndüğünü düşünüyorum. burada baktım yoktu. burada yoksa nerede olabilir ki filan diyorum? google'dan baktım şimdi. iki blogger benzer ifadeyi kullanmış. belirteyim).

    (esas oğlanımız olan senaristin paraya ihtiyacı vardır. menejerinden ister.)
    -300 dolar mı? tabii ki verebilirim ama vermiycem.
    -?
    -en güzel eserlerin aç karınlayken yazıldığını bilmiyor musun?

    ve senaristin hezeyanı:

    "seyirciler senaryoyu birilerinin yazdığını bilmiyor. aktörlerin oynarken uydurduğunu düşünüyor".


    (ya iste boyle senden naber - 5 Mart 2012 01:10)

  • comment image

    "seyirciler filmleri birinin oturup yazdığını bilmiyor.
    aktörlerin oynarken uydurduklarını dusunuyolar" repliği barındıran süper film.


    (musanelka - 28 Ekim 2012 15:52)

  • comment image

    los angelesin unlu bulvarlarından biri. kaba tabirle hollywood un bir alt paralel caddesi diyebiliriz. gercekten pahalı arabalar ve restorantlar vardır, unluleri gorursunuz ama baska da bisey yoktur. susasan bir bakkal bulamayacagın bir yerdir.


    (elcathyl - 31 Temmuz 2003 17:45)

  • comment image

    --- spoiler ---

    filmin saklı bir yanı da aktristin yazarı öldürmesidir. sessiz sinema yıldızı, ondan bütün o rolleri çalan diyalogların yaratıcısı olan -temsili- yazarı vurur. bir nevi intikamını almış olur. üstelik yazarın ölümü kameraların tekrar ona dönmesini sağlamıştır.
    ---
    spoiler ---


    (jerrida - 17 Nisan 2013 16:40)

  • comment image

    yanlis hatirlamiyor isem, david lynch'in en sevdigi filmlerden biriydi, bir yerlerde okudugum röportajina göre. o korkunc ve trajik norma ile frankestein i tirstirir usaginin gerginle absürd arasi sallanan karakterleri ve filmin az biraz bir rüyayi andirdigi düsünüldügünde sasmamak lazimdir. ayriyetten elbette (bkz: billy wilder)


    (caponsever - 11 Kasım 2003 22:01)

  • comment image

    amerikan sineması, film endüstrisini yıllar önce hem kendini eleştirme, hem de iyi film çekme manasında çözmüş ancak sonrasında itin köpeğin maskarası olmuş. bu film vesilesi ile bunu anlamış oluyoruz. bugüne kadar izlememiş olmak da benim ayıbım...


    (qfwfq - 12 Aralık 2013 22:40)

  • comment image

    senaryosu da billy wilder ve dönemin gözde senaristlerinden charles brackett tarafından yazılan film, ölümsüz repliklere de be$iklik etmi$, onları bebe gibi sallamı$tır, patiklerle gezdirmi$tir.

    "norma: we didn't need dialogue. we had faces!"


    (lem - 3 Haziran 2004 23:39)

  • comment image

    şiirsele yakın ama yine de kulağa hiç sentetik gelmeyen diyaloglara sahip billy wilder filmi.(1950) gloria swanson norma desmond rolünde harikalar yaratıyor ve "i am ready for my close up" dedikten sonraki close up mimiklerinin aynı anda korkunç ve acınası olması hayranlık uyandırıyor. filmin senaryosu senaryo sınıflarında okutulup incelenmeye değecek bir ustalığa sahip. ölü bir anlatıcı, bir eve benzemekten çok evin hayaletini andıran malikhane, küçük maymun tabutu gibi gotik ayrıntılar içeren filmin bir diğer ilginçliği ise joe'nun ve betty'nin gizli gizli yazdığı senaryonun billy wilder tarafından 1960 yılında çekilen the appartment olması.


    (cocoon - 4 Şubat 2005 12:53)

  • comment image

    eski ve yeni catismasini anlatan bir filmdir..

    --- spoiler ---
    norma desmond sessiz film doneminin yani eskinin temsilidir.. arabasindan tutun, evinin gorkemli dizaynina kadar norma'ya ait her sey eskiyi cagristirir.. ve bu eski de tecrit edilmis bir haldedir.. mesela norma'nin evine joe siginir fakat joe'yu arayanlar onu bulamaz cunku norma'nin evi tecrit edilmistir.. joe'nun gozune ilk olarak norma'nin arabasi takilir ve bu arabanin ne kadar da benzin yaktigindan dem vurur.. su unutulmamalidir ki amerikalilar 1929'dan once buyuk ve cok benzin yakan arabalari tercih ediyorlardi.. 1929'dan oncesi ise sessiz film donemine tekabul ediyor.. yine ayni dogrultuda joe'nun arabasi da kucuk, az benzin yakiyor, ve yil 1950 civari.. o da sesli film doneminin temsili..
    ---
    spoiler ---


    (whatdreamsmaycome - 1 Ekim 2005 20:48)

Yorum Kaynak Link : sunset boulevard