nelson mandela'nin tuyleri diken diken eden hikayesi..
turkiye'de 27 temmuz'da gosterime girecek.

http://www.goodbyebafana.com/

(freak - 19 Haziran 2007 18:25)

bu yazın en önemli filmlerinden biri olmaya aday bir başyapıt

(eskici - 19 Haziran 2007 18:52)

güney afrika da ırkcı beyaz bir gardiyanın gercek hayat hikayesini anlatan bir film. tabi bu gardiyan 20 yıl boyunca "nelson mandela"ya gardiyanlık yapınca işin rengi değişiyor.

bob graham ve james gregory nin kitabından uyarlanmıştır.

türkiye deki gösterim ismi ise "özgürlüğün rengi" olarak belirlenmiş.

(tutankhom - 2 Ağustos 2007 22:23)

goz yaslariyla izlenen ozgurluk filmlerindendir.
--- spoiler ---
bazi yazarlar merak etmis "nasil oluyor da oluyor, gariban ve ezik gardiyan parcasi'na ustleri bu kadar deger veriyor" diye. kuzum hic dusunmedin mi bu zenci vatandaslara yakinligi ile tum ulkede dillere dusmus bu adamin mandela icin beyazlar arasindaki en guvenilir koruma olabilecegi ve bunun farkinda olmalari. dusunmediysen bile gardiyanin "neden ben?" sorusunu sordugu kisma bi geri sar bakayim.
--- spoiler ---

(arcano - 14 Mart 2008 03:38)

bille august'un 2007 yılında berlin uluslararası film festivalinde altın ayı için aday gösterilip, barış filmi ödülü alan filmi.

--- spoiler ---

ülkemizdeki kürt sorunundan bihaber değilseniz pek yabancı gelmeyecektir size işlenen konu. bu anlamda dtp'li arkadaşların veya dtp milletvekillerinin de nelson mandela- abdullah öcalan benzerliklerini neden sürekli işlediklerini anlamış oluyoruz."ne alaka hırbo, biri özgürlük savaşçısı öteki bebiş katili. " diyenler muhakkak olacaktır. onlara bir lafım yok, lakin soruna doğuştan itibaren resmi tarih gözlükleriyle bakmayanlar için bu film bir fikir verebilir, verir. benzerlikleri, farklılıkları hakkında en azından bilgi sahibi olunur.

--- spoiler ---

(ghostcountry - 13 Haziran 2009 18:27)

cok guzel film.
izleyince sadece 'guney afrika - beyaz - yerli' sorunu degil, diger ulkelerdeki (misal turkiye'deki) fasizmin kokeni de kavranabiliyor.

bilmemek, bilinmeyenden korkmak ve nefret etmek, ogrenmemeye devam etmek. ya da ogrenmek, korkmamak, nefret etmemek.
sarsici bir film, mutlaka izlenmeli diye dusunuyorum.

(biyiksiz kedi mahmut - 21 Ocak 2010 14:10)

ağlatma olasılığı olan sahneleri nedendir bilmem yüzümde bir gülümsemeyle izledim hep.çok çok güzel bir film.gregory ve mandela'nın oğullarının ölümlerinin aynı şekille bitmeside pek bir manidar olmuş.

(mezuniyetten sonra noluyor - 12 Nisan 2010 00:53)

nelson mandela'nın şiddet yanlısı bir liderlikten dünya barış elçisi olmasına uzanan öyküde şiddeti besleyen önyargıların, iktidar kavgasının ve bilmemenin payını gösteren orta halli bir film. insanın bilmediğinin düşmanı olması üzerine gerçek bir hayat hikayesi. kötülük edenin kötülük bulacağı mesajı da kaybedilen genç oğullar sayesinde verilmiş ayrıca. önce kısas gibi görünüyor ama değil.
filmin bana en ilginç gelen kısmı mandela'nın kitlesel isyan sürecindeki rol değişimi. 27 yıl hapishanede şiddete, haksızlığa maruz kaldıktan sonra, her iki "ten" ağır kayıplar verdikten sonra hakkında af çıkınca içinde bulunduğu psikoloji aslında aynı iken mücadeleyi başka bir boyutta yönetmeye başladı. aslında değişen o değil, iktidardı. dinlemeyi bilen bir iktidar.

(alef - 26 Nisan 2010 18:17)

madiba hakkında çekilmiş en güzel filmdir kanımca. özünde insanlık bulunan her birey izleyip ders çıkarmalıdır.

(keymark9 - 18 Temmuz 2010 12:16)

(bkz: oezel)

(zhang - 9 Nisan 2011 00:05)

(bkz: ishak alaton)

(zhang - 9 Nisan 2011 13:30)

nelson mandela'nın hapisteki 20 yılı ve ona eşlik eden gardiyan j. gregory'nin yaşadıklarını gerçek hikayeye dayalı anlatan, mükemmel baş yapıt. şahsen defalarca izlesem de tüylerim diken diken oluyor her seferinde.

ilgilenenler için bir de invictus vardır ki o da gözlerden yaş getirir.

(izzi croe - 14 Haziran 2011 12:45)

bu gece kanal 24 te gösterilen sahane film. nelson mandela nın hapishane hayatını filmini izlerken bugün turkiyede yasananlar tekerrur ediyor mu diye dusunuyor insan. ana dilinde egitim goremeyen, daha gecen seneye kadar ana dili resmi olarak yasaklanan bir ülkede özgürlüklerden bahsetmek için daha cok yol katetmemiz gerektiğini tokat gibi çarpan film. daha bugün arda turan'ı sarfettiği bir cümle için yargısız infaza götürdügümüz günler devam ettikçe önümüzdeki yol daha da uzayacaktır.

(hobaaa - 4 Eylül 2011 22:50)

çok başarılı bir dönem filmi. sanıyorum filmi izlerken türkiye'nin yakın tarihi gözünün önüne gelenler de olmuştur.

güney afrika'da ırkçı apartheid rejiminin insanları bir hiç uğruna yıllarca hapislerde tuttuğunu da filmin sonunda mandela başkan olduğunda büsbütün anlıyoruz. ten rengi yüzünden eziyet çeken insanların hakkını savunan insan terörist olarak hapse atılıyor. yani güç kimdeyse diğerine yaşam hakkı yok, eziyet ettikleri insanın haklı yahut haksız olması ise gücü elinde tutanlar için hiç mühim değil.

90'lı yıllara kadar ırkçılık resmi olarak iktidardaydı güney afrika'da. günümüzde de birçok yerde gayrı resmi olarak hayatını sürdürüyor.

--- spoiler ---

gardiyan bir diğer gardiyana güney afrikalı siyahların taleplerinin yer aldığı belgeyi "hiç okudun mu?" diye soruyor. cevabı ise dalga geçer nitelikte "okumadım, eminim berbat şeyler yazıyordur" tarzında. yani birbirimizi anlamaya hiç ama hiç gayret etmiyoruz.

belirtmeden geçmeyeyim filmde insanın yüreğini burkan yerlerden biri de mandela'nın oğlunun ölmesi ve mandela'nın bunu öğrendiği bölümdü.

--- spoiler ---

edit: bu entry bir üstteki entry okunmadan yazılıp yollanmıştır. demekki haklıymışım filmi izlerken benim gibi düşünenler de olmuş.

(historien - 26 Haziran 2012 01:35)

insan yaşamına,onuruna yakışan hayatlar için mücadele edenlerin değerliliğinde bir film.

(a little boy must suffer - 1 Mart 2013 21:26)

harika ötesi bir dönem filmi.dennis haysbert abi yine döktürmüş bu filmde de.zaten adam doğuştan lider.
(bkz: david palmer)

(hotinli - 18 Ekim 2013 22:11)

harika bir film.mandelanın ölümü üzerine demek gerekir ki artık "goodbye mandela". sanki içine doğmuş gibi geçen hafta nereden aklıma geldiyse daha önce izlemediğim bu filmi izlemiştim gerçekten filmde nelson mandela nın yaşamı ve hapiste geçirdiği dönemler hakkında çok şey gördüm zaten film gerçek bir olayı anlatıyordu mandela rolünü "24" den hatırlayacağınız dennis haysbert başarılı bir şeklide oynamış.izlemenizi tavsiye ederim.!!!

filmin özeti :ülkede yaşayan zencilerin durmaksızın kötü muamele gördüğü ve iki ırkın arasında devlet eli ile çizilmiş derin bir ayrımın bulunduğu güney afrika'da yaşayan james gregory bir hapishanede gardiyanlık yapan sıradan bir askerdir. james ve karısı gloria'nın hayatı bir gün ansızın gelen bir terfi haberi ile değişir. james'in başka bir hapishaneye tayini çıkmıştır ve nelson mandela'nın gardiyanlığını yapacaktır. zencileri ülkeyi tehdit eden en önemli unsur olarak gören james'in fikirleri mandela ile vakit geçirdikçe değişmeye başlar.

(tumbler - 6 Aralık 2013 12:09)

mandela'yı daha yakından tanımak için bulunmaz bir nimet olan film. şaşırtıcı olan ise imdb üzerinde 7 civarında oy alması...

dinlemesini bilen bir iktidarın ne işler başardığını da göstermiştir...

özgürlük beyannemesini hiç okumayan insanların nasıl kulaktan dolma bilgilerle kendilerini inandırdıkları da ortaya serilmiş filmde...

neymiş demek ki okuyacaksın sansürlense de okuyacaksın yasaklansa da okuyacaksın bir şeyleri anlamak için ön yargısız okuyacaksın...

(kara hindiba - 8 Aralık 2013 18:35)

sadece isimleri değiştirerek bu filmdeki sahnelerin birçoğunu türkiye için de uyarlayabiliriz.

(benimadimmesmecon - 21 Nisan 2014 00:27)

guney afrika'daki halk kurtulus savasimi uzerine bir yapim.
konuyla yeni tanisanlar icin daha carpici olabilir, ancak sahsen a dry white season'in ve cry freedom'in benim uzerimdeki etkisi daha sarsici olmustur.

mandela'nin neyi, nasil basardigina kafa yorarken; zindaninin kapisi onunden gecerken ceketini ilikleyen beyaz ve irkci gardiyanlar ile etkilesimine dikkat cekeriz epeydir.
bu film de, mandela'nin degil ama bu gardiyanlardan birinin oykusune odaklanarak, halklarin, topluluklarin, ailelerin, evlerin, sokaklarin, ulkenin gecirdigi degisimi ve donusumu ekrana yansitiyor. (malumunuz, sabitlendigimiz bir noktayi referans alarak hareketi kavramamiz daha kolaydir)
zulmu, kotulugun siradanligini, aile ve diger toplum kurumlari icindeki koklerini, mucadelenin gucunu ve etkilerini ortaya koymaya calisiyor.
zaman zaman basarili oldugunu da soyleyebiliriz.

bugunun merceginden baktigimizda perdeye yansiyan muktedirler bize korkunc kotucul, canavarca gorunuyor.
ancak, bunu fark etmek isin biraz kolay tarafi.
kolay olmayan, bugunun merceginden gecmisi degil cagimizi degerlendirmek olabilir. yurdumuzu, ezilenleri, asagilananlari, somurulunleri. yahut yer kurenin diger yerlerini; ebu garip'teki yahut ramallah'taki araplari, a.b.d. siniri civarinda meksikalilari, iran'daki escinselleri, suud diyarinda dinsizleri...
yahut yine oykunun gectigi cagda, yurdumuzda hangi canavarlarin, hangi suretleri takinarak neler yaptiklarini filan gorebilmek, dillendirebilmek olabilir...

ne de olsa, bir filmi yahut kitabi yahut turkuyu en iyi anlama yollarindan biri de, filmin/kitabin/turkunun icine kendini katmaktir.

(viva paulista - 30 Nisan 2014 07:03)