Süre                : 2 Saat 5 dakika
Çıkış Tarihi     : 15 Aralık 2010 Çarşamba, Yapım Yılı : 2010
Türü                : Aksiyon,Macera,Fantazi,Bilim Kurgu
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Walt Disney Pictures , Sean Bailey Productions , LivePlanet
Yönetmen       : Joseph Kosinski (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Edward Kitsis (IMDB)(ekşi),Adam Horowitz (IMDB)(ekşi),Edward Kitsis (IMDB)(ekşi),Adam Horowitz (IMDB)(ekşi),Brian Klugman (IMDB)(ekşi),Lee Sternthal (IMDB),Steven Lisberger (IMDB),Bonnie MacBird (IMDB)
Oyuncular      : Jeff Bridges (IMDB)(ekşi), Garrett Hedlund (IMDB)(ekşi), Olivia Wilde (IMDB)(ekşi), Bruce Boxleitner (IMDB), James Frain (IMDB)(ekşi), Beau Garrett (IMDB)(ekşi), Michael Sheen (IMDB)(ekşi), Anis Cheurfa (IMDB), Serinda Swan (IMDB), Yaya DaCosta (IMDB), Elizabeth Mathis (IMDB), Kis Yurij (IMDB), Conrad Coates (IMDB), Daft Punk (IMDB), Ron Selmour (IMDB), Dan Joffre (IMDB), Darren Dolynski (IMDB), Kofi Yiadom (IMDB), Steven Lisberger (IMDB), Donnelly Rhodes (IMDB), Belinda Montgomery (IMDB), Owen Best (IMDB), Matt Ward (IMDB), Zoe Fryklund (IMDB), Dean Redman (IMDB), Mi-Jung Lee (IMDB), Christopher Logan (IMDB), Sheldon Yamkovy (IMDB), Dale Wolfe (IMDB), Joanne Wilson (IMDB), Catherine Lough Haggquist (IMDB), Thomas Bradshaw (IMDB), Shafin Karim (IMDB), Rob Daly (IMDB), Mike Ching (IMDB), Michael Teigen (IMDB), Brent Stait (IMDB), Shaw Madson (IMDB), Amy Esterle (IMDB), Cody Laudan (IMDB) >>devamı>>

Tron (~ Tron Efsanesi) ' Filminin Konusu :
TRON: LEGACY daha önce beyaz perdede gördüklerimizin hiçbirine benzemeyen bir dijital dünyada kurulmuş bir 3D ileri teknoloji macerası. Sam Flynn (GARRETT HEDLUND), Kevin Flynn’in 27 yaşındaki teknoloji meraklısı oğlu (JEFF BRIDGES), babasının ortadan kayboluşunu araştırır ve kendini babasının 25 yıldır yaşadığı Tron’un dijital dünyasında bulur. Kevin’in sadık sırdaşı Quorra’yla birlikte (OLIVIA WILDE), baba ve oğul çok fazla gelişmiş ve son derece tehlikeli bir hale gelen, görsel açıdan dudak uçuklatan sanal alemde bir ölüm kalım yolculuğuna çıkarlar.

Ödüller      :

Academy of Science Fiction, Fantasy & Horror Films:Saturn Award-Best Actor


  • "bir silah olarak: obir müzik olarak: daft punk"
  • "sanal alemden hatun düşürme olayının abartıldığı film. sam flynn bolcana izogelin çorbası içer artık."
  • "10 dakikalık 3d sahneleri yüzünden 2 saat boyunca bize gözlük taktıran film, bari alt yazılar da 2d olsaymış"
  • "filmi görmedim, seyretmedim, bilmiyorum, hiçbi fikrim yok lakin daft punk çok feci bi soundtrack yapmış, filmden öte bişiy olmuş herhal.şunu bi dinle alla aşkına >> end of line"
  • "yaşlanan 80 kuşağının beğeni ile izlediği nostaljik film. beğenenlere de karışmayın, beğnmeyenlere de!ben izledim, sevdim ve unuttum."
  • "konusu conan o'brian tarafından "iki saat boyunca bi bilgisayarın içinde sıkışıp kalan ve bi tane bile porno bulamayan iki adamın trajik öyküsü" olarak özetlenen film"




Facebook Yorumları
  • comment image

    aylardır ağızımın suyu aka aka beklediğim anda, annem'e döndüm, anne: 3d film izledin mi? hayır? e o zaman gidiyoruz! ve eşimle annemi kaptığım gibi deparla 42nd st. imax sinemasına daldım, kapı görevlisi dedi ki: anneme bakarak, hanımefendi, bu film çok yüksek sese sahip baştan uyarayım, bu film için 39 (sanırım) hoperlör eklediler.. ona göre.. ağızımdan akan sıvı kovalara dolmuyordu artık. film sırasındaki gürültü ve patırdı sırasında oturduğumuz sandalyeler sallanıyordu. görsel ve müziksel bir şölen bu film. derin hikaye arayanlar gidip fransız filmi izlesinler. bu filme ışıksikletleri, bilgisayarsal muhabbetleri falan izlemeye gideceksiniz. eski filmi görmediyseniz 100% tatmin için gitmeden önce kesin izleyin!

    şöyle diyeceğim: - spoilersal -

    kahramanımız ışıksikletleri görünce, e ne var bunu ben de yaparım der ve koşmaya başlar, orda bir ağır çekim ve müzik giriyor, motor fırladığında içinden trooooooooooooooooooon diye bağırmak geliyor

    - spoilersal -

    şimdi bu film, star wars'un yenilerini çeken lucas'a kapak olmuştur. bariz bu film daha önceki izlemişler için yapılmış, ve çok isabetli bir karar alınmış.


    (kahyaki - 21 Aralık 2010 00:33)

  • comment image

    isitsel ve gorsel bir harika diyebiliriz bu film icin. bunu da izlerken cocuklugumda izledigim ilk filmdeki kadar zevk aldim. soylemeye gerek yok fakat yinede uyarmak istiyorum mutlaka imax'de izlemeye calisin. bu arada bu filmi yine konusu bakimindan elestiren konu manyagi olmus her filmde gereksizce derin olaylar dongusu gormek isteyen, oscarli bir aktorden her filmde yine mukemmel performans bekleyen, muziklerine anlamsiz bir sekilde bok atan, gorselligini begenmeyen ukala dumbeleklerinin yazilarina bakip gitmemezlik etmeyin lutfen. bu filme eglenceli vakit gecirmek icin gidin. bu ukalalarin inadina izleyin izlettirin.


    (izmir tulumu - 29 Aralık 2010 16:42)

  • comment image

    nedense sürekli matrix, star wars, dark knight falan izliyormuşum gibi bir hisse kapıldım. ilk film bir çok açıdan öncü olduğu için bu filmin tamamen ilk filme hakaret olduğunu düşünüyorum. bir arkadaşın yeğeni bizden önce gittiği bu filmle ilgili "ışıklı mışıklı böyle acayip bir şey" yorumunu yapmıştı ki altına şu anda imzamı atıyorum. ışıklı mışıklı acayip bir şey.


    (keymark9 - 31 Ocak 2011 23:15)

  • comment image

    film kısmı için söylenecek şeyler değişiklik gösterir; kimi beğenir, kimi beğenmez. bence o kadar heyecan sadece el feneriyle de yaratılabilirdi, neyse. ama müzikler konusunda genel kanı pek değişmez sanırım. filmin ötesinde bir soundtrack albümüne sahiptir tron legacy.


    (yaarock - 1 Şubat 2011 21:03)

  • comment image

    böyle ışıklı hareketli müzikli bir filmdi. youtube'da bir eleman 'film değil, daft punk'ın en uzun klibi' demiş, haksız da değil.

    --- spoiler ---

    ışıklara, disklere, programlara inandım da, ulan o masadaki yediğiniz domuz nerden geldi, nasıl geldi, nerde pişirdiniz diye çok merak ediyorum aq

    ---
    spoiler ---


    (ljut - 3 Şubat 2011 01:20)

  • comment image

    internet cagi cocuklarinin anlayamayacagi film. ilk filmi izlememis, bu filmin sadece efektlerine ve muziklerine odaklanmis, bilgisayari msn ve facebook'tan ibaret goren yeni neslin, muhtemelen 83 sonrasi dogumlularin belli bir donemin filmlerine israrla bok atmasi dalgasina da kurban gitmis filmdir ayrica. (bkz: #16283008)

    simdi diyeceksiniz ki niye agresyon yaptin, sen kimsin aslanim? benim kim oldugum onemli degil ama, bu entry'yi zamanin otesine gondereceklerin kim oldugunu cok iyi biliyorum.

    --- spoiler ---

    8086 bilgisayarin monochrome ekraninda yanip sonen prompta bakip, sadece operating system ile basbasa kalmis bir neslin muthis hayal gucunun urunudur bu film. zaten bu filmde de baba ile ogul arasindaki nesiller arasi dialogda da bunu gorebiliyoruz, baba internetin gelismesine degil, wi-fi ye takiliyor. elektronik devre teknolojisindeki yukselmenin, gunumuz internet ve sosyal medyasindaki patlamasina paralel bir gelisme gosterdigi bir donemde geciyor ilk film. yeni filmde ise, mukemmeliyet gelebilecegi en son noktaya gelmis ve sistem cokmek uzere. film, yeni donemdeki internet patlamasinin dunyayi ele gecirecegi (bkz: matrix) , (bkz: skynet), (bkz: appleseed) fenomenine, finalde bize dogan yeni bir gun ve saclarimizi yalayan ruzgarla yanit veriyor.

    ---
    spoiler ---

    bize de sadece rengimizi secmek kaliyor. hangi taraftasiniz?


    (thelastphoenix - 5 Şubat 2011 01:16)

  • comment image

    filmden çıktığımda etrafı mavi görüyordum. şaka bir yana filmde gerçekten farklı bir dünyaya gittiğinizi hissediyorsunuz, özellikle motosikletli ve disk atmalı sahneler çok orijinal ve tam bir görsel şölen...

    ufak bir not: film imax'de izlenirse keyif katlanır zira tam bir imax filmi olmuş.


    (trueway - 7 Şubat 2011 00:10)

  • comment image

    müzikler ala çekimler ve prodüksiyon ala tasarımları ağzımın suyu aka aka izledim desem yalan olmaz.

    pekala gençlik ne düşünüyor diye sözlüğe bakayım dedim. bakmaz olaydım. paint'de çizik çizemeyen, ikea koltuğu ve lamba bokunu tasarım harikası sanan arkadaşlar 3-d'sini çamurlamış.
    işte efendim konusu çok sıkıcıymışmış gora'da zaten bu efektleri ve ortamı yıllar önce kullanmışmış. ulan bu dediğini cem yılmaz duysa suratına tükürür. yüzlerce çizer ve bu işin ustası insanlar bu projeye emek vermiş çalışmış çabalamış ortaya görsel bir şölen çıkarmışla... pezevenkler sizi neyse daha fazla asabımızı bozmayalım.

    gidiniz izleyiniz efenim sevenin yanına kar kalan bir filmdir.


    (fukka - 3 Mart 2011 22:32)

  • comment image

    yaşlanan 80 kuşağının beğeni ile izlediği nostaljik film. beğenenlere de karışmayın, beğnmeyenlere de!

    ben izledim, sevdim ve unuttum.


    (seyuranto - 8 Mart 2011 00:05)

  • comment image

    film olarak yorumlamaya kalkmayacağım ama tasarımla ilgilenen ve özellikle de modern çizgilerden hoşlanan herkesin en az bir kez izlemesinde fayda olduğunu düşünüyorum. bu yapımda kaç kişinin emeğinin yattığını anlatmak için film sonundaki jeneriğin yedi dakika sürdüğünü ve bu kısmın bile harika göründüğünü belirteyim. görseller çok temiz. avatar gibi "koy koy suyundan da koy. yaratıklar sekiz bacaklı olsun amk" denerek çorba edilmemiş ; (bkz: #18514427)


    (sinek kral - 26 Mart 2011 19:38)

  • comment image

    kabul edilemez kısalıkta bir başyapıt. ilk film de böyle idi; harş diye olayın içinden başlayıp zart diye aksiyona dalıyordunuz.

    --- spoiler ---
    iso'ların gelişi, clu'nun değişimi etc. rahat bi iki saatlik malzeme var. lakin bunları anca fimin sonunda zevkten erimiş şekilde kafamda tekrar oynatırken farkettim. perdede kendini kaybedebiliyorsan ben işte o filme başyapıt derim. castor/zuse'un mekanındaki kapışma sahnesi, matrix reloaded'daki kavgalardan daha iyi, collateral'daki bar sahnesine eş değerde bir güzellikteydi. kevin flynn mekana giriş yaptığında... mmm muhteşem. şu filmden zevk al(a)mamak yaşamdan zevk almamakla aynı gözümde.

    detaylara gelirsek:
    -zuse'un dansının şarlo olduğu göremeyen sinema 'izleyicisi'ne üzülürüm sadece.
    -jeff bridges'in tanrısal karizması tanrı rolünde çok işe yarmış olmalı. baba o nasıl giriş öyle.
    -daft punk'la tron legacy olajuwon & drexler gibi olmuş. yin&yang, cennet ve cehennem... birbirlerini böylesi mükemmel tamamlayan az şey vardır.

    -canımı tek sıkan tron'daki beyin yıkama/tekrar programlama durumuydu. hani biraz açıklama fena olmazdı.
    ---
    spoiler ---


    (gri gandi - 7 Nisan 2011 22:55)

  • comment image

    öncelikle belirtmeliyim ki öpüşülmeyen bir hollywood filmiyle karşı karşıyayız ve kadın olsun erkek olsun kimse oliva wilde’a kayıtsız kalamaz!

    tron: legacy güzel bir bilimkurgu (sci-fi) ama ne en mükemmeli ne de en kötüsü ki, film zaten bu mükemmeli yakalama arzusunun saplantı haline gelmesi filmin temeli.

    filmin konusunu anlatmak yerine izlemenize bırakıyorum. bir yığın film izlemiş biri olarak; canı sıkılınca matrix ve star wars açan, arada bir avatar: the last airbender seyreden; yer yer benzetimler yapmadım değil. sanırım yönetmen de bir hayli bilimkurgu izlemiş. mesela sam flynn ile clu’nun oyunlar arenasında ışıksiklet (light cycle) ile kapşmalarında clu’nun bilge takılan uşağı sam’e kılıç sapına benzer bir şey verince sam direkt lightsaber moduna geçti ve cevabı aldı: “sandığın şey değil”

    filmin sonlarına doğru klişeler ve benzerlikler birbirini kovalarken:
    * baba-oğul flynn ve bir iso olan quorra, sam fylnn lightjet arkasına geçip peşlerindeki clu, tron ve rinzs’leri haklamak için silah kullanması matrix-variydi,
    * aynı şekilde kevin flynn’ın jedi master modunda gezinmeleri ve filmin sonunda adeta avatar roku misali dört elementi ben bükerim tavırları,
    * iso’ların sonuncusu; beşinci element’e selam olsun; quorra lightjet ile arkalarındaki kötüleri ekmek için göğe doğru yükselmesi ise matrix’de neo ve trinity’nin kaynağa doğru yolculuklarını anımsatmadı değil: yükselişleri ve düşüşleri
    * quorra’nın güneşi sam’e tarif ettirmesi bize onun sonuna dek yaşayacağını zaten söyledi: heves kaçması
    * tron gibi bir karakter yarat ve öylesine harca: ilk önce clu’ya nasıl teslim olduğunu anlatma öyle kuru kuru beynini yıka ve sonra da bir anda iyilerin tarafına geçirt! bir çizgifilm (anime de denilebilir pekala) olan avatar: last airbender’da zuko’nun dönüşümü bile daha iyi anlatılmıştı. kısaca tron’dan daha çok aksiyon ve verim beklerken, kendisi unutulmuş kod deryasında kayboldu gitti
    * lightcycle kapışmaları ve disk savaşları gerçekten etkileyici idi ama ikisini toplasanız 10 dakika etmez. bunun dışında fazlaca bir kapışma yok. hatta dağ gibi tron ile sam flynn kapışması da tırı-vırı oldu, iki saniye de yıktılar master tron’u. ümitle bekledik ki, clu’nun yarattığı programlarla bir kapışma olsun, hatta jedi master edasıyla dolanan kevin flynn kapışsın clu ile olmadı; sanırım yönetmen de bunu yapamayacağını anlayınca yaratılan tüm programlari portalın kara delik misali ışık demetinde yok ettirdi. kısaca ucuza kaçtı. şimdi gözlerinizi kapatın ve star wars* finalindeki darth maul, obi-wan kenobi ve qui-gon jinn kapışmasını aklınıza getirin; eminim hepimiz bu sahne olmazsa filmin de olmayacağı konusunda hemfikiriz.
    * temel unix ve gnu/linux komutlarını görmek hoştu,

    filmin açılışı ilk filmi izlememiş olanlar için temel bilgileri içermekteydi; ardından sam’in giriştiği aksiyon olayları ise yine aynı çizgide ilerleyen bilgilendirmeler içeriyordu. bu esnada izleyici olayları kavramaya başlarken sam flynn’in içeriye girmesi ile bizleri bir anda olayların içine sokması, bir anda başlayan oyunlar, disk savaşları, lightcycle mücadelesi derken kaçış ve bir anda baba ile tanışma, olayları anlama ve bu esnada izleyiciye geriye dönüşlerle olayları kavratma, bak bu yüzden oldu her bir şey, babayı ikna etme, kafa tutma, gelmezsen gelme, kal; ve sonunda kısaca kötüyü yenmek ve ışınlanmak filmin özeti. senaryo bu doğrultuda ilerledi: başladı, gelişmeye çalıştı, sağa sola girip çıkmadı fazlaca ve kötü yenildi iyiler kazandı ve bitti: esas kız öpülmedi!

    muallakta kalan ise tron’un yaşayıp yaşamadığı ve kodun ne olduğu?

    filmin görsel efektleri teknolojik imkanlar dahilinde ve parayı veren de disney olunca bir hayli iyi; 1982'de çekilen tron filmini bu filmden sonra inanın ki izlemek istemeyeceksiniz. senaryo ise ne yazık ki klişelerle örülü ve allahtan takılmadan gidiyor. oyunculuk ise jeff bridges güzel oynamış, oğlu için aynı şeyi söyleyemeyeceğim ve diğer figüranlar ise (programlar ve rinzler) maskeli olunca ve bir çoğu da üst üste bindirilince ne rol yaptıklarını anlayamadık. zaten kameranın yakından çektiği oyuncu sayısı da taş çatlasa 10 kişi.

    müziklere gelirsek daft punk dinlereyerek film izlemek bambaşka ve hatta mükemmel. özellikle de giriş olsun, bitiş olsun ve de ilk gerçek kapışma esnasında (zuse'nin mekanı) çalan ve de ortamı kopartan derezzed parçası süper ötesiydi. yılın en iyi soundtrack albümü diyebiliriz. sanki filmi parçalar için yapmışlar gibi bir ters durum söz konusu.

    kim oynamış, onun adı ne idi, bu kimdi, o beyazlı karı da amma güzel idi gibi sorularınıza cevap olması açısından: daha fazla bilgi: tron: legacy

    edit: ustalara saygı: daft punk (inspectorjaviert uyarmadı değil)


    (mahsus mahal - 3 Ekim 2011 00:27)

  • comment image

    filmin görselliği bir kere olağanüstü. ee zaten müziklerine laf söylemek imkansız. çarpılırsınız. orjinal tron'u da hesaba katarsak muazzam ve harika bir konu ve senaryosu varken halen bu filme dandik diyen malların algı kapasitesini cidden merak ediyorum.
    hani tamam zevk ve renk olayı vardır ama ulan bu filmde hepsi var. hadi türü sevmezsin kötü, beğenmedim dersinde böylesi kaliteli bir filme yerden yere vuran yorumlar görmek götümle gülmeme neden oldu.

    ha matrix'i görünce ağzının suyu akan ergenlere ve tron oradan buradan çarpma diyen mallara bir hatırlatma.
    genel olarak matrix bazı hatları ile tron'dan esinlenmiştir. ama marjinal olmak isteyip, neo gözlükleri ile dolaşan ergenler matrix'e toz kondurmazken, tron'a bok atması epey doğaldır.
    toplasan hayatlarında iki tane bilimkurgu izlememişlerdir tahminen.


    (stargate solucani - 25 Mart 2013 16:16)

  • comment image

    zaman ve mekanın ötesindeki kaf dağı ismiyle meşhur dağdaki kulübesinde yaşayan bilgenin yanındaydım geçen gün.. birer tabure çıkardık ve derme çatma kulübenin önünde, sırtımızı kulübenin ahşap duvarına dayayıp önümüzdeki tarife gelmez doğa manzarasına daldık..

    baba konuşmuyordu.. ben konuşmuyordum..

    tarifsiz bir sürenin sonunda baba konuştu:

    "matrix daha dünkü çocuk.. onun hayal bile edilemeyeceği zamanlarda çekildi tron.. bilgisayar denen nesne tanınmıyordu henüz doğru düzgün.. ve daha önemlisi bu ceplerinizdeki telefondan bozma ucube ufak bilgisayarlarla da kirlenmemişti henüz veritabanları o zamanlar.. her şeyin güzel olduğu yıllardı.. veriyolları belirgindi.. iyi-kötü birbirinin kılığında değildi.."

    derin bir nefes aldı..
    verdi..
    kısacık bir an durup, yüzünü daldığı o manzaradan bana çevirip devam etti:

    "devam filmi bile matrixle kıyaslanmaz nurum, bunu sakın unutma.. kıyaslayanlara, elma ile armudu tartanlara aldanma.. o bir efsanenin devam filmi.. hem görsel hem de işitsel bir şaheser olan devam filmi üstelik.."

    sonra sustu..
    zaman ve mekan belirsizleşti ağır ağır.. görüntüler bulanıklaştı..

    her yer bembeyaz oldu ve sonra sessizlik..

    derin, kadim, muazzam bir sessizlik..

    o sessizliğin içinden hafif bir kalp atışı gibi yükselen ritm geldi sonra, ağır ağır ve derinden:

    http://www.youtube.com/watch?v=xqjkdsqedxw


    (sahlanankoc - 10 Ekim 2013 09:07)

Yorum Kaynak Link : tron legacy