Çıkış Tarihi     : 10 Mart 2015 Salı, Yapım Yılı : 2015
Türü                : Cinayet,Drama
Ülke                : Türkiye
Yapımcı          :  Pana Film
Yönetmen       : Serdar Akar (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Ercan Mehmet Erdem (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Gökhan Azlag (IMDB), Sadi Celil Cengiz (IMDB), Fulya Ergünes (IMDB), Leyla Giraud (IMDB), Ülkü Hilal Çiftçi (IMDB), Orhan Kilic (IMDB), Sumeyra Koc (IMDB), Deniz Ugur (IMDB), Hazim Körmükçü (IMDB), Hakan Eratik (IMDB), Baris Bagci (IMDB), Mehmet Ali Kaptanlar (IMDB), Ali Yogurtcuoglu (IMDB), Zamire Kasapoglu (IMDB), Sema Atalay (IMDB), Kerem Alisik (IMDB), Sevval Sam (IMDB), Fatih Koyunoglu (IMDB), Caner Çandarli (IMDB)

Kara Kutu ' Dizisinin Konusu :
Kara Kutu is a TV series starring Gökhan Azlag, Sadi Celil Cengiz, and Fulya Ergünes. Mehmet was an ordinary man who played his guitar at bars. All that changed in 2013 when he was nearly murdered in Iraq. Nursed back to healthy by...


  • "bu bilgi sözlükte bulunsun diye yazıyorum, zenci vajinasına da kara kutu denmektedir."
  • "bir mor ve ötesi klasiği olmaya aday, mor ve ötesi'ni sevmek için sayılacak yüzlerce sebepten biri... benim için çoktan klasik olmuştur o ayrı.cehennem yolu kaç tanedir?"
  • "9 gün süren hazmetme süresinden sonra artık şunu rahatça söyleyebilirim ki masumiyetin ziyan olmazın açık ara en iyi şarkısı. mor ve ötesi nin kendi olduğu şarkılardan biri."
  • "ercan mehmet erdem'in ismini görünce beklenti yaratan pana film'i görünce beklentiyi düşüren , serdar akar'ın ismini görünce meraklandıran orhan kılıç'ı görünce havası kaçan dizi."
  • "şöyle de irenç bi laf vardı biyerde okuduğum:madem karakutulara bişey olmuyo uçakları da o maddeden yapsınlar..."




Facebook Yorumları
  • comment image

    bu bilgi sözlükte bulunsun diye yazıyorum, zenci vajinasına da kara kutu denmektedir.


    (konor - 17 Nisan 2002 17:43)

  • comment image

    uçağı düşürüp sağ kurtulan pilotların daha sonradan bağlı olduğu havayolları firmasının elemanlarının sırayla pilotları sikmesine olanak veren kutu..

    -evet kaptan neden düşürdünüz uçağı..
    -sanırım motora kuş kaçmış,flaplar..
    -tabi,bi saniye lütfen..klik
    kara kutu:-bak bak ellerimi bırakabiliyom
    -aman abi bi sakatlık çıkmasın ant dağlarının üstündeyiz,alçak irtifada
    -hiçbir şey olmaz bak şimdi nasıl pike yapıyorum
    -eheh süper abi,ama eminim iki dağın arasından yan dönüp geçemezsin
    -nası geçemem..klik

    -eveet beyler var mı söyleyeceğiniz birşey.
    -eeö..
    -anlıyorum,yatırın..


    (broken - 1 Ağustos 2002 19:08)

  • comment image

    eşimin dürtmesiyle kendime geldim dün akşam.

    çok bağırıyorsun dedi kulaklarımdan kulaklığı çıkartarak. (o anda elektrik süpürgesi koca olarak temizlik görevimi yerine getiriyordum, kim bilir nasıl bağırdıysam süpürge sesini bastırıp 3 oda yanda yerleri silen eşim yanıma geldi düşünün artık)

    bu şarkıyı dinlerken insanın içinden yüksek sesle söylemek geliyor kara kutuuuuuuuu...... özellikle şu kısmı harika ;

    kuş sesleri bana bir şey diyor sanki
    -anlat nedir?
    cehennem yolu kaç tanedir?


    (dawn of a new day - 8 Haziran 2010 14:21)

  • comment image

    kara kutuların turuncu olmasının sebebi, turuncu renginin doğada en az bulunan renk olmasıdır. böylece enkaz ortamında daha kolay ve çabuk farkedilecektir.

    gps niye koymuyolar diyosan bana söyleme, ben mi yapıyorum uçakları?


    (ungan - 14 Ağustos 2010 00:18)

  • comment image

    tanıtımı çok sikko bi şekilde yapılan dizi. adamlar iyi bi şeymiş gibi kurtlar vadisi'ni referans gösteriyolar ya şaka gibi. halbuki kurtlar vadisi'nin yapımcısından değil de behzat ç.'nin senaristinden diye reklam yapsalar daha fazla dikkat çekerlerdi. zaten herkes biliyo pana film'i. bana kalırsa daha başlamadan yalan ettiler diziyi.


    (carliii - 9 Mart 2015 22:13)

  • comment image

    ilk bölüm değerlendirmem şu şekildedir...

    şimdi, her şeyden önce bir hikayeye başlarken uygulanması elzem olan hayati bir kural vardır:

    "karakter özdeşleşmesi"

    bu niçin gereklidir? şunun için:

    eğer biz seyirciler olarak, karakterleri yeterince tanımazsak, onlar bize tanıdık ve gerçekçi tepkiler vermezse, yaptıkları işler bizi ilgilendirmez. yani biz, dizide duygulanmak istiyorsak, karakterlerle aynı duyguları yaşamak istiyorsak, onların ruhsal durumlarının bizi etkilemesini istiyorsak, onları sevmemiz ve onlarla özdeşleşme kurmamız lazımdır.

    çok basit bir örnek vericem. "spiderman" filminde biz peter parker'ın örümceğe dönüşmesinden etkilenmek istiyorsak, onun farklı bir yönünü görüp özdeşleşmemiz, onu tanımamız lazımdır. bunun için çok güzel yollar bulmuş senarist david koep.. peter parker'ın otobüse geç kalmasını, okulda aptal saptal ezikler yapmasını gösterir bize önce ve biz de yüzümüzde gülümsemeyle deriz ki "bunda sike sürülecek akıl yok amk"

    işte bundan sonra peter parker'ın örümceğe dönüşmesi bir anlam kazanır. böylece özdeşleşme sağlanmış olur. artık biz de kendimizi peter parker'ın kollarına bırakırız film boyunca...

    kara kutu'ya dönersek...

    ilk sahne karısıyla olan sahnesidir. şimdi bu adam ilerde kaybolacaksa ve karısı açısından biz üzüleceksek aralarındaki ilişkiyi çok yoğun ve kuvvetli yaşamamız lazım. böyle olmazsa karısının ağlamasının, sızlanmasının, eski resimlere bakıp iç geçirmesinin bir anlamı olmaz... bizi ilgilendirmez yani, etkilenmeyiz...

    ve maalesef bu 3 dk'lık tek sahneyle geçiştirilemez. uzun soluklu bir dizi istiyorsan bunu en az 15 dk göstermen lazım. öyle "seni çok seviyorum" dedirtmekle, dudağına bi tane mink öpücük kondurmayla filan olmaz bu işler.

    özdeşleşme sağlamanın yarı özgürlükçü kuralları vardır. bunlardan bu dizi için en uygun olanı açılış sahnesinde "karakteri aksiyonun tam ortasında göstermek"tir. şimdi bu esas oğlan aslında mühendismiş. doğru mu?

    değil... çünkü dizide onun mühendis olduğuna dair belirgin bir öge yok. şantiyeye gidip kafaya baret takmayla olmaz. tam tersinin uygulanması gerekirdi.

    ilk sahne esas abimizi aksiyonun içinde olduğu sahne olmalıydı. baş karakter, türlü aksiyonlardan geçecek ve biz diyeceğiz ki:

    "hımm.. bu adam istihbaratçı felan herhalde... yetenekli de bayağı... du bakalım..."

    ilk özdeşleme sağlandı...

    arkasından operasyon bitecek ve adam evine gelecek. işte orada mühendislik vurgusu yapılacak. böylece biz diyeceğiz ki:

    "bak lan... herif yalan söylüyor karısına..."

    arkasından karısıyla arasında sempatik bir ilişki olduğuna değineceksin ki, biz yine:

    "hehe.. ne güzel anlaşıyorlar lan"

    diyeceğiz... ayrıca burada kadını da tanıtan bir kaç diyalog, onun kocasına davranışlarından çıkarımlayabileceğimiz bir kaç karakter özelliği katılmalı...kadın avukatmış bi de... nerden anlıyoruz? kocası avukat hanım diyor... aman ne güzel bir karakter tanıtma... kardeşim göster bize avukatlığını, güçlü bir kadın mı, mıymıntı mı hırslı mı? görelim kadını bi... tanıyalım, sevelim... bunlar dizinin ilerleyen bölümler için karaktere yapılan yatırımlardır.

    neyse... bunlardan sonra özdeşleşme kat sayısı git gide artacak... illa gitar mitar sokacaksan araya tam burada sokacaksın. biz de:

    "vay amk... türlü türlü huyu var herifin... demin adam avlıyodu, eve geldi, iyi eş, iyi baba, iyi müzisyen.. bu herifte var bi boklar..."

    özdeşleşme artık son raddede... en sonunda mutlu aile tablosu içeren bir iki kısa sahneyle, ilk sekansı bitireceksin...

    ve biz ilk sekans sonunda şunları öğrenmiş olacağız...

    "esas abimiz, aslen gözü kara, yetenekli bir istihbaratçı ama karısını mühendisim falan ayağına kandırıyor.(bu çok önemli bir çatışma potansiyelidir) esprili ve karısıyla çok iyi anlaşan bir adam... ailesine bağlı... çocuğunu çok seviyor... mutlu bir ailesi var... gitar falan da çalıyor, çok yönlü hoş bir abi bu"

    bu sekans aşağı yukarı 20 dk sürerse dadından yinmez...

    işte bu noktadan sonra ikinci operasyonda başına işler gelir ve bir daha eve dönemez... her şey burada anlam kazanır.

    bi de abi... şimdi eğri oturup doğru konuşalım. kocasının ölüm haberini almasından 15 saniye sonra hangi kadın "kocam ölmedi, onu bulucam" der?... ortada fol yok yumurta yok amk... şantiyedeymiş, patlama olmuş ölmüş... çok normal... ne arıyosun amk... kahrolası paraleller mi yaptı yani patlamayı? tamam güçlü bir kadın olabilir ama biz kadını tanımıyoruz ki... malın teki de olabilir...

    işte dediğim şekilde olay kurgulanmış olsaydı ve kadın kocasının ölüm haberini aldığında mal mal "onu bulucam" triplerine gireceğine daha gerçekçi tepkiler verip ayılıp bayılsaydı biz de diyecektik ki:

    "anaaa... yazık lan kadına... hamile bi de... ne de seviyolardı birbirlerini... yazık oldu..."

    oğlum holivud'da bunu yapmayanı dövüyolar lan... yapımcıya senaryoyu götür... ilk 15 sayfayı okur anlar senin ne mal olduğunu...

    bundan sonrası kurgu açısından fena değil ama bi kere temeli çok beceriksizce attılar... bunların acısını çekecekler sonra... ve bu temel, bizi hikayeye bağlayacak olan minik detaylardan yoksun...

    abicim bizim tv'mizin şunu bilmesi lazım...

    dizi=karakter...

    bak üç hece: ka-rak-ter

    ve en önemli kural:

    "basit hikaye, karmaşık karakter" ve "karaktere yapılan yatırım"

    pata küte girişmeyin şu hikayelere... bi sakin olun... dizi 90 dk... sevdirin şu karakterleri önce...

    neyse... reytinglere baktım... reaksiyon ile ilgili tahminim tutmuştu...

    (bkz: reaksiyon/@senaryocu)

    henüz ilk bölüm olduğu için bir şey demiyorum... 4.bölüm reytinglerine ve hikayenin gidişatına göre bir tahmin yapabilirim tekrardan...

    aylar yıllar sonra edit: dizi 4-5 bölüm tv'de oynadı. sonra tv'den çekip internete verdiler. orada da birkaç bölüm devam etti, sonra silindi gitti.


    (senaryocu - 13 Mart 2015 00:22)

  • comment image

    şöyle de irenç bi laf vardı biyerde okuduğum:
    madem karakutulara bişey olmuyo uçakları da o maddeden yapsınlar...


    (portakal - 7 Aralık 1999 21:33)

Yorum Kaynak Link : kara kutu