Death and the Maiden ' Filminin Konusu : Avukat olan Gerardo ile Paulina mutku bir evlilikleri olan bir çiftir. bir gece Gerardo arabasıyla evine doğru giderken lastiği patlar ve Mirando adında bir doktor kendisine yardım eder. bu iylik karşısında Gerardo doktoru evine davet eder.. Paulina doktorla tanışmasıyla birlikte kendisine yıllar önce tecavüz eden bu sesi tanır ve olaylar 3 lü arasında bir mücadela başlamıştır...
Le locataire(1976)(7,7-40349)
Nóz w wodzie(1962)(7,6-17477)
The Tragedy of Macbeth(1971)(7,5-11453)
Tess(1979)(7,3-13278)
Cul-de-sac(1966)(7,2-10256)
La Vénus à la fourrure(2013)(7,2-15489)
Carnage(2011)(7,2-109898)
The Ghost Writer(2010)(7,2-146862)
Bitter Moon(1992)(7,2-30744)
Frantic(1988)(6,9-48373)
The Ninth Gate(1999)(6,7-161150)
Che?(1972)(5,7-3566)
ariel dorfman tarafından yazılmış, tiyatro pera tarafından sergilenen, izlerken insana karın ağrıları geçirten, yine de terk edilemeyen 2,5 saatlik oyun.
(purplehaze - 6 Nisan 2002 22:15)
ara ara 23 nisan törenlerinde şiir dinletisi izliyormuş hissi uyandıran, sahne tasarımının bir şeye benzemediği oyun.
(purplehaze - 6 Nisan 2002 22:20)
1994 yapımı bir roman polanski filmi. basrollerde;sigourney weaver - paulina escobarben kingsley - dr. roberto mirandastuart wilson - gerardo escobar3 basrol oyuncusunun da (zaten bir bunlar var denebilir) insanüstü bir performans sergilediğini düşünüyorum. filmin başından itibaren akışa dahil olmak işten bile değil. son sahneye kadar kararsızlık üzerinizde devam ediyor. paulina karakterinin müthiş zeki ve hırçın yapısının altındaki duygusallık gizlenmiş gibi dursa da kocasına duyduğu aşk bunu ortaya çıkarmaya yetmiş.kadınların cinsel anlamda sömürülmelerinin kendilerinde bıraktığı beyinsel ve ruhsal hasarın yanında güç ve iktidar sahibi olmanın insanı ne boyuta kadar etkileyebileceği de çok güzel anlatılmış, küçük insanlara verilen büyük görevler olgusunu destekler nitelikte.yine kadınların öc alma yöntemlerinin erkeklerinkinden ne kadar farklı olduğu, onların fiziksel şiddetten ziyade duygusal şiddete daha bir tutkuyla başvurduğu/vuracağı da inceden verilmiş.roman polanski'nin yönetmenliğinin yanı sıra senaryosu ariel dorfman ve rafael yglesias birlikteliğinden çıkmış sinema versiyonunu uyarlaması da çok başarılı olmuş. izleyelim ufkumuz genişlesin.
(carmen - 19 Kasım 2007 23:24)
mesaj gelince uyarmadığı yönündeki inançların tamamen hurafe olduğunu gönül rahatlığıyla söylenebilecek theme. inanmayan hemen bir "mesac" ile kontrol edebilir durumu. ha vaktiyle matrix'te bir kayma efenime söyleyeyim force'ta bir disturbance vuku bulmuş aramızı soğutmaya çalışmış olabilir; ama umrum değil, biz barıştık. çiçekler açtı sözlüğümde.teşekkürler dove...
(marvin the martian - 20 Kasım 2007 17:34)
hikaye belli bir dönemi anlatsa bile, o ıssız sahil kasabasındaki evde geçen olaylar aslında zamansız ve mekansızdır. üç birlik kuralına uymayan bu durum, tiyatronun evrenselliğine de vurgu yapan önemli bir etmendir. oyunda kullanılan aksesuarlar, dekor aksamları, herhangi bir mekanın, herhangi bir parçası olabilir niteliktedir. final sahnesinde muallakta kalan cinayet, dr.miranda'nın o gece gerçekten o evde olup olmadığı, sorgulanıp sorgulanmadığı, paulina'nın herşeyi kafasında kurup kurmadığı, seyirciye düşünmesi için bırakılan ayrıntılardır.
(ask minoru - 31 Ocak 2009 23:07)
ariel dorfman'ın oyunundan uyarlanmış roman polanski filmidir. üç kişilik oyunun filmi de üç kişiliktir. çok etkileyici cümlelerin güzelce işlendiği bence süper film olmuştur. bu sıralar tecavüz konulu günler geçiren polanski'nin kadına tecavüzü çok iyi eleştirdiği filmidir aynı zamanda. bu nedenle filmi izledikten sonra denebilir ki; polanski amcamız resmen, konuyu biliyordum ama sınava girince heycandan yapamadım olayı yaşamıştır.
(yehuuuuuuuuu - 27 Ekim 2009 15:35)
film bilinmeyen bir zamanda bilinmeyen bir ülkede geçer. kadın kapısına arabası bozulduğu için gelen işkencecisini sesinden ve kokusundan tanır. işkencecinin kendisine yaptığı işkenceleri itiraf etmesini istemektedir fakat adam ısrarla reddeder. uçurum sahnesinde kadın ve kocası onu uçurumdan atacaklarını söylerler ve adam bunun üzerine nasıl işkenceci olduğunu ve yaptığı işkenceleri anlatır. her birimizin içinde işkenceci olma potansiyelinin barındığını, insana güç verildiğinde yapabileceklerinin sınırı olmadığını bu konuşma çok güzel anlatır. nitekim kadın işkenceciyi serbest bırakır son sahnede opera gibi bir yerde kadın kocasıyla oturmaktadır ve ailesiyle beraber gelmiş işkencecisiyle bakışırlar.
(herbal - 6 Nisan 2003 23:06)
(bkz: death metal)(bkz: iron maiden)
(seek and destroy - 6 Nisan 2003 23:38)
yaklaşık 20 yıldır elektrik verilmiş vajinanın fiziksel olarak orgazm olup olmadığını merak eden doktorun nasıl bir manyak olduğunu bana düşündürten etkileyici film...
(deadbaykus - 10 Ocak 2012 03:32)
iyi film. göstermelik olarak darbeci iki kişinin yargılandığı memlekette, işkencecilerden de hesap sorulması gerektiğinin dillendirildiği bir iklimde, işkencecisi olduğunu düşündüğü bir doktor ile hesaplaşan bir ablanın yaşadığı git gelleri, duygusal travmanın boyutunu suratımıza suratımıza vuran enfes bir film. işkence, insanlıktan çıkmak, tecavüz, şiddet, psikolojik yıkım, darbelerin nüvesi, kadınlık durumu, erkek egemen zihniyet ile derdi olanlar mutlaka görmeli bir filmi. öte yandan bu topraklarda benzer şeyler yaşamış binlerce insan var, onlardan biriyseniz zaten harap olmuş sinirlerinize bu filmin hiç iyi gelmeyeceğini baştan söyleyeyim...
(songcity - 9 Nisan 2012 11:14)
adını schubert'in yaylı dörtlüsü için yazılmış eserinden alan,içinde bu eserin sık sık dinlenildiği ariel dorfman oyunu.tecavüz,işkence,intkam hak getire....
(ninni - 2 Temmuz 2003 15:04)
kadının çığlıklarının beni ürküttüğü ve eskişehirde oynanan versiyonu 90dakika süren eser.
(loveandpoison - 12 Kasım 2003 00:01)
insan hakkındaki o gerçeği anlatan filmlerden bir diğeri daha: insanı asla tam olarak tanıyamazsın.
(ya iste boyle senden naber - 9 Aralık 2013 22:37)
roman polanski'nin, üzerinden kendi taciz davasını, insanın karanlık içyüzünü de sorguladığı mükemmel altı filmi. --- spoiler ---filmin son sahnesinde sıradan bir yönetmen ve oyuncu olsaydı, doktor karakteri bir anda canavarca bir bakışla, bütün yaptıklarını hala zevk alıyormuşçasına anlatabilirdi. ama polanski ve kingsley, "normal" insanın "anormal" geçmişini anlatmakla "sıradan" insanın "sıradışı" dönemini anlatmak arasındaki nüansı yakalıyor ve seyirciyi tarifsiz bir karışıklıkta bırakıyor. film biterken halen doktor karakterinin ölümden kurtulmak için uydurduğunu düşünüyor, ama yine de doktorun anlattıklarının "gerçek" olduğunu hissediyorsunuz. sinema standartlarında bu dramatizasyon en basitinden sanattır. en kompleksinden nedir, işte onu bilmiyorum.--- spoiler ---
(parliament night blu ray - 30 Mayıs 2014 20:22)
egon schielenin bir resminin adıdır aynı zamanda
(rattlehead - 24 Ocak 2005 23:32)
franz schubert eseri için;(bkz: der tod und das mädchen)roman polanski'nin filmi için;(bkz: la jeune fille et la mort)ariel dorfman'ın tiyatro oyunu için;(bkz: ölüm ve kız)
(aksa - 9 Şubat 2005 17:57)
polanski'nin filmi ariel dorfmanin oyunundan uyarlamadir. o yuzden sadece 3 oyuncusu vardir, ve tek bir mekanda gecer. weaver'in karakteri, kingsley'in eski iskencecisi oldugundan suphelenerek adami baglar ve konusturmaya calisir. zamaninda weaver karakteri iskence gorurken arka planda bu quartet calmistir hep. brrr. (aslinda filmi de oyunu da gormedim, yanlisim varsa duzeltiniz)
(tramell - 13 Kasım 2001 22:02)
roman polanski'nin kadınları anlamak için çektiği filmlerden biri. fakat bu filmi izledikten sonra, kadınları anlaması için daha çok film çekmesi gerekir dedirtiyor. kendini ve ilişkisini tanımak adına devreye başkalarını sokmak polanski'nin bir başka fetişi. tek bir mekanda tıkalı kalmışlık içerisinde bir kadından işkence görmek gibi kimi değerleri ters düz eden bir film. dış mekan ise karamsar ama bir o kadar huzur verici bir yer. adamın yaptıklarını tüm ölüm tehditlerine rağmen evin içerisindeyken itiraf etmezken uçurumun kenarında itiraf etmesi üzerinde düşünmek gerekir...
(anahita - 5 Ağustos 2005 00:01)
polanski'nin çektiği filmin sonu ariel dorfman'ın oyunun sonundan farklıdır. oyunun yazarı oyunun sonunda yapılacak seçimleri özellikle yönetmene bırakmış oyundaki sorunlarla yönetmeni yüzleşmeye zorlamıştır. polanski'de bu sorunu ancak senaryoyu değiştirerek çözme yoluna gitmiştir.
(man of five - 1 Aralık 2005 08:25)
bahsi geçen oyun dışında leziz bir sözlük theme'i. hatta belki iddia etmek gerekirse (diğerlerinin hakkını da yemek istemiyorum) ama az bir farkla da olsa şimdiye kadar yapılmış en güzel sözlük theme'i.
(man of five - 1 Aralık 2005 08:26)
Yorum Kaynak Link : death and the maiden