Circus maximus (~ Zirkus der Verdammten) ' Filminin Konusu : Circus maximus is a movie starring Ági Margitai, Antal Páger, and Tamás Major. October 1944. Carlotta, a run-down traveling circus proprietress, recurs to smuggling to sustain herself and her band of Yugoslav partisans. In her...
Fotográfia(1973)(7,7-162)
Sose halunk meg(1993)(7,7-1464)
Requiem(1982)(7,2-104)
Germinal(1993)(7,1-4256)
Tüzoltó utca 25.(1973)(6,7-230)
Små citroner gula(2013)(6,0-1605)
the 1st chapter isimli albümlerinden özellikle sin, biosfear ve why am i here? isimli parçaların dinlenmeye değer olduğu bir progressive metal grubu...enstrumantal olarak başarılılar, fakat çok fazla karmaşa olması ilk göze çarpan özellikleri...vokallerde ise, zaten ayreon ve pos dışında artık yeni dönem progressive metal gruplarından tat alamadığımdan dolayı çok üstünde konuşacak birşey bulamıyorum , tek kelime istenirse:standart diyebilirim....
(the threshold of pain - 13 Kasım 2006 21:29)
the 1st chapter albümlerini bilmiyorum lakin; daha yeni piyasaya düşen isolate adlı albümleri gayet şahane durmaktadır. 20-30 dinlemeden sonra yorum yapılması gereken albümler kategorisinde yer alıyor..edit: 5-6 dinlemeden sonra bile albümün çok başarılı progresif öğeler içerdiğini söylemek işten bile değil. ama dt ve/ya syx ten çok esinlenmişler gibi yaklaşımları doğru bulmadığımı da belirtmek istiyorum. en azından; dt gibi syx gibi grupların müziklerine benzeyen, kulağımızı dolduran, iştah kabartıcı riffler ve sololar barındıran bu tarz gruplar için hiç yoktan iyidir bile demeyeceğim; direkman buyrunuz efenim, karşınızda norveçli progresif metal grubu circus maximus; isolate'ten geliyor mouth of madness...
(zan - 5 Ekim 2007 00:36)
takır takır progressive metal yapan cillopstar grup. yahu insanlar ne bekliyor anlamıyorum, dream theater seviyorsan, efendime söyleyeyim, symphony x seviyorsan, öyle "zamanım çok değerli! sadece ve sadece orjinal işlere vakit ayırabiliyorum!" tadında düşüncelerin yoksa çok keyifli vakit geçireceksin bu elemanları dinlerken, söyleyeyim baştan. ha, "systematic chaos'u dinlerken bayıldım sıkıntıdan be abi :(((" diyorsan pek sana göre değiller; lakin musiki sert olsun, içinde labrievari güzel vokaller olsun (aslında vokaldeki elemanın ses rengi labrie'a göre daha "az" gay, fakat bi russell allen gibi etkilemedi beni beri yandan), symphony x benzeri senfonik öğeler, klavye şekilleri yer alsın istiyorsan yardır. iki albümlerinin de prodüksiyonları taş gibi, öyle "hobaaa iki bin notaaaa!" şekli de yok, adamlar gayet tutmuşlar kendilerini icralarda, saygı duydum. velhasıl; progressive metal gibi zrilyon başarısız dt yahut sx çakmasının cirit attığı bi tür içinde, orjinal olmasa da aldığı referanslara sağlam göndermeler yapabilen, işini başarıyla gerçekleştiren bi grup circus maximus. ivedilikle tüketiniz!
(dodo the bird - 17 Mart 2009 00:42)
3. albümleri nine'ı haziran 2012'de yayınlamış olan norveç'li progressive metal grubu.
(lexluthor - 26 Haziran 2012 15:16)
kanımca uzun zamandır - birkaç istisna dışında- , 2007'de çıkarttıkları isolate albümü kadar güzel bir progresif metal albümü çıkmadı. the first chaptera bir türlü kanım ısınamadı, fakat bu isolate çok pis kanıma girdi abi benim. bunları 2 yıl önce keşfetmeme rağmen hala albümü başa alıp alıp dinliyorum.efendime söyleyeyim, gelgelelim son albümleri ninea. harika bir albüm. özellikle last goodbyeı dinleye dinleye bitiremiyorum. fakat hep bahsedilen o tutturamamışlık havası mı var diyeyim, adamlar birbirlerinden zevk olarak çok farklı olduklarından değişiyorlar mı diyeyim... o isolate havası yok bu albümde, böyle gümbür gümbür, güçlü riffler ve progresif metalin en güzel öğesi olan oradan buraya atlama olayı. ben sevmem böyle grupların hareket edebilecekleri alanı kısmayı, ama ürkünç bir şekilde bana bu albüm metallica'nın "yavşamaya başladığı" bılek albümünün havasını verdi. ama belli ki bu grup kafalarına ne eserse öyle yapmayı seviyor, ben de onları böyle sevdim. bu arada sahne performansları... ilginç diyeyim. cd gibi çalıyor pezevenkler, adamın sesi gerçekten inanılmaz. ama bir gıdım metalcilik olmaz mı arkadaşım insanın içinde. ne ortada bir front man var, ne bir gaz... öööyle söylüyor şarkıları ibnetor.
(edgecrusher - 29 Temmuz 2012 02:09)
fotoğraflar ile heybetinin anlaşılamayacağı hipodrom izi/kalıntısı. tam ortasına gidilip sağa sola bakılır, gözler kapatılıp o 300000 kişilik tribünler hayal edilir, tüyler diken diken olunmuş şekilde yola devam edilir.
(bana kedicik derdi - 4 Aralık 2012 23:59)
efendim palatine ve aventine tepeleri arasında yer almış. etrüskler tarafından yapılmış bir oyun alanı.corrigendum: 2004 senesinde girmiş olduğum bu entiride, çok hassas olduğum terminolojiye ve kavramların orjinal hallerine sadakat hususunda iki mühim sapma yaşamışım. tepelerin orjinal isimleri şöyle; palatium - aventinum.
(jimi the kewl - 14 Ağustos 2004 17:17)
1986 tarihli momus debutu. bir nevi momus un agzından incil dir bu albüm... ayrıca bonus olarak bir iki tane brel coverı içerir...sarkı listesi ise söyle;1. lucky like st sebastian2. the lesson of sodom (according to lot) 3. john the baptist jones 4. king solomon's song and mine 5. little lord obedience 6. the day the circus came to town 7. the rape of lucretia 8. paper wraps rock 9. rules of the game of quoits -"nicky"don't leavesee a friend in tears
(iyikemik - 28 Ağustos 2004 12:50)
aynı isimli bir de norveçli progressive metal grubu da bulunmaktadır. müzikleri ise pop/rock, 70'lerin progressive rock, heavy metal ve death metal'in bir karışımı olarak tanımlanıyor(muş). kendileri, offical sitelerinde bu yeni karışımı "unique sound" olarak adlandırmış olsalar da, şahsi kanaatim ne yaptıklarından henüz emin olmadıkları yönünde. öte yandan, grubun üyeleri 5 benzemez bazı başka gruplarda da varlıklarını sürdürürlerken, tesadüfen bir araya gelip albüm kaydetmişler gibi görünüyor. 2 demonun ardından, the 1st chapterisimli ilk albümleri raflarda yerini almış. albümü tanımlamak -doğal olarak- zor olsa da, aynı adı taşıyan ve yine sitelerinde "19 minute magnum-piece" olarak tanımladıkları the 1st chapter şarkısından özellikle kaçınmak gerektiğini düşünüyorum. şarkı bitmemekle kalmıyor, her geçen dakikayı işkenceye dönüştüyor kanımca. albümün symphony x, tnt, dream theater, pretty maids ve queensryche dinleyenler tarafından sevileceği belirtilmiş olsa da, aksini düşünmekten kendimi alıkoymam mümkün görünmüyor. öte yandan, söz konusu grubun müzikal kariyerleri hakkında bir öngörüde bulunmak gerekirse, tozlu sayfalar arasında kaybolabileceklerini söylemek zor olmayacaktır. tutarlı olmayı ve tek bir şey yapmak konusunda eğer bir damla da olsa kararlılık göstermeyi başarabilirlerse, yanıltabilirler de. yine de, ilk albümlerinin güzel taraflarının da bulunduğunu söylemeliyim. mesela albüm kapakları hiç de fena olmamış.
(kaamos - 26 Ekim 2005 21:04)
müziklerinde sürüyle progressive gruptan esintilere denk geleceğiniz grup. bir an dream theater, bir an symphony x giriyor, arada bir jorn lande sanki vokale geliyor, hatta ayreon'a kadar gidiyor ipin ucu. tabi bu size yeni bir gruptansa dinlediklerinizin karışımını dinlediğinizi hissettiriyor. bu sebepledir ki sonraki albümde müziklerinin karakterini oturtamazlarsa bellerini doğrultmaları pek mümkün gözükmüyor. debut diyor, 5 üzerinden 3 diyor geçiyoruz...
(stradicaster - 22 Temmuz 2006 16:14)
Yorum Kaynak Link : circus maximus