Paddleton (~ Untitled Duplass Brothers/Ray Romano Project) ' Filminin Konusu : Paddleton, ölümcül kanser teşhisi konan orta yaşlı bir adam ile en yakın arkadaşının değişen yaşamlarını konu ediyor. Orta yaşlarında olan Michael ölüm ile burun burunadır. O hastalığının basit bir rahatsızlık olduğunu düşünürken ölümcül kanser teşhisi ile karşı karşıya kalır. Artık onun için yapılabilecek hiçbir şey kalmamıştır. Yaklaşmakta olan ölüm gününü bekleyen Michael’ın bu süreçteki en büyük destekçisi hem komşusu hem de en yakın arkadaşı olan Andy’dir. Michael her ne kadar bu durumu kabullense de Andy hemen pes etmek istemez. Mutlaka bir tedavi yönteminin olduğunu düşünen Andy, ne olursa olsun Michael’ın pes etmemesini ister. Ancak Michael’ın düşünceleri bambaşkadır. O iyileşmek için çare aramak yerine durumu daha da kötüye gitmeden önce hayatını sonlandırmayı düşünür. Bunun için de en yakın arkadaşı Andy’den yardım ister.
The Boy Who Harnessed the Wind(2019)(7,6-12670)
Ray Romano: Right Here, Around the Corner(2019)(7,3-1019)
Blue Jay(2016)(7,3-9591)
Ben Is Back(2018)(7,0-2400)
Safety Not Guaranteed(2013)(7,0-123473)
El fotógrafo de Mauthausen(2018)(6,6-225)
High Flying Bird(2019)(6,3-4173)
Vox Lux(2018)(6,0-10693)
Isn't It Romantic(2019)(5,9-46146)
The Breaker Upperers(2018)(5,9-3807)
az önce izlediğim 2019 yapımı netflix filmi.(bkz: bromance)
(sarper361 - 23 Şubat 2019 16:45)
bonus giriş yazısı: filmi izlemediyseniz bende sonra yer alan bütün yorumları okumayın ya da dikkatli okuyun artık nasıl yapacaksanız. bazı kendini bilmezler spoiler ifadesi vermeden filmi lak lak anlatmış. beyin yok işte ne yapacaksın. amk hakketten neyin afası bu ya, ne bu hakketten nasıl bir zeka. özür dilerim sinirlendim. 720pizle de gördüm. netflix'te de varmış oradan izledim. aksiyon arıyorsanız veya üzülmek istemiyorsanız bu filmi izlemeyin. genel konusu ise, kanser olan bir kişinin kendi hayatına son vermek istemesi üzerine. ötenazi direkt denmeyebilir ama izleyince daha iyi anlayacaksınız. filmi beğendim. bu filmdeki ana karakterler aslında siz ve en sevdiğiniz oluyor. --- spoiler ---insanın öleceğini bilmesi çok kötü. kime üzüleceğine bile şaşırıyor insan. en yakınına mı yoksa ölecek kişiye. "see you down the road, friend."--- spoiler ------ spoiler ---spoiler 2delu cocuk isimli yazarın yorumunu okudum. "filmin yaklaşık 2/3’ünün bittiği yerde " "kanser olan kişiyi yanlış kişi sanıyorsunuz" kısmına dair, yazar arkadaş filmi izlerken telefonla flan oynamış sanırım. filmin en başından ilk dakikasından itibaren kimin kanser olduğu neler yaşandığı ortada. daha ne kadar izah edilebilir. neyse...--- spoiler ---edit: spoiler 2edit2: bonus giriş yazısı
(ucan aslan - 24 Şubat 2019 08:15)
--- spoiler ---filmin yaklaşık 2/3’ünün bittiği yerde (oteldeki kovalamaca sahnesinde) kafanız karışıp filmin başındaki kanser teşhisi sahnesine geri dönüp tekrar bakana kadar, kanser olan kişiyi yanlış kişi sanıyorsunuz (daha doğrusu senarist öyle sanmamızı istiyor). filmin sonuna bakarak tüm filmi yorumlarsak gayet sıradan bir anlatı çıkıyor ortaya. zaten ilk entryde arkadaş (bkz: bromance) etiketini yapıştırmış ve kendince çıkmış işin içinden. halbuki, senarist usta bir şekilde bizim panik mizaçlı karakter andy’yi kanser hastası sanmamızı sağlayarak asıl mesajı oteldeki kasayı kovalamaca sahnesinde veriyor: ruhları ve zihinleri kanser olanlar, bedeni kanser olanlardan daha zararlı ve çekilmez olabilir. hatta öyle bir seviyeye varır ki, bedeni kanser olan kişi -öleceği düşüncesinin ağırlığı henüz üzerinde iken- ruhu kanser olan kişinin ıvır zıvır takıntılarını hoş görüp ona yol göstermeye çalışır (eczaneye giderken, ya benzimiz biterse, onu yapmayalım bunu yapalım gibi huysuzluklar). zaten adam ölmeden birkaç saat önce, bizim pimpirikli andy şunu itiraf eder: “senin kanser olduğun haberini alır almaz işime ara verip seninle vakit geçirmeliydim.” andy’nin bu ruhsal kanseri o dereceye varmıştır ki, ölüm anında aşkını itiraf eden michael’a karşı cevap vermeyip, o son nefesini verdikten sonra “ben de sana aşığım” der. ve aslında senarist bu sahne ile birlikte, andy’nin de ruhsal açıdan öldüğünü yüzümüze çarpar.özetle, yüzeysel bakıp sadece sondaki itiraftan dolayı eşcinsellik temalı film olarak damgalamamalı, yoksa temel mesaja yazık olur.--- spoiler ---
(delu cocuk - 26 Şubat 2019 01:37)
göz kuruluğu çeken sözlük yazarlarına çok iyi gelecek bir film. yayına şubat 2019'da netflix'te girmiş.--- spoiler ---ilacı alırlarken andy anlamsız bir şekilde faturayı ödemek ister fakat limiti yetersiz kalır. tam o sırada ekranı başındaki blackbuker'in bir yandan gülerken bir yandan gözleri dolmuştur. --- spoiler ---
(blackbuker - 26 Şubat 2019 14:42)
filmden sonra epey agladim. abartisiz, “small talk”siz, oz ve icten bi’ film. sigarayi birakmamis olsaydim, icerdim 3-4 tane.
(kurbanlikdomuz - 26 Şubat 2019 23:23)
netflix bünyesinde izlediğim en iyi film. oyunculuklara diyecek söz yok, ancak sıradan bir konu olmasına rağmen senaryonun akışı ve yönetmenlik bakımından mükemmel bir iş çıkarılmış.--- spoiler ---mike'ın ilacı alma süreci ve yatak odasıyla mutfak arasındaki geçişler oyunculuk ve yönetmenlik harikası olarak hafızamda kalacak. evin içinde bize de "izleyici" rolü biçmiş yönetmen.--- spoiler ---
(rostoyevski - 27 Şubat 2019 02:48)
iki komşunun hikayesikomşulardan biri.. kanser olur. daha filmin açılışında senaristler ikisinin gay olmadığını sadece komşu olduğunu belirtirler. bu artık bir zorunluluk olmuştur günümüzde herhalde. çünkü hollywood filmlerinde birisi birisine yakın davranıyorsa seçenekler azdır: ya aşık olmalıdır, ya cinsellik yaşamak istemektedir ya da bir çıkarı vardır. doğu kültürüyle damıtılmışlar için gayet anlaşılır olanlar batı için anlaşılmaz olabiliyor.paddleton, netflix‘in belki de tek cinayet, sex, uyuşturucu, güç arzusu gibi ögeleri kullanmadan ürettiği “dostluk” üzerine kurulu bir dram. ancak sağlam bir dram. yani bütün bu durağan atmosferine rağmen benim gibi bu tarz “ağır” akışlı filmlerden nefret eden birisine bile paddleton‘ın kendisini sevdirmeyi başardığını söyleyebilirim.habire death punch izleyip, pizza yiyip, puzzle çözüyorlar. rutinliğin içinde debelenen insanlar.paddleton, kanserin son safhasında olan tedavi edilemeyecek durumdaki bir adamın ötenazi hakkını kullanmaya karar vermesi ile çatışmasını başlatıyor. komşusu ile birlikte -ki ikisi de bekar- bir yolculuğa çıkıp gerekli ilacı satan eczaneye giderler. etik sebeplerden ötürü her eczane satmamaktadır doğal olarak bu tarz intihar odaklı ilaçları.neyse efenim ilişkilerini, dostluklarını ve bağları izleriz. dostunun ölümü ve kararlılığı ve geride kalanların duygularını yoğun bir empati duygusuyla takip ederiz.sonuç olarakbu tarz filmlerin zaten en büyük becerisi ya da beceriksizliği empati kurdurabilmeleri üzerine kuruludur.eğer empati kuramazsanız koca yapım direk çöp olur.paddleton‘da ise atmosfer ve arkadaşının ölümü sonrasında oluşan yalnızlık duygusu; her şeye rağmen hayatın devam ediyor olmasının işlenişi… bunlar filmi güzel kılan detaylar. soğuk renkler, death punch‘ın imge olarak seçilmesi, emekli amca muhabbetleri.sonuç itibariyle paddleton; dokusu olan, içinizde bir yerlere dokunan ve sizi ötenazi gibi kavramları sorgulamaya yönlendiren bir yapım olmuş. ha ben her halükarda ötenaziye karşıyım. insanın doğmak gibi ölmek konusunda da irade sahibi olmaması gerektiği fikrindeyim. en azından kendim inançlı olmasaydım da bilinmezliğe kendimi bırakabileceğim düşüncesi beni korkutuyor. bu paddleton bana bile bunları düşündürttüyse – ki dedim ya ağır yapımları sevmem- azcık damak zevki olan bir çok kişiyi sıkılmazlarsa buruk bir gülümsemeyle bırakıverecektir. ımdb puanının 7.2 olduğuna bakmayın. arkadaşlık, “bromance” anlatan paddleton‘a bu puanı verenler, envai ahlaksızlığın göz göre göre işlendiği, hiçbir şey anlatmayan sex education dizisine an itibariyle 8.5 vermiş durumda.kaynak : sineg
(wittgenstein - 27 Şubat 2019 19:47)
birbirlerine sarılıp ağlayamayacak kadar erişkin ama en sevdikleri filmi bir barda canlandıracak ya da sadece kendilerinin oynadığı bir oyun türetecek kadar çocuk kalan iki erkeğin yalın bir dostluk hikayesi. erkeklerin kendi aralarında yaşattığı o çocuk taraflarını seven biri olarak bu filmi de sevdim. andy karakterinin biraz takıntılı, biraz kontrol manyağı yanını arkadaşının kanser olması durumunda kontrol edebileceği tek şeyin ötanazi zamanı olduğundan çocukların ilaçlara ulaşamamaları için üretilen ve komik pembe renkte kilitli kasa alarak kendini rahatlatmaya çalışması ve buna rağmen zaman zaman arkadaşının hayatta olup olmamasını kontrol etmesi etkileyiciydi. yine michael'ın son anına karar verene kadarki düşünceleri, andy'e birini bulma çabaları, son dakika hissettikleri durumun absürtlüğüne uygun derecede gerçekçiydi. hayatın her şeye rağmen devam etmesi çok acı.
(mavihuylu - 1 Mart 2019 01:57)
çok güçlü bir ironi ve ağlatıcı bir final.ben bazı esprilere gülerken altıma sıçıyordum.dostluk üzerine olduğunu herkes söylemiş zaten.biz koca adamların o dangalak oyunları sadece usa'de değil dünyanın her yerinde aynı demek ki.'i'm the other guy'kaçmaması gereken film.8.
(dada adam - 1 Mart 2019 21:48)
hayat arkadaşı olabilen iki kafadar komşunun kafadan uydurdukları pek eğlenceli oyun. büyük reklam duvarları , iki raket, top ve bir varil eşliğinde oynanıyor. duvara çarpıp geri dönen ve yerden seken topun varile girdiren bir sayı alıyor. filme gelince, tamamiyle traji. üzücü.
(reebe - 2 Mart 2019 14:58)
Yorum Kaynak Link : paddleton