Süre                : 2 Saat 10 dakika
Çıkış Tarihi     : 12 Temmuz 2011 Salı, Yapım Yılı : 2011
Türü                : Macera,Drama,Fantazi,Gizemli
Ülke                : ABD,İngiltere
Yapımcı          :  Warner Bros. , Heyday Films , Moving Picture Company (MPC)
Yönetmen       : David Yates (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Steve Kloves (IMDB)(ekşi),J.K. Rowling (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Ralph Fiennes (IMDB), Michael Gambon (IMDB)(ekşi), Alan Rickman (IMDB)(ekşi), Daniel Radcliffe (IMDB), Rupert Grint (IMDB)(ekşi), Emma Watson (IMDB)(ekşi), Evanna Lynch (IMDB)(ekşi), Domhnall Gleeson (IMDB)(ekşi), Clémence Poésy (IMDB), Warwick Davis (IMDB), John Hurt (IMDB), Helena Bonham Carter (IMDB), Kelly Macdonald (IMDB), Jason Isaacs (IMDB), Helen McCrory (IMDB), Tom Felton (IMDB), Benn Northover (IMDB), Ciarán Hinds (IMDB), Matthew Lewis (IMDB), Devon Murray (IMDB), Jessie Cave (IMDB), Afshan Azad (IMDB), Anna Shaffer (IMDB), Freddie Stroma (IMDB), Alfie Enoch (IMDB), Katie Leung (IMDB), Bonnie Wright (IMDB), Ralph Ineson (IMDB), Maggie Smith (IMDB), Jim Broadbent (IMDB), Scarlett Byrne (IMDB), Josh Herdman (IMDB), Louis Cordice (IMDB), Miriam Margolyes (IMDB), Gemma Jones (IMDB), George Harris (IMDB), David Thewlis (IMDB), Julie Walters (IMDB), Mark Williams (IMDB), James Phelps (IMDB) >>devamı>>

Harry Potter and the Deathly Hallows: Part 2 (~ Harry Potter ve Ölüm Yadigârlari: Bölüm 2) ' Filminin Konusu :
Harry Potter ve Ölüm Yadigarları: Bölüm 2 Harry Potter film serisinin son macerası ve merakla beklenen son filmin ikinci bölümü. Destansı finalde, iyi ile kötünün mücadelesi büyücülük dünyasını büyük bir savaşın içine sokmuştur. Tehdit hiçbir zaman bu kadar büyük olmamıştır ve artık hiçbir yer güvenli değildir. Bu arada, Lord Voldemort ile son karşılaşmasına gittikçe yaklaşan Harry Potter’ın en büyük fedakarlığı yapması gerekecektir. Herşey burada sona erecektir.

Ödüller      :

BAFTA:BAFTA Children's Award-Best Feature Film


  • "keşke part'lara bölmek yerine tek rar dosyasında upload etselermiş film daha çok tutardı."
  • "bir kere daha "sensiz doğan güneşin ta mına koyim be snape" dememize sebep olmuş fragman. getirin lan bana ordan bi büyük rakı."
  • "youtube'daki fragman yorumları hislerimize tercüman olmakta:"there will be anarchy if they cut out the part where molly weasley calls belatrix a b*tch"hem de nasıl!"
  • "çocukluğumuzun sona erişi gibi. 15 temmuz'da yetişkin olacakmışız gibi..."
  • "voldemort (telepati yoluyla): senin için bisürü adam öldü sen hala karşıma çıkamıyorsun bundan büyük şerrefsizlik olmaz. - bu ne içten bir dublajdır istemsiz güldüm."




Facebook Yorumları
  • comment image

    --- spoiler ---

    trailer'da gözüme çarpan gerzek bir sahneye göre, yine gerzek hollywood heyecanlandırması tadında sahnelerin gaipten eklendiği film olmuş sanırsam.

    aynısını 4.filmde yapmışlardı, filmin sonunu zor getirdim bir daha da o dvd'yi kutusundan çıkarıp izlemedim. o ejderha sahnesi aklıma geldikçe tiksiniyorum. bak yine sinirlendim. bacak kadar harry, hem fiziksel hem de büyü gücü efsane kategorisinde değerlendirilen yetişkin bir ejderhayla köşe kapmaca oynuyor, bu esnada kaç yüz yıllık şatonun yarısını yıkıyorlar ve sonunda harry koca ejderhayı öldürüyor. siz manyak mısınız lan? hiç fantastik roman/film mi görmediniz yoksa hiç dayak mı yemediniz (tamamen lafın gelişi, şiddete yer yok)? yahu, harry potter and the goblet of fire serinin en sağlam hikaye örgüsüne sahip, en sürükleyici kitabı. kitap boyunca gizliden verilen ipuçlarının en sonda bir araya gelişi bile başlı başına büyü gibi. eh zaten harry potter dev bir hayran kitlesine sahip, ne yapsan izler bu çılgın kitle; desen ki "ben 4. filmi 3 parçaya böleceğim", eyvallah der ağzımız kulaklarımızda izleriz. ama sen napıyorsun? hikayenin en önemli parçalarını çıkarıyorsun film çok uzun oluyor diye, ondan sonra tamamen kaidenden uydurduğun saçma salak bir ejderha takibi sahnesi koyuyorsun, sanki seyirci çekmek için böyle ucuz hollywood taktiklerine ihtiyacın varmış gibi. bu amerikan polislerini konu alan bir film mi ki hot pursuit serpiştireyim araya diyorsun? sie oradan gözüm görmesin!

    gelelim deathly hallows part 2'ye. gördüğüm kadarıyla harry, voldemort'la birlikte hogwarts'ın savaş esnasında yıkılan duvarlarından ya da kulelerinden birinde karşılaşıp (!), "ben batarsam seni de aşağı çekerim!" şeklindeki 3. sınıf entrika dizilerinin vazgeçilmez cümlesi tadında bir hareketle voldy'nin boğazına yapışıp kendini boşluğa bırakıyor. allah aşkına ingiltere'ye gelip hepinizi paralayayım mı istiyorsunuz sevgili senaryo ekibi ve yönetmenler? ne bu? bu ne şimdi? var mı böyle bir sahne kitapta? niye kafanızdan sıkış yapıyorsunuz araya? bir tane kitap uyarlamasını da adam gibi yapsanız ölür müsünüz? insanı zorla yönetmen olmaya zorluyorsunuz, aaa...

    ---
    spoiler ---


    (born4kaos - 29 Nisan 2011 01:41)

  • comment image

    ağlarım ki ben bu filmde.

    2002 yılı, çok iyi hatırlıyorum yahu. sömestr tatilinde içerenköy carrefoura götürmüş babam. ben de televizyonlarda reklamını izleyip durduğum harry potter kitabını alacağım. ikinci sınıftayım daha. iki kitabı da alıyor babam. ondan önce ben bitireceğim diye yarışıyorum. onları bitirdikten sonra, gebze'deki korsan kitapçıdan üçüncü kitapla dördüncü kitabı da alıyoruz. **ben hepsini yalayıp yutuyorum falan...

    daha dördüncü kitap bitmeden gözlerimin bozulduğu ortaya çıkıyor. anneme yalvarıyorum yuvarlak gözlük alalım diye. annem izin vermiyor, tutturuyor yarım çerçeveli gözlük diye. mecbur kabul ediyorum. babam güneş gözlüğü alırız o şekilde diyor. *

    sonra beşinci kitap çıkıyor, filmler çıkıyor, dördüncü filme doğum günü hediyesi olarak gidiyorum falan. altıncı kitap çıktıktan sonra ben "voldemort taraftarı" oluyorum, adamın hayat hikayesine hasta oluyorum. ayıptır söylemesi, genç tom riddle'a da bayılıyorum hafiften. * tabii yaş büyüyor, internetten takipler, saçma saçma hayran hikayeleri yazmalar, sayfa sayfa teori üretmeler...

    altıncı kitabın cildinin ayrılması olay oluyor, o kadar okuyorum ki kitabın cildi ayrılıyor artık. ikinci gününde alınan yere geri götürülüyor kitap, "bu ne böyle?" diye. babam - ki o da serinin hayranıdır, beni en çok teşvik eden de odur - "biz bu kitapların diğer hepsine sahibiz, tutup da yırtacak halimiz yok, değiştirin bunu!" diye ortalığı ayağa kaldırıyor. normalde kitapları geri almayan kartal real mecbur geri alıyor.

    yedinci kitap çıkacağı dönem oks'm vardı hatta, "annem bana okutmaz lan bu kitabı?" deyip ingilizcesini bitirmiştim yazın, bilgisayara indirip. bugün ingilizcem bu kadar gelişmişse hep bu harry'nin yüzündendir yani.

    al, yedinin birinci filmi çıktı, "ahaha yates lan, shipper mısın sen?" modunda izledim filmi. kalbimde hep bir sızı vardı, bu filmde tavana vuracak, ben ağlayacağım.

    çünkü ben çocuktum. arkadaşım yoktu o zaman, hepsini küçümsüyordum, harry potter ne demek bilmiyorlar diye. şimdi büyüdüm, neler yaşadım, o kitaplara sarılarak uyuduğum bile oldu. yedinci kitabı bitireceğim derken gözlerim küçüldü, annemlerle kaç kere kapıştım.

    şimdi onlar, şu yedi kitap, üç de ek kitap, kitaplığımın en üst rafında duruyorlar. ödünç vermeyi geçtim, elletmiyorum bile kimseye. onlar benim geçmişim çünkü. ben onlarla büyüdüm.

    şimdi, fragmanları bile izlemiyorum.

    çocukluğumun bitişi demek part 2'yi izlemek.

    ağlamak üzereyim.


    (draculina - 27 Mayıs 2011 23:48)

  • comment image

    --- spoiler ---
    ---
    spoiler ---

    voldemort (telepati yoluyla): senin için bisürü adam öldü sen hala karşıma çıkamıyorsun bundan büyük şerrefsizlik olmaz. - bu ne içten bir dublajdır istemsiz güldüm.

    --- spoiler ---

    ---
    spoiler ---


    (kalaba - 13 Temmuz 2011 18:58)

  • comment image

    "hiç kitaba sadık kalmamışlar yaw" geyiği yapmayacağım. önceki 7 filmden alıştık çok önemli detayların atlanmasına, ancak bu filmi rezalet yapan başka unsurlar var.

    ----spoiler----

    1) o nasıl bir oyuncu seçimidir amına koyim? lily'nin gözleri göz göre kahverengiydi. sıfatınıza tüküriyim. epilog kısmına hiç değinmiyorum bile. orada o adamların 36 yaşında falan olması lazım.

    2) şu filmi kitabı okumayıp izleyen, bir de üstüne "güzel film" diye saçmalayan mallara soruyorum: voldy'nin harry'i ormanda niye öldüremediğini anlayabildiniz mi? nah anladınız, çünkü harry-dumbledore diyaloğunun en önemli kısımları yoktu. ayrıca, ne part 1 ne de part 2 boyunca dumbledore'un hikeyesini ve dumbledore-grindelwald ilişkisini de açıklamaya gerek görmemiş yates efendi. siz onun yerine gidip saçma sapan köprü patlatma, yılan kovalama sahneleri koyun aferim.

    3) insanlar prince's tale kısmını çok beğenmiş anladığım kadarıyla ama, orada da önemli sahneler yoktu. fred'in ölümünde gerçekleşen mükemmel dramadan eser bile yoktu, cesedi gösterip geçmişler.

    4) voldemort'un harry'e tekme tokat girdiği bir yer var ki sinirden ağlayacaktım. böyle saçma sapan bir şeyi koyun ama asıl duyguyu aldığımız voldemort-harry final konuşmalarının yarısını bile çekmeyin. amınıza koyim sizin.

    5) mesela bir yüzüklerin efendisi de asla kitapların derinliğini veremiyordu ancak savaş sahneleri o kadar başarılıydı ki, en favori filmlerimizden biri oldu rahatça. ben açıkçası bu kadar rezaletten sonra, çok iyi bir battle of hogwarts uyarlaması bekliyordum. ama bunun da içine sıçmaktan çekinmemişler. sinema genelde böyle şeyleri kitaptan daha iyi yansıtma kapasitesine sahip olmasına rağmen, kitaptaki epiğin yanına bile yaklaşamayan rezil bir savaş izledik. bu kadar iyi malzemeyle bu kadar kötü sıçılamazdı. o atmosferi mükemmel yansıtabilecek imkanları varken, utanmadan mcgonagall gibi bir ciddiyet abidesine komiklik yaptırmışlar falan.

    ----spoiler----

    sonuç olarak diyeceğim o ki, gitmeyin bu filme, para kazandırmayın ipnelere. imax 3d diye bir sürü para verdik, 3d'nin hakkını verecek bir halt da yoktu.

    senaryoyu bana verseler daha iyi yazardım.

    teenager yıllarımın efsanesinin sonunu piç ettin yates, senden nefret ediyorum, orospu çocuğusun.


    (power of the right - 13 Temmuz 2011 23:27)

  • comment image

    --- spoiler ---

    voldemort, bir ara, harry karşısında, serpil çakmaklı'yı döven kadir inanır'a dönüşmüş. ayrıca ondan sonra da okul çıkışı kavga eden liseli ergen kızlar gibi saç saça, baş başa girmişler.
    yönetmen 40 yıllık dark lord karizmasını bir anda sikip atmış.

    gringotts sahnelerinde bellatrix kostümü içindeki hermione'nin ne kadar seksi göründüğünü anlatamam, gidin, görün.

    ---
    spoiler ---


    (lokman - 14 Temmuz 2011 00:54)

  • comment image

    --- spoiler ---

    + hafız iyi kötü filmi çektik de, çok sıkıldım lan artık, 19 yıl sonrasını nasıl çekicez, hiç takatim yok şerefsizim.
    - abi sorma ya, nasıl bişey yapalım ona, benim de hiç isteğim kalmadı yeminle.
    + ya film bu sonuçta, 19 yıl sonra yazarız, harry bi sakal bırakır, ron’ un da karnına yastık bağladı mı, olur bu iş. filmde yer onu.
    - işte bu ya. ginny’ ye bi fön, hermione’ ye de bi pardesü..
    + kardeşimsin.

    ---
    spoiler ---


    (enjolras - 14 Temmuz 2011 08:48)

  • comment image

    sonunda harry potter and the deathly hallows: part 2 izledik, ama kitaplarına aşık olmuş insanlar olarak aradığımızı pek bulamadık.

    --- spoiler ---

    - helena bonham carter’ın hermione rolüne öldük.
    - ron’un göbekli çıkmasına biraz üzüldük. neyse. yeriz.
    - dumbledore’un şaibeli geçmişinden ve grindelwald’la ilişkisinden biraz daha bahsedilsin diye bekledik, bekledik, bekledik…
    - neville longbottom’ın karakterine önem verilmesine sevindik. kehanete göre harry’nin yerine onun chosen one olabilme ihtimalini hatırlayıp hüzünlendik.
    - mcgonagall’ın adile naşit tavırlarına çok ısındık, içimizden sarıldık.
    - hogwarts savaşında gözlerimiz ev cinlerini, centaur’ları, grawp’ı aradı; heykellerle yetinmek zorunda kaldık.
    - fred weasley’nin ölümüne ağlayamadık, adeta arada kaynamış.
    - snape’in ölümüne doya doya ağladık. aslında muhteşem bir insan olduğu tüm okulun ortasında açıklanmayınca sinirlendik.
    - king’s cross sahnesindeki manasız diyaloglarda kitabın etkileyiciliğini aradık. bulamadık.
    - kahverengi gözlü lily potter’ı içimize sindiremedik.
    - voldemort ve harry’nin savaşmasındaki dandikliğe söyleyecek söz bulamadık. bungee-jumping yaptıracağınıza kitaptaki diyalogları kullansaydınız da voldemort’un tam olarak neden öldüğünü, harry’yi neden öldüremediğini anlatabilseydiniz diye dertlendik.
    - voldemort’un insan gibi ölmek yerine atmosfere karışmasından hazzetmedik. hortkuluklar yok edilince onun da normal bir büyücü gibi ölebildiği gösterilmeliydi dedik.
    - mürver asa’nın çat diye ortadan ikiye bölünmesindeki kıroluğu hazmedemedik, el kadar çocuğun ölüm‘ün yaptığı asayı kolayca kırabilmesine inanamadık. harry onun gücüyle eski asasını tamir ettikten sonra dumbledore’un mezarına geri bırakacaktı, o öldükten sonra asanın gücü ortadan kalkacaktı, her şey çok güzel olacaktı. olmadı.
    - harry’nin yaşlılığına güldük, draco’nunkine sesli güldük.

    ---
    spoiler ---

    sonuç olarak bitti. ben hala herkesin kitapları okuması gerektiği konusunda ısrarcıyım.

    http://kucukbirisi.tumblr.com/…deathly-hallows-part


    (sereia - 14 Temmuz 2011 10:45)

  • comment image

    harry potter serisinin yönetmen david yates tarafından katledilmiş finali.

    --- spoiler ---

    öncelikle kabul etmem gerekiyor ki, bu filmde bazı sahneler gerçekten muhteşemdi. bu sahnelere bakacak olursak; filmin başından harry, ron ve hermione'nin ejderha sırtından inmelerine kadar bir sorun bulamadım, hatta oldukça iyi ilerliyordu film. tek sorun bir parça hızlı gitmemizdi ama bunu da dert etmedim çünkü bu demek oluyordu ki yönetmen bize muhteşem hogwarts savaşını daha fazla izletecek. film, kahramanlarımız hogsmade'e indikten sonra saçmalamaya başladı. ardı ardına gelen kitaptan kopuk sahneler, anlatılmayan kilit noktalar beni filmden soğutmaya yetti. ve ilk yarı bittiğinde pek de memnun kaldığım söylenemezdi. ancak filmin ikinci yarısı oldukça etkileyici ve görkemli açıldı. kitaba sadık kalınarak sahneler çok iyi işleniyor, özellikle severus snape'in anıları etkileyici bir dille bizlere aktarılıyor ve harry potter'ın ormana voldemort'a gidişi herkesi hüzünlendiriyordu. avada kedavra sonrası harry ile dumbledore'un tren garı sahnesi de oldukça iyiydi. bu bölümlere diyecek tek kelime yok, helal olsun. ancak filmin ikinci yarısında bulunan sorunlar da harry potter'ın bedeni hagrid tarafından okula getirildiğinde başlıyordu. okulun kapısı önünde yaşanan kısım son derece saçma yaratılmış. nagini'nin ölümü 3d boktanlığına kurban gitmiş. koskoca lord voldemort harry potter'ı tokatlayarak yere seriyor ardından yerde tekmeliyor ve bir takım tekstil ürünleri ile boğuyor. bunlar ne david? bunlar nerden çıktı david? koskoca voldemort böyle saçma sapan işler yapar mı? bellatrix ve voldemort'un ölüm sahnelerine ne demeli? bella ölürken gelen büyünün rengi %90 yeşil değildi. ölürken de parçalarına ayrıldı kadın. keza voldemort da öldüğünde küllerine ayrıldı. bunlar nereden çıkıyor? büyücü dünyasında kaç çeşit ölüm büyüsü var? fred, lupin, tonks ölürken cesetleri kalsın ama kötüler ölürken havaya karışsınlar, yok ya.

    son olarak bu hogwarts mimarisini kim ayarlıyorsa yazıklar olsun. okulun içi de dışı da her bölümde değişiyor. ve finalde tam bir hüsrandı.

    edit: sanırsın ki voldemort hogwarts savaşı için isengard ordusunu toplamış da gelmiş. lan 500 tane ölüm yiyen'i nerden buldun da getirdin oraya david?!

    ---
    spoiler ---

    sonunda bitirdik koca seriyi sinemada da. sana böyle veda etmek istemezdik harry, ama boktan bir yönetmenin kurbanı oldun. üzgünüm.


    (james alan - 15 Temmuz 2011 00:28)

  • comment image

    *****yoğun istek üzerine spoiler**********

    harry nin voldemorta başladığımız gibi bitirelim deyip, voldemortla havada seviştikleri, birbirinin yüzünü okşadıkları sahne, yılın en komik sahnesidir zannımca.bir de harry nin mürver asayı imha etmeden önceki sahnesinde ron'un"o elinde tuttuğun dünyanın en güçlü asası onunla ne yapmayı planlıyosun" dediğinde harry nin yüzündeki ifadeden içinden "götüne sokucam" dediğini sanıyorum.nitekim asayı kırdıktan sonra "sikeyim böyle ayatı" diyerek atarlanarak gitmiştir.

    *****
    spoiler sonu******************


    (kendim - 15 Temmuz 2011 13:57)

  • comment image

    insanlar umarsızca, yazıların akmasını beklemeden çıkarken yerimde kalarak,bitişinin hüznünü milletin görmesini istediğim son.(cümleye gel)

    aslında içimden eleştirmek gelmiyor,geride kalan bir şey oldu artık,eleştirip yazının sonuna da bir sonraki film hakkındaki umutlarımızı dile getiremeyeceğiz ki.neyse yine de dayanamayacağım:

    sorun,en başında harry potter'ın sinema uyarlamalarının,vizyonsuz yönetmenlere çektirilerek 'cebimize bakıyoruz' diye düşünen yapımcıların varlığını fazla belli etmesiydi.
    ikinci sorun ise klasik;kitapların çevirmenlerinden kutlukhan kutlu da ifade etmişti zamanında:'kitabı okuyunca kafanda bir dünya kuruyorsun,ama yönetmen sonra kendi dünyasıyla geliyor,seninkine tecavüz edilmiş gibi hissediyorsun.'

    ayrıca deniyor ki 'david yates geldi,istikrar kazandı seri'.yahu aynı yönetmeni kullanırsan tabi ki benzer tonda olacak filmler,chris colombus'un ilk iki filmi de istikrarlıydı o zaman.

    film benim açımdan bir iki istisna sahne haricinde maalesef beklentileri karşılayamayan bir final oldu.sadece yukarıda bahsettiğim nedenlerden ötürü mü,hayır:

    --spoiler şeysi--

    --aman gözünüz kaymasın--

    -ilk bölümde 'görünmezlik pelerini neden yok,oysa ölüm yadigârları konusunu açıklaması açısından çok önemliydi,neyse ikinci bölüme açıklarlar umarız' diye endişelenmiştik,boşunaymış.adamların aklında zaten hiç yokmuş ki yadigârlar kısmı.ne önemli bir şekilde söyleyen,ne bir hatırlatan.eminim ki kitapları okumadan filme gidenler içinde filmin adıyla içeriği arasındaki kopukluğu farkedenler vardır.yazık.

    -gringotts'un o 'içinden bir şey çalmak imkansız' havası nerede? imperius lanetine maruz kalmak bir 'aşık'a dönüşmekmiş meğerse,bildiğin mecnun oldu lan o cincüce.

    -dumbledore'un geçmişte kalan sırları,o 'pek de sütten çıkmış akkaşığı olmadığı'nın öğrenilmesi,grindelwald'la olan geçmişi zaten ilk bölümde de feci bir şekilde es geçildiği için birşey beklemememiştim,bir daha üzüldüm sadece.

    -koskoca harry potter ölmüş,sevgilisi denen kız bile şöyle hafifçe kaşlarını çatıyor(harry'cim ben olsam voldi ölür ölmez kapıyı gösterirdim o kıza kusura bakma şimdi),vefalı yoldaşları ron ve hermione sadece ginny'yi bir level daha düşük kaş çatma seviyesiyle izliyorlar.öğretmenlerden,diğer öğrencilerden ses seda zaten yok.duygu nerede lan peki?

    -koskoca ron ile hermione öpüşüyor,bu sahneden anlıyoruz ki sevgili david yates dudak yerine kızıl saç görmenin daha romantik olduğuna kanaat getirmiş.aferin devam.

    -serinin en sevilen karakterlerinden biri olan hagrid'i birkaç saniye için süs olarak görüyoruz,neyse ben harry'nin 'hagrid kim la?' diye dolaşmamasına sevindim bunu gördükten sonra.

    -karanlık lord,evet koskoca voldemort,ilk filmdeki neşeli halini takiben,harry'ye tekme tokat girişiyor.bıçaklamasından korkmadım desem yalan olur.harry'nin voldi'ye sarılıp birlikte hogwarts semalarında romantik bir geziye çıkması olayına hiç girmiyorum.midem mi bulanıyo benim?

    -bu göz olayına takmamak mümkün değil.mavi gözlü voldemort ile harry,küçüklüğünde kahverengi,büyüdüğünde yeşil gözlü oluveren lily...oğlum 250 milyon dolar bütçeyle iki lens alamadınız mı lan? hani hikayede önemli rolü olmasa neyse.

    -evet hogwarts savaşı dedik,battle of epic final dedik ne gördük?birşey göremedik...bir heykeller canlandığında,bir de birazcık dev görebilmek heyecanlandırdı sadece.oysa araya birkaç düellodan kesitler,hogwarts'ın yer değiştiren merdivenlerinin yıkılışı falan,alta döşe güzelce müziğini...savaş görmedik,harry'cik biryerlere gitti geldi sadece,kızılay kampı gibiydi ortalık.

    -king's cross tasarımı aynen hayalimdeki gibi olmasına rağmen,dumbledore ne ölüm yadigârlarından,ne harry ile voldemort arasındaki bağlardan,ne de pişmanlığından bahsetti.geçerken uğramış gibiydi herif.zaten richard harris-michael gambon değişimi genel izleyici kitlesi küçükken gerçekleştiği için çok fazla farkedilmedi gibime geliyor,oysa harris'in dumbledore'u cidden harikadır,gambon hiç olmadı maalesef.

    -görsellik olsun diye yapıldığı belli olan voldemort ile bellatrix'in ölüm şekilleri komikti.

    -ve beklenen düello,harry ile voldemort kapıştı,koskoca karanlık lord öldü,ortalıkta ne gören ne duyan.harry'nin voldiciğin tüm süngüsünü düşüren,açıklayıcı cesur lafları yok,zaten sonra hiçbir şey olmamış gibi geri döndü büyük salon'a,kimsenin sonuçtan haberi var gibi bir hali yok.kızılay kampı demiş miydim?

    -gerçekten tek beğendiğim sahne snape ile ilgili olanlardı,gerek prince's tale,gerek ölüm sahnesi.

    -yine de king's cross,prince's tale bölümleri ve aberforth'un varlığı ve şimdi hatırlayamadığım birkaç ayrıntı daha bütün bu saydıklarımı biraz hafifletti.

    --spoiler şeysi--

    --aman gözünüz kaymasın--

    aslında daha önceki filmlerden de içimde kalanları 'son film' bahanesiyle döktüm,uzun olmuş lan bayağı.neyse yine de(evet yine de) kızamıyorum,perdede kanlı canlı izlemek güzel çünkü bunları,çünkü hayatımın hatırı sayılır bir kısmını birlikte geçirdiğim seriye kızgın olmak istemiyorum.

    elveda harry potter dünyası,seninle tanışmak güzeldi.(duygusal mode on)


    (hoppadanak - 15 Temmuz 2011 21:50)

  • comment image

    daha önce de belirttiğim gibi kitabını okumadım ancak eminim ki tarihin belki de en çok merak edilen kitap uyarlamasına bu saygsızılık affedilmez.

    --- spoiler ---

    1. daha önce de belirtmiştim. neville nagini'nin kafasını, henüz çatışma başlamadan kesmeliydi. voldemort'un tarafına geçecekmiş gibi yanına sokulup kafasını kopartmalıydı nagini'nin. öğrendiğim kadarıyla kitapta da böyleymiş. "senin tarafına geçmektense ölürüm" diyip kafasını uçuruyormuş. bir yönetmen niye böylesine karizma bir sahneyi dağıtabilir ki? ölümü göze alarak voldemort'un gözü önünde nagini'yi öldürüp tüm hogwarts'a gaz vererek kahraman olmakla, tesadüfen çatışmaların ortasında nagini'nin arkadaşlarına saldırdığını görüp kafasını koparmak arasında fark vardır. birinde efsane olursun, birinde savaşta düşman öldürmüş olursun. böylesine önemli ve neville'ın kahramanlaştığı bir sahneyi hangi akla hizmetle yok ediyorsun be orospu çocuğu?

    2. voldemort, nagini öldükten sonra ölümlü olmasına karşın, gücünü yitirmiş olmasına karşın 3 tane baba büyücüyle aynı anda tek başına savaşıyormuş. bu sahne niye çıkarılır? 1 dakikalık bir ekleme yapılamaz mı be orospu çocuğu? 8 film çektin, hiçbirinde voldemort'un diğer büyücülerden ne kadar üstün olduğuna dair en ufak bir sahne koymadın. tek bir sahnede bile voldemort'un zalimliğini ele almadın. ne istiyorsun bu büyücü dünyasının gelmiş geçmiş en büyük kötüsünden be orospu çocuğu? bu adam, benim gibi yalnızca filmi izleyenlerin gözünde basit bir kötüden farklı değil sayende. çünkü hiçbir bokunu göremedik. 8 film boyunca sürekli aciz düştü, sürekli herkese kaybetti. daha kazandığı bir düelloya bile şahit olmadık.

    3. aynı şey snape için de geçerliymiş. hogwarts müdürlüğünden sepetlendiği sahnede 3 kişiyle sanırım düello yapıyormuş. snape'in gücünü göstermek için bundan güzel sahne mi olur? hadi bütün ince detayların anasını sikmişsin bari şu karakterlerin gücünün gösterildiği düello sahnelerine yoğunluk var kahpe.

    neyse diyeceklerim bu kadar.

    ---
    spoiler ---


    (kamera motor - 16 Temmuz 2011 13:25)

  • comment image

    ...rica ediyorum harry potter filmlerine gitmeyen okumasin,kizgin okuyucu mesajlari almayayim sonra...

    aslinda-

    yazamayacagim.istesem de tam anlamiyla ifade edemeyecegim ki. kitaplarin beni ne kadar etkiledigini,resmen 11 yasimdan 21 yasima getirip hayatimda nasil bir dönemi baslatip bitirdigini, karakterlerin her birinin özlenen bir arkadas haline geldigini, her ne kadar filmlerden hazzetmesem de ne zaman hedwig's theme'i duysam kendimi evimdeymis gibi hissettigimi, bir tanecik kardesimi,beyaz prensesim bulut kizimi, bilmeden hedwig'le özdeslestirdigimi, sonuncu filme gitmeden bütün seriyi hazirlik olsun diye belki onuncu defa yeniden okudugumu,popsicle pout'la artik manyaklik seviyesine ulasmis sohbetlerimizin nasil dönüp dolasip yine harry potter'a odaklandigini, nasil gün saydigimizi, planlar yaptigimizi, slytherinin renklerinden ilham alarak gümüs üzerine yesil catlayan oje sürüp nasil hogwarts tadi yakalamaya calistigimizi, 2001 dolaylarinda hogwarts mektubunu gelmeyecegini bile bile bekledigimizi - anlatmayacagim.

    o nedenle kizginim ben aslinda galiba. daha emin degilim gerci,karar asamasindayim. ilk filmi sevmistim ben biliyor musunuz? ayni zamanda home alone'un yönetmeni olan chris columbus'un sevimli yorumuyla hedwig's theme'in ilk ve en sade ve bence en masum haliyle birlikte sahne acildiginda sevdim ben o filmi.

    ikinci filmi hatirlamiyor olabilirim cok fazla. aklimda kalan hos bir tom riddle, hostu ama gercekten, ben de kendisiyle karsilasabilirim isterse sirlar odasinda.

    ücüncü filmle ilgili beklentilerim fazlaydi,görmek istediklerimin hepsini gördüm filmde. j.k. rowling'in sirius konusunda nasil sag gösterip sol vurdugunu hatirlarsak, filmde de aynen öyle önce nefret ettik,sonra sevdik onu , sahgaga'yi da cok sevmistim ben, son kitapta hagrid'le birlikte daglarda saklaniyor olmasi ve savasa katilmasi gerekiyordu, görmek isterdim.
    hogsmeade köyüyle ilk bu kitapta tanismistik, harry gitmek icin izin alamamisti, ben onun yerine üzülmüstüm,sanki ben gidemiyormusum gibi.
    ruh emiciler gercegi vardi bir de. benim kafamda tasarladigimdan farkli bir bicimde filme aktarilmis olan bu karakterler bana kendi patronus'umun nasil olacagini düsündürmüstü. hala da düsünürüm- saniyorum bir fikrim var.
    lupin...sen ne tatli bir karakterdin lupin. sonradan kendimi onun yerine koydum, benim zamansiz ölmüs kadim arkadasimin ogluna bu kadar yakin olup da ona eski yillardan bahsedememek...aci.
    sirius. asil karakter,hogwarts savasinda bulunmasi gereken karakter. harry'nin hikayesini talihsiz serüvenler dizisinden bir alintiya dönüstürmüs olan karakter belki de. harry'nin safligina kurban gitmis olan karakter.
    pettigrew...bahsetmeye degecegini sanmiyorum.cibiliyetsiz.
    bagiran baraka sahnelerinin biraz hizli gectigini düsünsem de bence de en kaliteli filmdir ücüncü film.

    dördüncü film,benim serideki favori kitabimin katledilisi. cedric en güzel ayrintiydi,ölümü ve sonrasi rezaletti, cho'yla olan iliskisi önemliydi zira besinci kitapta yeri gelecekti, bahsedilmedi.
    sonraki röportajlarda daniel radcliffe'in de söyledigi gibi clemence güzel ama fleur cok güzel. olayi özetliyor degil mi? clemence yetersiz.
    beauxbatons ve durmstrang'in girislerinin efsanevi olacagini düsünmüstüm -degildi.
    noel balosunun anlatilmaz bir güzellikte olacagini düsünmüstüm -idare ederdi
    cok fazla efektle bozulmus gibiydi film,kesinlikle azkaban tutsagi'nin havasi yoktu.
    labirentte ayaga sarmasik falan dolanmiyordu, sfenksler kimeralar vardi bir kere, niye birseyleri uydurma geregi duyduklarini bilmiyoruz hala.
    voldemort'un dönüsü...sadik ölüm yiyenlerin nihayet yeniden efendilerinin hizmetine dönüsleri...böyle mi olacakti dedirtmiyor mu gercekten de?!
    moody, barty crouch, karkaroff, percy'nin bakanliga duydugu hayranlik hic mi islenmez?!

    besinci film, david yates 'in hayatimiza yaptigi trajik giris.rezalet. kitabin "previously on... " tadi yakaladigi film. sinir harbi. ne dördüncü kitabin sonunda insanlarin yasadigi sokun harry'nin besinci senesine düsen gölgesini farkediyoruz, ne de insanlarin gizli tepkilerini,soru isaretlerini anlayabiliyoruz. tabii dikkat ettiyseniz harry'nin kendisi yerine ron weasley sinif baskani olunca duydugu hislerden bahsetmiyorum bile.
    dolores jane umbridge olmustu ama. tabii kendisiyle ilgili olan bakanlik sahneleri, harry'nin cezasi, malfoy'u basina getirdigi ögrenci örgütü... ben kitabi okumasam nasil bilecegim bunlari? malum mu olacak?!
    dumbledore's army ... cho muydu ispiyoncu allahaskina? neden gitsin de sikayet etsin, bir mantikli neden söyle david.
    cho ve harry iliskisi de yok olmus gitmis, ben derinligi olmayan ron ve lavender iliskisini bütün altinci film boyunca izledim yani, bunu neden anlatmadiniz?
    sirius ve kreacher'in sahip-köle iliskisine deginmezsen ben cinin neden yalan söyleyecegini nereden anlayacagim? velev ki kitabi okumadim?!
    yoldaslik...fred ve george,uzayan kulaklar,gergin atmosfere ragmen dayanismanin verdigi güven...nerede?
    st. mungo.longbottom'lar.hatta güzel bir ayrinti olarak gilderoy lockhart'in görünmesi ne hos olurdu ama evet abartmamak lazim.
    bakanlik sahneleri güzeldi, kehanetler, düellolar, dumbledore'un girisi...
    fred ve george'un gidisi güzeldi,onlarla ilgili herseyi cok begendim ben seri boyunca,keske daha cok bizimle olsalardi...

    altinci film,aglatan kitabin basit yansimasi. anka kusunun hüznüne karsilik o zamanlar nefret ettigi snape' e uyup susan ve dumbledore'un ölümünü izleyen harry.
    unutmadan sorayim,hepzibah smith nerede? harry nereden biliyor kupanin hortkuluk oldugunu? tom riddle'in borgin & burke's ile güclenen karanlik gecmisini neden anlatmiyorsun david? neden müdahale etmiyorsun jo?
    tabii horace slughornlu sahneler güzeldi,oyuncu ve karakter bir bütün olmus gibiydi,degil mi?
    narcissa malfoy'la snape'in ettigi yemin de güzeldi, ne kadar sevsem de bellatrix'in sahneye o kadar hakim olmasindan cok hoslanmamistim.narcissa'nin soguk ama caresiz durusu tek basina yetecekti bence.
    bu kitap snape'i anlamaya basladigimiz kitaptir. yedinci filmde merak uyandirsin diye bu karakterin hikayesini katletmissiniz, yazik günah degil mi? bence öyle.
    halbuki snape anlayacakti harry'nin malfoy'u kendisinin favori büyüsüyle lanetledigini,onun kitabini kullandigini,neden yok bunlar? ben olsam alan rickman'i gerekenden bile fazla oynatirim,sadece izlemek ve izletmek icin.
    o tom riddle neöyle? cocuk mu,ergen mi,genc mi, ne yani? bicimsiz.
    bill weasley...??!! sonradan sen onun yüzüne bir cizik attin diye ben aa bak bu kurtadam mi diyecegim?
    dumbledore ölüyor,sen isik yakiyorsun minerva.topla cocuklari girin iceri yahu.ne olur ne olmaz.
    nerede cenaze töreni? ben animasyon olarak 7. filmde görüyorum mezari ancak.dalga mi geciyorsunuz benimle?
    nerede anka'nin gidisi? ben selpaklari erittim gözyaslarimla o bölümü okurken, sen bana bunu mu reva görüyorsun david?
    draco malfoy'u oynayan tom felton, bu filmin en büyük artilarindandir, caresizlik, korku ama yine de bir meydan okuma cabasi bu kadar güzel anlatilabilirdi ancak.

    yedinci filme mi geldik...ne cabuk?!

    ilk bölüm güzeldi. fazladan eklenen hermione'nin ailesine unutturma büyüsü yaptigi sahne en sevdiklerimden.
    cok özlü iksir sahnesi beklenenin üstündeydi,
    delacour'larin gelisi,dügün sahnesi ve olmayan vasak patronus üzücü bir hal aldi, halbuki ben o sahneleri hayal etmekten yorulmustum...
    icimdeki buruklugun sebebi saniyorum hogwarts'in yokluguydu zira hedwig's theme hogwarts'siz yalniz kaldi bence.
    hedwig demisken, neden onu öyle öldürdünüz ki? son dakika baykusu kahraman yapalim mi dediniz? o zaten kahramandi bence...
    ayrica grindelwald sadece pencereden atlayan haliyle mi kalacak hatirlarda? kitabi okumayan kim bu demeyecek mi? neden albus ve gellert iliskisini ve onun getirdigi yikimi aktarmadiniz?
    bathilda bagshot ve xenophilius lovegood sahnelerinde cok etkilendim,animasyonun da etkisi vardir,daha güzel anlatilamazdi heralde.
    yine de iltifatlarim senden nefret ettigim gercegini degistirmiyor david.
    peter pettigrew ölüyor, kendi vicdaninin bir anlik bos bulunmasi yüzünden efendisinin verdigi gümüs el görevini yapiyor. orada birkac cocuk izlemeye gelmis diye sen neden gercekleri sapitiyorsun ki?
    dobby'nin ölümüne söyleyecek birseyim yok.bir baska kahraman da o.
    ikinci favori filmim oldu serideki. senaryo,yönetmen ve yapimciya ragmen oradaki oyuncularin,atmosferin ve j k rowling'in piriltisidir bu da.

    son filme geceyim artik,
    yillardir planliyorduk aslinda bunu popsicle pout'la. söyle yapacagiz,bunu giyecegiz, kis olursa binalardan birinin atkisini takacagiz,yazin arma da olur, büyücü sapkasi olmaz zira manyakligimizin belli olmasini istemiyoruz,disaridan bakinca biri ekonomi biri hukuk ögrencisi,ciddiyetleri olan iki insaniz. ic düyamizin karmasasi kimseyi alakadar etmez.tirnaklarimizi stylish bir hale getirmeye karar verdik.kirmizi sari cesitli futbol takimlarini andirmasinin yanisira zaten biz gümüsle yesili tercih ediyoruz. günlerce hazirlik yaptik onun icin bile.
    15'i cuma.gidecegiz.bulustuk,biletler alindi, bekliyoruz.heyecandan bin tane fotograf cektik.
    filme girdik nihayet, lily's theme basladi, cok gergin bir andi. aslinda bana sorulsaydi,tabii kim soracak ama yine de, hedwig's theme'in bir cover'ini tercih ederdim.hogwarts var cünkü,eve geldik nihayet...
    keske shell cottage daha cok yer alsaydi filmde. lupin gelseydi,harry vaftiz babasi olmayi kabul etseydi,görseydik.
    gringotts a giris güzeldi, helena bonham carter'in hermione rolünü bu kadar iyi oynayacagini tahmin edemezdim,resmen o olmus.
    zamandan kazanmak icin basit degisiklikler yapmislar,harry'nin voldemort'un hafizasina girdigi sirada gölde olmasi gibi ama bunlar sinir bozucu degildi kesinlikle.
    benim derdim aberforth dumbledore 'la. neden bu kadar yüzeysel kaldi diyaloglar? en fazla 10 dakika sürecekti o aciklama...
    aberforth'un söylemediklerini albus söyleyecek diye bekledim ama o güzel sahneye ragmen bir aciklamayi bizlere cok gördüler.
    hogwarts'a giris böyle olmayacakti. harry potter ilk defa cruciatus lanetini tutturacakti ama resmen karaktere firsat vermemisler,o mcgonagall'i koruyacakken, mcgonagall cikip harry yerine snape'le düello etmis. bu da kitapta bahsedilen bir olaydi ama öncesi vardi.
    hogwarts'i korumak icin yaptiklari büyüler güzeldi ama ben bir süre mrs weasley'i sprout yerine izledim,itiraf ediyorum. neredeydi bitkibilim profesörü, hufflepuff binasinin sorumlusu?
    heykellerin hogwarts icin birer askere dönüsmeleri onu koruma mücadelesi vermeleri gözlerimi yasartacakti,ne de olsa biz de evimiz dedik oraya,demedik mi ?
    devler az miydi sanki? bence azdi. örümceklerin girisi daha heybetli olacakti, hagrid'i alip gideceklerdi, biz koca yürekli devimizi ancak sonlarda gördük,gecmisimize hakaret,baska birsey degil.
    harry luna'yla diadem'in kopyasina bakmaya gidip döndükten sonra ihtiyac odasinda beliren insanlar olacakti. helena ravenclaw'la konusmasini luna söylemeyecekti harry kendisi düsünecekti,ayrica ihtiyac odasini da ayni sekilde kendi akil edecekti. tabii daniel radcliffe bir kerestenin kabiliyetine sahip oldugu icin bunlari ifade edemeyebilirdi ama en azindan sesli düsünebilirdi ya da biz onun beyninin icindeki sese kulak misafiri olabilirdik.
    ron ve hermione'nin sirlar odasina girmeleri ve orada olanlarin bize aktarilmasina cok sevindim acikcasi.adeta ailesine unuttur büyüsü yapmis bir hermione sahnesi oldu benim icin. öpüsmeleri haydi bakalim simdi öpüsüyoruz tadinda olmasaydi da daha duygusal olsaydi diye düsünmüyor degilim ama cok da yorumlamayacagim diger tarafta harry ginny'le öpüsürken. ginny olmadi bu seride. kitaptaki cool ginny nerede bonnie wright nerede. yalniz kitapta harry annesiyle babasinin mezarlarini ziyarete gittiginde mezar tasindaki dogum ve ölüm tarihlerini göz önünde bulundurarak james ve lily potter'in 21 yasinda öldüklerini düsünürsek,harry'nin annesini gercekten bonnie wright oyanayabilirmis.ne de olsa yesil/mavi göz cok problem degil anladigim kadariyla.
    filmdeki kücük lily sevimliydi yalniz büyümüs hali tabii daha ilk filmden beri -kelid aynasi- ayni aktris oynadigi icin uymuyordu.
    snape'in anilari cok güzel ama hizli anlatilmisti.ayrica snape'in voldemort ve müritlerine olan yakinligi nedeniyle lily'yle arasinin bozulmasi islenmemisti,neredeyse lily gryffindor'a gitti diye aralarina sogukluk girdi gibi anlasilacak.
    lupin'le tonks'un cesetlerini harry sonradan gördügü icin fimle kitap arasinda fark olmamis.lupin'in ölümüne üzüldüysem de bastan beri asil amacin james,sirius ve lupin'i biraraya getirmek oldugunu anliyorum.olan cocuklarina oldu.
    snape'in son sahnelerinde gözlerim doldu,aglamak istedim ama olmadi. aglayamadim bile.cok etkilendim,alan rickman sana olan hayranligimi baska bir zaman baska bir yerde dile getirecegim,simdi sadece snape.
    lucius malfoy'u da buradan tebrik etmek istiyorum,narcissa'yi güzel olmayan ama gücü ve durusuyla güzel izlenimi birakan yapisi nedeniyle severim.
    ralph fiennes gibi harika bir aktör voldemort gibi bir karakter icin yetersiz kaliyor,ne aci. insanlar neden bunun burnu yok diye sorabiliyor,neden firsat veriyorsunuz?
    benim hayalimdeki voldemort'a bakildiginda insanlar onun burnuna kulagina takamaz biliyor musunuz, beyazperdedeki yansimasindan bile tedirgin olurlar.ben sadece "bir" harry potter hayraniyim,benim gibi milyonlarca insan var.
    tom riddle bile espri yapmazken voldemort öpüjem triplerine girip ona buna sariliyor böyle birsey mümkün mü? birtakim kumaslarla harry'yi sarmalamasi nereden cikiyor? neden nagini'yi kafeste tutmuyor?
    insanlarin kavramasi gerektigi - voldemort'un gaddar yüzü. sen öyle iki dakikada bir espri yaptirirsan olur mu,olmaz. voldemort gidip ölümlü insanlar gibi savasir,kulelerde seker mi? hayir. voldemort düello yapar. voldemort adamlarinin zaferinin üzerinde, dokunulmazligi varmiscasina son anda belirir. voldemort insanlari pelerinle sarmaz,lanetler.voldemort insan degildir,onu bu tip özelliklerden arindirmamaniz en büyük hatanizdir.
    bellatrix onun insan versiyonudur. ayni anda üc kisiyle düello edebilir,acimasizligi onu efsanelestirdiginden büyük bir cadidir, öyle degil mi? molly weasley bir desperate housewitch,onu bir dakikada yok edemez acikcasi.bunu kabul edelim ona uygun sahne yazalim diyememissiniz.
    voldemort ve harry potter 'in final düellosu baslibasina efsanelesecekken siz bunu sadistce baltalamissiniz ama. orada sözlerle karsilikli nefret kusulup sonrasinda gercekler aydinlanacakken kimsenin haberi yokken avluda birbirlerini hallettiler.
    epilog bölümüne hakikaten deginmekten kaciniyorum ancak o kadar zor yillardan sonra böyle rahat bir yasamlari olmasi gülümsetiyor gercekten.bir de madalyonun öbür yüzü var ki artik ben de trene binenlerden degilim. her ne kadar istasyonda el sallayanlardan olmama vakit varsa da, bir parcam koptu gitti iste böyle.

    özel bir bölüm ayirmak istiyorum fred weasley icin.
    en sevdiklerimdendin. ölümün bile tam icime sinmemisken,senin ölümünü gösterme geregi duymadilar filmde,cok kirildim.hatta ilk defa bunun icin kirildim.önemini kavrayabileceklerini sanmiyordum ama bu kadar basit bir sekilde gecistirilmesi yönetmene,yapimciya ve senaryo yazarina olan hincimi kat be kar arttirdi,saniyorum yalniz da degilim.

    cocukluguma veda ettim cuma günü. daha idrak edemedigim bir gercek,harry potter'a artik hoscakal demem gerektigi. tabii kitaplarini basucumdan emekli edecek degilim,hep benimle olacaklar,fimleri izleyecegim,ama 11 yasima geri dönemeyecegim iste.

    tesekkür ederim.


    (little princess - 17 Temmuz 2011 14:10)

  • comment image

    --- spoiler ---

    mürver asanın çotanak diye kırılmasına "hassiktirin gidin lan" diye sesli tepki vermediysem, koskoca voldemortun öldükten sonra siyah poşet parçaları gibi uçuşup havaya savrulmasının şokunda olmamdandır a dostlar.

    ---
    spoiler ---

    küçük kuzeninizin sizi sürükleyebileceği en iyi filmdir yine de. çocukluğu bu seriyle sona eren şanslı nesle kaldırıyorum kadehimi.


    (evsiz tospaa - 17 Temmuz 2011 15:13)

  • comment image

    roman serisini iyi yansıtamamasının yanı sıra kitabı okumamış kişiler için oldukça havada kalan bir sürü sahne bulunduruyor film.

    --- spoiler ---
    ---
    spoiler ---

    harry potter neden ölüp de dirildi, nasıl oldu bu merak edenler için;

    filmde ak sakallı albus dumbledore okuyup üfledi ve harry dirildi gibi bir saçmalık sunulmuş. en azından kitabını okumamış olanlar için öyle bir anlam çıkıyor.

    harry hiç ölmedi. olayın aslı şu.
    harry henüz bir bebekken, annesinin onun için kendini feda edişi ile yaptığı büyü ile hayatta kalıyor ilk seferde. voldemort onu öldüremiyor bu yüzden. o büyü harry'nin kanında dolaşıyor hep. onu koruyor.

    4. filmde ise hatırlarsanız voldemort geri dönebilmek için harry'nin kanına ihtiyaç duyuyor. bu olaydan sonra voldemort'un damarlarında harry'nin annesi lily'nin büyüsünün olduğu kan dolaşmaya başlıyor. o büyü olduğu sürece harry ölmez, onu koruyor. yani voldemort ölmeden harry'i öldürmek mümkün değil.

    işte bu yüzden voldemort harry'e kedavra laneti yaptığında sadece harry'nin içinde olan kendi ruhunun parçasını öldürüyor *. harry ise annesinin yaptığı fedakarlık büyüsü hala sürdüğü ve voldemort'un kanında yer aldığı için hayatta kalıyor. bu kan meselesi olmasaydı harry ölecekti.

    bir ekleme daha yapayım dumbledore da bu olayın gerçek olabileceğini biliyordu. tahmin ediyordu yani. o yüzden harry'i ölüme gönderdi diyemeyiz. çünkü böyle olacağını biliyordu.

    edit: merak edenler kitabın türkçe çevirisinin 645.sayfasına bakabilirler ya da king's cross bölümünü baştan sona okuyabilirler.

    --- spoiler ---
    ---
    spoiler ---


    (cncn - 19 Temmuz 2011 02:18)

  • comment image

    box office'te çılgın atmaya devam eden film. iki haftalık vizyon gösteriminden sonra dünya çapında gişelerden kaldırdığı toplam hasılat ;

    $834,582,000 *

    ayrıca filmin üç ana karakteriyle ilgili hazırlanmış çok güzel bir resim de var. kitaba adını veren ölüm yadigârları'yla ilgili. ben hiç bu açıdan düşünmemiştim ama olabilir de, niye olmasın *:

    --- spoiler ---

    http://d24w6bsrhbeh9d.cloudfront.net/…4257_460s.jpg

    ---
    spoiler ---


    (snidget - 25 Temmuz 2011 02:41)

  • comment image

    abi yazmayım yazmayım diyorum; dayanamıyorum.

    ömrümde gördüğüm en salak kitap uyarlamaları kesinlikle harry potter'lardır. her bir filmi (bir tek son kitabın ilk filmi o kadar salak değildi) rezalet. yani kitaptan bu kadar kopmasını mantığım almıyor.

    sevgili tutturdu gidelim diye, 3d bilmem ne falan filan. gittik. ömrümden giden 2 saat yemin ederim.

    --- spoiler ---

    ya olm bana bir kişi çıkıp harry potter ile voldemort'un nasıl düello yapabildiğini açıklasın. olm ne mal senaristlersiniz siz; harry kim voldemort kim lan? alacak merdivenlerde voldi'yi karşısına; şak şuk ışın yollayacak sik sok şeyler yapacak falan. taşak mı geçiyorsunuz? kitapta mezarlıkta mezarların falan arkasına kaçıp kedi gibi zırlayan ve expelliarmus dışında bir sik yapmayan harry gitmiş; yerine voldi'nin üstüne üstüne büyü yollayan harry gelmiş.

    sonra yine karikatürize edip izleyen 7 yaşındakileri "vooooov" dedirtecek sikik atraksiyonlara girmişler. yok bellatrix tuzla buz olmuş da, yok koruma büyülerini voldemort anırarak yolladığı şeyle yok etmiş de, yok dumbledore'un kardeşi abertforth muydu neydi, bir büyüyle yüzlerce saldırganı gökyüzünden silecek de bilmem ne.

    sanki kitap yetercince heyecanlı değilmiş gibi çıkıp her filme böyle mallıklar koyuyorsunuz ya; acayip sinirleniyorum. her seferinde de meraktan izledim. her seferinde de sayıp sövdüm.

    lan, voldi ile harry köprüden falan atladılar o neydi ya? uçarken buharlaştılar, birbirlerine girdiler falan olm şaka mısınız ya? 7 yaş değil yetişkinler okuyor bu kitabı, filmleri de ona göre yapın. sik sok espriler, mal mal atraksiyonlar. siktirtmeyin filminizi de bütçenizi de.

    edit: 19 yıl sonraki hallerine ise resmen sesli güldüm. lan sizin makyajınızı sikiyim. biraz fondotenle hermione 40'ına merdiven mi dayayacak? salak harry sadece saçını beyazlatınca mı yaşlanacak? ne gerizekalı adamlarsınız lan. bitince izlemiyor musunuz? o değil de bu kitabın yazarı kadın, rowling, nasıl izin veriyor bu salak olaylara ya? senaryosu sikilip atımış falan. ne paragöz karıymışsın sen de be. ssg'nin troll'lere göz yumması gibisin amına koyım.

    ---
    spoiler ---


    (sen git ben geliyorum - 14 Ağustos 2011 10:33)