pazarlamada algı veya algısal pazarlama ise: ortalama bir insana göre bir konsept veya firmanın algılanan gerçeğidir. yani, imaj dediğimiz şey, bir insan, ürün, servis veya firmaya nasıl baktığınız ve onu nasıl sınıflandırdığınızdır. genel anlamda arzulanır olmak eşittir değer anlamına geldiğinden de arzu yaratmak ya da uyandırmak diyelim, algı pazarlamasının en önemli odak noktalarından biridir.

(jades - 6 Ağustos 2010 22:50)

bir sürü diziden unsurlar alıp yeni bir dizi olarak önümüze sunulan yeni tnt yapımı. house, sherlock holmes, a gifted man, ghost whisperer, the mentalist, castle... bu dizilerin hepsinden izler bulabilirsiniz bu ortaya karışık içerisinde. eylül ayını beklediğiniz taktirde çok daha sağlamını izlemeye başlayacağınız (bkz: elementary) düşünülürse, bunun için vakit harcamaya pek gerek yok gibi gözüküyor. asıl karakter her şeye rağmen ilginç olsa da yan karakterler o kadar karton ki, dizinin bütününden keyif almak, hele ki deneyimli televizyon izleyicileri için, pek kolay değil.

(under rug swept - 11 Temmuz 2012 00:00)

belli ki house m.d fbi da işe başlamış dedirtmektedir

(lantis - 17 Temmuz 2012 12:41)

yeni şahane çılgın prof dizisi.

ilk bölümüyle oldkça kolpa bi dizi olduğunu düşünmüştüm ama neuroscience gibi bayıldığım bi alanda çalıştığı için adam izlemeye devam ettim. birincisi dizi house, castle, sherlock ekolünden çok fazla şey içeriyor fakat bunların çok iyi bir kolajı. hem incil'de de geçtiği gibi "there is nothing new under the sun." (tr. güneşin altında yeni hiçbir şey yoktur.)

bölümlerin en güzel kısımları büyük ihtimalle ilk iki ve son iki dk. şu ana kadar hep dr pearson'ı derste öğrencilerini insan algısı ve düşünüşüyle ilgili aydınlatırken buluyoruz. daha üç bölüm yayınlanmasına rağmen bunun bir gelenek haline gelebileceğini görüyor ve yeni bölümü iple çekiyorum.

(mathetic - 24 Temmuz 2012 12:30)

ara ara peyda olan merak uyandırıcı psikolojik çıkarımlar dışında pek bir albenisi yok. karakterler, oyunculuklar ve senaryo gayet yavan. derinlik müjdeleyen bir gidişata da sahip değil açıkçası. ama daha kötülerini gördüğüm için üzerine fazla gitmeyeceğim. vasat, fakat buna rağmen domates soslu makarna yerken izlenebiliyor.

(self abandonment - 30 Ağustos 2012 03:20)

bi tutam lie to me
bi tutam the mentalist
bi tutam house md
bi tutam sherlock
bolca su ekle karistir

= perception.

boyle bi dizi.

(treffpunkt - 11 Eylül 2012 04:49)

sınıfta önden ikinci sırada oturan merve'nin fbi ajanı moretti'yi oynadığı dizi.

(bren - 17 Nisan 2013 00:15)

amerikan seyircisi bıkmasın da yüzyıllarca sürsün diye dua ettiren suçlu, fbi lı, mis gibi dizi.

--- spoiler ---

2. sezonu mis gibi ilerliyor. moretti' yi daniel' a güvendiği her seferde daha çok seviyorum. kadın minnoş falan ama akıllı sonuçta. bi sen bi lewicki zaten. hastanızım.

1. sezonu öyle şahane bir bölümle kapatmışken, neden 2. sezonda o konunun esamesi okunmadı onu anlamadım yalnız. en son videosunu izlediğimiz öldürülen çocuk falan ne oldu mesela, uçtu gitti o mesele. o konuyu çözüp de başlasalardı iyi olurdu sanki.

o değil de 2x3 gerçekten çok şahane olmuş. bir bakıma korkutucu bile diyebiliriz belki, konuyu düşününce. lewicki' nin ilk dersini öyle güzel bitirmesini de takdir ediyor ve aşağıdaki şahane söz üzerine derin düşüncelere dalıp uzaklaşıyorum:

"the eye sees only what the mind is prepared to comprehend" - henri bergson

--- spoiler ---

(cordy - 13 Temmuz 2013 11:50)

3. sezon onayı alan dizi.

http://tvbythenumbers.zap2it.com/…ed-by-tnt/197833/

(zeddicus zu l zorander - 15 Ağustos 2013 21:44)

dizinin ilk bölümlerini izlemiştim ve bölüm sonunda tema müziği eşliğinde beyin işleyişi , yaşam hakkında kısa bir konuşması olurdu ana karakterin, hala da devam ediyor . bu arkadaşın asistanı lewicki de bu konuşmalara katılmış durumda . işte o son bölüm gerçekten sağlam, dizinin kendisi de çok iyi olabilir emin değilim. o son konuşmanın hakkını vermek istedim.

budur

(windycityassasin - 10 Eylül 2013 19:23)

cass and slide parcasi olanin sozleri soyledir:

you can see forever.
look inside of your mind.
find a sense another wonder.
just release the fears you left behind, you left behind.
feel your brave through the darkness.
guide your soul into the light.
swim into the open waters.
drift on the tides that you may find, you may find.
find your soul in the sunrise.
look around you can see it in the rise.
be as one togheter.
rise up as the end to mess of science.
you can see forever. rise up togheter.
search and you will find the answer.
if you look deep inside of your mind.
you can see forever. rise up, togheter.
you can see forever. rise up, togheter.
you can see forever. rise up, togheter.
search and you will find the answer.
if you look deep inside of you mind.

(pumpkin - 10 Ocak 2004 07:15)

elbette kurgu, karakterler açısından bir house olmayan dizi. the mentalist'in de arka planındaki "red john" temasını hesaba katmak suretiyle eline su dökemez. (yoksa red john'sız the mentalist de oldukça yavandır).

ama,

her ne kadar "şizofreni" popüler kültürde "karizmatik" bir görünüm kazansa da bu dizinin verdiği doğru mesajlar da olduğunu düşünüyorum. seyrettiğim kadarıyla pek çok sahnede gerçeklikten kopan/sonra bir anda bunun farkına varıp dehşete kapılan hastayı, iyileşme çabasını, acıyan insanların tanımaya çalıştıklarında şizofrenden çok şey öğrenebildiklerini görüyoruz. şizofreni toplumdan kopuk, uyumsuz bir yaşam olarak değil, takip edilebilir bir hastalık olarak anlatılıyor.

house veya jane kadar aykırı, üstün hisseden, kural tanımaz ve "cool" bir karakter ortaya çıkmaması da isabetlidir bana göre.

(sibertenik - 14 Kasım 2013 16:29)

izlemekten inanılmaz keyif aldığım dizidir.

(homini - 1 Ocak 2014 23:13)

perception s2e11'de daniel, yine güzel biz aforizma sundu biz izleyicilerine.

--- spoiler ---

hiç dışarda bir yerde tıpkı sizin gibi biri olduğunu merak ettiniz mi? bir ikiz ya da ruh eşi?
dünya her zaman onlardan çok etkilenir. antik çağlarda ikizler, tanrıların doğaüstü bir güç gösterisi olarak görülürdü. nörolojide de ikizler çok kıymetlidir; çünkü onlarla çalışmak, çevresel ve genetik etkilerin beyin yaşlanması ve bağımlılık üzerine etkisini gösterir. ikiz hikayeleri bizi çok derinden etkiler.

neden peki?

kendimizin daha mükemmel halini mi arıyoruz, yoksa olmak istediğimiz kişiyi ya da bizi tüketen tutkularımızı paylaşacak birini mi? belki de sadece bir ruh eşi arıyoruz, hayatımızı tamamlayacak birini?
sebebi ne olursa olsun, bir ikiz isteği iletişim arzusunu gösterir; çünkü bu boşlukta ve ezici büyüklükteki evrende, sadece diğer insanlarla olan ilişkilerimiz, yalnız hissetmemek için bize yardımcı olabilir.

--- spoiler ---

(mjorate - 27 Şubat 2014 22:55)

şu aralar mükemmel giden tv serisidir. mentalist'in abuk sabuk çocuk zekasıyla yazılmış red john finalinden sonra tekrar diziye bağlamıştır.

(xn - 8 Haziran 2014 11:34)

beyin ve işleyişine dair insanı şaşırtan kısa kısa bilgiler sayesinde kendisini izlenilesi kılar.

her bölümün ilk ve son 5 dakikasını pür dikkat izleyip gerisine göz ucuyla bakmak kafi.
dr. daniel pierce ise başımızın tacı, orası ayrı.

(kaymaktutmayansicaksut - 12 Temmuz 2014 01:19)

s3e7'den bildiriyorum.

--- spoiler ---

- neden ayrılıklar bu kadar dayanılmazdır? çünkü her şey size sevgilinizi hatırlatır, dolayısıyla da kaybınızı. radyoda en sevdiğiniz ilk seni seviyorumların söylendiği smith şarkısını duymak ya da kırık bankta oturup hot-dog yemek, gözyaşlarına boğulmadan 24 saat geçirememek hiç garip değildir. insanlar sevdiklerinin yüzünü gördüklerinde bazal ganglion'daki nucleus caudatus'a dopamin hücum eder. dopamin artışını nikotin ve diğer uyuşturucular da tetikler. bu yüzden sigarayı ya da şekeri bırakmaya çalıştığınızda beyniniz o maddeyi arzular. tıpkı lanet olası kalbinizi kıran kişiyi arzuladığı gibi. düzeltmek için budalaca, çılgınca şeyler yaparsınız; çünkü aşık olduğunuzda bağımlı olmuş gibi olmazsınız. kelime anlamıyla, bağımlı olursunuz. ve hepimizin bildiği gibi bir bağımlılıktan vazgeçmek... berbattır...

--- spoiler ---

(mjorate - 13 Ağustos 2014 16:55)

s3e9 bölüm sonu sözcükleri şunlar:

--- spoiler ---

bilim bize, sesin aslında zararlı olduğunu söyler. şehirdeki, ofisteki düşük seviye sesler bile kaygıyı arttırır ve beyin fonksiyonlarını etkiler. trafik, boş konuşmalar, telefon sesleri ve bipbipleyen bilgisayarlar öğrenme ve odaklanma yetimize zarar verip kalp atışımızı, kan basıncımızı ve saldırganlığı arttırır. hele bir de ses daha da yüksek seviyede kafanızın içindeyse. sağlıklı düşünmek ve iyileşmek için, içeride ve dışarıda sessizliğe ihtiyacımız var. modern dünyamızda gerçek sessizlik karanlık bir gökyüzü kadar nadirdir. bu yüzden onu bulduğunuzda, karşınıza beklenmedik bir güzellik olarak çıkar; tıpkı gecenin samanyolunu ortaya çıkardığı gibi.

--- spoiler ---

(mjorate - 30 Ağustos 2014 00:33)

(bkz: underrated)

(cnsmdy - 9 Aralık 2014 15:42)

algilama duyusu.. ayni zamanda benim herhangi bir $eyi o konuyla ilgili herhangi bir gozlem verisine sahip olmadan da cozebilme fiilime verdigim isim.. iyi oldugunu bildigim ve hakli ciktigim zamanlarda cokca baglandigim ve kotu oldugunu/olacagini emin olacak raddede bilip olmayacagina kendimi inandirmak icin kafami dagitmaya bolca kastigim beynimin minik parcasi..

(ssg - 25 Aralık 1999 16:20)