Sur mes lèvres (~ Dudaklarimi Oku) ' Filminin Konusu : Carla bir emlak bürosunda çalışan otuzlarının ortasında genç bir kadındır. Utangaç bir yapıya sahip olan Carla doğuştan sağırdır fakat bu mesleğini yapmasına ve aşk özlemiyle yanıp tutuşmasına engel değildir. Hatta özrü Carla'ya müthiş bir yetenek kazandırmıştır, dudak okuyarak insanların dediği her şeyi anlayabilmektedir. Sonunda Carla küçük çaplı bir hırsız olan Paul'e aşık olur ve onu çalıştığı şirketi soymaya ikna etmeyi başarır. İlk denemeleri başarılı geçen çift Carla'nın yeteneğini kullanarak daha büyük bir soygun planlar.
Un prophète(2009)(7,9-96229)
De rouille et d'os(2012)(7,5-58156)
De battre mon coeur s'est arrêté(2005)(7,3-17493)
Un héros très discret(1996)(7,3-2426)
Dheepan(2015)(7,2-12245)
Regarde les hommes tomber(1994)(6,7-951)
çok aranan ama bir türlü bulanamayan arşivlik film.
(cicekb - 29 Kasım 2007 10:55)
basrollerinde vincent cassel ve emmanuelle devos'u barindiran jacques audiard filmi. sagira yakin* carla ile hapisten yeni cikmis paul'un hikayesi. konusunun bu kadarina bakmayiniz, fransiz filmi olmasina ragmen cok baba bir film noir, hem gerilimli, hem komik, hemi de pek sexy. ses kullanimi, zaman atlamalari super. basroldeki hatun yakindan takip edilmeli. cassel'i zaten takip ediyorduk, orada bir yenilik yok. sadece, bu filmde cirkin gorunmeyi de basarabildigini gosteriyor.
(tramell - 17 Kasım 2002 00:34)
filmle ilgili orada buarda hitchcockvaridiye duyardik. merak ettik izledik cidden ilgin. bir yapim. tuhaf sade bir anlatimi tam anlamiyla arizali iki karakter üzerinden gelişen agizlarda hoş bir lezzet birakan yani var. bol cesart odulu almiş baş hanım oyuncu da pek hoş ufak bir ek bilgi filmde olivia bonamy var. hatirlarsiniz canım tunc basaranin sen de gitme triandafilisinde rol alan italyan güzel. ben o filmde gönlümü kaptirmistim da.
(insidious - 17 Kasım 2002 00:38)
jacques audiard denen yönetmenin, yeni henri-georges clouzot olduğunun kanıtı. bana kalırsa bu filmdeki onca gerilimin arkasında hiçkok'un rear window 'u kadar clouzot'nun le salaire de la peur'ü de yatıyor.
(arif - 6 Nisan 2010 20:56)
un prophète'ten sonra izlediğim ikinci jacques audiard filmi. bu adam işini biliyor. --- spoiler ---sağır olan carla'nın görülmesiyle, film boyunca birbirinden güzel ses kullanımlarına şahit olunacağına kanaat getirilir. paul'un ve carla'nın araba kullanırlarken birbirlerinin dizlerine dokunuşlarında audiard döktürür. carla'nın kirli aynasının karşısına geçtiği sahneler de unutulmaz.--- spoiler ---
(denis lavant - 28 Nisan 2010 02:25)
güzel, zeki ve biraz da sarkık audiard filmi. aka. read my lips.
(jeordie - 12 Mayıs 2010 09:32)
başroldeki kızın istemsiz asosyelliğini, işitebilmek için kulağına takmak zorunda olduğu araca tamamen bağlamak çok katı olurdu ama baya etkisi olan bir nesne o. etrafında olup bitenleri algılaması konuşulanları duymasına, dolayısıyla kendisi hakkında ne konuşulduğunu duymasına, sonra da kendisi hakkında ne düşünüldüğünü algılayabilmesine yarıyor. o araç o kadar kızın hayatında ki, o araca erotik bir içerik yüklemeseler de, filmin alttan yürüyen erotizmini(adı bile "read my lips") kızın işitme konusundaki problemiyle doğrudan bağlayan bir işleyiş var, bence müthiş olmuş o. genelde evde takılmaya "mecbur olan", aynaya soyunan, aslında ezilmişliği hiç içselleştirmese de iş yerinde buna bir noktaya kadar katlanma ""erdem""ini(tek tırnak yetmiyo resmen) gösteren, çok özgün bir karakter bu kız, carla. vincent cassel'in canlandırdığı herifin de hapisten yeni çıkmışlık ve underground bir ""erdemsizlik""le carla'ya çekici gelme durumu, ama bu durumun bir süre saklanması gerekmesi falan, ince detaylar üzerinden insanı azdırıyor dicem ama öyle değil de, loser hissiyatını hiç de geyik,parodik ya da baskın bir yolla değil de çok oturaklı bir şekilde vermesi yüzünden de oluşmuş bir tahrik etme durumu var filmde. tabi bunları almaya açık ya da deneyimli olanlar için. sonradan gerilim-mafya bir hallere giriyor film, ki bence bir çeşit seyircide yabancılaşma vs oluşturacak bir durum istenmiş, hani duygusallığı o kadar abartmak istemiyor ki, ya da bu alttan yürüyüşe aksiyon eklemek istiyor, öyle bir gangster filmi oluveriyor bir ara. bence problem yok bunda ama problem olabilir de. vincent cassel bence böyle "sert" adamları oynarken insanlarda bıraktığı etkinin tamamen farkında bir oyuncu, resmen oyunculuğundan onun gerçek insan düşüncesini seziyorum, tabi fazla uçmuş olabilirim. neyse dolu dolu bir filmmiş bu.
(soru - 12 Mayıs 2010 20:51)
evet ilginç, evet tuhaf ama damaklarda guzel bir tat birakan bir filmmi$ bu. siradi$i bir a$k hikayesi(bu cumle gibi banal degil yani). isminden de anla$ilacagi uzere butun olay dudaklarda bitiyor ama apayri bir boyutta. dudak okuyabilmek bir insanin hayatini kurtarabilir. (oui! oui!)
(spleen - 20 Şubat 2003 17:53)
niye un prophèteden sonra varlığından haberdar olduğumu sorgulamıyorum lakin, çokzel olmuş bu film. olivya ona mi bunami fakat carla 4ever... vincent kişisine diyecek laf yok. tıkırında, ayarında...
(daphne - 21 Ağustos 2011 23:16)
paul'un bıyık bırakma sebebini merak ettiren film.. sen fransızsın canım benim sana gitmez öyle şeyler. imdb'de 7.3 puan almış olsa da 6'dan fazla etmez bana göre. ne baş roldeki kızımızın özel durumu ne de işin polisiye kısmı tam işlenmiş. arada derede kalınmış biraz.
(guldum gectim genceciktim - 5 Aralık 2013 19:43)
yarın fransız kültür merkezinde saat 16:30da ön gösterimi olacak olup bizim de orada olmaktan mutluluk duyacagımız film.
(benzin - 27 Şubat 2004 16:30)
artık takıntılı, arızalı aşk filmlerine çok mu alıştım da hepsi aynı gelmeye başladı emin degilim ama yine de türünde gayet iyi, salt sayılabilecek bir "aşk" hikayesi üstüne birazcık macera tozu serpilmiş bir film.
(benzin - 28 Şubat 2004 20:45)
carla rolünde emmanuelle devos muazzam. carla gibi sivri karakterleri canlandırmak oyuncular için daha kolaydır. daha doğrusu oyunculuğunu göstermek bu tür karakterlerle daha kolaydır (yılların oyuncusuyum oradan biliyorum) ama yine de devos harika. film için aynı derecede güzel sözler söyleyemem.bir de şunu belirtmek istiyorum; her dürbünle karşı daireyi gözetleme sahnesi içeren filmden sonra dombili ve filmi "rear window" anılmak zorunda mı? lanet olsun sözlük! her film eleştirisinde karşıma bu dombiğin çıkmasına çok sinirleniyorum, elim ayağım titriyor. yemin ederim hiç suçu olmadığı halde filmden soğuyorum.
(ronesans adami - 15 Şubat 2014 01:42)
oyunculuklar mükemmel, konu özgün, çekim teknikleri güzel ama birşeyler eksik yine de izlerken insanı filmin içine çekiyor, pencereden siz de dudak okumaya çalışıyorsunuz. abartıya kaçmayan üslubuyla çok güzel bir jacques audiard filmi
(katildiyeceklerbana - 8 Haziran 2014 00:54)
fransız yapımı olup da hiçbir sahnesinde şarap ve kadehine rastlayamayacağınız şarap gibi film.
(pain - 23 Kasım 2014 10:26)
gördüğüm en iyi asosyal kişiliği canlandıran bir adet çirkin ama çekici kadına sahip film. bir insan bu kadar asosyal olup da asosyal davranamaz çünkü.hatta audiard kesinlikle küçüklüğünde içine kapanık biridir diye tahmin ediyorum.
(serifdogukaneksi - 7 Aralık 2014 03:20)
bildiğin sıkıcı ve akmayan gidişatını pratik zeka örneği ile yenen film. --- spoiler ---filmin baş rolü değildi belki ama beyaz donuyla kafasına siyah poşet geçiren adam filmin havasını en iyi yansıtan sahnesiydi.--- spoiler ---
(45 lik - 15 Ocak 2015 22:45)
trt nin son dakikalarını gostermeye gerek gormedigi guzel vincent cassel filmi.
(xavier - 15 Aralık 2005 00:17)
pendik güney sineması mantığıyla film gösteren trt2nin sonlarına doğru birden bütçe görüşmelerine geçmesi yüzünden son dakikalarını izleyemediğimiz film. yeri gelmişken cnbce sen bizim herşeyimizsin
(ruya - 15 Aralık 2005 11:54)
Yorum Kaynak Link : sur mes levres