Modigliani (~ I colori dell'anima) ' Filminin Konusu : Çizdiği resimlerin gözlerini boş bırakarak imzasını atan rakiplerinin aksine resimlerinin satılmasını umursamayan ve zamanın zengin ressamlarının aksine beş parasız yaşayan, sosyetenin övgülerine rağmen onların ruhsuzluğunu yüzlerine en uygunsuz şekilde vurmaktan da geri durmayan fütursuz bir kişilik. Ve güzel gözlü Jeanne
Painting the Modern Garden: Monet to Matisse(2016)(7,8-35)
Goya: Visions of Flesh and Blood(2015)(7,4-17)
Frida(2003)(7,4-83157)
Séraphine(2008)(7,4-5455)
Pollock(2001)(7,0-25360)
Modì(1990)(7,0-26)
Surviving Picasso(1996)(6,4-6501)
Klimt(2006)(5,2-2639)
Give Me More(2014)(4,8-5)
ankara devlet tiyatrosu tarafından, ağır bir metnin daha ağır bir üslupla sahnelendiği oyun. oyun dennis mcentyre'a ait. çevirisi ise yıldırım türker'in. aslında metnin ağırlığı pek dezavantaj değildir, sahneleniş onu daha ağır ve nefessiz bırakır. yönetmen barış eren'in sayesinde işte bu oyun öyleydi. her ne kadar müzik ile küçük benzetmeler birbirini tamamlasa da bilen için bir farkediş oluyor, seyirciyi eserin özünden bayağı uzaklaştırıyordu. niye diye düşünüyorsunuz. normalden daha fazla enerji harcamak zorunda kalıyorsunuz ki bunu meslekten olmayan pek yapmaz. oyuncular ise oyun boyunca bağırmaktan ve bildik yalpalayan sarhoş tavrından telef oldular. tüm sarhoşlar tek tipti. oyuncular konservatuvara giriş sınavında böyle sarhoş oynasalardı kesin elenirlerdi.. bir de orhan özyiğit 'in "ş" leri patlatarak hem sarhoş,hem deli,hem ressam,hem asker olmaya çalışması zordu, zaten olmadı. sözlerinin yarısı anlaşılmıyordu. herşeye rağmen bizi modigliani gibi bir ressamla tanıştırması adına ve ne olursa olsun emeğe saygı için alkışlamadım değil. ama o kadar. devlet tiyatrosu onca imkanıyla ve onca iş gücüyle daha dişe dokunur işler yapmalıydı..
(leelaa - 29 Ekim 2006 21:45)
ufak tefek esprilerle ve birkaç özdeyişle renklenen anlatımı, olcay kavuzlu'nun harika oyunculuğu, berfu öngören'in tavırları ve kostümü ile 1900'lerden kopup gelmiş kadar gerçekçi duruşu ile gayet akılda kalıcı bir adt oyunu. oyunun havası zaman zaman hızlanmakta, yerini komik durumlara bırakmakta olsa da, genel anlamda dozunda bir melankoliydi seyirciye yansıyan. izleyiciyi karakterlerle özdeşleştiren bazen bea'nın başına buyrukluğu ya da kopup gidemeyişi, momo'nun serseriliği; bazen de modi gibi en zayıf noktada bir tekme savurup yeni bir sayfa açabilmek için ufacık bir kuvvet bulabilmesi ya da onun açken bile kendine has sanatçı gururunu bozamamasıydı. sanatçının yaşam sırasında anlaşılamayışı da oyunda işlenen bir konuydu, bunu bir sanatçının dilinden başka bir sanatçının* anlatması da aslında böyle bir kaygıyı yaratıcılık denen tutkunun gerektirdiğini düşündürüyor.dekor değişimleri sırasındaki müzikler başta olmak üzere genel anlamda iyi bir müzik zevki ortaya konmuş, bu konuda yönetmen oldukça başarılı. *oyunun en güzel yanlarından biri de 1910'ların orta sınıf sanat çevrelerinden bir görünümü göze batmayan bir şekilde sergilemiş olması;sefaleti, düşkünlüğü ve öylece bir sanatın ruhunu sahnede sıcak ve canlı bir biçimde görmek gerçekten çok güzel. sanat bir tutku olmalı demekten alamıyor insan kendini.
(poetaster - 1 Kasım 2006 01:45)
2004 yapımı ,yönetmenliğini mick davis'in yaptığı ,başından sonuna kadar andy garcia'yı hayranlık içinde izlediğim,hatta uzun bir süre dilimden düşürmediğim film...
(pikolata - 14 Ocak 2008 01:12)
andy garcia'nın basrolunde oynadıgı bir film. ayrıca filmin afisini gormek bile izlenmesi icin yeterli bir sebeptir.
(katran - 23 Mart 2008 10:13)
--- spoiler ---"when i know your soul, i will paint your eyes""the future of art is in women's face""tell me pablo, how do you make love to a cube?""i love you pablo, is myself i hate""if i am lucky one day, i will paint your eyes" (hepsi filmden alintidir modigliani'nin gercek sozleri degildir)--- spoiler ---
(showallye - 30 Aralık 2008 07:07)
tam bir casting faciası olan picasso dışında çok başarılı bir film. --- spoiler ---ressamların yarışmaya hazırlanırken müzik eşliğinde resim yaparkenki görüntüleri üzerine resimle hiç ilgisi olmayan bir insanın bile palet - fırça - tuval üçlüsünü alıp resim yapma isteği duyacağını düşündüğüm film.--- spoiler ---
(jeanne hebuterne - 7 Ocak 2009 07:49)
filmi gerçekten harika. herkes izlemeli...çok duygusal ve fırtınalı bir aşk filmi olmasının yanısıra, diego rivera, frida kahlo, picasso, salvador dali, renoir gibi 1900lerin başında yaşamış pek çok ressamı da filmde görmek mümkün.--- spoiler ---picasso, modigliani'yi alır arabasıyla şehir dışında bir yere götürür.yol bitince bir eve girerler,ev dediğim cennetten bir köşe adeta bir saray...neyse,misafir kabul salonuna doğru giderlerken tekerlekli sandalyede oturan çok yaşlı bir adam görünür.picasso modigliani'ye fısıldar: tanrıyla tanış!evine gittikleri ihtiyar, üstat renoir'dan başkası değildir.--- spoiler ---
(sister blister - 11 Nisan 2009 09:22)
güzel film ama şuna anlam veremedim. şimdi benim resimle alakam yok bir çok insan gibi. bakar yorum yaparım anca ama picasso yu tanımayan yoktur neredeyse yeryüzünde. modigliani'yi ise daha önce duymamıştım. film öyle bir işlenmiş ki picasso, modigliani nin arka planında kalmış, sanki modigliani her zaman daha başarılı bir ressammış gibi bir hava verilmiş. soruyorum o zaman madem o kadar başarılıydı da günümüz aydınları neden picasso için göt vermekte? neden resim deyince herkeste bir picasso ışığı yanmakta? neden benim gibi milyonlarca insan modigliani den anca bu film ile haberi olmakta? ben yinede picasso yu tek geciyorum arkadaş.
(tutankhom - 13 Ağustos 2009 12:24)
filmin en can alıcı bolumlerinden biri oldugunu dusundugum, picasso ve modigliani'nin renoir'ı ziyaret ettikleri sahneden pek bahsedilmemiş nedense. halbuki modi'nin kisiliği hakkında pek cok ipucu alabilir dikkatli izleyici.modigliani: what did it cost you, all this? (renoir'in orman icindeki muhtesem evini kastediyor)renior: two paintings, small ones! pek bi eglendirdi beni.
(fisiyfisiybej - 16 Ocak 2010 00:56)
muhteşem muh-tee-şeem! bir film. diyalogsuz geçen sahnelerinde sessiz filmlerde anlatılandan daha çok anlatan, müthiş oyunculukların, göz kamaştırıcı sanatsal çekimlerin insanın başını döndürdüğü film.kendisine nasıl aşık olduğumu tarif etmeyi beceremediğim için kendimi paralamama da sebep olan filmdir.. hay ama yaa..
(carmen - 9 Mayıs 2010 02:56)
-söyle modigliani kör bir adam nasıl resim yapabilir? bilmiyorsun…-kimsenin görmedigini resmeder.modigliani öldüdügünde picasso ile geçen diyalog:-ne hissettiginizi hayal edemiyorum.-ne hissettigimi sana söyleyeyim mi pablo? hiçbir şey hissetmiyorum. karnımda bir çocuk var. bir başka kalp atışı, bir başka arzulayan ruh… ve ben bomboşum. bir bardak gibi. eve gideceksin. dopdolu ve zengin bir yaşam süreceksin. fakat tanrıya yemin ediyorum. vakti geldiginde, ölüm döşegindeyken modigliani ismi agzından düşmeyecek. bu geceden sonra resim yapamayacaksın. bu, ona ait.
(sinemsal - 1 Ocak 2011 15:24)
(bkz: jeanne hebuterne)
(jiletlipasta - 21 Ocak 2003 19:37)
2004 yılı yapımı, amedeo modigliani- pablo picasso rekabetine modigliani çerçevesinden bir bakış.yönetmen mick davis herhangi bir ışık yakmasa da modigliani ismi ve oyuncu kadrosu heyecan yaratmak için yeterli.andy garcia*, omid djalili*, udo kier, lance henriksen, eva herzigova
(kage - 9 Kasım 2004 11:51)
yine bir biyografik film... picasso, riviera, utrillo, satine, renoir gibi usta ressamları filmde görmek mümkün. tabii modigliani merkezde... oyunculukların gayet başarılı olduğu yapımda hoş da bir kurgu olarak modigliani'nin çocukluğu da filme eklenmiş ve ona baya işlev kazandırılmış.herşey bir kenara, bu filmi izleyince hiç alakanız olmasa bile resim yapmak istiyorsunuz.
(muharrir - 20 Mart 2005 11:50)
iç acıtan güzel film. bence aşk filmi. e başka şeyler de var tabii, sanatçının çektiği acılar, yaratma, gözler falan... ama aşk filmi be.
(ex libris - 20 Mart 2005 19:15)
(bkz: aşk için ölmeli aşk o zaman aşk)
(ex libris - 20 Mart 2005 19:18)
(bkz: franco modigliani)*
(vic - 3 Şubat 2002 15:32)
picasso'nun feci halde ti'ye alindigi film cook basarili bir biyografi ornegi. andy garcia mukemmel... izleyince jeanne hebuterne olasim geldi.*
(refrigerator - 23 Mart 2005 14:20)
paris'te yaşayan fransız ressamların ağır fransız aksanıyla ve tane tane ingilizce konuştukları, konsantrasyon düşmanı bir film. hikaye gerçek ve bu kadar da acıklı olmasa dayanılacak eziyet değil.bazı çok mahrem detaylardaki abartıyı da ancak filmin atmosferine girerseniz yersiniz.genç amerikalı bir yönetmen mick davis bir de rocky benzeri "ressamlar hazırlanıyor" sahneleri çekmiş ki aman da aman. jeanne'i oynayan fransız oyuncu elsa zylberstein bir casting şaheseri olmuş.ezcümle: bir adama böylesine ilham olmak herkese nasip olmaz.
(boncik - 13 Haziran 2005 00:48)
jeanne hebuterne ve amadeo modiglianinin imkansız aşklarını, gürültülü sanat ortamlarıyla anlatmaya çalışır. gözler, parmaklar ve beraber ölmek üzerine olmazsa olmaz bir film.
(mago de oz - 20 Ekim 2005 12:40)
Yorum Kaynak Link : modigliani