stephen king'in 25 senede yazdigi 1000 kusur sayfalik eseridir. bir bahar gününde, aniden bir şehrin etrafinin görünmez bir güç kalkani ile sarilmasini anlatir.. ucaklar güç kalkanina carpip düşerler, bir bahcevanin kolu, tam kubbenin geçtiği yerde durdugu için kopar, kimisi sehir disinda bulunan aile bireylerine sahip aileler parcalanir, kimse kubbenin nereden geldigini, ve nereye gidecegini dahasi gidip gitmeyecegini bilemez.. (ne hayal gücü anasini satiim... 1000 sayfa ne yazdin bunu?)

yukaridaki parantez icindeki sorumuza stephen king "100 den fazla karakter var, hatta bazilari geçmişlerinde acaip sirlar sakliyorlar" diye cevap vermiş ki bu cümle beni heyecanlandirdi.. bir garip oldum. sır diyince ben bir garip oluyorum zaten.. lost'un ilk sezonunda birisi "hepsinin geçmişinde sirlar var" dedigi icin hala izliyorum mesela..

velhasil umarim canan kim cevirir türkceye, veya bir sekilde izmir milli kütüphaneye orjinali gelir.. bu yaşta king kitabi alacak değilim..

(azuth - 4 Nisan 2009 22:39)

stephen king'in kariyerini -kazanç açısından değil, edebi saygınlık açısından- yanlış alanda başladığını, sürdürdüğünü ve bitirdiğini en açık şekilde gösteren roman.

--- her ihtimale karşı spoiler ---

king, popüler romancılar arasında en değer verdiğim yazardır. dean r. koontz gibi, umberto eco'nun katoliklerle olan hesaplaşmasını amerika'ya hafifleterek taşıyan (ve protestan amerikalıların beğenisini kazanan) dan brown gibi tiplerle karşılaştırılmasının yersiz, haksız olduğunu düşündüm. popüler edebiyatın gerilim-korku alt başlığı altında değerlendirilebilecek olan bu tür yazarlar, onlara ciddi anlamda kolaylık sağlayan bir şablon üzerinden çalışırlar. -en fazla- iki romanlarını okuyup onları tanıdıktan sonra, sonraki kitaplarında sizi neyi beklediğini, okuyucuya ne tür ters-köşeler hazırladıklarını bilir, vurucu sonu kolaylıkla tahmin edebilirsiniz. dahası, popüler roman başlığı altındaki bütün türlerin üzerine düşeni yapar, okuyucuyu sistemin ne kadar da güzel işlediğine ikna ederler.

stephen king'in bu yazarlarla iki ortak noktası bulunmaktadır: 1) aynı türde eser verir 2) -her ne kadar içerik itibarıyla onlardan çok farklı bir yerde duruyorsa da- türün genel şablonunu paylaşır.

ne var ki bu iki ortaklık, king'in bu tür yazarlardan farklı olduğu varsayımına halel getirmez. king, her ne yazıyor olursa olsun, hep satır aralarında bir hesaplaşmanın peşindedir. romanlarındaki korku unsuru ister hayaletler olsun, ister uzaylılar olsun, ister adın konmamış yaratıklar olsun; mutlaka ve mutlaka amerika'yı kuran, var eden irade olarak görülen küçük amerikan kasabalarındaki yozlaşmaya, kirliliğe dikkat çeker. yazarın gizli öznesi her zaman taşranın sözüm ona muhafazakar, şirin yapısının gizlediği pisliktir. bu pislik bazen küçük çocukları kaçıran canavarı görmezden gelmek şeklinde belirir, bazen kasabadaki bir zenci katliamına yüzünü çevirmek olarak ortaya çıkar, bazen uzaylılarla gizli işbirliği şeklinde kendini belli eder. amerikan halkının ırkçılığı, cinsiyetçiliği, faşizme iki adım mesafedeki duruşu king romanlarının vazgeçilmezidir bu bağlamda.

yazarın kariyerini yanlış yolda çizdiği noktasındaki iddiamın temel gerekçesi bu. stephen king, söz konusu eleştirilerini bir türün ardına gizlenmeden, açıkça yapabilmiş olsaydı ikinci bir william faulkner olması kaçınılmaz olurdu diye düşünüyorum. elbette dünyanın en çok kazanan yazarlarından birine "yanlış yoldasın, birader" demenin bir anlamı yok. adam halinden memnun ki bibliyografyasını çıkarmak bile sayfalar alıyor.

under the dome'a gelince... king belki de ilk kez bu kadar az kaçak güreşiyor bir romanda. devasa bir fanusun içinde kapalı kalan kasabada yaşanılanları konu alan romanda, fanusun, onu o kasabaya koyanların, fanustan kurtulma çabalarının romanın genel omurgası içinde de, oluşturulan gerilimde de payları eser düzeyde. dış dünya ile bağı önemli ölçüde kopmuş bir amerikan kasabasının adım adım faşizme gidişini takip ediyor, bu durumdan rahatsız olanların nasıl üstesinden gelindiğini görüyor, kullanılan psikolojik harp hilelerine şapka çıkartıyor, kriz dönemlerinde dinsel fanatizmin nasıl yükseldiğine şahit oluyoruz ve bütün gerilim kasabadaki bu şiddet içeren değişim üzerine kurulu. hani, romanı alsanız üç-beş değişiklikle bir güney amerika ülkesine ya da franco dönemi ispanya'sına uyarlasanız hiç de sırıtmayacak bir atmosfer var. hem karakter çeşitliliği açısından camilo jose cela'nın la colmena'sını andırdığından ispanya-franco tercihi hoş bile olabilir.

başta da dediğim gibi stephen king'i severim. hep bir şeyler söylemek istediğini, bunu kısık sesle söylediğini düşünürdüm. under the dome, king'in sesini bu anlamda epey bir yükselttiği bir roman olmuş.

--- her ihtimale karşı spoiler ---

(gulhs - 27 Eylül 2010 14:34)

--- spoiler ---

"dostlarım, darwin'in kibarca söylemeye çalıştığı şey şuydu; biz insanlar, dünyayı yönetme yetisini; evren adı verilen ormandaki en zeki veya en kurnaz yaratıklar oldugumuz için degil; canlılar arasındaki en çıldırmış, öldürmeye en meyilli orospu çocukları biz oldugumuz için kazandık."

--- spoiler ---

(suffocated - 3 Nisan 2012 06:35)

ilk bölümüyle beni sarmış dizi. eğer diğer diziler gibi sezon sezon üstüne kastıkça batıracaksa 13 bölümle kısıtlı kalmasını diliyorum. bir de bu stephen king işlerinin kendine has bir tadı var. bir kere acayip, buram buram amerika kokuyor. 80'ler gençliği gibi hissettim kendimi. ayağımda converse'ler, elimde lay's falan... dean koontz'un hikâyelerine de el atsalar güzel şeyler çıkar diye düşünüyorum.

--- spoiler ---

ayrıca özgü namal ve emine ülker tarhan da oynuyor.^*

--- spoiler ---

(dudagin kenarindaki egreti kivrim - 1 Temmuz 2013 15:58)

dizide özgü namal'ı latin polis memuru rolünde ve kıvanç tatlıtuğ'u da asker rölünde görebiliriz.

(nastura - 31 Temmuz 2013 03:38)

ilk bölümdeki ineğin ikiye bölünme sahnesindeki special effect fail kısmıyla beni daha baştan dumura uğratmış film. anlaşılan efekt uzmanları ineklerin iç organlara ve iskelet sistemine sahip olduğunu unutup, onları sadece az pişmiş biftek olarak düşünmüş. hayatımda gördüğüm en başarısız ve gerçekçilikten uzak sahneydi.

(medsarpent - 14 Ağustos 2013 16:21)

her bölümün başında ikiye bölünen ineğin o böğürme sesini nasıl çıkartabildiğini anlayamadığım dizi. diyafram, ciğer, gırtlak gibi sesle alakalı hangi organ varsa ikiye ayrılmış olduğundan, sevgili ineğimizin verdiği son nefesin, o sesi çıkartacak organlardan geçerek vuku bulması imkansızdır.
yanılıyorsam konusunda uzman bir baytar düzeltsin.

edit: sesime kulak verip artık o böğürme sesini kaldırmışlar.

(oolon colluphid - 21 Ağustos 2013 01:03)

--- spoiler ---

s01e09

kubbe, kasabanın üzerine kapanalı 8 gün ( s01e09 itibariyle) oldu. tecrit edilişinin haftası dolmadan askerler gelip, kubbeyi füze ile patlatmaya çalıştılar. o kasaba türkiye'de olsa çoktan önünde seyyar satıcılar yuvalanmış, hatıra fotoğraf standları açılmış, instagram ve vine videolara boğulmuş hatta diğer kasabalardan turlar bile düzenlenmişti. amerikalılar çok sıkıcı yae!

--- spoiler ---

(ranini - 22 Ağustos 2013 21:53)

--- spoiler ---

s01e09

ben olsam son sahnede dördüncü el çıkınca ölü olan birinin aslında hala orda olup elini koyduğunu düşünüp altıma işerdim lan. bunlar gülüyor heyecanlanıyor falan. amerikalılar çok değişik insanlar...

--- spoiler ---

işte bunlar hep supernatural...

(slimshadycanki - 23 Ağustos 2013 20:29)

iyi dizidir, hoş dizidir.

ancak

--- spoiler ---

ordu bu kubbeye moab atmadı mı? mother of all bombs demediler mi, kubbenin dışı yanıp yıkılmadı mı? her yer harabe olmadı mı? peki ne demeye 11. bölümün sonunda kubbenin kenarına geldiklerinde dışarıda kusursuz bir mahalle var?

--- spoiler ---

(umka - 6 Eylül 2013 11:13)

--- spoiler ---

ilk sezonun 5. bölümünün başlarında kubbenin içinde kalanların akrabaları vs geliyor ya orada askerler üstüne bastıra, bastıra "kubbeye elektronik eşyalarla yaklaşmayın" diye duyuru yapıyor.zaten yaklaşıncada elektronik aletlerin pilinin patladığını daha önceden biliyoruz.polis olan hatunun itfaiyeci kocası elinde tablet bilgisayar ile kubbenin dibine kadar girdiği halde tabletin pili patlamıyor.zaten tabletin üzerinde eşek kadar microsoft logosu var.reklam yapıcaz diye mantık hatası yapmışlar.

--- spoiler ---

(lip ton - 6 Eylül 2013 16:15)

big jim'i bildiğin bizim sevgili başbakanımıza benzettiğim dizi. aynısı lan, mağdur edebiyatı yapmalar, yalanlar, iftiralar bi ara dedim aha türkiye.

(gelecomp - 14 Eylül 2013 14:32)

dünya dizi tarihinin katıksız en gerizekalı karakteri linda'dır. net.

(slimshadycanki - 17 Eylül 2013 15:25)

çok kaliteli bir vakit kaybı.

(ssg - 21 Eylül 2013 13:23)

--- spoiler ---

elini koskoca civi delip gecerken sadec "ouw" diyen cengaverlerin bulundugu dizi

--- spoiler ---

(luuk - 3 Temmuz 2014 00:53)

gözlerden kaçmamış ama şuraya ss'sini de atayım, lazım olur:

http://i.imgur.com/u8gwzvi.jpg

(thedissilent - 6 Ağustos 2014 00:30)

belli ki dizinin oyuncularını sebze reyonundan seçmişler. çocuğa aşık olduğun kadını dayın öldürdü diyorlar dümdüz bakıyor, kadına 25 sene önce ölen arkadaşın hayatta diyolarlar sıfır tepki. insan arada bir şaşırır, dehşete düşer. kitabın çok uzun, dizinin çok sıkıcı olması sebebiyle bir kısmımız olayın sonunu asla öğrenemeyecek.

(passive aggressive - 19 Ağustos 2014 12:27)

binyirmidört sayfa kitap. bitmiyor amk. son ikiyüz küsur sayfam kaldı. yanımda taşımaktan imanım gevredi. adama kindle aldırır bu.

(gersusleo - 19 Ağustos 2014 13:09)

s02e12'de fen bilgisi öğretmeninin bana sağlam bir 'yok ebesinin amı' çektirdiği dizi.

--- spoiler ---

lan nereden aklına geldi sekizinci elin melanie'nin diğer eli olduğu. bir de açıklamaz mı hatun, yok kuantum fiziği böyle der şöyle der, bir eli geçmiş diğeri şimdi.

o anda diziyi izleyenlerden, yeryüzünde, gezegende, uranüs ve neptün de dahil, bunu akıl eden varsa önünde domalmaya hazırım. bu kadar büyük konuşuyorum.

--- spoiler ---

(juggerhaunt - 17 Eylül 2014 16:53)

kitabın 337. sayfasının 4. paragrafından bir bölüm:
"...en kötü siyasetçi tipi-bencil, makamını hak etmekten çok uzak olduğunu göremeyecek kadar benmerkezci, çevresini kuşatan o yapay dünyanın altında korkağın teki. işler yeterince kötüye gittiğinde kendi canını kurtaracağına inanırsa kasabayı eliyle şeytana teslim eder. korkak bir lider dünyanın en tehlikeli insanıdır. ..."

sizin de mi aklınıza aynı kişi geldi?

(king of pisidia - 22 Ocak 2015 13:10)