The Gates (~ Keskuspuiston keltaiset portit) ' Filminin Konusu : The Gates is a movie starring Michael Bloomberg, Christo, and Rudy Giuliani. A documentary on New York City's biggest public art project ever, an installation called "The Gates," by Christo and Jeanne Claude.
Salesman(1969)(7,9-4103)
Christo in Paris(1991)(7,6-75)
Running Fence(1978)(7,5-101)
The Gates(2010)(7,2-7496)
Iris(2015)(7,1-3899)
isveç death metalin yaratıcıları.mübarek insanlar topluluğu.slaughter of the soul kuran niyetine bir albümdür.
(strife - 8 Mayıs 2002 00:42)
yıl 2008, yer hamburg'un kuzeyi, wacken open air. öğlen saatleri çadır önünde alman kızlar ve amerikalı metalheadlerle barbekü, muhabbet.. biraz sonra carcass çıkacaktır, ona hazırlıklar yapılmaktadır.. haccın ilk adımı olan carcass tamamlanır, götler başlara çıkmış, kendimizden geçmişizdir ve kafayı bulmaya devam etmekteyizdir. akşam büyük bir şölen olacaktır.yer, sahne alanı, ana sahnelerden black stage bölgesinde mahşeri bir kalabalık, güneş batmakta, gökyüzü de bulutlar tarafından kapatılmaktadır. o anda black stage önünde bekleyen 60 bin civarı insan adeta heyecandan konuşamamaktadır, bir uğultu yükselmeye başlar alanda, vakit gelmektedir. yaklaşık 10 dakika sonra gözlerimiz tarihin gördüğü en büyük haykırışlardan bir tanesine tanık olacaktır. tarif edilemez bir heyecan.dakikalar geçer, yağmur başlar, kimse siklemez, yerler çamur, saçlar sırılsıklam olmuştur, sigara üstüne sigara yayılır ve pür dikkat sahne izlenir.ışıklar söner. sigaralar yerlere atılır ve çılgıncasına bağırışlar başlar, sahneye çıkmışlardır.sonra, slaughter of the soul'un ilk riff'i girer. götüm atar, herkes ağızını açar, ve hayatım boyunca unutamayacağım bir inleme kopar."go!!!!!!!!!!!!"sonrasında boynum, riffler, saçlarım, yağmur, akıp giden melodiler, o efsanevi duygu, öfke, nefret kusuş. bir rahatlama ayini, metal dünyasının tanrıya başkaldırışa tanıklık eder gözlerim.asla unutamam.işte at the gates böyle bir gruptur.
(blastphemer - 17 Haziran 2011 00:01)
world of lies diyebiliyorum..yalanlar dünyasııı - world of lieeeesssüper değiliiiimm - non divineeeerahat bırakın beniii - release meeee
(rotting horse on the deadly ground - 24 Şubat 2001 21:42)
sonbahar 2014'te yeni albüm çıkarıyorlarmış laaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaan.(bkz: at war with reality)
(cinsi kisi - 27 Ocak 2014 18:31)
eğer haberler doğru ise çıkaracakları yeni albümleri ile piyasa grubuna dönüşen diğer smdm gruplarına "olum siz napıyonuz lan" ayarı vereceklerini tahmin ettiğim grup.
(xquazzar - 27 Ocak 2014 20:00)
geri dönüş albümleri ile carcass'ın surgical steel albümünde fanlarına verdiği muazzam zevki vereceğine inanmak istediğim grup.yanlız şu var, at the gates dağıldı, ben o zaman adamları dinlememiştim 95'te, florida düzleminde dünyayı görüyorduk, bir de carcass vardı tabii. üstlerine en acı tüyü suffocation dikmişti ama şu gerçek kabak gibi ortadaydı; at the gates, carcass ve suffocation dünyanın en iyi albümlerini yapıp bırakmışlardı.bence geri dönmemelilerdi, slaughter of the soul albümü "bu albüm son noktadır, bizi de uğraştırmayın, oturun bunu dinleyin" albümüydü. nwosdm denen mevzunun imparatorlarıydı kendileri. bence geri dönmemeliydiler. slaughter'ın aynısı bile olsa aynı tadı, aynı mutluluğu vermeyecektir. at the gates ve suffo bu işlerin en büyükleriydiler ve bence geri dönmeden birer efsane olarak sürekli bizlere melankolik bir acı vermeliydiler. olan oldu. carcass olmasa da suffo bana bunu dedirten acıyı verdi ve at the gates'de de bu olmamalı. mutsuzum açıkçası. daha doğrusu sürekli bir tedirginlik var babalarla ilgili.
(eldorado kaymakami - 30 Ocak 2014 14:57)
istanbul'a gelecek olmaları sebebiyle iş bu yazarı ağlatan grup.ilk gençlik yıllarında bilmiyorduk kendilerini, tanımamız 90'ların sonunu buldu, bir de baktık ki adamlar dağılmışlar. terminal albümünü dinlemekten kendimizi alamıyoruz. sürekli o hüzünlü ve sert sound. siyah düz gömlek filan giymeye başladık yemin ediyorum. grup t-shirtleri yerini at the gates dinleyen siyah gömlekli swedish death metal aşıklarına bırakmıştı. (hala metal t-shirtleri giyiyoruz o ayrı, koca koca adam olmanın bir önemi yok açıkçası) 90'lar sonunda dark tranquility vardı, in flames vardı ama onlar bariz biçimde takipçiydi. derken bir gün ansızın slaughter of the soul ile tanıştık. "hayatımda dinlediğim en güzel şey" demiştim. bunu hayatım boyunca 2-3 albüm için demiş birisi olarak (şu anda under a serpents sun dinliyorum bir yandan) hala aynı gazı yaşıyoruz açıkçası. slaughter albümünün en önemli yanı, 1995 gibi bir tarihte bu kadar güçlü, bu kadar modern ve bu kadar tavizsiz olmayı başarıp bir yandan da bu kadar ulaşılamaz olmayı başarmalarıdır. dünya çapında yüzlerce rip-off'u vardır. bir dönem hatırlıyorum da kusacak gibiydik "new wave of swedish death metal" gruplarından. silkinip florida'nın büyüklüğüne geri döndük dönmesine ama at the gates; suffocation, death, cannibal corpse kadar büyük bir gruptur arkadaşlar. iyi olmak başka, büyük grup olmak da başka ama at the gates "birşey yaratmıştır". onlar bu dünyada birşey yaratabilmiş çok çok az sayıda efsane gruptan birisidir.geri döndüler, dvd'leri alındı, yıllarımızı verdiğimiz, anılarımızın bazılarının ana konusu olmuş, bazılarının da direk içinde olmuş babalar artık türkiye'ye geliyorlar. hem de yeni albümleriyle. hala tedirginim ama aslında öyle de olmamak lazım. bugünlerin tadını çıkarmak lazım. hayat artık çok güzel. hayat çok çok ama çok güzel. gelsin sonbahar, gelsin kış ve soğuk havalarda isveç death metalinin tadını ölümüne yaşayalım yine. at the gates geliyor; hayat çok güzel. o kadar mutluyum ki...
(eldorado kaymakami - 6 Ağustos 2014 12:36)
tarihin en başarılı death metal albümleri arasında anılan slaughter of the soul'dan yaklaşık 20 sene sonra, 28 ekim 2014'te, at war with reality isimli albümlerini raflara gönderecek olan grup. istanbul'a gelmeleri de ayrı efsane bir durum yaratıyor. çoluk çocuk doluşup orayı doldurmalıyız. ibadet bu, aksatılmamalı.(bkz: 8 ocak 2015 at the gates istanbul konseri)
(vaalbara - 16 Ekim 2014 08:34)
her albümünü seven bünyelere yeni albüm cila gelir, parlatır.
(permission - 17 Ekim 2014 20:34)
18 mayıs 2018 tarihinde yeni albümleri to drink from the night itself'i çıkaracak efsanevi death metal grubudur. bu grup için sevgimi nasıl açıklasam bilemiyorum. açık ara fanboy olabilirim. hayatımda dinlediğim en iyi metal müzik grubu da diyerek abartabilirim de siz düşünün yani. headbanger's weekend festivalinde kendileriyle tanışma fırsatım olmuştu. tomas lindberg'e ağzım yamulmuş bir şekilde "abi şöyle seviyoruz, böyle seviyoruz, ailecek takip ediyoruz hüloğğ" derken birden aklıma geldi ulan niye yeni albüm sormuyorum diye. "tabi çıkaracağız, hem de daha karanlık." demişti. o günden beri yeni albümün haberlerini bekliyordum. şimdi gördüğümüz üzere hem albümün isminden hem de albüm kapağından anlaşılacağı üzere gerçekten de daha karanlık bir albüm geliyor gibi, hatta kökleri the red in the sky is ours'a dayanan bir albüm belki. eminim at war with reality ile olduğu gibi yine aleme "adam olun bu iş böyle yapılır" diyeceklerdir.
(lateralusz - 26 Şubat 2018 21:34)
Yorum Kaynak Link : at the gates