Süre                : 2 Saat 3 dakika
Çıkış Tarihi     : 20 Temmuz 2006 Perşembe, Yapım Yılı : 2006
Türü                : Cinayet,Drama,Gizemli,Heyecanlı
Ülke                : Avustralya
Yapımcı          :  April Films , Australian Film Finance Corporation (AFFC) , Red Chair Films
Yönetmen       : Ray Lawrence (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Raymond Carver (IMDB)(ekşi),Beatrix Christian (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Chris Haywood (IMDB)(ekşi), Tatea Reilly (IMDB)(ekşi), Laura Linney (IMDB)(ekşi), Gabriel Byrne (IMDB), Deborra-Lee Furness (IMDB)(ekşi), John Howard (IMDB)(ekşi), Eva Lazzaro (IMDB), Max Cullen (IMDB)(ekşi), Simon Stone (IMDB), Stephen Barker (IMDB), Mala Ghedia (IMDB), Hayley Pearl (IMDB)

Jindabyne ' Filminin Konusu :
Jindabyne kasabasında yaşayan dört arkadaş, her sene olduğu gibi şehrin çok uzağında bir göl kıyısına kamp kurarlar. Amaçları her sene olduğu gibi birkaç gün boyunca balık tutup avlanmaktır. Kamp alanına vardıkları akşam ise bir keşif yaparlar: yakındaki nehirde ölü bir kızın cesedi yüzmektedir... Şehirden çok uzakta olduklarından yardım çağırmak için ertesi günü beklemeye karar verirler. Ancak gün doğduğunda, kendilerinin de tam anlamadığı bir sebepten dolayı kamplarına ara vermemeye karar verirler. Kızı ayağından nehrin yakınlarında bir yere bağlarlar ve otoritelere ancak kamp dönüşü, yani neredeyse bir hafta sonra haber verirler...Bu kararları dört adamın hayatını tamamen altüst edecektir. Bir yandan genç kızın bir aborijin olması sebebiyle ırkçılıkla suçlanan dört arkadaş, bir yandan da bu hareketleri karşısında hayrete düşen eşlerine yaptıkları şeyin sebebini izah etmek durumundadır. Özellikle hamile olan Claire (Laura Linney), eşi Stewart'ın (Gabriel Byrne) neden böyle bir şey yaptığını anlamak için büyük çaba harcar. Bu çabası onu hem kendi ailesiyle hem de genç kızın ailesiyle karşı karşıya getirecektir..


  • "gizli ırkçılığı çarpıcı biçimde anlatan, oyunculukları ve özellikle müziği ile etkileyici film."




Facebook Yorumları
  • comment image

    raymond carver'in so much water so close to homeöyküsünü temel alarak cekilmis bir filmdir. karakterler, ve olay örgüsü hemen hemen aynidir ancak film bir noktada öyküden ayrisir. öyküde temel sorun kadinlarin yasadigi siddet ve ugradigi saldirilar iken, filmdeki temel sorun aborijinlerin yasadigi siddet ve ugradigi saldirilar sonucunda bir arada yasayan beyazlar ile yerel halk arasinda olusan gerginliktir. gerek kullanilan müzik, gerek avustralyanin insanin icine bir agirlik cokturen bombos cografyasi ile insanda ister istemez bir tedirginlik yaratmayi basarsa da irkcilik konusunu saglam isleyememistir. ya aceleye getirmisler, ya da ulan bu cinayete bir sebep bulalim bulalim da ne olsun derken, isi aborijinlere baglamaya karar vermisler ama bunu filmin son 20 dakikasina koyarak biraz hata etmisler.


    (tita - 5 Kasım 2007 04:24)

  • comment image

    gabriel byrne, laura linney, chris haywood ve deborra-lee furness in boşrollerinde olduğu, muhtemel öyküden birebir çevrilen, geçen günlerde digiturk ün bir kanalında verilen - sanırım stars dı ama emin değilim - güzel film.. özellikle laura linney ve big c hayranlarını ekran başına çağırıyorum çünkü linney nin neden big c de bu kadar başarılı olduğunu anlamak için ikinci bir fırsat olabilir bu film..

    digiturk teki kısa özetinden aklımda kalanlar şu şekilde: "dört arkadaş, her zaman yaptıkları gibi, kamp kurmak için, ıssız bir uçurum kıyısı-göl kenarına giderler ve eski hayatları orada kalır".. bu açıklama beni, sanki bir gençlik korku filmi izleyecekmiş gibi bir düşünceye gebe bıraktı ama sonraki ilk 20 dakika resmen baydı.. ailenin hayatını anlamak, iki çocuğu yanında gezdiren bir kadının neden mutsuz olduğunu kavramak ve kötü bir aile portresi çizmeye doğru giden bir filme saplanmak.. nba maçı öncesi gerçekten de kötü bir hazırlık dönemi oldu benim için.. ama kadraja girdiğinde farketmediğim ve sonradan farkına vardığım laura linney nin yine depresif ve mutlu evli kadın rolünde olduğunu anlamamla filme kilitlendim.. sonrası zaten, sonuna kadar sevdiğim ve başucu filmlerimden biri haline gelen bir filmin hikayesi oldu..

    --- spoiler ---

    ikinci çocuğu istemeyen bir baba, tek çocuklu ve daimi bunalımlı bir anne, el bebek gül bebek yetiştirildiği için içine kapanıklığını sindirmeye çalışan ufak bir çocuk, bu aileye her fırsatta karışmaya çalışan, ortam bozucu bir kayınvalide(babaanne), claire in yalnızlığını dindirip kötü anılarından faydalandığı, kendi kaçışlarını bastırdığı, büyük kızları ölmüş, küçük kıza da öleni gibi muamele eden bir aile ve o ailenin en aklı başındasızı jude, kasabanın sevgilisi ve zamanında bütün kadınların peşinden koşturduğu rocco(tanıdık mı geldi?), ve bu küçük kasabanın bir cinayetle altüst olan hayatları..

    ---
    spoiler ---

    genel olarak siyah-beyaz ayrımcılığı ve ikilemi üzerine düşünülmüş ama çekirdek ailenin ve küçük bir kasabanın başa çıkılamayacak derecedeki sorunları üzerinden sonuca varmaya çalışan bir film olmuş.. ben çok beğendim ve daha önceden de söylediğim gibi başucu filmlerimden biri haline soktum bu filmi ama kimi bünyeler için gereksiz çevre tasvirleri, sıkıcı aile bunalımlarına göndermeler ve abartılmış toplumsal baskılar bütünü olarak da vücut bulabilir, saygı duyarım.. gene de izlenmesi gereken filmlerden biri olduğunu düşünüyorum..


    (lake of the hell - 12 Mart 2011 00:15)

  • comment image

    gizli ırkçılığı çarpıcı biçimde anlatan, oyunculukları ve özellikle müziği ile etkileyici film.


    (onceinsan - 1 Nisan 2011 00:02)

Yorum Kaynak Link : jindabyne