Redacted (~ Örtülü gerçek) ' Filminin Konusu : Irak’daki bir yerde konuşlanmış olan küçük bir Amerikan askeri birliği üzerine odaklanan REDACTED, farklı bakış açıları ile bu askerlerin karşılaştıkları durumlara verdikleri tepkileri, yerel Irak halkına karşı tutumları ve her iki taraftaki medyanın bu olayları nasıl yansıttığını konu alıyor.
Ödüller :
Dressed to Kill(1980)(7,1-34269)
Casualties of War(1989)(7,1-37551)
Body Double(1984)(6,8-24736)
Obsession(1976)(6,8-7585)
The Fury(1978)(6,4-11850)
Femme Fatale(2002)(6,2-33783)
Raising Cain(1992)(6,0-12129)
Snake Eyes(1998)(6,0-71323)
Mission to Mars(2000)(5,7-71134)
The Black Dahlia(2006)(5,6-68205)
Wise Guys(1986)(5,6-4857)
Passion(2013)(5,3-19803)
Venedik Film Festivali : "Future Film Festival Digital Award"
Venedik Film Festivali : "Silver Lion"
saygıdeğer yönetmen brian de palma'nın venedik film festivali'nde henüz galası yapılmış, abd'de bu sene vizyona girecek filmi. ırak savaşıyla ilgili filmler gelmeye devam ediyor.. tabi amerika'lı yönetmenlerden gelmesi şimdilik daha iyi. ileride ırak'lılara uygulanan insanlık dışı davranışlar hakkında çok daha fazla film seyredecek dünya..
(nihilanth - 2 Eylül 2007 13:41)
bu yılki venedik film festivalinde gümüş aslan ödülü kazanan, brian de palma'nın son filmi. merakla bekliyoruz.
(fictionel - 10 Eylül 2007 13:19)
(bkz: #11755076)
(rohanian - 22 Kasım 2007 12:02)
brian de palma iyidir, kötüdür, çalar çırpar, her dönemden etkilenir tartışmalarına rağmen abinin scarface'den sonra beni en cok etkileyen filmi. aslına bakarsanız konu çok ses getirecek populer bir konu, kullanılan kamera tekniği (pek çok sey handycam ile çekilmiş gibi) daha önce görmediğimiz bir şey değil, kurgunun cok ağım şahım ekstra bir özelliği yok, ama konunun işlenici ve en en önemlisi oyuncu seçimi ve karakter analizleri çok başarılı, kaldı ki film bir belgesel tadında olmasına rağmen, ilk dakikalarda cok bayık galiba hissini vermesine rağmen, insanı ufak ufak içine cekiyor ve sonunda koltuğuna yapıştırıp bırakıyor. (seyredin, beğenmeseniz bile ırak savası konusunda cok dogru tespitlere sahip olacaksınız)
(kaptaninseyirdefteri - 18 Aralık 2007 09:56)
böyle bir filmin etkileyici olmaması ve ses getirmemesi beklenemez. şöyle ki, elimizde korkunç bir konu var: savaş. fotoğraflarda, haberlerde ve diğer kaynaklarda gördüğümüzde de içimizi acıtan, lanet etmemize neden olan bir şey. kendisine tecavüz edilen kızın çığlıklarını ve silah seslerini duymadan da biliyoruz ne kadar dehşet verici olduğunu. "alın, size gerçekleri gösteriyorum" diye bunun filmini yaparsak haberlerden farkımız kalmaz. bu nedenle redacted, başarılı bir belgesel ve ödül almak için yapılmış bir filmdir.ancak redacted bir belgeselden işlediği karakterler sayesinde ayrılıyor. işlediği konuyla bağlantılı olarak çok başarılı bir çözümleme söz konusu. iyi karakterlere "hşşş, geçti" demek, kötü karakterlerin yüzüne tükürmek istiyorsunuz. öyle keskin bir iyi ve kötü ayrımı var ki, filmin doğrudan bunu göstermek için yapıldığı bile düşünülebilir. hatta eleştiri kisvesi altında "ama bütün amerikan askerleri de puşt değil, hepsini suçlamamak gerek" gibi bir alt metni de var. karakterler savaş nedeniyle değişmiyor. eski hayatlarında aşağılık herifler olanlar aynı şekilde devam ediyorlar. film kötü değil. kusturacak kadar etkileyici olmakla birlikte iyi de değil. bana daha ziyade gereksiz gibi geldi.
(delirium - 21 Aralık 2007 20:27)
akla-hayale gelmeyecek piçliklere şahit olmamızı sağlaması açısından gereksiz bir film:(bkz: http://www.youtube.com/watch?v=octr_p0ydrs)şimdi birleşik devletler deniz piyadesine piç demiş olduğum falan iddia edilmesin, kastım film-belgeseldeki karakterlere. zira tüm bunlar birer kurgu olduğundan piç demem de bir sakınca yaratmayacaktır. birleşik devletlere hakaret prim yapar mi tuzak başlığıyla da ilgili olabilir bu kısım. sonrasında hayat ne tuhaf vapurlar filan bakınızı da verecektim ama midem bulandı.
(bilge geyik - 26 Ocak 2008 00:50)
türkiye'de yine orjinalinden alakasız bir çeviriyleörtülü gerçek adıyla vizyona girecek brian de palma filmi. insanın bu isimli filme gidesi gelmiyo valla. konusunu bilmiyorum ama sanırım gizli gerçek önceden rezerve olduğu için böyle bir isim koymak zorunda kalmışlar.
(anger is a gift - 8 Şubat 2008 10:17)
samarra'da bir kontrol noktasında nöbet tutan abd askerlerinin günlük yaşamını, film okuluna girmek için para biriktiren ve aynı amaçla bölükteki yaşamı belgesel tadında kayda alan bir askerin el kamerasından anlatan kurgu film. film; bugüne kadar kontrol noktasında dur uyarısına karşı geldiği için hayatını kaybeden 2000 iraklının yalnız 60'ının gerçek anlamda tehlike arzettiğinin, amerikalı askerlerin ellerini yukarı kaldırarak dur! işareti yapmasının irak beden dili kültüründe karşılığı olmadığının, tabelalarda arapça uyarılar da yer almasına karşın halkın %50'sinin okuma yazmayı zaten bilmediğinin altını çiziyor . izlerken kulağa aşina gelen ve arada tekrarlanan tema, duvarları delen kız ve erkekli levi's reklamında da kullanılan "handel'in sarabandı". --- spoilerımtrak ---filmde john o'hara'nın 1934'te yazdığı appointment in samarra kitabını okuyan bir askerle yapılan kamera kaydı, kayda değer. kitabın adı aslen w. somerset maugham'a ait bir hikayeden geliyor ve çaresizliğin doruk noktaya çıktığı bir ruh halini betimlerken bu hikayeye gönderme yapılıyor. hikaye aşağıda: a merchant in baghdad sends his servant to the marketplace for provisions. shortly, the servant comes home white and trembling and tells him that in the marketplace he was jostled by a woman, whom he recognized as death, and she made a threatening gesture. borrowing the merchant's horse, he flees at top speed to samarra, a distance of about 75 miles (125 km), where he believes death will not find him. the merchant then goes to the marketplace and finds death, and asks why she made the threatening gesture. she replies, "that was not a threatening gesture, it was only a start of surprise. i was astonished to see him in baghdad, for i had an appointment with him tonight in samarra."--- spoilerımtrak ---
(antarktika - 17 Mart 2008 18:18)
magnolia pictures etiketiyle piyasaya surulen film. soz konusu sirketin yoneticisi ve filmin sayisiz produktorunden biri olan marc cuban'in da israriyla mevcut haline getirilmistir. marc cuban'la ilgili bir diger onemli not, ayn rand seviyor olmasi (sozum meclisten disari ama bizimkilerden birine benzetmek gibi olmasin). neyse, hem yonetmenin sozleri, hem de baska kaynaklarin anlattiklarina gore, cuban'in ve avukatlarinin da baskisiyla de palma filmde kullanmak istedigi, gercek olayla ilgili yapilan haberlerden bir alinti yapmak istediginde, soz konusu detayi kurmaca hikayeye donusturmek zorunda birakilmis. ozetle demisler ki gercek bir oykuye dayanir zart zurt deme, belirtme boyle seyleri. belirtilse neye yarardi bilemiyorum cunku fikrimce filmi epey bir yerinden sakatlamis olan profesyonel oyuncu kullanimi ve bu oyuncularin "babam bile daha iyi oynardi" seviyesindeki oyunculuklari, filmin zaten bir tuhaf olan politik soylemini nanolastirmakla kalmamis, adeta bir sasi bak sasir imajina donusturmustur. goz bulandiran bu hal, tanidik bir liberal kaypaklik da sizdirmaktadir, in my humble opinion yani. filmin sonunda gosterilen, internet kaynakli irak halkina ait, pek ic acisi olmayan fotograflar, yine magnolia pictures tarafindan redakte edilmistir. fotograflarin mevcudiyeti, fair use laws ve omissions and errors diye abidik bir takim kurallar (cogunlukla yasaklar) butunu cercevesinde degerlendirilmektedir; bir diger produktor jason kliot'un aciklamasina gore de mesele mahkemeye intikal edecektir (veya etmistir). bu kurallarin ozellikle 11 eylul sonrasi iyice sikilastigi ve en cok da belgesel film yonetmen ve yapimcilarini etkiledigi soylenmektedir. marc cuban'a konuyla ilgili merakimi dile getiren ve sorularimi ileten bir mail attim (vallah billah), zira filmle ilgili bir odev hazirliyorum. kendine gelen maillere mutlaka cevap yaziyor, cok seker, cok liberal dendi bana, ondan yolladim. cevap gelirse ve karin doyurursa burayi da guncellerim.
(bahtiyar - 21 Nisan 2008 08:45)
reign over me saçmalığına ortalama 7,8 puan veren imdb kullanıcıları, redacted gerçeğine 5,9 puanı layık görmüşler.--- spoiler ---tecavüzün planlayıcı ve uygulayıcılarından olan askerin savunması: ne yani? onları bombalamak ve her şey serbest, ama becermek değil mi?--- spoiler ---(bkz: kufretmek guzeldir)(bkz: neyse ki olenler arasinda turk yok)(bkz: irak ta yanlis hedef sonucu 24 cocugun olmesi)(bkz: irak)
(bilge geyik - 12 Mayıs 2008 02:51)
son derece acı verici bir film. insan yarın aynı şeyin bizim başaımıza gelmeyeceği ne malum diye düşünmeden yapamıyor. bu savaşın yaratılmasına izin verenlerin acı çekmesini istiyorum.evet sanırım o kadar da hümanist değilim..
(still - 6 Kasım 2008 22:59)
in the valley of elah kadar izlenmeyecek, rec ya da cloverfield kadar da gişe yapmayacak bir film. ama savaşın anlamsızlığıyla, alakasız insanların nasıl birbirlerini vurmaya zorlandığının hikayesini anlatmayı iyi başarıyor. ismiyle müsemma bu film halkın nasıl manipüle edildiğinden tutun da savaş söz konusu olduğunda kimsenin masum kalamayışına kadar geniş yelpazede anlatıyor. onun ötesinde film incelikten yoksun olsa da genel yapısıyla vasat üstü. handel'in sarabende'siyle yakalanan tek düzelik ve sıkıntı hissiyatı oldukça başarılı. filmin başındaki akrep sahnesininse the wild bunch'dan farkı çocukların olmayışıdır ama yine yakalanan paralellik takdire şayan, ek olarak aleni clerks göndermesi de cuk oturmuş ve de palma'nın referansları bu sefer kolaj düzeyinden ziyade filme derinlik katmayı başarıyor.hikayede ise suçlu gibi gözüken 'insan'lar olsa da bence aslı suçlular filmde yer almayanlar. zira savaş denen anlamsızlığın ortasında kimliklerini kaybedenler sadece amerika'ya has bir durum değil* ama o insanları bulundukları raddeye getiren mefhum aynı.
(shocktheworld - 3 Aralık 2008 22:47)
iraklilarin extrasdaki roportajlarinin filmin kendisinden daha iyi oldugu bir dvdye sahip eser.
(camel - 28 Aralık 2008 03:25)
bir kaç asker 15 yaşındaki bir kız çocuğuna tecavüz eder. aynı esnada ailesini katleder, sonra da cesetleri ile beraber evlerini yakar.olaya şahit olan başka bir askerin şikayeti ile failler sorgulanır. sorguda, tecavüzcü asker;- ne yani? ateş etmek ve bombalamak serbest ama sikmek değil, öyle mi? der.
(serseri marti - 2 Kasım 2009 00:02)
--- spoiler ----ne yani? ateş etmek ve bombalamak serbest ama tecavüz etmek değil, öyle mi?--- spoiler ---buna verilecek hiç bir cevap yok. ateş etme ve bombalamanın yanında o derece küçük bir suç olarak kalıyor ki tecavüz etmek. film bu fikri kızgın bir biçimde deklare etmeyi amaçlıyor bence..
(belash - 3 Ocak 2010 01:39)
"işte amerikanın iraklı genc kıza tecavüz görüntüleri." isimle youtubede bazı bölümleri bulunan film.http://www.youtube.com/watch?v=bollyskqxt4amerika'nın ırak'ta yaptıklarını farklı bir dille anlatan güzel bir film. güzel olan izlenmez zaten buralarda, çünkü güzellik, amerikayı övmektir; tek başına dünyayı kurtaran amerikalı kahramanlar görmektir. ne dedin hacı! yeşil kart başvurum kabul mü edilmiş? geliyorum..
(onder yayla - 3 Ocak 2010 02:13)
aynı zmanda the mentalist üçüncü sezon yirminci bölümünün adı.
(meth - 15 Ağustos 2011 19:29)
çok ses getirmiş bir film..o kadar ses getirmiş ki, filmi koskoca salonda 6 kişi izlemiştik..salonun en arkasında yiyişen çifte de şimdi buradan bir çift sözüm var;lan dallamalar! anladık yiyişmek için gidecek yerin yok belki, en uygunu bu tip az tercih edilen filmler eyvallah ama en azından ortada bir dram varken yapma bari be! 15 yaşında tecavüz edilip yanarak öldürülen bir kız çocuğunun belgeseli gibi adledilecek bir filmde yiyişiyor olmanız da ayrı bir ironi konusuydu.filme gelince;--- spoiler ---"belgesel lan bu sıçtık iyi mi!" diye düşünmeme vesile olmayacak kadar güzeldi..hafif bir bleyır cadısı tekniği kullanılmaış filmde..yani sinema akedemesine girmek için film hazırlmaya çalışan bir amerikan askerinin amatör kamera ile yaptığı çekimlerden oluşan bir film gibi sanki..hani onun videosu bulunmuş da onu izliyorsun gibi sanki..film ırak'ta bir kontrol noktasındaki amerikan askerlerinin hikayesini anlatıyor..nerede psikopat, nerede arıza, nerede manyak var amerika'da asker oluyor bunu anlıyoruz bu film ile..zira kızcağıza tecavüz eden iki şerefsizin birinin "hapise mi, askere mi?" seçiminden askere gelmeye seçtiğini anlıyoruz..her filmde olduğu gibi bir tane de iyi adam var tabii..bunların ipliğini pazara çıkarıyor vesaire..bu filmi izledikten sonra anladım ki, özgürlük gerçekten çok güzel bir şey..başka bir ülkenin askerlerinin denetiminin altında olmamak güzel bir şey..sırf zevk için öldürülmemek güzel bir şey..hayatının pamuk ipliğine bağlı olduğu, devlet çıkarlarının kesiştiği noktalarda, bu çıkarların kurbanı olmamak güzel bir şey..ve amerika denen ülkenin gerçekten bir baş belasını olduğunun bir filmle tescillenmesi güzel bir şey..amerikalılar'dan bir kez daha tiksinmeme vesile olduğu için de palma'ya sevgiler..--- spoiler ---
(alwayssleepy - 9 Kasım 2012 00:27)
--- spoiler ----neyi görmem gerekiyormuş ki? yani ne yapıyoruz biz burada?-ne mi yapıyoruz?-evet, ne bok yiyoruz?-ne yaptığımızı çok iyi biliyorsunuz. yeni ırak hükümetinin devamlılığını sağlıyoruz.-peki bu niye önemli sence?-bence bu çok önemli, sizin için de olmalı.-ne?-işimizi yapıyoruz yani. düşünmemeliyiz bunu, emirleri uygulamalıyız. bizler askeriz. orduya hoş geldiniz.--- spoiler ---
(atrofi - 16 Ocak 2013 13:28)
Yorum Kaynak Link : redacted