Süre                : 1 Saat 36 dakika
Çıkış Tarihi     : 20 Mart 1988 Pazar, Yapım Yılı : 1988
Türü                : Drama,Tarih
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Vincent Pictures , Robert Papazian Productions , David Greene Productions
Yönetmen       : David Greene (IMDB)
Senarist          : Jerome Lawrence (IMDB)(ekşi),Robert E. Lee (IMDB)(ekşi),John Gay (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Kirk Douglas (IMDB)(ekşi), Jason Robards (IMDB), Darren McGavin (IMDB), John Harkins (IMDB)(ekşi), Megan Follows (IMDB)(ekşi), Kyle Secor (IMDB), Michael Ensign (IMDB)(ekşi), Don Hood (IMDB), Jean Simmons (IMDB), Josh Clark (IMDB), Scotch Byerley (IMDB), Ebbe Roe Smith (IMDB), Douglas Dirkson (IMDB), Richard Lineback (IMDB), Tom McCleister (IMDB), Jason Marin (IMDB), Ron Hayden (IMDB), Richard Gilbert-Hill (IMDB), Terry Wills (IMDB), Kathy Kinney (IMDB), Glenn Robards (IMDB), Robert Broyles (IMDB), Michael Joiner (IMDB)

Inherit the Wind (~ Der Brady-Skandal) ' Filminin Konusu :
Inherit the Wind is a TV movie starring Kirk Douglas, Jason Robards, and Darren McGavin. A biblical orator opposes a liberal lawyer defending a man for teaching Darwinism in the 1920s South.


  • "1960 tarihli bu filmde spencer tracy'e eslik eden oyuncular arasinda an american in paris gibi daha hafif filmlerin basrol oyuncusu gene kelly de bulunmaktadir."
  • "(bkz: maymun davası)"
  • "filmden akılda kalan bir replik:- darwin was wrong! man's still an ape."
  • "sonunda "darwinci şahsiyet"in incile sarılmadığı, türlerin kökeni ve incil'i birlikte tuttuğu film."




Facebook Yorumları
  • comment image

    yıllar önce -sabah sabah programları öncesi demeli- hafta içi öğle vakti star tvde "ve yalnız rüzgar kalır" adı altında oynamış öylece de hafızama kazınmış bir film idi. hakimi kenan ışık seslendiriyordu öyle aklımda kalmış. bildiğim kadarıyla bir oyundan uyarlanmıştır, spencer tracy'nin tiradlarını da buna bağlamak lazım belki. aynı hikaye daha sonra spencer tracy-fredererick march'ın yerlerine jason robards-kirk douglas ve jack lemnon-george c. scott ikilileriyle de uyarlanmıştır ama ilkinin tadı başkadır.
    filmi bir hukukçunun seyretmesi için binbir çeşit neden bulunabilir demokrasinin gene kelly tarafından ayyuka çıkarılması, spencer tracy'nin gene kelly'nin oynadığı karaktere son serzenişi, sünger meselesi off hepsini sayasım geliyor, spoiler olacak fena halde. ama filmdeki esas ön plana çıkarılmaya çalışılan şeyin ateizm-bağnazlık çatışmasından ziyade farklı olma hakkı ve düşünce özgürlüğü olduğu da açıktır. bir başka üzerinde durulası durum ise filmin bunca yıl sonra modernliğini koruması. bu sanırım yönetmen/ya da yapımcı stanley kramer için olumlu insanlık içinse olumsuz bir durum. ama ne yazık ki bağnazlık hala aç bir kurt gibi ve sürekli beslenmek ister, evet.


    (flut - 19 Ekim 2009 21:47)

  • comment image

    bugün(aslında dün) izlediğim ve beni çok etkileyen film. konusu kısaca çok ünlü "monkey trial"a dayanmakta. abd de nebraska eyaletinde bir okul öğretmeninin biyoloi dersinde evrim teorisini öğretmesini ve bunun üzerine hapisle yargılanmasını ve mahkeme sürecini anlatmakta film. filmde gerçekten çok etkileyici diyalogların yanısıra çok güzel mesajlarda verilmekte. film yobaz amerikalıların değil aydın-demokrat amerikalıların tarafından bakıyor davaya.çok militan ateist bir şekilde de yapmıyor bunu. filmin hemen her yerine ılımlılık yerleştirilmiş. filmin sonundaki sahnede spencer tracy'nin incili ve türlerin kökenini eline alıp mahkemeden çıkması sahnesinde bu çok belirgin ama filmin başka yerlerindede bunu görebiliriz. en yobaz amerikalılar bile görüşlerine karşı oldukları adama karşı nazik davranıyorlar. agnostik dava avukatı da yobaz amerikalılara karşı kin beslemiyor. filmde beni en çok etkileyen ise rahip babanın kızını sevdiği adam dolayısıyla lanetlemesiydi. yobazlığın dinde aşırıya kaçmanın çok güzel bir örneğiydi bence.

    beni en çok düşündüren ise bugünkü türkiye'de böyle bir filmin gösterilip gösterilemeyeceği idi. filmde aydın avukat "ne oluyor ortaçağa mı dönüyoruz" diyordu. biz çoktan döndük galiba. filmi izlerken bu düşüncelerden dolayı filme çok fazla odaklanamadım bile. hep aklımda bugünkü türkiye vardı. biz böyle bir film çekmeye kalksak acaba yakılır mıyız diye düşündüm mesela. galiba hristiyanın yobazı bile müslümanın yobazından daha iyi. filmdeki gerçekten aşırı dindar insanlar bile kimseye fiziksel zarar vermiyorlardı. enazından bu kadar medenileşmişlerdi. müslümanlığın egemen din olduğu ülkelerde bırakın evrime dair görüşleri alenen savunmayı, kitaplarda makalelerde alıntı yapsanız bile öldürülme riskiniz var. şimdi o bir film denebilir ama gerçektede öyle olduğunu düşünüyorum. nasıl ki hristiyan kültürde yetişmiş bir ateist müslüman kültürde yetişmiş bir ateiste göre daha özgürlükçü ise, hristiyanın yobazı da müslümanın yobazına dgöre daha özgürlükçü, daha demokrat bence.


    (draka - 21 Aralık 2009 00:38)

  • comment image

    evet, sonunda ortayolcu bir seçeneğe yöneliyor film, ki hiç sevmediğim bir şeydir amma; 1960 senesi için, iyi bile anlatıyor. ayrıca yine sonu için, biraz kasarsak, deist bir anlayış ürünü bile diyebiliriz. ama işte zorlamak lazım. bana kalsa incil ile türlerin kökeni'ni üstüste koymam elbet.

    bununla birlikte, daha birkaç gün önce ahanda türkiye'de çıkan ama sözlükte pek değer görmemiş bir haber, maalesef 1925'ler seviyesinde olduğumuzun kanıtı gibi.

    (bkz: izmir'de evrimi anlatan öğretmene soruşturma)


    (sutsuz kahve - 11 Ocak 2013 01:29)

  • comment image

    ----spoiler----

    filmin sonunda savcı kalp krizi geçirir ve şöyle bir diyalog yaşanır, kamera tavan pervanesinin arkasındadır.

    savcının karısı : tanrım lütfen bir mucize gerçekleştir ve kutsal peygamberimizi kurtar
    savunma avukatı : biri doktor çağırsın

    ----spoiler----


    (zzgx - 23 Nisan 2014 12:16)

  • comment image

    spoiler sayılır mı bilmem, epey başlardan:

    "i know what bert is going through, it's the loneliest feeling in the world. it's like walking down an empty street listening to your own footsteps. but all you have to do is is to knock on any door and say, if you let me in, i'll live the way you want me to live and i'll think the way you want me to think and all the blinds will go up, all the doors will open and you'll never be lonely ever again."

    şu sözler "türk misafirperverliği," "türk yardımseverliği," "hoşgörü toplumu," "anadolu insanı sıcaklığı" gibi masalları nasıl da özetliyor.


    (in memory of botvinnik - 30 Eylül 2014 02:48)

  • comment image

    sonunda "darwinci şahsiyet"in incile sarılmadığı, türlerin kökeni ve incil'i birlikte tuttuğu film.


    (ventolin - 7 Temmuz 2004 18:58)

  • comment image

    bu tarz filmlerin bizim gibi ulkelerde eleştiriye maruz kalmasını çok komik buluyorum. simdi bile bizde bole bi film çekilemez, çekilse bile verdigi alt metinlerde benzer cesareti gosteremez. o donem amerikan sinemasi gayet cesurmus. biz saygı duyup kosemize cekilelim.

    meb lise mufredatinda artık evrim teorisi yok. zaten islenmekte imtina edilen bi konuyken artık hiç yok yani. 1960 la 2017 arasında kagit uzerinde 57 yıl var gercekteyse araya asır girmiş durumda. önümüzdeki yıllarda daha kötü olacak. http://www.haberturk.com/…-darwin-mufredattan-cikti

    "bireysel insan zihni. çocuğun çarpma tablosuna hakim olma gücünde, bağırdığınız tüm "amenler" ve "kutsal kutsallar" ve "hosannalar" dan daha fazla kutsallık var. bir fikir, bir katedralden daha büyük bir anıttir. ve insan bilgisinin ilerlemesi, sopaların yılanlara ya da suların ayrışmasına dönüşmesinden daha büyük bir mucizedir."

    film ortayolcu diil evrimci bana göre. savcının pervasiz, ne dediğini bilmez, sabit fikirli olmasının karsisinda; savunma avukatı dengeli, mantikli ve sakin görülüyor. evrim teorisini anlatan öğretmenin iyi giyimli, sevdigi kisiyi korumaya calisan temiz biri olmasi onemli. diğer yandan mahkemedeki evrim taraftarları sakin bi şekilde davayı takip ederken; koktenciler durusmada sloganlar atiyor, durusma oncesi saldırgan yürüyüşler yapıyor. filmdeki her karakter üzerinde bole tiplestirmeler yapilabiliyo. evrim konusunda hiç de tarafsız bi bakış diil bence. ama su var, kim neden hangi tarafta onu bilsin istiyor. insanların tamamiyle iyi ya da kötü olmadığını söylüyor. bugun bile görülen din ve bilim arasında seçim yapılmalı diyenlere karşı, her ikisinin de tercih edilebileceği fikrini veriyor. bi yandan koktenci bagnazlari eleştiriyor.


    (guldum gectim genceciktim - 26 Şubat 2017 21:07)

Yorum Kaynak Link : inherit the wind