• "muzikleri fiyasko olan oyun. sonic mayhem tadini ariyor kulaklar. gerisini bilmiyorum fx 5200 kullanarak ancak muzikler hakkinda yorum yapabiliyor insan."




Facebook Yorumları
  • comment image

    uzun zamandır single player fps oynamayan bana yıllar süren yolculuğun ardından eve dönmüş hissi yaratan güzel oyun...

    öncelikle söyleyeyim; quake 1'i 2-3 kere bitirmişimdir, quake iii arena'yı ise yıllar yılı internet cafelerde oynamışımdır, serinin baştacı quake 2'nin ise ne yazık ki single player'ina hiç bulaşamadım ve multiplayer tecrübem ise adeks'te eski türkiye 2.'sine 20'ye 0 gibi rezil bir sonuç oldu... single player için quake 4'ü seçmemin sebebi ana işletim sistemim ubuntu linux'ta native olarak çalışabilecek bir oyun bakmam ve bu sınıfa yer alan doom 3'ün fazlasıyla beni germesi oldu. lan bildiğin tırsmaktan oyunun demosunu bitiremedim, quake 4 ise "gel anam gel" yapacak kadar dost canlısı idi...

    sistem:

    işletim sistemi meselesine dönecek olursak 2005 sonunda çıkan quake 4'e yapılan en önemli eleştiri sistemi iyi kullanamamasıydı. durum şu ki, 2006 başı bilgisayarı olan dizüstü bilgisayarım windows'ta quake 4'te 1280x768 çözünürlük ve düşük detaylar ile epeyce kasılırken aynı ayarlar ile ubuntu'da takır takır akıcı bir şekilde çalışmaktadır. sanırım burada opengl'in bir bayraktarı olan id software'in windows'un directx'inde performans sorunu yaşar iken linux'un ve mac os x'in opengl'inde yardırma durumu söz konusu...

    oyunu yeni gnu/linux dağıtyımları ile oynarken ses sorunlarını aşabilmek için yapılması gerekenler burada:

    (bkz: quake 4/#22529836)

    kurulum:

    oyunun linux installer'i: ftp://ftp.idsoftware.com/idstuff/quake4/linux/
    oyunun kurulum rehberi: (bkz: quake 4/#20001913)

    düşmanlar:

    oyunda bir dolu düşman olmasına karşın sizi hakikaten zorlayacak olanların sayısı pek çok değil. yerine göre dar ya da geniş alanda yakaladıklarında fena sikertebiliyorlar. kayda değer olanları şöyle sıralarsak:

    berserker: http://quake4.dasmirnov.net/…o/images/berserker.jpg

    açık ara en sık başınızı ağrıtacak düşman. ilk bölümden son bölüme kadar her yerden fırlayabiliyor. gayet sağlam depar atmakta ve yere yıldırım* sokup bizi sersemlettikten sonra façamızı bozabiliyor. machine gun ya da nailgun ile yavaşlatabilir ve temizleyebilirsiniz.

    gladiator: http://quake4.dasmirnov.net/…o/images/gladiator.jpg

    oyunun cüssesi büyük etkisi küçük abilerinden. her ne kadar hyperblaster'ı, railgun'ı ve enerji kalkanı ile epey heybetli dursa da fazlasıyla hantal olduğundan tek yakaladığınızda epeyce eğlenebilirsiniz. dediğim şartlarda rastlarsanız ve cephaneniz azsa arkasından dolanıp yakın mesafede shotgun ile saydırın gitsin...

    gunner: http://quake4.dasmirnov.net/info/images/gunner.jpg

    oyunun uyuz dayılarından. yine hantaldır ama isabet oranı kayda değer nailgun'ı ve gıcık grenade launcher'ı ile durduğu alanda çanakkale geçilmez'i oynayabiliyor. istediğiniz bir silahla yere serebilirsiniz ama ben grenade launcher ile almayı güvenli ve eğlenceli buluyorum.

    iron maiden: http://quake4.dasmirnov.net/…nfo/images/imaiden.jpg

    metalci uçan bacı. kesintisiz ateş edebilen herhangi bir silah ile ölüdürebilirsiniz ama fırsatını bulurda ışınlanırsa izleyeceğiniz taktik şöyle: odanın hakim bir köşesine çekilin ve bekleyin, belirince ateşe devam. özellikle 1'den fazla olduklarında ve yalnız savaşır iken gerekli olabiliyor bu taktik.

    --- spoiler ---

    slimey transfer: http://pnmedia.gamespy.com/…imey_transfer-small.jpg

    oyunda strogg'laştırma işleminde başarısız olup zombiye dönüşmüş insanlar. ama gel gör ki üzerine kustuklarında etkisi epeyce süren can kayıpları oluyor. tek başlarına etkisizler ama topluca aralarına düştüğünüzde o kusmuklara el/pençe darbeleri de ekleniyor. yanlış hatırlamıyorsam bazen ölünce belden yukarısı hayatta kalıp size doğru süzünmeye devam ediyordu; onu da vurun, yalnız kalmasın garip...

    scientist: http://quake4.dasmirnov.net/…o/images/scientist.jpg

    strogg'laştırma sürücinde insanları kesen sözde hipokratlar. uçtklarından ötürü can sıkabiliyorlar, attıkları sıvı da slimey transfer gibi canınızı bir süre bounca yakıyor. shotgun ile mıhlayabilirsiniz.

    tactical transfer: http://quake4.dasmirnov.net/…/images/sttransfer.jpg

    ahan da zurnanın zırt dediği yer. kurtarılmasa idik dönüşeceğimiz strogg'ların göz nuru dönüştürülmüş marine'ler. sizinle tam olarak aynı can, kalkan ve silahlara sahipler. yine de çok zeki oldukları söylenemez. malın önde gideni strogg marine'ler dahi beni nerede olduğu gayet iyi tespit ederken bu mallar benim bulunduğumu varsaydıkları yere doğru siper alıyorlar. bana da etraflarından dolanıp shotgun ile mıhlamak kalıyor. genel de shotgun ya da machine gun ile geldiklerinde pek baş ağrıtmasalar da hyperblaster veya railgun ile geldiklerinde siz nalları diktirebiliyorlar. o yüzden karakteristik muhabbetlerini duyduğunuzda siz de railgun'ı hazır bulundurun... ayrıca toplu çarpışmalarda güzel mühümmat deposu oluyor bu lavuklardan...

    ---
    spoiler ---

    light tank: http://quake4.dasmirnov.net/info/images/ltank.jpg

    çok çok çok dayanıklı olup öte moron olmanın tanımı. bu enişte ağır ağır üzerinize doğru yürüyüp uzaktan küçük ateş topları, orta mevzilde flamethrower ateşliyorlar. teke tekten benim bulduğum en ekonomik ve en güvenli çarpışma şekli dibine kadar girip geri geri kaçarak üstüne shotgun boşaltmak. bu şekilde ateş etmeyi kesip küsküsüyle size vurmaya çalışıyor ve siz kaçtığınızdan başarılı olamıyor. elbet daha bir dolu silahla öldürebilirsiniz ama ne gerek var onca cephaneyi boşaltmaya uzaktan etkisiz bir moron için...

    heavy hovertank: http://quake4.dasmirnov.net/…o/images/hovertank.jpg

    oyunda beni açık ara en çok zorlayan süzme orospuçocuğu. öylesine nefret ediyorum ki puşttan... hep uçup, hem hızlı olup, hem akıllı olup, hemi de eşşek gibi zarar vermeyi beceren götverenlerdir bunlar. doldurması biraz zamanı alan bir roketi var ki evlere şenlik; vursa ölürsünüz, vurmasa dahi etkisi sizi iyi bi uçurur. bunun yanı sıra hyperblaster ateşini de unutmamak lazım... teki dahi yeterince bela iken nadiren 1'den fazla çıktıklarında boss maiyeti kazanıyorlar zaten. işte o zaman rocket launcher, lightning gun, hyperblaster, grenade launcher ve hatta dark matter gun olmak üzere tüm cephaneyi kullanmayı ihmal etmeyin...

    stream protector: http://quake4.dasmirnov.net/…es/streamprotector.jpg

    pek şekil, pek albenili mini boss'lardan. bolca hareket edip siper alarak hyperblaster'in koca bir şarjörü ile bir tanesini alabilirsiniz. diğer silahlar da etkili ama doğrudan savaşmak biraz riskli olduğundan "delay"i olan silahlar daha güvenli.

    teleporter dropper: http://quake4.dasmirnov.net/…es/teleportdropper.jpg

    oyunun fasa fiso kuçu kuçuları. ortaya çıkmadan önce epey tırstırır ama gel gör ki kendi savaşacağı yere şu güzel ortamı bir dolu tanımadık kişi ışınlayarak bozar. gördüğünüz anda ağzının ortasına 3 adet rocket yapıştırın ki ışınlayamasın kimsecikleri...

    harvester: http://quake4.dasmirnov.net/…o/images/harvester.jpg

    pek sık piyade olarak karşılaşmak zorunda kalmayacağınız dev örümböcük. araçla karşılaştığınızda ise uzak kalıp hareketli olmaya özen gösterin. zira nail gun'ına araçlar pek uzun süre dayanamıyor ve yolladığı roketler de öldürücü. roketleri machine gun ile vurabilirsiniz ama bu arada nail yememeye özen gösterin. kendi top ya da roketlerinizi de ana gövdesinin üst kısmına nişanlayın. kolay gelsin...

    --- spoiler ---

    şimdi sırala gelsi boss'ların nasıl haklanacağına:

    voss: http://images4.wikia.nocookie.net/…be/bossbuddy.jpg

    strogg'laştırılmış eski bir tanıdığımız olan bu gönül insanı kendisinin de vurguladığı üzere hareketlerine pek hakim olamıyor. o yüzden tavsiyelerine kulak verip uzak durmakta fayda var. öldürmek için öncelikle tüm rocket launcher cephanenizi üzerine boşaltın. bir süre sonra canı azalınca duvardaki bazı kısımlardan can ve kalkan dolduracaktır, bunu yaparken bazı duvarlar açılacak ve oda ortasında dikdörtgen bir blok olan dörtgen bir şekil alacak. o arada bizden canı sıkılmış olacak ki etrafa bir dolu adam ışınlayacak. onları voss'u da kollayarak işimize gelen yöntemle halledeceğiz. bu adamlar bitip sıra voss'a geldiğinde geri geri kaçarak voss'un yolunun üzerine grenade launcher ateşleyeceğiz. özellikle burada voss'u görmeden çıkacağı köşeye ateşlemek önemli; yoksa roketleri ile bizi uff edebilir... böylece eski dostumuzu ebediyete uğurluyoruz...

    network guardian: http://images2.wikia.nocookie.net/…/fa/guardian.jpg

    oyunun ilerleyen bölümlerinde serbest kalıp bizi epey korkutan ağa. kendisi ile nihai karşılaşma yeri olan açık alan gelmediği sürece ateş etmek fuzuli. o açık alanda ise bol bol rocket launcher ve hyperblaster ile zırıltısını kesebilirsiniz. voss'un yanına çocuk oyuncağı...

    nexus core:

    aslında bura boss falan değil ama bu bölümün sonu beni boss'lardan bile fazla zorladı. bölümün sonunda koca bir alanda ardarda 3 tane light tank, 3 tane heavy hover tank ve 3 tane de stream protector ile kapışacaksınız. light tankları bence en güvenli şekilde alan da geniş olduğundan shotgun ile alırsınız. dibine geri kaçarak shotgun'ı üzerlerine boşaltın. çok yakın olunca size küskü ile vurmaya çalıştıklarında tehlike epey az; ama diğer 2 light tankları gözden kaçırmamak için arkanızı da kollayın. light tanklar bitince heavy hover tank ibneleri başlayacak. açıkçası ben bu puştlara bir çare bulamadığımdan dark matter gun ile icaplarına baktım. çok fazla dark matter cephanesi harcamamaya özen göstererek gebertin pislikleri. stream protectorları ise hyperblaster ve diğer silahlar ile rahatça alacağınıza inanıyorum.

    makron: http://images2.wikia.nocookie.net/…px-makron_q4.jpg

    şahsiyetsiz götün teki. oyunun ilk kısmında da karşımıza çıkmıştı ve öldüremediğimizden bizi kapıp oramızı buramızı kırptırmıştı. oyun sonunda ise 2 şekilde karşımıza çıkacak. önce tanıdık olduğu üzere 4 bacaklı halde çıkacak. bu kısımda derhal geniş kolonlardan birinin arkasına geçip dar matter gun'ı üzerine ateşleyin; sanırım 3. isabetli atışta ölecektir. daha sonra o kolonlarda biriken bir enerji ile tekrar dirilecek ve bu defa bacalarından da kurtulup uçmaya başlayacak. bir kaç isabetli dark matter atışı daha bunu haklayacaktır ama bu defa etrafa oyun boyunca karşınıza çıkmış envai çeşit düşman ışınlanabilir. ortam çok geniş olduğundan onlardan kaçabilirsiniz ama çok canınızı sıkarlarsa onları makron ile aranıza alıp makron'a doğru dark matter gun ile ateş edin; patronlarına doğru uçuşlarını izlemek zevkli oluyor. makron da öldükten sonra bu defa ortaya enerji kalkanı ile çevrili bir organ çıkacak. organı yoketmek lazım ama bu halde ateş etmek bir işe yaramıyor. bu arada etrafta bir dolu yaratık peydahlanmış halde. odanın 4 köşesindeki teleporter'lardan biri ile üst kata ışınlanıp health station'un can doldurmak için kullanabilirsiniz. organın teee en ama en tepesinde organa enerji sağlayan mavi bir güç yolu var; tavana yakın. ahan da oraya rocket launcher ile sıkınca organın kalkanı bir süreliğine yokoluyor, o süre boyunca rocket launcher ile devamlı ateş edin. kalkan oluşunca tekrar aynı şeyi yapın. arada aşağı kattan saldıran düşmanlar olursa onlardan sakının, çok yakınınıza gelen olursa gebertin gitsin. organın canı bitince oyunda bitecek, geçmiş olsun...

    ---
    spoiler ---

    sonuç olarak linux'ta böylesine sağlam bir oyunu native olarak çalıştırıp oynayabilmek harika bir duygu. yeni dağıtımlarda ses sorunu can sıksa da oyunun 2005 çıkışlı olduğunu da yadsımamak lazım... oyun bende hala yüklü, dileyen gelsin internetten kapışalım...


    (metal revolution - 9 Mart 2011 05:46)

  • comment image

    --- spoiler ---

    zamanında; quake ii nin koyduğu çıta sonucu ve yıllar sonra gelen devam oyunu olmasından dolayı burunlanmış bir fps'dir quake iv. oyunun hikayesi çok güzeldi de, benim aklımda kalan en efsanevi yer bizi strogg'a dönüştüren episode'du. aslında çok iyi bir film hikayesi de çıkardı bu oyundan da, değerlendiren olmadı pek. prince of persia'nın, resident evil'in bokunu çıkarmakla uğraştı holivud.

    ---
    spoiler ---


    (cd rom failure - 10 Nisan 2013 02:58)

  • comment image

    2005 yapımı video oyun. ben daha dün bitirdim. 8 sene sonra!

    çok ufaktan spoiler var:

    grafikler dönemi için gayet iyiymiş; bugün bile göze fazla kötü görünmeden oynanabildiğine göre... sinematiklerdeki animasyonlar pek iyi değildi yalnız. bir de gölgeler falan sorunluydu sanki. onun dışında gayet iyi.

    atmosfer çok başarılı. tamamen stroggos adlı gezegende bulunan strogg tesislerinde geçiyor. mekanik, metal dolu, aşırı endüstriyel mekanlar. yaptıkları kadarı çok güzel olmuş. ama sanki hep birbirine benziyor gibiydi. hiç öyle aklımda kalan farklı bir mekan olmadı. düşününce müzikleri de hiç hatırlamıyorum, menüye çıkınca müzik vardı ama, sanki oyun içinde hiç duymamışım gibi geliyor. eh, bir açıdan başarı da olabilir bu: atmosferi destekliyor ama öne çıkmıyor müzikler, böyle de düşünebiliriz. seslendirmeler, ses efektleri falan güzeldi. marine gardaşlarımız çok karizmatik ve dosta güven düşmana korku vericiydi.

    görevler fazlasıyla tek düze. aynı şeyi yapıp durduk oyun sonuna kadar. bir yere gidip bir düğmeye bastık, sonra yine aynısı, sonra yine... fakat bu sıradanlık düşmanların zorluğu, çeşitliliği ve taktik farklarıyla dengelenmiş sanki. aynı düşmanlarla farklı şekillerde savaşmamız gerekti. bazen hattı müdafaa yaptılar, bazen ışınlanıp ışınlanıp dibimizde bitmek suretiyle süngü hücumuna çıkmış japon askeri gibi saldırdılar. gözümün yaşına bakmadan taradılar, keskin nişancı atışına maruz bıraktılar. gladyatörü, iron maiden'i ayrı zordu. ama en fazla berserker illallah ettirdi. zor seviyede, hakikaten zor oyundu vesselam. dark matter gun işi sonradan biraz kolaylaştırdı gerçi. silahlar da çok çeşitli, çok güzel de... kafa karıştırıyor usta, hangisini ne zaman kullanayım, silahı nasıl çekeyim... 10 çeşit silah mı taşırmış bir asker, parmaklar birbirine dolandı durdu. zombimsi bir bölüm vardı, değişikti, tüyleri diken diken etmeye yetti.

    ben xbox'ta oynadım. save sistemi rezalet ötesiydi. save ettiğin yeri, save listesinde alakasız bir yere atıyor, sonra ara ki bulasın. "load last save" de işe yaramıyor, geçen hafta oynadığın alakasız bir bölümü açıyor, falan. menüler de öyle pek göz alıcı değildi. bir de niyeyse altyazı da koymamışlar. ingilizce zaten çok fakir. bir bok anlamadık oyunun konusundan. gerçi öyle aman aman bir senaryo da yok ama... haa, ama yine de, harbiden güzel film olur bak. kane'in başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmedi. süper malzeme çıkar film için.


    (soslan - 29 Mayıs 2013 12:49)

  • comment image

    oncelikle bu entry'nin du$unce yapisinin temeli icin rica ederim (bkz: #792238)

    $imdi, atmosfer olarak bu oyun olmu$ diyecegim, cunku space marine diyerek zaten ba$tan +1 aldi. quake 2 sonundan ba$layan, bu sirada gercege yakin bir askeri operasyon havasinda devam eden kismi enfes. sonrasinda strogg cemaatinin bize yaptiklari ile oyun boka sarmaya ba$liyor. bitterman kilikli halimizi muteakip, yine amina kodugumun komuta tayfasi emir sicmaya ba$liyor. "cane, jeneratoru ac", "cane, tram'i duzgun hale getir.", "cane, cay koy.", "cane, iki kisa marlboro light kap gel."

    bu olmaz.

    yani ulan siktigimin smc'sinde herkes mi corporal*? hic mi yok erat bu orduda? yok mu lan istikamet verecegim adam benim? herkesin siki ta$agina denk cok afedersiniz, bir biz enayi kafamiz bitten gotumuz sikten kurtulmuyor. yahu karde$im, neyse parasi verelim, gitsin uzun donem erat acsin o kapilari jeneratorleri, ben yine gideyim, en kral seviyede, en luks stilde boss indireyim, amenna. ama artik ben bu oyunlarda getir gotur i$lerine bakmak istemiyorum. yillardir ne maa$a zam, ne cep telefonu ne de araba verdiniz be, varsa yoksa kapi actir jenerator cali$tir. sikerim cayocagini da. illallah be.


    (lord aragorn - 29 Ekim 2005 01:20)

  • comment image

    --- spoiler ---

    end boss filan cok kolay olan oyun. halbuki ondan biraz once bi buyuk odaya daliyoruz orda ikiser ikiser yaratiklar geliyor bi cifti oldurunce degisik baska bi cift tum denk geldigimiz yaratiklar karsimiza cikiyor iste orasi feci kastirdi ne sikim yerdi orasi oyle.

    ---
    spoiler ---


    (nuitari - 4 Kasım 2005 15:30)

  • comment image

    guzel bi oyun lakin bitirmeyen kaldiysa dark matter gun i gonul rahatligiyle kullanin orada burda keyfine ates edin. oyun bittiginde 30 mermim mi ne vardi minsiktimin icimde kaldi. yok dur sonra kullanirim, ilerde lazim olur, neyse bu boss da harcamayim diye diye mundar etmistim guzelim silahi.


    (nuitari - 15 Kasım 2005 03:53)

  • comment image

    kendimi çok uzun süre uzak kaldıktan sonra evime dönmüşüm gibi hissettiren oyun.

    amına koyayım id:

    quake 2nin kalbimde yeri çok özeldir. bilgisayarla ilk tanıştığımda oynadığım ilk oyunlardandı ve fps fanatizmimin oluşmasındaki en önemli basamaktı. strogg gezegeni stroggos'a yaptığımız çıkartma (aslında indirme demek lazım) süper bir sinematikle anlatılır, sonrasında bodoslama aksiyona girerdik. ilk olarak ana gemiyle bağlantı kurar, sonrasında gider gelen görevleri temizlerdik. neler yoktu ki burada: lojistik treni uçur, hapisaneyi temizle, big gun’ı indir, ana fabrikayı kapat, vs., vs. en sonunda stroggların lideri makronu uçurup aşağıda cariyeleriyle (iron maidenlar) bir tank basıp oyunu bitirirdik. hiç bitirmediysem 5 kere bitirmişimdir. multiplayerda geçen saatler cabası. ilk önceleri 4 mb s3 virge ekran kartımla oynardım, 3d kart piyasası yeni yeni hareketlenmeye başlamıştı, tntler voodoo2 killer olarak lanse edilirdi. ben bunları takınca sadece çözünürlük yükselecek sanırdım, sonra bilgisayar fuarından bir 16 mb tnt aldım, bilgisayara taktım, quake2yi açtım, oğannanısihkkeyim o ne! ateş edince blasterımın mermisiyle beraber ortalık aydınlanıyor, ışık efektleri süper, kaplamalar bambaşka, yepyeni bir oyun oynuyorum sanki. gelsin baştan sona bir 5 oynama daha. ömrümü yediniz lan!

    amına koyayım raven:

    --- spoiler ---
    aha da quake4, tam buradan başlıyor, çıkartma gemileri stroggos yörüngesine bir bir geliyor, gezegenden hala ağır ateş devam etmekte. rhino squad’ın (gergedan bölüğü, oeehh) çömez üyesiyiz. gerçi oyun içindeki bazı konuşmalardan daha önce bir uzay istasyonunda başımızdan olaylar geçtiğini, birliğimizin geri kalanının öldüğünü bir bizim kurtulduğumuzu falan anlıyoruz. diğer bölük arkadaşlarımız sağolsunlar hayatta kalıp kalamayacağımız üzerine bahislere falan giriyorlar. teğmenimiz voss (ki kendisine ancak suratını siktiğimin ipnesi denilebilir, görünce öyle uyuz oldum pezevenge, neyse sonradan strogg oluyor da biçiyoruz danayı) indirme gemimizde gelip de bize makronun öldüğünü, big gun’ın yok edildiğini, bunların hepisini de tek bir marine’in yaptığını söylüyor. tabi burada ben de “benim ulen o, benim, ibineler, değerimi bilmiyonuz, ama gösterecem size, köpeğim olcanız.” dedim ekran başında. bundan sonra savaşın istila şeklinde geçeceğinden bahsediyorken, bizim drop ship süper klişe olarak vuruluyor, ve evet tahmin edildiği üzere düşüyor. sonrasında ayılıyoruz, ve quake4ün ilk 2/3lük bölümünün nihai göreviyle karşılaşıyoruz: regroup. düşen gemiden çıkıp da çevremize bir bakınca, yine devasa yapılar ve üzerlerinde asılı parçalanmış strogg flamaları, binalardaki strogg armalı kutular hep bize quake 2yi hatırlatıyor.

    bir iki giriş / alıştırma görevi tamamlayıp, kumanda gemisi hannibal’ın indiği yere gidip, stroggları yenmemizin tek yolunun nexus adlı bir iletişim ağı merkezini yok etmek olduğunu öğrenip işe koyuluyoruz. bu merkez sayesinde strogg kumandanları cephedeki strogglarla direk iletişim kurarak istediklerini yaptırıyorlar, strogglar yaptıkları şeylerin farkındalar ama yaptıklarının üzerinde tasarrufları yok, yani engelleyemiyorlar kendilerini, zaten strogg voss karşılaştığımızda bize "run kane, i can't hold it any longer" falan diyor. biri beceremezse biri halleder diye kurulan 4 takım olarak (ki bu dört takım süper bir şekilde mahşerin dört atlısına ithafen famine, pestilence, war ve bizim ekip olan death olarak adlandırılmış) gidip hiç bi sikim beceremeyip emp bombasını da kaybedince, bizim ekibin alman kırması tırsak ve uyuz technicianı strauss öyle kapatamadık bunu bari başka türlü kapatalım, hadi sen bi koşu git bişeyleri aç, bişeyleri kapat, bozulsun bu amına kodumun aleti diyor, ve bütün bunları yaptıktan sonra aha da siktim nexusu diye sevinirken makron geliyor (sözde biz bunu 2. oyunun sonunda öldürmüştük) bizi tutsak alıyor.

    bundan sonra quake 2de de ziyaret ettiğimiz mekanlara benzer yerlere giriyoruz. öncelikle kolumuzu bacağımızı kesip yerine mekaniklerini takıyorlar, beynimize bişeyler enjekte ediyorlar, tam aktive edip bizi strogg haline getireceklerken rhino squad mekanı basıp bizi kurtarıyor. bu değişim süreci oldukça eğlenceli, önümüzde giden askere neler olduğunu görüp sonra aynısının bize yapılacağını bilmek pek hoş olmuyor, insan hakkaten kötü hissediyor kendini. strogg olunca health ve armorımız 100den 125e çıkıyor, keşke bi de birazcık hızlansaymışız süper olurmuş ama o yok işte. hemen çıkışta aynaya bakıp, bi daha ömrüm billah karı yüzü göremem lan ben bu tiple diyerek, strogg üretim fabrikalarında geziniyoruz (quake 2de bunlardan birini kapatmıştık, şimdi daha da derinliklerine gidiyoruz), hapsedilmiş bir technician kurtarıyoruz (bu da quake2deki hapishane levellarını getirdi aklıma). sonra fabrikadan güç bela çıkıp hannibala geri dönüyoruz ve regroup görevimiz sonunda tamamlanmış oluyor.

    oluyor da ne oluyor, brifinge gidiyoruz, nexusu kapatamadığımızı, bir değil bir düzine emp patlatsak bile bi sike yaramayacağını, bunun tek yolunun core’u yok etmek olduğunu öğreniyoruz. core’a girmek için 3 tane kulenin tepesindeki güvenlik sistemlerini kapatmamız lazım. bunları ancak bir strogg kapatabilir, e tabi sen de stroggsun, hadi babacım ellerinden öper. bu arada hannibal’da gezerken marinelerin bazılarının bize amına kodumun stroggu, sigigit lan burdan gibi laflar etmesi, technicianların kaç mb bellek var lan sende?, saniyede kaç işlem yapabiliyon?, on board mu senin memory? soruları kendimizi tam bir kader kurbanı olarak hissetmemizi, kendi ırkımıza nefret duymamıza yol açıyor (en azından bende öyle oldu).

    neyse gidiyoruz kulelerden birine orada bişeyler yaparken duvarda bişeyin içinde bi tane strogg hatun (bkz: iron maiden) görüyoruz. almış olduğumuz şekil itibariyle insan dişilerinden ümidimizi kestiğimiz için buna yaklaşıp şöyle yavaşçana gül yüzünü okşarkene hatun uyanıp, vay sen benim namusuma göz mü diktin diye delleniyor, benden sana yar olmaz diyerek saldırıya geçiyor, böylelikle bir tokat da bu gönül işlerinden yiyoruz. zaten sonradan görüyoruz ki bu hatunlar suratımıza hohladıklarında nefes kokularından neredeyse bayılacak gibi oluyoruz (bkz: sevgilinin melek olmadığının anlaşıldığı an). kuleleri tek tek temizleyip her birinin tepesinde güzel kapışmalar yaşayıp, en sonunda nexusa gidiyor, makronu bir daha öldürüp, ortaya çıkan beyni amcıklatmak suretiyle nexusu devre dışı bırakıp oyunu bitiriyoruz.
    ---
    spoiler ---

    ananı sikeyim berserker:

    oyunun konusunu bitirdik biraz da diğer konulara gelelim. quake2ye göre düşmanların bazıları çok güçlenmiş. berserkerlar quake2de öyle çok büyük bir tehdit oluşturmazlardı ama burada resmen adamı öttürüyorlar, yere elektirik verip adamı sersemletiyorlar, topuzu yada aparkatı kodular mı yatırıyorlar, uzaktan elektirik veriyorlar. iron maidenlar uçmaya başlamış yetmemiş bir de teleport olayına girmişler. gladiatorler kalkan almışlar çok zor ölüyorlar ama yavaşlamışlar, rail guna ek bi de blaster edinmişler ve quake2deki tank ayarında yaratıklar olmuşlar, tanklar gitmiş yerine light tank diye daha hızlı, ama biraz salak versiyonları gelmiş, alev makinası var bunlarda onun dışında uzaktan atak olayları pek yok peşimizden koşup kafamıza vurmaya çalışıyorlar, vurdular mı da göçertiyorlar. gunnerlar biraz yavaşlamışlar, eskisi gibi 3 el bombası birden sallamıyorlar tek tek o da seyrek olarak atıyorlar, ayrıca artık machine gun yerine blaster taşıyorlar ki, sıktıkları mermilerden kolaylıkla kaçabiliyoruz. technician yerine sentryler gelmiş. bunların yanı sıra en osurtan düşmanlar bizim de kurtarılmasak dönüşmüş olacağımız strogg tactical transfer elemanları. ellerinde bizim kullandığımız machine gun, hyperblaster, rail gun yada shotgun olabiliyor ve bizim damageımız kadar damage veriyorlar, ama kafaları pek çalışmıyor, healthleri bizim gibi sadece 125. bunlarla karşılaşınca pusup tek tek avlamak yerine ortalarına atılıp devamlı hareket ederek öldürmek çok zevkli, bir kere vurmaya başladık mı bize karşılık veremiyorlar, ölene kadar mermiyi üstlerine boşaltıp bir diğerine geçebiliyoruz, yalnız dikkat etmek lazım oldukça nişancılar ve dediğim gibi yüksek damage veriyorlar, neyse ki yaklaştıklarında kendi aralarında mırıldanıp geldiklerini belli ediyorlar da hazırlıksız yakalanmıyoruz. fabrikanın altında atık kanallarında failed transfer ve slimey transfer denen yaratıklar var, slimey transferler artık ne içtilerse (bkz: bi bira be abi ama beni bozuyo) mideyi fena bozmuşlar üstümüze kusup, kusmuklarıyla bizi yakıyorlar. bunlardan ziyade 2şerli geldiklerinde boss sayılabilecek kadar sağlam heavy hovertank ve stream protectorlar var. iyi olan şu ki bunların salladıkları roketleri vurabiliyoruz yoksa çok pis göçertiyorlar, splash damageları da çok fazla.

    quake serisinin 3. oyunundan pek bir miras yok, olmaması da doğal çünkü konsept farklı, ancak saygısızlık olmasın, onu da analım diye armor alınca çıkan ses, silah iconları ve silah olarak lightning gun buradan alınmış, quake1den de nailgun var. bfg (big fucking gun) olmuş bmg (black matter gun). stroggların kullandığı rail gun böyle sarı renkli yaldır yaldır birşeyler atarken bizimki yeşil incecik bir iz bırakıyor ve quake2ye göre oldukça güçsüz. hyperblatser için de aynısını söyleyebiliriz. oyun içinde technicianların silahlarımızı upgrade etmeleri güzel bir fikir, ilerledikçe silahlarımıza yeni özellikler ekleniyor. ama şöyle harbiden kodu mu oturtan bir silahın eksikliği var, quake2de rail gun bu özelliği taşırdı.

    ikinci dünya savaşı oyunlarında boku çıkartılan araç kullanma olayı burda da var, tank ve mech kullanıyor, transport hovercraftının tepesinde ve tram vagonunun arkasında machine gunla strogg avlıyoruz.

    harbi bosslar 3 tane ama kolaylıkla ölüyorlar, ilk oyuna başladığımda corporal olarak girdim baktım, çok kolay, lieutenant olarak tekrar başladım yine de son nexus bölümüne kadar çok fazla zorlanmadım. quake 4ün lieutenantı doom 3ün marine zorluk seviyesine denk ancak.

    eline vereyim open al:

    doğal olarak doom 3 motoru kullanıldığı için doom 3 havası var ancak doom 3 gibi gerilim üzerine değil aksiyon üzerine kurulu bu oyun ve tabi ki doom 3e göre çok aydınlık. ama menüleri bile doom 3ü hatırlatıyor. grafiksel anlamda benim makinamda doom 3ü ultra detailde 1600x1200 rahatlıkla oynarken, quake 4ü ultra detaile alınca 512 mb ekran kartı lazım diyor, high detailde 1280x1024te bile ışıklandırması alengirli yerlerde hafif takılmalar hissediliyor (fps 20 civarına düşüyor). yine de grafikler çok güzel ve gerçekçi. füturistik mekanlar güzel dizayn edilmiş, aval aval baktırıyor.

    oyunu kurdum, audio settings kısmına geldim baktım open al diye bişey var, oyun kendisi ses kartını tanımış, open al’ı açmış. elleşmedim oyuna başladım. oynuyorum 3 ila 5 dakikada bir bilgisayar kapanıyor. ulan nooluyo dedim, önce ekran kartı sürücülerini update ettim yok bi değişiklik, sonra game manualda okudum, open al için son sürücüler lazım diyor. girdim creative sitesine baktım, open al için beta driverlar var. indirdim kurdum, bu sefer driver beta olduğu için ses kartının advanced surround mixer, equalizer gibi denetim programlarıyla uyumsuz bu, onları kapatıyor. quake 4te open al’ı kapatıp normal sesle devam edince de oyunda advanced eax efektleri gidiyor. e şimdi olmadı ki, madem open al daha tam olarak desteklenmiyor, doom 3e patchle yaptığınız gibi burda da normal ses sistemine advanced eax efekleri açıverin değil mi arkadaşım? ben de beta driverlarla uğraşıp ses kartımın özellikleri kapanmadan eax’ı açık açık oynayıvereyim. niye zorluyosunuz beni open al’e? ha keza bi çözünürlük değiştirmek için oyundan çıkıp tekrar çalıştırmak da çok akıllıca bir hareket, kutluyorum programcı arkadaşları!

    oyunda raven squad askerlerinin göğsünde raven’ın logosu var, kendilerine kıyak geçmişler ama olur o kadar ben olsam ben de yapardım.

    genel olarak durum budur, bu oyun en başta dediğim gibi beni tekrar evimdeymişim gibi hissettirdi, her quaker severek oynayacaktır, gelmiş geçmiş 5 en iyi aksiyon tabanlı fps arasına rahatlıkla girebilecek bu oyunu yine 5 kere 10 kere bitiririm ben o kadar sevdim. oyunun sonu sinematiğinde kane you have new orders diyor general, şu durumda hevesle bekliyorum expansionı.


    (jupiterianvibe - 25 Şubat 2006 22:05)

Yorum Kaynak Link : quake 4