galatasaray'da kaptan olsun, gerekirse başkan olsun. hamburg maçında 3 forvete karşı stoper oynadıktan sonra bu adam geceleri kanatlanıp avustralya steplerinde tur atıyormuş deseler inanırım.

ayrıca kız olmasam da veririm, kendisinden mi esirgeyeceğim?

(s7evin - 12 Mart 2009 22:20)

sene 2000, galatasaray leeds maçı. leeds'i tanımaya çalışıyoruz. öğreniyoruz ki en tehlikeli adamı harry kewell'mış. diyorlar çok hızlıdır, yeteneklidir, ama en önemlisi futbol zekası çok yüksektir.
sonra maç başlıyor. bakıyoruz ki harbiden de en çok zorlayan o'ymuş. özelmiş. iyiki de kırmızı kart görmüş. sonra leeds kariyeri bitiyor, liverpool'a geçiyor. ama maalesef sakatlıklardan o eski formuna dönemiyor.

sene 2008, galatasarayımız işte o harry kewellı transfer ediyor. şaşırıyoum önce, diyorum böyle bişey nasıl olabilir. bu kadar iyi bi' adam neden türkiye'yi seçer. acaba tamamen kariyeri bitti mi? aklım almıyor çünkü böyle muhteşem bi' adamın galatasaray'a gelmesini.

neyse efen'im sonuçta kavuşuyoruz biz oz büyücümüze. bu adam tartışmasuz galatasaray'ımıza gelen en karizmatik adam. ve hatta hagi'den sonra, en yeteneklisi de. ve bir o kadarda profosyonel ve takımına ve taraftarına saygılı.

çok karizmatik bi adam bu. futbol zekası çok yüksek. topa ne zaman ve nasıl vurucağını, ne zaman ne yapması gerekitğini o kadar iyi biliyor ki, izlemek çok keyifli.

çok seviyorum ben bu adamı. böyle oturup muhabbet edeyim istiyorum. böyle konuşalım sabahlara kadar. içelim, rakı-balık yapalım, geyiğin dibine vuralım. o kadar çok seviyorum ki ben bu adamı, kızım olsa direk o'na veririm. hatta kız olsam direk veririm.

eddie van halen bir röportajında jimmy page'in onu ne kadar çok etkilediğini, onun bir gitarist ve prodüktör olarak ne kadar önemli olduğuna dair konuşurken şöyle diyor: "eğer fırsatım olsaydı, jimmy'e oral yapmaktan büyük keyif duyardım. o'nu işte bu kadar çok seviyorum". sanırım benim sevgi de bu noktalara ulaştı. hastayım ben bu adamın icraa ettiği şeye olan saygısına. bir futbolcu olarak takımına ve taraftarına verdiklerine. herşeyden önce aldığı paranın hakkını vermeye çalışmasına.

şimdi efen'im hazır jimmy page demişken, bu adam bariz bi şekilde jimmy page'e benziyor. aşağıda ki resimlerde belirgin bi' benzerlik ortada:

http://www.forumfutbol.com/…008/07/harry-kewell.jpg
http://www.rockheap.com/…loads/2008/09/page_old.jpg

http://www.portrait.gov.au/…ewell_robin_sellick.jpg
http://www.mediastorehouse.com/…mmy-page_179736.jpg

bildiğim kadarıyla kendisinin bu sene kontratı bitiyor. o kadar üzülüyorum ki bu duruma.

gitme be kewell, kal burda, kalbimizde bir tahta sahip ol. burda bırak futbolu. hagi kadar büyük bir efsane ol burda. inletelim stadı harry kewell diyerek. yeni nesiller yetiştir ardından. genç kewell'lara örnek ol burda.

hatta futbolu burda bıraktıktan sonra da gitme. rakı-balık-boğaz güzel şeyler bunlar. oturalım muhabbet edelim. senin yengeye burda bi iş buluruz. yavrucaklarının burda güzel okullara sokarız. hem sen jimmy page'e benziyosun, ben de saçlarımı yeniden uzatıp yandan yemiş robert plant halime geri dönerim. beraber bi' zep tribute grubu felan kurarız. barlarda çıkarız, daddy cool felan coverlarız. yengeye de barın işletmeciliğini felan veririz.

gitme be kewell bu sene sonunda da. kal burlarda. beraber yaşlanalım. kaptanımız ol. kalbimizde bir tahta sahip ol. ölümsüz ol.
kal be burda kewell, kal...

(mr mojo risin - 21 Ağustos 2009 00:19)

prekazi 1, hagi 2, kewell 3...hala ne bekliyorsunuz sözleşme uzatmak için? ailesini mi özlüyormuş, ingiltereyi getirriz lan uğruna! bize ada taşıtma harry!

(laucian - 23 Kasım 2009 20:23)

canı gönülden "stay with us harry" diyenlere, yarın oynanacak trabzonspor maçından sonraki iki gün içerisinde başında noel baba şapkası, yüzünde takma sakal, kucağında 21 aylık kızı matilda, sağında 5.5 yaşındaki kızı ruby, solunda 7.5 yaşındaki oğlu taylor, masanın karşısında güzeller güzeli eşi sheree ile birlikte akşam yemeği yerken, bernard'dan gelen çağrıya, o sıcacık gülümseyişiyle "its okay, sign it" cevabını vererek telefonu masaya bırakacak, matilda'sına minik bir öpücük kondurup kokladıktan sonra "one moment please" diyerek bahçeye çıkıp gökyüzündeki yıldızlara bakacak, derin bir nefes alıp, gözlerini kısarak, "they said it's over.. they said he can't stand up, he can't play" diyenlere inat "yeah, i was reborn at galatasaray" diye iç geçirip biraz gurur, biraz da aile hasretinin sürecek olmasından sebep dökeceği birkaç damla gözyaşını silmek üzereyken, omzuna dokunan yumuşacık bir el o yaşları silip dudağına minik bir öpücük konduracak, "you deserved it harry, we are just fine. dont worry baby, please" sözleri karşısında bayan sheree'ye sarılarak, 2 yıl daha sarı-kırmızılı formayı giyeceğinin müjdesini gönderecektir...

(tek ihtimali olan insanlarin hikayesi - 22 Aralık 2009 00:34)

sakatlığı sebebiyle gönderilecek olursa şu anki galatasaray yönetimini bir liste olarak duvara yazarım, sivilde denk geldiklerimi de darp eder, listede üstlerini çizerim. yaparım bunu.

not: 1.94

(bu konuda soylemek istediklerim bu kadar - 25 Ocak 2010 11:37)

arkadaşlar herkesi yanlış yönlendiriyor habertürk gazetesi. oradaydım ve yaşanan diyaloğu aynen aktarıyorum:

kewell: gazetelerde bu yazılanlar ne demek oluyor?
yönetim: eğer sezon sonu gideceksen, şimdi git...
kewell: cümlenizin sonuna 3 nokta koyarak duygusal ortam yaratmaya mı çalışıyosunuz?
yönetim: alakası yok vallaha.
ramiz dayı: yeğenim sakin ol.
kewell: sen de kimsin bıyıklı amıca?
ramiz dayı: gel oturalım senle şöyle. haldun sen de gel yeğenim. şimdi kardeşş mesele sözleşme uzatmak ya da uzatmamak değil; mesele..
behlül: öaaağhhh.. ahhhğğhh.
kewell: bu sarı kim yae? niye sözünü kesiyosun koca adamın terbiyesiz herif!?
yönetim: behlül o. sinir krizi geçiriyor ama zararsızdır endişelenme.
ezel: sen de mi soygundaydın kivıl, eğer öyleyse sen de başa döneceksin, senin için de geleceğim.
kewell: ne soygunu arkadaşım, ne diyosun sen ya?
ednan: bihter.. benim küçük meleğim.. neler oluyor, neden ağladın sen?
kewell: bihter kim lan? nasıl bir ortamınız varmış arkadaş sizin?
nil karaibrahimgil: sayemde tanındın kevıl, gitme yoksa atlarım köprüden.
kewell: aa nil :/

...

medyanın manipülasyon ve dahi dezenformasyon çabaları bitsin artık rica edeceğim. basınımızın durumu içler acısı. orada olmasam beni de kandırırlar vallaha. gelinen noktaya bakar mısın?

neyse,

tüm bu diyaloglar akabinde kewell kalacağını beyan etti bana arkadaşlar. müsterih olun.

(bloom - 26 Ocak 2010 13:06)

metin oktay'i duydum. prekazi'nin videolarini izledim. hagi kahramanimdi, lakin ortaokul-lisedeydim ve takimim zaten iyi sulardaydi.

bugun bu adami izlemek var ya. bambaska. oz buyuculugunu, azalan maasiyla oynamasini, inatla burada kalmasini da gectim. mordor ordularina tek basina girisen aragorn gibi, "savasmayi degil olmeyi emrediyorum'' der gibi, "caponenin hayalarina furdular" diyen abdurrahim albayrak'in gozyaslari gibi, milenyumun basinda bir galatasarayli cocugun mac ertesi sabahi gibi bu adam.

ona bakmak, galatasaray'a bakmak.

icinde o varken canlaniyor o formadaki aslan.

ne gucun bitsin, ne askin guzel adam... bizimki bitmeyecek.

gulumsemen zaten bitmez, biliyoruz. seni en cok da bu yuzden seviyoruz.

(cileklicole - 20 Ağustos 2010 00:40)

metin oktay tesislerinin ortasına taşakları yere değen bir heykeli yapılmalı bu adamın. etrafını tavaf edip, o taşakları öpmeli galatasaray'da oynamak isteyenler.

belki o zaman biraz adam olurlar.

(s7evin - 20 Ağustos 2010 01:51)

nihayet dunyanin en mustesna iki takimindan ^{* *} bi tanesine ^* transfer olmus olan futbolcu. sol kanatta yillardir aranan tadi verecegine, forvetle orta saha arasindaki buyuk kopukluga son verecegine emin oldugum, bu yil olmasa bile onumuzdeki uc yil icerisinde liverpool'la beraber super lig kupasini kaldiracagindan emin oldugum futbolcu. (bkz: gaza gelen entryler)

(edved - 10 Temmuz 2003 22:41)

hakkında yazılanları okuyunca veresim geldi amk.

(sutyen kullanmayan memeli hayvan - 1 Ekim 2014 12:21)