Çıkış Tarihi     : 01 Ocak 1969 Çarşamba, Yapım Yılı : 1969
Türü                : Romantik
Taglar             : Romana dayalı
Ülke                : Türkiye
Yapımcı          :  Acar Film
Yönetmen       : Nejat Saydam (IMDB)
Senarist          : Suat Dervis (IMDB),Bülent Oran (IMDB)
Oyuncular      : Türkan Soray (IMDB)(ekşi), Tanju Gürsu (IMDB), Suzan Avci (IMDB), Fatma Karanfil (IMDB), Önder Somer (IMDB), Semih Sezerli (IMDB), Süheyl Egriboz (IMDB), Mümtaz Ener (IMDB), Altan Günbay (IMDB), Ahmet Danyal Topatan (IMDB)


  • "yıldızı denizlere düştü cevriye'nin..."
  • "güllü'nün şarkıları sizi sizden alır.o adam senden bıkmayacak mıbaşkasına takmayacak mıo bebe kusmayacak mıkucağına sıçmayacak mı"
  • "fosforlu cevriye'ye ilk hayat veren (hey klişeye can veren allahım!) türkan şoray değil neriman köksaldır. en yakışanı da.."
  • "fosforlu cevriye'nin bestesi zeki duygulu'ya ait olup hicaz makamındadır ve trt tsm repertuarına kayıtlıdır. ibrahim tatlıses bu eseri seslendirmiştir."




Facebook Yorumları
  • comment image

    --- spoiler ---

    güllü'nün şarkıları sizi sizden alır.

    o adam senden bıkmayacak mı
    başkasına takmayacak mı
    o bebe kusmayacak mı
    kucağına sıçmayacak mı

    ---
    spoiler ---


    (inthechaos - 31 Mart 2009 23:23)

  • comment image

    ankara devlet tiyatrolarında bu sene de oynanan oyun.

    fosforlu cevriye adlı hayat kadının aşık olmasını anlatıyormuş gibi görünse de halkı ilgilendiren pek çok konuya parmak basıyor.bunu bazen hissettirerek bazen de laf arasında öyle ustaca yapıyor ki gerçekten hayran kalıyorsunuz.kadına şiddet, kadın erkek eşitliği ve bence en çok üzerinde durulan ve durulması gereken namus...oyunun sonlarına doğru bütün hayat kadınlarının şarkı söylediği ve kırmızı kurdeleleri bellerine bağladığı sahne de izlemeye değer ve gerçekten birşeyler anlatmaya çalışıyor. tabi anlayana..

    oyunun şanından olsa gerek fosforlu cevriye rolünde çok büyük, usta ve tanınmış bir sanatçı bekliyorsunuz ancak hiç tanımadığınız bir yüz bile oyunculuğuyla, içtenliğiyle ve o mükemmel sesiyle sizi etkileyebiliyor.

    izleyin ve de izlettirin efendim..


    (zuhanzee - 20 Ekim 2009 23:55)

  • comment image

    ankara devlet tiyatrosu'nun gülriz sururi'nin ricasını kırmayarak sahnelemesine izin verdiği oyun. sadece bu kararı için bile sevgili lemi bilgin ve kurul üyelerinin her birini teker teker alınlarından öpebilirim.

    kitapçıktaki önsözde yazdığı kadarıyla, suat derviş romanı yazdığı sıralarda fosforlu karakteri için gülriz sururiden başkasını düşünemezmiş. pek çok kere de rica etmiş gulriz sururiye tanışık olmadığı dönemlerde. gülriz sururi ise önce oyunun metnini istemiş suat dervişten. "henüz yazılmadı" cevabını almış. "peki, o zaman romanını gönderin onu okuyayım" demiş sururi suat hanıma. "henüz türkçe'ye çevrilmedi" cevabını almış bu sefer de. haliyle (kendi deyimiyle) biraz da sinirle, "o zaman türkçeye çevirdikten sonra rica edin" demiş.

    bir kaç yıl sonra gülrüz sururi kitabı okumuş ve fosforlu karakterinden çok etkilenip suat derviş in kapısını çalmış. yapılan anlaşma sonucu romanın oyunlaştırılması için haldun taner'e götürülmüş. haldun usta sebebp belirtmeden kabul etmemiş. bunun üzerine dönemin usta oyun yazarlarından bir kaçıyla daha görüşülüp sonuç alınamamış. sururinin bir kaç arkadaşının da kişisel çabası sonuç vermeyince romanı oyunlaştırma fikri, fikir aşamasından öteye geçemediği içi kalmış. bir kaç sene sonra suat derviş vefat etmiş ve gulriz sururi de zamanın etkileriyle fosforluyu oynayacak yaşı gerisinde bırakmış. bu şartlar altında oyun da heves de unutulup gitmiş.

    40 küsür sene sonra diyor "sururi", "bir araştırmacı suat derviş hakkında bir biyografi yazmak için kapımı çaldı ve bana bu kanayan yaramı hatırlattı. beni romanı tekrar okumaya itti." romanı o gece ve takip eden gecelerce defalarca okuyup defalarca ağladığını itiraf diyor sonrasındaysa sururi. "madem ki kimse yapamıyor, ben yaparım" dedim diyor ve "1.5 ay gibi kısa bir süre içerisinde şarkı sözleriyle beraber oyunu bitirmiştim" diye ekliyor.

    oyun müzikleri için attila özdemiroğlu'na gidilmiş. seve seve kabul etmiş. (ki bence ne de iyi etmiş.)

    gelelim kast'a.
    öne çıkan karakterler hakkında konuşmak gerekirse,

    cevriye rolü için "feray darıcı" ya bir şans verilmiş o da köküne kadar kullanmış. "aman kıçım açıldı", "aman başım göründü" demeden gözünü budaktan sakınmadan oynuyor bu cesur rolü. o genç yaşına rağmen yanındaki yılların tiyatrocularının yanında o bahsettiği yıldız misali parlıyor.

    köylü güllü oyunun sonlarına doğru seyirciyi o kadar aldı ki bu orospu sevgili kader ilhan dekorun arkasından 10 küsür kişi içerisinde sahneye çıkarken bile seyircinin suratında gülümseme belirmeye başlıyor, ağzını açtığı vakitse ne derse desin salon kahkahaya boğuluyordu. özellikle cevriyenin hapise düştüğü sahnedeki daktilo emine performansı da kısa fakat başarılıydı. oyunun kısa tanıtım videosunu hazırlayan arkadaş da böyle düşünüyor olacak ki videonun büyük bir kısmı köylü güllü nün sahnelerinden oluşuyor.
    sümbül dudu, nermin uğur bakır'ı deniz yıldızındaki ilginç performansından tanırdım sade.zerre de beğenmezdim hatta dizideki performansını. bir kaç ufak işimden dolayı uzunca bir süre dizi setinde bulunup oyuncu kadrosuyla ister istemez samimi oldum. nermin uğur bakır'la dizi setinden sonra alakasız bir iki yerde daha karşılaşıp uzun soluklu sohbet etme imkanı buldum.hoş, canayakın bi abla kendisi. bu sohbetlerimden vardığım sonuçsa "kötü oyuncu", "iyi insan" idi. ta ki kendisini fosforlu cevriyedeki sümbül dadı karakterinde izleyene kadar. güzel bir karakter çıkarmış, yer yer cılkını çıkarsa da güzelliğinden zerre kaybetmiyor, aksine bu ufak abartmalar daha da hoşlaştırıyor oyununu. şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki nermin uğur bakır'a dair bütün fikirlerimi silip süpürmeye yetti de arttı sahnede gördüğüm karakter.

    kırk yamalı hoca - hacıağa - hakim, karakterlerinin her birinde şov yapan ismet numanoğlu ve işçi - kerim - komser rollerinin her birinde sağlam oyun çıkaran ali hakan beşen oyunun bir anlamda jokerleriydi. kendilerini ayrıca tebrik ediyoruz efendim. zombi recep de ismail volkan duru, ve barba karakterinde engin özsayın gayet başarılıydı.

    bir de fosforlunun sevdalandığı adam karakterinde uğur çavuşoğlu var ki ona söz söylemek pek haddime düşmez deyip susmak istiyorum fakat o güzelim ses tonuna ve sade oyunculuğuna kocaman bir tebrik göndermekten de kendimi alamıyorum.

    1-2 ana karakter daha vardı, onlar da gayet başarılıydı. bunun dışında dt de oyun başına yevmiyeli çalışan figüranlar üzerinden gidiyordu oyun (ki biri uzunca zamandır görmediğim arkadaşım çıktı, o da ilginç bir akentod) ki onlardan oyunculuk beklemek pek sağlıklı bir beklenti değil. buna rağmen oyunu taşıyabilecek kapasitedeydi her biri.

    dip not: biri vardı ki aralarında, onu tenzih ediyorum tüm söylediklerimden. şimdi kitapçığa bakıyorum da "çırak kemal" rolünü oynamış, doğukan özman mış hatta adı. (hatırlamanız için şöyle anlatayım, sonlara doğru cevriyenin eline uyuşturucuyu sıkıştırıp kaçan ve başlarda cevriyeye "benim olacaksın" tripleriyle yumulan uzun boylu, şapkalı arkadaş)

    o feminen tavırlar ve tenör sesinle fosforlu cevriye gibi bir hatunun belalısı olmaktan çok mahallenin zengin züppesi gibiydin. ve sana bir sır vereyim, bir daha sahnede "ben torpilliyim" diye bağıracaksan bari diğer oyuncu arkadaşlara yazık etme. şükret ki feray darıcıyla olan sahnen henüz oyunun başındaydı ve seyirci fosforlu'yu henüz tam randımanlı görmemişti. o diyaloglarınız oyunun sonlarına doğru olsa, fosforlunun eteğinin altında ezilir giderdin gibime geliyor. gerçi, yine zildin ya neyse...

    gelelim oyuna bilet bulamama mevzusuna. ben biletsiz gittim efendim, dedim ki görevliye "ben yaklaşık 2 haftadır bu oyuna bilet bulmak adına uğraşıyorum fakat çabalarımdan bir sonuç alamıyorum. buraya kadar geldim, boş yer bulursam izlemek istiyorum. kırmadılar sağolsunlar, oyun başlayana kadar bekledim ve perdeler kapanında boş bulduğum yere oturdum. (ki orası 2. sıranın ortası yani, salonun bana göre en güzel yeriydi) sağ ve sol yanım da boştu. hatta ve hatta yanımdaki 4-5 kişinin diyaloğundan da anladığım kadarıyla onlar da biletsizdi, yani onların koltukları da boştu.

    bu saçmalık sadece ankara seyircisinde mi var bilmiyorum fakat internetten "enee ucuzmuş len" diyip bilet alıyor da oyun günü götü kaldırmak zor mu geliyor da gitmiyorsunuz? 13 gün öncesinden sabahın köründe gişedeydim ve bilet bulamadım, gel gör ki oyuna girdim salonun 3 de 1 i biletsiz seyirci. ayıptır yahu.

    velhasılkelam, bir dahaki sezon tekrar gösterimde olur mu bilinmez fakat siz yine de riske girmeyin, gidin.
    bu güzelim dt oyununu da geç kalanlarve uçurtmanın kuyruğu'nun yanında "izlemeden ölmeyin" e ekleyip, akün sahnesinde bir başka oyunda görüşmek dileğiyle esen kalın efenim.


    (sekko - 25 Kasım 2009 03:27)

  • comment image

    nazım geçer mi, sözüm dinlenir mi bilmiyorum ama izlemeden ölmeyin abi şu oyunu, çok güzel yeminle. valla sırf "emniyeti suistimal" esprisine kemiksiz 5 dakka güldüm. gidin, izleyin. emeği geçenlerin ellerine sağlık, ışıkçısından setçisine herkesi öpüyorum.*


    (keyfekederolsun - 23 Aralık 2009 10:38)

  • comment image

    bir tanju gürsu, türkan şoray klasiği. kopartan diyaloglarının yanısıra yaratıcı senaryosuyla da takdir edilesi bir eserdir. fosforlunun babasını öldürüp kardeşini ağlarına düşüren kötülerin ( üvey anne- suzan avcı ve yeğenim diye tanıttığı sevgilisi- önder somerin de içinde olduğu) tüm bunları yapmaktaki amaçları fosforlunun babasının kilyostaki arsasındaki uranyum madenini ele geçirmektir. senaristi pür-ü pak alnından öpmek isterim


    (kalidasa - 29 Eylül 2003 10:38)

  • comment image

    tanju gürsu ve türkan şoray ın canalıcı repliklerinden bir kısmını bugün izlerken yemedim içmedim not ettim, buyrunuz

    camgöz- heyyt ulan imbik fahişesi
    fosforlu-beleşe hayır diyenin midesine turp sıkıyım, bedava bomba olsunda midemde patlasın
    camgöz- benimle usturuplu lakırdı etde patlatmayım 56yı gözünün astarında
    fosforlu- yaşa be sırma saçlım zevkin dört köşeymiş
    beni seveceksen dikkatine limon sık, bikeresinde biri beni sevecek oldu bütün istanbul herifcioğlunu hastaneye taşıdı
    toparlanın gacılar bitpazarının şubesi geldi
    fosforlu- kıtıpıyoz mecburdum
    kıtıpiyoz- kalbime kazık kakmasaydın ben sana yapıcağmı bilirdim
    fosforlu- çok şey öğrendim sonra kızkardeşiminde hayatını kurtardım
    kıtıpiyoz- çaktıım tevekkeli nüveyra eşek cennetini boylamamış o memduh olacak zırtapozda filmi koparıyordu
    fosforlu- o süsköpeği bi elime geçsin 32 dişine imzamı atmazsam banada fosforlu demesinler
    kıtıpiyoz- yaşaa be fosforlum sende kara sevda var
    fosforlu- bende kara sevda değil kara intikam var tepeden tırnağa kinle doluyum
    kıtıpiyoz- acını bizden çıkarmaya kalkmada bisefer bastırdın tahtrevalliye ama dört kitap dört peygamber şahidim olsun bi fırıldak çeviricem sana küçük dilini yutup kızamık döküceksin,hii ıskaladı
    fosforlu- sende adam olsaydında sarımsağı koftiden enayi pilakisi gibi mantara basmasaydın hem bidaha kolumu böyle tutarsan başlarım sülalenin kayısı hoşafından
    kıtıpiyoz- yuhh be kaçmasam dövücek
    fosforlu- tabi dövücem ne sandın kıtıpiyoz bozması
    kıtıpiyoz- hoşafıma gitti bu dayak dalgası
    fosforlu- nedenmiş
    kıtıpiyoz- neden olacak dövmek istediğine göre bana zilzurna aşıksın
    fosforlu aşkı bırakta adam ol
    kıtıpiyoz- emrin kellem üstüne hanfendi işte adam oldum bile camgöz konuşurken duydumdu esas şef batı pavyonun sahibi biz oraya şarkıcı olarak gidicez sesin güzel organizatör arkadaşım var mutlak çakarız dalgalarını
    şarkı- selamın aleyküm aleyküm selam selam selam selam selam....
    camgöz- satış mukavelenamesi imzalıycaksınız buna karşı parada alcaksınız
    fosforlu- hayır satmıycam
    memduh- hey delikanlı senlen pazarlık etmiştik hadi kızı ikna et
    fosforlu- doğrumu kıtıpiyoz bana bu kalleşliği yaptınmı
    kıtıpiyoz- birbir berabereyiz fosforlu sende benim kafama vurmuştun
    fosforlu- ben senin kafana bu sırma saçlıdan bişeyler öğrenebilmek için vurmuştum ve öğreneceğimide öğrendim
    camgöz- konuş fosforlu baban bu yüzden öldü ihtiraslı bi kimyagerdi herşeye kendi sahip olmak istiyodu üvey annende öldü şimdide sıra kız kardeşinde
    fosforlu- kızkardeşim hastanede sıhhi durumuda çok iyi
    -hadi tamam bitir bu işi
    fosforlu- demek sende onlarla birliktin
    kıtıpiyoz- nasıl kabul edersen et
    fosforlu- serseriyken ne iyi kalpliydin
    kıtıpiyoz – şimdi
    fosforlu- şimdi karadomuz gibi çirkinsin
    kıtıpiyoz- kızmak sana çok yakışıyor
    fosforlu- araziden ve köşkten çıkardılar bizi
    kıtıpiyoz- sen satmadınmıydı oraları paraları cebellezi ettin şimdi afiyetle ye fosforlu ben artık burayı terkediyorum çakıyorsun ya zengin olduk
    fosforlu- dur senin binbir hileyle sahip olduğun yerlerde babamın büyük hayalleri yatıyordu bide beni sevdiğini söylüyordun
    kıtıpiyoz- fosforlum bu cihan ı alemde aşk diye bir bomba varsa senin gözbebeklerinde başlar kirpiklerinde infilak eder
    fosforlu- kıtıpiyoz sen serseri bir şairsin eğer kalbinde bir gram ateş olsaydı böyle andavallılık yapmazdın söyle sevmiyormusun beni
    kıtıpiyoz- milyonluk bi sırı yaya kalmış bir aşk hikayesine harcayamam
    fosforlu- ne söylediğinin farkındamısın
    kıtıpiyoz- ne sarhoşum nede bunak
    fosforlu- yani
    kıtıpiyoz yanisi kanisi benden sana baba nasihati hayatta kimseye inanma
    fosforlu- dur
    kıtıpiyoz- acelem var fosforlum
    fosforlu- dur diyorum yoksa ateş ederim
    kıtıpiyoz- bana aşıksın süt kuzusu elin titrer....


    (vorga - 5 Temmuz 2004 18:19)

Yorum Kaynak Link : fosforlu cevriye